Avi Alkaş
AVM sayısı 2009 yılı sonunda 236’ya ulaştı
Genel Durum
2009 yılında toplam 825.500 m2 kiralanabilir alana sahip 26 alışveriş merkezinin açılmasıyla birlikte, 2009 Aralık sonu itibariyle alışveriş merkezi sayısı 236 adete ulaşmıştır.
2008 yılında açılan 44 alışveriş merkezine karşılık 2009 yılında 26 merkezin açılması, perakende pazarındaki büyümede önemli ölçüde bir yavaşlama olduğunu göstermiştir. Fakat, 2009 yılının ilk yarısında açılan 7 alışveriş merkezi ile karşılaştırıldığında, yılın ikici yarısında faaliyete geçen 19 alışveriş merkezi, açılış hızında bir artış olduğunu göstermektedir.
Alışveriş Merkezlerinin Dağılımı
Türkiye alışveriş merkezi piyasasındaki mevcut kiralanabilir alan 2009 sonu itibariyle 5.69 milyon m2, inşaat halindeki projelerin toplam kiralanabilir alanı ise 2.47 milyon m2 olarak hesaplanmıştır.
İstanbul 2.25 milyon m2’lik perakende alanı ile toplam perakende piyasasının %40’nı temsil etmektedir ve Türkiye’nin en gelişmiş perakende pazarıdır. Ülkenin geri kalanında ise toplam perakende arzı 3.44 milyon m2’dir. 2009 yılında Anadolu’daki perakende alanındaki yavaşlamanın İstanbul’a kıyasla çok daha güçlü olduğunu görmekteyiz. Anadolu’daki toplam kiralanabilir alandaki büyüme oranı önemli ölçüde düşmüş, 2008 yılında %25.3 iken, 2009 yılında %14.3 olarak gerçekleşmiştir. Diğer yandan İstanbul’un büyüme oranları ise yavaşlamış, 2008 yılında %26.1 iken, 2009 da %21.2 olarak gerçekleşmiştir.
Bu veriler doğrultusunda, piyasaya yeni girecek arz alanında İstanbul’un Anadolu’ya göre daha güçlü olduğu görülmektedir. Anadolu’nun sahip olduğu toplam 1.17 milyon m2’lik yeni arz alanına karşılık İstanbul, 1.30 milyon m2’lik alana sahip olduğu hesaplanmıştır.
Piyasaya yeni girecek alışveriş merkezleri sayıları dikkate alındığında, Anadolu’da inşaat halinde bulunan 34 merkez ile, Anadolu’nun da İstanbul kadar güçlü olduğunu görmekteyiz. Alışveriş merkezi inşaatlarındaki muhmetel ertelemelere rağmen, 2009 sonu itibariyle 236 adet olan merkezlerin toplam sayısının 2011 sonu itibariyle 304 adete yükseleceğini öngörmekteyiz.
Toplam Kiralanabilir Alanda Yüzdesel Değişim
2009 yılındaki ekonomik daralmadan ötürü, İstanbul ve Anadolu’da toplam kiralanabilir alandaki büyüme 2008 yılının ikinci yarısından itibaren bir yavaşlama göstermiştir. 2009 yılının ikinci yarısı itibariyle ekonominin canlanmaya başlamasına rağmen, 2009 yılı 2008 yılı aynı dönemle karşılaştırıldığında, kiralanabilir alandaki büyümenin %26’dan %17’e düştüğü gözlemlenmektedir.
Özellikle 2008 yılının dördüncü çeyreğinde piyasaya giren 276.300 m2 kiralanabilir alana karşılık, 2009 yılının son çeyreğinde toplam kiralanabilir alanda dikkate değer bir büyüme gerçekleşmiş ve piyasaya toplam 402.000 m2 kiralanabilir alana sahip alışveriş merkezi faaliyete geçmiştir. Bunlar içinde en önemlisi, 175.000 m2 büyüklüğündeki Forum İstanbul Alışveriş Merkezi’nin açılmasıdır.
Alışveriş Merkezi Gelişimi (Yıllık Bazda)
Aşağıda verilen grafik, toplam kiralanabilir alandaki büyümenin bir kanıtı niteliğindedir. 2008 yılının ikinci yarısı ve onu takiben 2009 yılının ilk yarısında toplam kiralanabilir alanda sert bir düşüşün gerçekleştiğini görmekteyiz. Fakat, 2009 yılının son çeyreği itibariyle toplam kiralanabilir alan büyümesinde bir canlanma olduğu gözlemlenmektedir.
