Sosyal Medya Hesaplarımız

Altan Vural

Trabzon’dan aklımda kalanlar

Altan Vural
Abone Ol:

Bu ay ki yazımı Retail Türkiye Dergisi’nin düzenlemiş olduğu Perakendede Verimlilik Konferansı’na ayırdım; oradaki izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Her şeyden önce konferans yeşille mavinin kardeş olduğu nefis bir şehirde; benim için de onlarca anımın dostlarımın yaşadığı ve çok sevdiğim Trabzon’da yapıldı. Karadeniz’in doğal hırçınlığının yanında bu kadar güzel ve espirili insanların bir arada olduğu ve dostlarını hiç bir zaman unutmayan güzel şehir Trabzon’un seçilmesi beni inanılmaz mutlu etti.
Şehre indikten sonra arayan ve soran değerli dostlar “Biz buradayken otelde mi kalacasun?” diyenler iyi ki varsınız.
Gelelim konferansa. Her şeyden önce seçilen konu çok önemliydi. Toplantının konusu tüm sektörün çıkış yolu aradığı perakendede verimlilikti.
Seçilen konuşmacılar son derece etkili ve konunun anlamına uygun verimli konuşmalar yapıp düşüncelerini bizlerle paylaştılar. Aklımda kalıp ajandama yazdığım bir kaç hususu da sizlerle paylaşacağım.
İşte bunlardan bir tanesi: Metro Toptancı Market’te yöneticilik yapmış olan Ali Osman Engiz. Verimlik örnekleri verip finalde de “Herkes kendi hikayesini yaratmalı” cümlesi ile beni gerçekten çok etkiledi. Bana göre siz de bu sözü unutmayın, sizlerin de hikayesi özgün olmalı, sizin olmalı. Ha unutmadan verimlilik ve masrafları azaltalım konusu konuşulduğunda hemen elektrik giderleri gelir akla, ışıkları azaltıp tasarruf etmeye çalışan birçok kişi ile ters düştüğümüz olmuştur. Ali Osman Engiz’in bir mağaza müdürünün ışıkları azaltıp satışları kaybetme hikayesi benim için unutulmazlar arasına girdi.
Birazda Adampos Uğur Taner ve İlyas beylerin reklamını yapalım. Sadece şunu söylemeliyim: satır iptalcileri, çekmeceyi çok açanlar yandı diyorum. Sektörün içinden gelen ve problemleri bilen bu dostlar, sektörümüze değerli katkılarda bulunuyorlar. Sadece on dakikalık bu sunum bile 1200 km yol yapıp buraya gelmeme değdi diyebilirim. Bu tarz problemi olup sermayeyi kediye yükleyenler Adampos’u araştırıp bulun derim. İyi ki sizin gibi dostlar var; emeğinize sağlık.
Bir sözde sayın Doç. Dr. Volkan Demir’e. Son konuşmacı olmanın zor yanları vardır; herkesin yorulduğu ‘Bitse de gitsek’ dediği anlarda bir şeyler anlatmak zordur. Volkan bey bu konudan bahsettiğinde ne tesadüf ki bir arkadaşımızda bu cümle arkasından hocayı alkışladı. Benim anladığım arkadaşın alkışı ‘Hoca kısa kes biran önce gidelim’ tadındaydı. Hoca demoralize olmadan başladı konuşmasına. Gelmiş olduğu Galatasaray Üniversitesi’nin ağırlığı ve son dönemdeki Galatasaray Futbol Takımı’nın performansına nazire yaparcasına deyim yerindeyse döktürdü. Mutlaka muhasebe verimliği, yatırım şirket değerlemesi ve aile anayasası konularını inanılmaz derecede keyifli anlattı. Alkışçı kardeşimde hocayı daha iyi anlayabilmek için yerini değiştirdi sevgili dostlar.
Son sözümde Cengiz Çambel ve İbrahim Bostancıoğlu’na. Bu iki arkadaşım bu sektöre iyi işler yapıyorlar. Kapristen uzak bir şeyler olsun, herkes mutlu olsun, öğrenelim diye çabalıyorlar. Onlarında canları sağ olsun mutlu olsunlar Cengiz ve İbrahim Beyleri yazdık ta Gurbet Altayı unutmayalım o da başarının mimarlarından; senin de ömrün uzun olsun başarıların daim olsun  sevgili kardeşim. Trabzon bakkallarının babası Mehmet Tayfun Ataman ile sayın Karadeniz PERDER Başkanı Osman Kalafat’a tekrar teşekkürler. Unuttuklarım da haklarını helal etsinler. Şimdi aklıma görünmez kahraman Burçin kardeşim geldi diğerleri affetsinler.
Son söz demiştim ama gelemeyenlere bu toplantıları kaçırmayın derim; öğreneceğiniz ya da aklınızda kalan bir kelime hayatınızı değiştirebilir. Neden olmasın?

Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Eylül 2014 – 67. sayısında yayınlanmıştır.

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Altan Vural

Pazarlama planı

Altan Vural

Yazar:

Mayıs ayında ne yapacağınızı, Ekim ayında hangi kampanyayı yapacağınızı şimdiden planlayın. Göreceksiniz daha başaralı  olacaksınız.

Perakende sektörü hepimizin bildiği gibi dinamik, anı yaşayan ortamdan beslenen aynı zamanda planlı ve programlı çalışması gereken bir sektör. Bu nedenle; mutlak suretle bütçe, iş planı pazarlama planı gibi işletme yönetiminde vazgeçilmez olan yardımlarımızı işinize entegre etmeliyiz. Bu ayki yazımızda da pazarlama planlarından bahsedeceğim.

Pazarlama planına gıda perakendeciliği açısından bakarsak;
Satışa yönelik reklamlarımız pazarda almış olduğu tanıtım modeli üzerine kurulur ve bizi ziyaret eden müşterilerin yapısı üzerine inşa edilir. Tabii ki, buradaki asıl amaç müşterilerimizin daha çok satın alma yapmasına yönlendirmede bulunmak, yeni müşteriler elde etmek ve bu süreçte kaynakları israf etmeden zamanında müdahale ile şirketimizin yol haritasını çizmektir.

Bugün işletmelerimizin en önemli sorunlarından biri plansız hareket etmeleridir. Bu nedenle ciddi kayıplar yaşanmakta ya da son dakika da alınan kararlar ile yapılan hizmetler amacına ulaşama-maktadır. “Çok acil” lafı sektörümüzün hız ve dinamiğini anlatmakla birlikte, gerçekten olumsuz bir çok sonucu da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle şirketimizin müşteri yapısı, sizin yapabi-lecekleriniz, şirketin mevcut durumu göz önüne alınarak swot analizi yapabilirsiniz. Mutlak surette yıllık pazarlama planınız olmalıdır. Tabi pazarlama planı ile bütçe planlarınız birbiriyle örtüşmelidir. Yukarıda bir kaçını saydığımız müşteri yapınız, hedef kitleniz, bütçeniz, fiyatlandırma stratejiniz, şirketinizi görmek istediğiniz yeriniz, ürün yapınız, sosyal sorumluluk düşünceniz, müşteriye ulaşma şekliniz dikkate alınarak bir plan oluşturabilirsiniz.

Planları aylık yapabilir veya her hafta değerlendirme yapabilirsiniz, hatta mutlaka yapmalısınız. Şubat ayındayız, geç kalmış sayılmazsınız. Mayıs ayında ne yapacağınızı, Ekim ayında hangi kampanyayı yapacağınızı şimdiden planlayın. Göreceksiniz ki daha başaralı olacaksınız. Yardım isterseniz mail adresim yukarıda yazılıdır.

Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Ocak 2015 – 71. sayısında yayınlanmıştır.

