Sosyal Medya Hesaplarımız

Altan Vural

Son ajan

Altan Vural
Abone Ol:

Perakende sektörü hayatımızın önemli bir parçası. Her gün bakkaldan, marketten, eczaneden, bir tekstil mağazasından mutlaka bir şeyler alırız. Tabi ki bununla beraber; bizi düşündüğüne inandığımız iyi hizmet veren, düşüncelerimize ve duygularımıza hitap eden noktalardan da sürekli alışveriş yapmayı tercih ederiz.

Müşterinin aklında kalmak ve şirket başarısının temelinde yepyeni iş modelleri yatar. Bu felsefenin temelinde de şirketlerimize yeni pazarlar yeni müşteriler yaratmak vardır. Daha önce kimsenin düşünmediği yepyeni çalışmaları sektöre kazandırmak başarının sırlarından bir tanesidir. Bu da sadece mevcut müşteriler değil tüm pazarda farklılaşarak başarılara imza atmak ile mümkündür. Biz başarının, rakiplerimizden farklılaşarak geçtiğine inanan bir ekibiz. Başarıya ulaşmak için de gece gündüz demeden var gücümüzle çalışıyoruz.

Pazar merkezli şirket olarak sadece müşterilerimizin düşünceleriyle değil piyasa, yaşam koşulları ve yaşam tarzları ile çevre koşullarını da inceleyip ihtiyaç ve değişimleri saptayarak yeni iş modelleri geliştirmek için gayret ediyoruz. Bunun dışında da ‘Daha başka hangi müşteri kesimlerini hedefleyebiliriz?’ sorusunu hep kendimize sorarız. ‘Müşteri neden benden almalı?’ sorusu temel felsefemizdir aslında. Bununla beraber müşterilerin ödeyebileceği fiyatı ve kampanyalarımızda da basitliği hep ön planda tutmak bizim ilkelerimiz arasındadır. Sıradışılık aslında bizim yaşam felsefemizdir. Hayatımız boyunca da ilkelerimizden asla taviz vermemişizdir.

Tabi ki sektör birbirinden etkilenerek çalışmaları kendi iç bünyelerinde yaparak hatta dışarıya taşıyarak başarılarına yenilerini ekleyecektir.

Ancak son dönemde perakende sektöründe yapmış olduğumuz çalışmaları daha ileriye taşımak yerine sadece bizim yapmış olduğumuz çalışmaları baltalamak, ticaretin etik kurallarına uymamak gibi yollara başvurulduğunu üzülerek görüyorum. Tabi ki bununla birlikte projeleri çok daha ileriye taşıyıp, bizlere de ufuk açan çalışmaları da takdir ettiğimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunlara bir örnek vermek gerekirse: Mayıs ayında yapmış olduğumuz ‘Nostaljik günler’ çalışmasını Migros ta yapmış; hatta bizden çok daha ileriye götürmüşler kendilerini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Ayrıca Migros’un 57. kuruluş yıldönümünü de kutluyorum.

Ancak madalyonun kirli yüzünü de burada bahsetmeden geçemeyeceğim. Yapmış olduğumuz bazı kampanyaları mağazalarımızın içine ajan sokarak, yapmış olduğumuz fiyatları öğrenip firmaları tehdit eden ‘Bize de bu fiyattan mal sattırmazsan senden mal almayız’ diye tehditler tabi ki bizimde kulağımıza geliyor. Ucuz ve kolay yolu seçip, mağazalarımızdan kampanya fiyatlarımızı öğrenip, rekabet seviyesini düşüren, üretmekten ziyade bozmaya yönelik çalışmalar yapan bazı rakiplerimizin ahlak ve etik yollarının, tartışılması gerektiğini ve bunlara uyulmasının çok önemli olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Üzülerek söylüyorum, satın alınmış bir adama bel bağlayıp, firmaları tehdit ederek başarı sağlanır mı? Acaba bu tarz ahlaksız işlerle uğraşmayıp, kendilerine farklı çalışma metotları belirleseler daha mı başarılı olurlar? Sizlerin takdirlerine bırakıyorum. Ancak perakende sektörünün kalitesini artırmak istiyorsak, ahlak ve etik kurallarına uymayanlara karşı her türlü tedbiri almalıyız. Yoksa, futbolun marka değeri bugün nasıl sorgulanıyorsa, yarın perakendeyi oluşturan camianın da marka değeri sorgulanacaktır. Aman geç kalmayalım.

Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Eylül 2011 – 31. sayısında yayınlanmıştır.

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Altan Vural

Pazarlama planı

Altan Vural

Yazar:

Mayıs ayında ne yapacağınızı, Ekim ayında hangi kampanyayı yapacağınızı şimdiden planlayın. Göreceksiniz daha başaralı  olacaksınız.

Perakende sektörü hepimizin bildiği gibi dinamik, anı yaşayan ortamdan beslenen aynı zamanda planlı ve programlı çalışması gereken bir sektör. Bu nedenle; mutlak suretle bütçe, iş planı pazarlama planı gibi işletme yönetiminde vazgeçilmez olan yardımlarımızı işinize entegre etmeliyiz. Bu ayki yazımızda da pazarlama planlarından bahsedeceğim.