Perakende Projelerinin Sayısındaki Artış
Aşağıdaki tablo AVM sayıları açısından 2008-2009 kıyaslamasını göstermektedir. Açılan alışveriş merkezi sayısına baktığımızda, 2009 yılının 2008 yılına kıyasla perakende sektörü açısından büyük bir yavaşlamaya işaret ettiğini görmekteyiz. Özellikle Anadolu perakende piyasasının bundan etkilendiği görülmektedir. 2008 yılında, Anadolu’da 27 AVM açılışı olurken, 2009 yılı aynı döneminde sadece 17 açılış olduğu göze çarpmaktadır.
Perakende Yoğunluğu
2009 Aralık ayı itibariyle Ankara, 193 m2’lik 1.000 kişi başına düşen kiralanabilir alanı ile en yoğun perakende pazarı olarak yerini korumuştur. İstanbul ve Denizli, 177 ve 122 m2’lik 1.000 kişi başına düşen kiralanabilir alanı ile Ankara’yı takip etmektedir. Buna rağmen, 2011 sonuna kadar gözle görülür bir gelişim ile, İstanbul’un 1.000 kişi başına düşen kiralanabilir alan bazında 296 m2’ye ulaşarak, aynı dönemde kişi başına düşen kiralanabilir alanı 268 m2’ye ulaşması beklenen Ankara’yı geçeceği öngörülmektedir.
Aralık 2009’da Yeni Açılan Merkezler
2009 Aralık ayında toplam 50.000 m2 perakende alanına sahip 3 alışveriş merkezi açılmıştır. Toplam 31.000 m2 kiralanabilir alana sahip olan Pendorya Alışveriş Merkezi İstanbul’da açılmış olup, ana kiracıları arasında 8.500 m2 perakende alanı ile Tesco Kipa, 5.500 m2 de Media Markt, LCW, Koton ve Mango bulunmaktadır.
Toplam Kiralanabilir Alan Bazında Alışveriş Merkezlerinin Konsept Dağılımı
Aşağıdaki tablo alışveriş merkezi sektörünün türlerine göre kiralanabilir alan bazındaki dağılımını ve yıllar içindeki değişimi vermektedir. 2007 yılı başından itibaren Outlet merkezlerinin sektör içindeki payının arttığı görülmektedir. Outlet merkezlerinin sektör içindeki payı 2007 sonunda %11,1’den 2009 yılı sonunda %16,4’a yükselmiştir. Ayrıca “Yaşam Tarzı Merkezleri”nin sektör içindeki payı küçük olmasına rağmen, 2008 yılında %0.6 olan payının 2009 sonunda %1.2 olduğu göze çarpmaktadır.
Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Ocak 2010 – 11. sayısında yayınlanmıştır.
Avi Alkaş
Jones Lang Lasalle üçüncü yılını kutladı
Yatırımcılara, mülk sahiplerine ve kiracılara geniş bir yelpazede gayrimenkul hizmetleri sunan Jones Lang LaSallle, Türkiye’deki üçüncü yılını İstanbul Hilton Otel’de gerçekleştirilen görkemli bir davet ile kutladı.
Ben ve Jones Lang LaSalle Türkiye Yönetici Direktörü Alan Robertson ev sahipliğindeki davete, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın yanı sıra aralarında Cem-Ümit Boyner, Cem Hakko, Mehmet Başer, Mustafa Taviloğlu, Abdullah Kiğili, Kamil Özçoban’nın da bulunduğu perakende ve gayrimenkul dünyasından bine yakın davetli katıldı.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Jones Lang LaSalle Türkiye Yönetici Direktörü Alan Robertson “Jones Lang LaSalle olarak ilk kez Ocak 2007 tarihinde beş kişilik bir ekip ile Türkiye’de hizmet sunmaya başladık. Ardından 2008 yazında Avi Alkaş tarafından kurulan, Alkaş Danışmanlık ile stratejik bir ortaklığa imza attık. Birlikte geçirdiğimiz iki yıllık süreçte Jones Lang LaSalle’in İstanbul merkez ofisinde 55 ve alışveriş merkezlerindeki 70 olmak üzere toplam 125 kişilik uzman ekibimizle alışveriş merkezi konsept geliştirme, kiralama, yönetim, cadde mağazacılığı, ofis, lojistik ve otel sektörlerinde çok büyük proje ve başarılara imza attık” şeklinde görüşlerini dile getirdi.