Devamını Oku

Altan Vural

Birazda reklam yapalım

Altan Vural

Yazar:

Reklamcılık her sektörün aslında vazgeçilmez bir parçasıdır. Yapmış olduğunuz işleri müşterilerle paylaşmanızın çok önemli bir yoludur. Perakende sektörünün ise vazgeçilmezi durumundadır.

Yapmış olduğunuz yenilikleri ucuzlukları binlerce lira harcayıp açacağınız yeni mağazayı satın aldığınız Ezine peynirinin lezzetini müşterilerinize anlatmanın en önemli yoludur reklamcık. Aslına bakarsanız yukarıda birkaç örnek verdiğim işleri tabi ki çoğaltmak mümkün. İşte bu örneklere bile baktığımızda emek ve para harcadığımız bu işleri anlatamayıp yapılan emeklerin heba olması gerçekten çok acı olabilir. Sektörde bugüne kadar çok da önem verilmeyen bana göre de olmazsa olmaz işlerden bir tanesidir reklamcılık. Ancak bugüne kadar da çok profesyonel anlamda yapılmamış bu iş genelde tanıdık eş dost ve güzel hanımlar sektörün en önemli oyuncuları olmuşlar. Bu nedenlerde paralarda tıpkı insertlerin çöpe atılması gibi heba olmuştur.
İnsertlerin çöpe atılması demişken binlerce insert dağıtıp hem içeriğinin standart olması bir arpa boyu yol alınmaması hem de ehil olmayan insanlara yaptırmış olduğumuz dağıtımlar ne yazık ki çöpe giden paralar olarak karşımıza çıkmaktadır. Uzatmadan bir yaşanmış olay ile insert işini sizlerle paylaşalım. Müşterilerimizden bir tanesi yakınını kaybettiği için bir mezarlığa gider. Mezarlığın içine atılmış balya balya insertleri görünce bizleri arar ve haberimiz olur. Ne acı değil mi? Acaba oradan marketimize gelecek olanlar olur diye mi atmış diye arkadaşımız bi türlü anlam veremedik!
Günlerce insert çıkarmak için aldığın ürüne mi yanarsın grafikerlerin sabahlamalarına mı yanarsın harcadığın paraları mı yanarsın? Yoksa bu emeklerin karşısında bana fazla müşteri gelir ödemelerimi daha rahat yaparım hayallerine mi yanarsın… Takdir sizin.
Diğer taraftan yapılan reklamların bir profesyonel tarafından yapılması kişisel zevklerimiz ve bizim bilgilerimiz dışında bilimselliği yansıtması gerçekten çok önemlidir. Alt yapısı hazır olmadan o ürün yada hizmeti gerçek anlamda mağazada oluşturmamış iken; örneğin kasiyerin gülmüyorsa sen onu sağlamamışken güler yüzlü hizmet veriyoruz dememizin bir anlamı var mıdır? Bizce aslında temel nokta budur. İşte yazımın başlığında yazdığım biraz reklam yapalım dediğim yer tam da burasıdır. Bu hizmetin sağlanması formülünü anlatarak, gerekirse öğreterek, sonrada takip edecek bir anlayışla kurduk SAT Reklam Ajansı’nı. Örneğin hizmet verdiğimiz firmaların 2015 insert planları, temaları, hangi ayda hangi özel günde ne yapacakları bugünden belli. İş planlanırsa, son dakikaya kalmazsa inanın çok daha ucuz, çok daha etkili oluyor. Sadece bir ajanstan ibaret değil adından da anlaşılacağı gibi. Sizlere satışlarınızı artırmayı sağlayacak teknikleri sizlerle birlikte karar veren bir oluşumu sağladığımızı düşünüyorum. Şirket olarak sizlerin müşterilerinize sizi hangi tekniklerle anlatmak gerektiğini, hangi yönlerinizle satışlarınızı artıracağınızı biliyoruz; ya da sizlere yeni yöntemler önererek farklılıklar sunuyoruz.
Sevgili dostlar reklamları izlediniz.
Reklamlar demişken Retail Türkiye Dergisi’nin Anadolu konferansları bir harika. Dostlar bir araya geliyor, bir şeyler öğreniyorlar, bir günde olsa farklılıklar yaşıyorlar. Emeği geçenlere kocaman teşekkürler.
2015 yılının tüm dostlarıma perakende sektöründe, çalışıp emek veren arkadaşlarıma, korkusuzca yatırım yapıp ülke ekonomisine katkıda bulunan yatırımcılara başta sağlık olmak üzere mutluluk başarı ve güzel günler getirmesini diliyorum.

Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Aralık 2014 – 70. sayısında yayınlanmıştır.

Devamını Oku

Altan Vural

İmparator

Altan Vural

Yazar:

Bugün perakende de önemli seviyelere gelmiş markalarımız var. Bu markalar kurulurken belki de birçoğu şu anda gelmiş oldukları noktayı hayal bile edemezlerdi.

İşleri için düşündükleri, yaptıkları ve inandıkları bir çok projeyi hayata geçirdikleri için bugün çok önemli yerlere geldiler ve birer imparatorluk kurdular. Ancak bazı dostlarımızın hayalleri azaldı, belki de risk alma katsayıları minimize oldu. Aslında onları beklemedikleri yerlere getiren hayalleri ve almış oldukları risklerdi. Bu riskleri aldıkları için yapmış oldukları işler diğerlerinden farklı idi. Kimi sabahın 3’ünde hale gitti en iyi sebze meyveyi aldı, kimi Çanakkale’den en iyi peyniri getirdi, farkını ortaya koydu işler gelişti ve büyüdü.
Fakat işletmelerin büyümesi yukarıda belirttiğimiz gibi risk katsayısını azalttı. Peyniri artık kendisi değil, başka birisi satın aldı, kasasını başka birine emanet etti, işi büyüdü yetemez hale geldi. İşte buradan sonra yine hayallerinin peşinden koşup faklı düşünceler faklı arayışlara geçmeyenlerin sonu da pek parlak gözükmüyor. Bu işi ben kurdum benden başka bilen yok mantığıyla gidenlerin sonu ne yazık ki hüsran. Şaşaa ve tantana ile gece gündüz çalışmayla imparatorluk kuran beyinler, şimdi bu işten nasıl kurtulurumun hesabını yapmaya başlıyorlar. Çok yazık ve çok acı.
Asıl maharet böyle bir girdaba girmeden işi fark edip hayallerin ötesinde gerçeğe dönüş. Gerçeklerle yüzleşmeden hayata bir es verin, biraz da yalaka ve dalkavuk olmayan çevrenizi dinleyin. İş hayatı süreklilik ister. Yeni projeler, yeni bakış açıları ister. Sizler bir imparatorluk kurmuş olabilirsiniz ama gerçeklerden uzaklaştıkça zora gireceksiniz demektir. Süreklilikten bahsetmişken klasik hepiniz kilolarımızdan şikayetçiyizdir. İyi bir rejim ile biraz da dikkat ederek hatta biraz da yürüyerek bir miktar kilo vermiştik. Şimdi yürümeyi bırakıp hayata eskisi gibi bakınca kiloları tekrar aldık. Nerede kaldı çekmiş olduğumuz onca eziyet? İş hayatında da sürekliliği sağlamayıp yeni bakış açıları eklemezsek sizi hüsran bekliyor demektir.
Bu yazıyı haberlerde yabancı bir kuruluşun ‘’Türkiye’nin 2015 büyüme hızı % 2 olacak‘’ notuna  istinaden yazdım.
Aman dikkat!

Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Kasım 2014 – 69. sayısında yayınlanmıştır.

Devamını Oku

POPÜLER