Pazarlama planına gıda perakendeciliği açısından bakarsak;
Satışa yönelik reklamlarımız pazarda almış olduğu tanıtım modeli üzerine kurulur ve bizi ziyaret eden müşterilerin yapısı üzerine inşa edilir. Tabii ki, buradaki asıl amaç müşterilerimizin daha çok satın alma yapmasına yönlendirmede bulunmak, yeni müşteriler elde etmek ve bu süreçte kaynakları israf etmeden zamanında müdahale ile şirketimizin yol haritasını çizmektir.

Bugün işletmelerimizin en önemli sorunlarından biri plansız hareket etmeleridir. Bu nedenle ciddi kayıplar yaşanmakta ya da son dakika da alınan kararlar ile yapılan hizmetler amacına ulaşama-maktadır. “Çok acil” lafı sektörümüzün hız ve dinamiğini anlatmakla birlikte, gerçekten olumsuz bir çok sonucu da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle şirketimizin müşteri yapısı, sizin yapabi-lecekleriniz, şirketin mevcut durumu göz önüne alınarak swot analizi yapabilirsiniz. Mutlak surette yıllık pazarlama planınız olmalıdır. Tabi pazarlama planı ile bütçe planlarınız birbiriyle örtüşmelidir. Yukarıda bir kaçını saydığımız müşteri yapınız, hedef kitleniz, bütçeniz, fiyatlandırma stratejiniz, şirketinizi görmek istediğiniz yeriniz, ürün yapınız, sosyal sorumluluk düşünceniz, müşteriye ulaşma şekliniz dikkate alınarak bir plan oluşturabilirsiniz.

Planları aylık yapabilir veya her hafta değerlendirme yapabilirsiniz, hatta mutlaka yapmalısınız. Şubat ayındayız, geç kalmış sayılmazsınız. Mayıs ayında ne yapacağınızı, Ekim ayında hangi kampanyayı yapacağınızı şimdiden planlayın. Göreceksiniz ki daha başaralı olacaksınız. Yardım isterseniz mail adresim yukarıda yazılıdır.

Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Ocak 2015 – 71. sayısında yayınlanmıştır.

Devamını Oku

Altan Vural

Birazda reklam yapalım

Altan Vural

Yazar:

Reklamcılık her sektörün aslında vazgeçilmez bir parçasıdır. Yapmış olduğunuz işleri müşterilerle paylaşmanızın çok önemli bir yoludur. Perakende sektörünün ise vazgeçilmezi durumundadır.

Yapmış olduğunuz yenilikleri ucuzlukları binlerce lira harcayıp açacağınız yeni mağazayı satın aldığınız Ezine peynirinin lezzetini müşterilerinize anlatmanın en önemli yoludur reklamcık. Aslına bakarsanız yukarıda birkaç örnek verdiğim işleri tabi ki çoğaltmak mümkün. İşte bu örneklere bile baktığımızda emek ve para harcadığımız bu işleri anlatamayıp yapılan emeklerin heba olması gerçekten çok acı olabilir. Sektörde bugüne kadar çok da önem verilmeyen bana göre de olmazsa olmaz işlerden bir tanesidir reklamcılık. Ancak bugüne kadar da çok profesyonel anlamda yapılmamış bu iş genelde tanıdık eş dost ve güzel hanımlar sektörün en önemli oyuncuları olmuşlar. Bu nedenlerde paralarda tıpkı insertlerin çöpe atılması gibi heba olmuştur.
İnsertlerin çöpe atılması demişken binlerce insert dağıtıp hem içeriğinin standart olması bir arpa boyu yol alınmaması hem de ehil olmayan insanlara yaptırmış olduğumuz dağıtımlar ne yazık ki çöpe giden paralar olarak karşımıza çıkmaktadır. Uzatmadan bir yaşanmış olay ile insert işini sizlerle paylaşalım. Müşterilerimizden bir tanesi yakınını kaybettiği için bir mezarlığa gider. Mezarlığın içine atılmış balya balya insertleri görünce bizleri arar ve haberimiz olur. Ne acı değil mi? Acaba oradan marketimize gelecek olanlar olur diye mi atmış diye arkadaşımız bi türlü anlam veremedik!
Günlerce insert çıkarmak için aldığın ürüne mi yanarsın grafikerlerin sabahlamalarına mı yanarsın harcadığın paraları mı yanarsın? Yoksa bu emeklerin karşısında bana fazla müşteri gelir ödemelerimi daha rahat yaparım hayallerine mi yanarsın… Takdir sizin.
Diğer taraftan yapılan reklamların bir profesyonel tarafından yapılması kişisel zevklerimiz ve bizim bilgilerimiz dışında bilimselliği yansıtması gerçekten çok önemlidir. Alt yapısı hazır olmadan o ürün yada hizmeti gerçek anlamda mağazada oluşturmamış iken; örneğin kasiyerin gülmüyorsa sen onu sağlamamışken güler yüzlü hizmet veriyoruz dememizin bir anlamı var mıdır? Bizce aslında temel nokta budur. İşte yazımın başlığında yazdığım biraz reklam yapalım dediğim yer tam da burasıdır. Bu hizmetin sağlanması formülünü anlatarak, gerekirse öğreterek, sonrada takip edecek bir anlayışla kurduk SAT Reklam Ajansı’nı. Örneğin hizmet verdiğimiz firmaların 2015 insert planları, temaları, hangi ayda hangi özel günde ne yapacakları bugünden belli. İş planlanırsa, son dakikaya kalmazsa inanın çok daha ucuz, çok daha etkili oluyor. Sadece bir ajanstan ibaret değil adından da anlaşılacağı gibi. Sizlere satışlarınızı artırmayı sağlayacak teknikleri sizlerle birlikte karar veren bir oluşumu sağladığımızı düşünüyorum. Şirket olarak sizlerin müşterilerinize sizi hangi tekniklerle anlatmak gerektiğini, hangi yönlerinizle satışlarınızı artıracağınızı biliyoruz; ya da sizlere yeni yöntemler önererek farklılıklar sunuyoruz.
Sevgili dostlar reklamları izlediniz.
Reklamlar demişken Retail Türkiye Dergisi’nin Anadolu konferansları bir harika. Dostlar bir araya geliyor, bir şeyler öğreniyorlar, bir günde olsa farklılıklar yaşıyorlar. Emeği geçenlere kocaman teşekkürler.
2015 yılının tüm dostlarıma perakende sektöründe, çalışıp emek veren arkadaşlarıma, korkusuzca yatırım yapıp ülke ekonomisine katkıda bulunan yatırımcılara başta sağlık olmak üzere mutluluk başarı ve güzel günler getirmesini diliyorum.

Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Aralık 2014 – 70. sayısında yayınlanmıştır.

Devamını Oku

Altan Vural

İmparator

Altan Vural

Yazar:

Bugün perakende de önemli seviyelere gelmiş markalarımız var. Bu markalar kurulurken belki de birçoğu şu anda gelmiş oldukları noktayı hayal bile edemezlerdi.

İşleri için düşündükleri, yaptıkları ve inandıkları bir çok projeyi hayata geçirdikleri için bugün çok önemli yerlere geldiler ve birer imparatorluk kurdular. Ancak bazı dostlarımızın hayalleri azaldı, belki de risk alma katsayıları minimize oldu. Aslında onları beklemedikleri yerlere getiren hayalleri ve almış oldukları risklerdi. Bu riskleri aldıkları için yapmış oldukları işler diğerlerinden farklı idi. Kimi sabahın 3’ünde hale gitti en iyi sebze meyveyi aldı, kimi Çanakkale’den en iyi peyniri getirdi, farkını ortaya koydu işler gelişti ve büyüdü.
Fakat işletmelerin büyümesi yukarıda belirttiğimiz gibi risk katsayısını azalttı. Peyniri artık kendisi değil, başka birisi satın aldı, kasasını başka birine emanet etti, işi büyüdü yetemez hale geldi. İşte buradan sonra yine hayallerinin peşinden koşup faklı düşünceler faklı arayışlara geçmeyenlerin sonu da pek parlak gözükmüyor. Bu işi ben kurdum benden başka bilen yok mantığıyla gidenlerin sonu ne yazık ki hüsran. Şaşaa ve tantana ile gece gündüz çalışmayla imparatorluk kuran beyinler, şimdi bu işten nasıl kurtulurumun hesabını yapmaya başlıyorlar. Çok yazık ve çok acı.
Asıl maharet böyle bir girdaba girmeden işi fark edip hayallerin ötesinde gerçeğe dönüş. Gerçeklerle yüzleşmeden hayata bir es verin, biraz da yalaka ve dalkavuk olmayan çevrenizi dinleyin. İş hayatı süreklilik ister. Yeni projeler, yeni bakış açıları ister. Sizler bir imparatorluk kurmuş olabilirsiniz ama gerçeklerden uzaklaştıkça zora gireceksiniz demektir. Süreklilikten bahsetmişken klasik hepiniz kilolarımızdan şikayetçiyizdir. İyi bir rejim ile biraz da dikkat ederek hatta biraz da yürüyerek bir miktar kilo vermiştik. Şimdi yürümeyi bırakıp hayata eskisi gibi bakınca kiloları tekrar aldık. Nerede kaldı çekmiş olduğumuz onca eziyet? İş hayatında da sürekliliği sağlamayıp yeni bakış açıları eklemezsek sizi hüsran bekliyor demektir.
Bu yazıyı haberlerde yabancı bir kuruluşun ‘’Türkiye’nin 2015 büyüme hızı % 2 olacak‘’ notuna  istinaden yazdım.
Aman dikkat!

Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Kasım 2014 – 69. sayısında yayınlanmıştır.

Devamını Oku

POPÜLER