Perakende ve gayrimenkul sektörüne katkılarımdan dolayı Mayıs ayında Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi (ICSC) tarafından verilen “Dünya Üstün Hizmet Ödülü”, gecede sembolik olarak Jones Lang LaSalle Türkiye Perakende Direktörü Nilgün Dil-Erman tarafından sunuldu. Ayrıca Alışveriş Merkezleri Yöneticileri Dostluk Grubu adına Profilo Alışveriş Merkezi Genel Müdürü Nuri Aka tarafından bir de tebrik ödülü takdim edildi.
Ödül töreninin ardından yaptığım konuşmada şunları söyledim:
“Son 20 yıldır her sene sadece üç veya dört kişiye verilen, manevi değeri ölçülemez ve çok özel takdir ifadesi olan ‘ICSC Yönetimi Dünya Üstün Hizmet Ödülü’nü kazanan ilk ve tek Türk olmaktan şahsım, şirketim ve ülkem adına gurur duyuyorum. Bu yıl söz konusu ödüle Amerika’dan üç kişi ve ABD dışından da ben layık görüldüm. Ödül konuşmamda da belirttiğim gibi, gelişen ülkem ve güçlenen sektörümüz adına aldığım bu ödüle giden yolda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma, aileme, bize hizmet imkanı vermiş tüm değerli müşteri ve perakendecilerimize tekrar teşekkür ediyorum.”
Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Temmuz 2010 – 17. sayısında yayınlanmıştır.
Avi Alkaş
“ICSC Yönetimi Dünya Üstün Hizmet Ödülü” onurunu ve coşkusunu sizlerle paylaşmak isterim
ICSC’nin (Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi) ABD’de Las Vegas’ta 30.000 kişiyi aşkın bir katılımla gerçekleşen bu yılki RECon konferansında layık görüldüğüm çok özel ve çok anlamlı “ICSC Yönetimi Dünya Üstün Hizmet Ödülü” onurunu ve coşkusunu sizlerle paylaşmak isterim. Son 20 yıldır her yıl sadece 3 veya 4 kişiye verilen, manevi değeri ölçülemez ve çok özel takdir ifadesi olan sektörümüzün dünya çapındaki en önemli ödülüne bu yıl layık görülen dört kişiden tek ABD dışından gelen ve ilk Türk olmak, farklı bir duygu yaşatıyor.
Ödülü aldıktan sonra yaptığım (ekli) konuşmamda da belirttiğim gibi, gelişen ülkem ve güçlenen sektörümüz adına da aldığım bu büyük ödüle giden yolda, her birinizin değerli katkılarına ayrı ayrı teşekkürlerimi sunmayı da keyifli bir görev addediyorum.
Bugüne kadarki tüm gönüllü hizmetlerimizde ve eriştiğimiz başarılarda olduğu gibi, daha nice çalışma arkadaşımızın ve sektör mensubunun bu yönde edinebileceği takdir ve ödüllerin yolunu açmada etkin olmasını dilediğim bu ödülün ardından sizlerle dolu dolu yaşanmış onca anının ve çalışma saatinin rolü yadsınamaz.
Daha nice böylesi vesilelerde hep birlikte olmayı dilerim.
Saygı ve sevgilerimle,
“ICSC Yönetimi Dünya Üstün Hizmet Ödülü” Teşekkür Konuşması
Tanrım! Ne kadar gururlu ve mutluyum!
18 yıl önce Las Vegas’tan ilk ICSC toplantısından döndüğümde eşim Gina’ya bir gün bu ödülü ne denli çok kazanmak istediğimi söylediğimi bugün gibi hatırlıyorum.
Ve işte şu an huzurunuzda, üstelikte benim için “Hayatımın en iyi yılı” olarak başlamış bu yılda, ICSC yönetim üyelerinin yaşam boyu unutulamayacak bu takdirine layık görülmüş olmaktan öylesine onur duymaktayım. Avrupa’nın Kültür başkenti güzel İstanbul’dan gelen ve “ICSC etkinliklerine katılmak için üç kıtayı arşınlayan adam” sıfatı da konmuş bir profesyonel olarak, kolaylıkla bu yöndeki tüm katılım ve temaslarımın her saniyesinde çok büyük bir keyif aldığımı, bunların kariyerimi zenginleştirirken yolumu açtığını söyleyebilirim. Dünyadaki en genç CSM ve CMD lerden biri olan küçük oğlum Alp Alkaş’ın da “Yeni Nesil” olarak ayni yoldan geldiğini görmekten de çok mutluyum.
ICSC’nin büyük ve değerli amacına hizmet sürecimde, etkin olabilmem için beni aydınlatan ve destekleyen bir cok can dostumdan sadece bir kaçını burada ifade etmeme izninizi rica ederim.
Sevgili eşim Gina’nın (bir çok evlilik yıl dönümümüz Las Vegas konferans tarihlerine denk geldiğinde beni yine de bu toplantılara yollayışında da olduğu gibi) sabrı ve kollaması ile kafam rahat kalbim sevgi dolu olabildi. Oğullarım burada bulunan Alp ve buraya gelemeyen Emir ile birçok paylaşımı yaşadım. 17 yıl boyunca bana katlanan çalışma arkadaşım sevgili Nilgün’un tanıdığı zaman sayesinde onca jüri, yönetim kurulu ve okul seyahatlerini yapabildim.
İlk AMPD başkanım, eski patronum ve ebedi can dostum Mehmet Bayraktar’dan birçok sey öğrenirken her ICSC girişimimde beni destekledi. Alkas’taki ve son iki yıldır katıldığım büyük Jones Lang LaSalle ailesindeki değerli çalışma arkadaşlarım sayesinde ICSC için hizmetler üretebildim. Gönül dostlarım, ebedi arkadaşlarım, AMPD, ICSC European Board, jüri üyeleri ve ICSC Londra ve New York ofislerindeki yoldaşlarım, beni hep motive ettiler.
Gelişen ülkem Türkiye, genç ve yasam dolu nüfusuyla bize endüstri genelinde ödüller kazanan geliştirme imkanları verdi. En son olarak ancak en az önemli olmaksızın, (burada da olan) sevgili müşterilerimiz, bize duyduklar güvenle, Dünya klasındaki projelerinde hizmet imkan vererek inşa ettiğimiz deneyimi her asama ve ortamda paylaşmamızı olası kıldılar.
Hepinize öyle çok şey borçluyum ki, her birinize ayrı ayrı şükran duyuyorum.
Bir kez daha şahsınızda sevgili Peter (Sharpe) ve Mike (Kercheval), bu büyük onur için tüm ICSC yönetim kurulu üyelerine ve global ICSC camiasına en derin şükranlarımı lütfen kabul edin.
Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Haziran 2010 – 16. sayısında yayınlanmıştır.
Avi Alkaş
Türk gayrimenkul sektörüne Singapurlular ilgi gösteriyor
Gayrimenkul alım satımı için ilgi doğdu, değerlenme talepleri arttı.
Bunun yanı sıra birtakım yabancı fonların yöneticilerinin ziyaretleri başladı. Büyük bir fon yöneticisi sohbete geldi. O da bizim için bir gösterge. Singapur Devlet Yatırım Ajansı’nın temsilcileri geldi. ‘Bize Türk pazarını anlatın’ diyorlar. Uluslararası yatırımcılar tekrar ziyarete gelmeye başladı. Bu ilginin artmasının Türkiye için sevindirici bir gelişme. Her ne kadar kriz öncesindeki döneme göre serbest dolaşan, “serseri para” diyebilecekleri, nereye gideceği belli olmayan fonlar, belli bir kısıtlamaya, sıkıntıya düştüyse de yine de bankaların kredi vermek, yatırım fonlarının da yatırım yapmak zorundalar.
Geçmişte Türkiye’nin daha çok Batı-Doğu ekseninde çalıştığını, Türkiye’nin gelişmiş batı fonlarından yararlanırken, Türkiye’ye yatırım olarak öncelikle Hollandalı’ların geldiğini, bunu Alman sigorta fonlarının takip ettiğini biliyoruz.
Önümüzdeki dönemde bu Batı-Doğu ekseninin Kuzey-Güney şeklinde değişeceği beklentisindeyim. Turizm sahasında görmekte olduğunuz gibi bazı Rus kaynaklı yatırımcılar ve özellikle turizm sahasında görmekte olduğunuz gibi bazı Rus kaynaklı yatırımcılar ve de özellikle son krizde ciddi zararlara uğramış Orta Doğu fonları, biraz da kendine özgü yatırım yapma durumlarından ötürü, bu önümüzdeki dönemde gerek Orta Doğu kaynaklı gerek Körfez kaynaklı birtakım yatırımcılarla, kuzeyden de birtakım yatırım olanaklarının gelişeceğini bekliyorum. Turizm sektörünün organize perakende sahasıyla daha yakın işbirliği içinde olması gerek. Türkiye’nin alışveriş festivallerine ihtiyacı bulunmakta, Türkiye’nin turistik alışverişi cezbetmesi gerekmektedir.
Suriye ile vizenin kalkmasının bizler için müthiş bir gelişme imkanı sağladı. Gaziantep’te hayata geçirdiğimiz Sanko Park projemiz, bugün Suriye’den ziyaretçi akınına uğruyor. Antakya’da bir çalışmamız başlıyor, İskenderun’da bir çalışmamız var.
Ramazan’da çok ciddi Arap turizmi olacak, önümüzdeki dönemi çok iyi değerlendirmek gerek, zira İran turizmini geliştirmek, Rus turizmine iyi davranmak gerekecek.
Jones Lang Laselle Türkiye olarak bu sene 10 projenin açılışını gerçekleştirdik, Erbil’deki Tatilya’nın yanında 40 bin metrekareyi bulan bir alışveriş merkezinin kurgusunu yaptık.
Bu sene Erbil’i açacağız. Kuzey Irak’ta ilk uluslararası yurt dışı projemize girmiş oluyoruz. Suriye projemiz 2011 yılında geliyor. Yine geleceğe yönelik Zorlu Center’ı sayabiliyorum. Henüz daha kiralamaya çıkmadık. Konsept geliştirme çalışmalarını sürdürüyoruz. AVM’lerde kendilerini yeniliyor. AVM’lerde hazır giyimin payının yüzde 50-55’lerde olduğunu, ev dekorasyonu ve yaşam tarzı ürünlerin ön plana çıkmaya başladığını belirtmek isterim. Yakın gelecekte sağlık birimlerinin daha fazla alışveriş merkezleri içinde görülecek. Eskiden sadece göz doktoru, kontak lens merkezi bulunurken, birtakım teşhis-tanı laboratuvarlarını, birtakım poliklinikleri, eğitim kurumlarını da alışveriş merkezleri içinde göreceğiz.
Galleria’ya bakın kapalıdır. Fly Inn’de cam görürsünüz. Yeni projelerimizde bunları çalışıyoruz. Fitnes kulüplerini alışveriş merkezlerinin içine almaya başladık. Birtakım laboratuvarların AVM’lerde yer alabilmesinin kurgusunu hazırlıyoruz. Zorlu içinde bir sağlık line olacak. Bu tür karma kullanımlı projelerde o da belli bir çekim sağlıyor. Sportif tesisler işin içine giriyor. Mesela Cevahir’de Nike mağazası veriyoruz, içinde basket sahası, kale olsun, orada insanların uygulamalı olarak alacağı ayakkabıyı kullanabileceği alanlar bulunsun gibi.
AVM’lerin şeffaflaşıyor. Geçmişte içe dönüktük, dışa açılıyoruz. Daha şeffaf alışveriş merkezleri geliyor. Şehir merkezleri yenileniyor, yeni kent merkezleri oluşuyor. Malatya Pazarı’nı İstinye Park çatısı altına alabiliyoruz, Safir’de İstinye Park deneyiminden aldıkları güçle daha farklı bir pazar açılımı yapmaya yöneldik.
Bu pazar açılımında da Kadıköy Çarşısı’ndan esinlenebiliyoruz. Mısır Çarşısı’ndan, Çiçek Pasajı’ndan esinlenebiliyoruz.
Hacı Bekir, Hacı Bozan Oğulları, Güllüoğlu gibi Türkiye’nin tarihi markalarının da alışveriş merkezleri içinde yer almasını sağlamak gerek. Cevahir’de özel bir turistik bölüm oluşturma çalışmasına başladık. AVM’lere gelen ziyaretçiler aynı zamanda misafirimiz mantığına gidiyoruz. Otel mantığında yaklaşmamız lazım.
Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Nisan 2010 – 14. sayısında yayınlanmıştır.