Ferhat Zamanpur
2 yıllık bir CEO’nun 2022 mesajı
Yeni yıla gireli tam İKİ hafta olmuşken geçen sene bu zamanlar değerli müşterilerimizle paylaştığım yılbaşı mesajını buldum:
“KA-VUŞ-TUK!
2021, inan çok uzun zamandır seni bekliyorduk…
2020 çoğumuz için hayatımızın en zor yılı olduğu kesin. Geçen sene bugüne dönsek yaşayacaklarımızın onda birini hayal bile edemezdik! Buna rağmen son asrın en yıpratıcı yıllarından birini geride bıraktık ve umutla yeni bir yıla girdiğimiz bu günlerde siz değerli müşterilerimize kısaca yazmak istedim.
Tıpkı sizler gibi, 2020 benim için de diğer tüm yıllardan farklıydı. Öncelikle geçen sene 1 Ocak’ta 29 yıllık markamızın CEO rolünü devir alarak hayatımın en büyük sorumluluğunu almış oldum. Bundan daha 100 gün geçmeden (neredeyse tüm sektörler gibi) global perakendenin de alt üst olması hazırlanması imkansız ama bir o kadar da unutulmaz bir başlangıç oldu.
Çok şanslıyım ki ilk günlerinden beri yenilikçi, değişime hevesle sarılan bir markanın parçasıyım. Bu yaklaşımımız sayesinde şartlar hakkında şikayet etmek yerine daha ilk günden adapte olmaya odaklandık ve zaten bir süredir üzerinde çalıştığımız, uzun vadede hayata geçirmeye planladığımız hizmetleri hızlandırdık.
Türkiye’nin ilk Covid-19 S.A.F.E sertifikalı amiral mağazalarımız, dokunmatik ekranlarınız ve evlere/bahçelere/videolu/WhatsApp servislerimiz sayesinde bu yeni dönemde size her zamankinden daha yakın olabildik.
Daha tünelin sonuna gelmiş olmasak da ışığı gördüğümüz kesin! Bir yandan 2020 gibi tarihi zorlukta bir yılı geride bıraktığımız için mutlu, bir yandan da tıpkı kaşmir keçilerimiz gibi zorlukları inatla aşan ruhla bundan sonra karşımıza çıkabilecek tüm zorluklardan korkmuyoruz.
Bu yıl için çok umutlu olmakla beraber siz değerli müşterilerle olan ilişkimizi de her zamankinden daha güçlendireceğimiz, yenileyeceğimiz için çok heyecanlıyım.
Dünyayı değiştiren bu pandemi sürecinde daha az sayıda mağazada, daha kusursuz bir hizmet ve kaşmirimiz kadar kaliteli bir online mağaza ve mobil uygulama sunma kararı vermiştik – bir yandan buna ulaşmanın gururunu yaşamaya, diğer yandan da her gün kendimizi geliştirmeye ve size daha da memnun etmeye devam edeceğimize söz veriyorum.
Kaşmir ve ipeğin teninize verdiği sağlık ve keyfi bu yıl yaşamın her alanında hissetmeniz dileğiyle…”
Bu kelimeleri yazalı sadece bir yıl geçmesine rağmen sanki çok daha uzun bir süre geçmiş gibi hissediyorum. Geçen sene de benzer şeyler hissettiğimi hatırlıyorum, bunun da nedeni tıpkı o zaman olduğu gibi dolu dolu, mücadele ve değişimle geçen yoğun bir yıl daha olması. 2020 gibi tam kapanmalar olmasa da kısıtlamalarla başlayan 2021 zamanla biraz esnedi, pek çok sektöre özledikleri nefesi aldırdı. Hatta yaz döneminin başlamasıyla işler (sonunda) iyileşmeye başladı ve pek çok marka az da olsa kayıplarını telafi edebildi. Tam bu olumlu dalga sayesinde yüzler uzun bir aradan sonra gülerken kış aylarının tekrar başlamasıyla varyant haberleri, tedirginlikler ve yeniden kısıtlama ihtimalleri ile sorunları bir kez daha kapımızda bulduk!
Derler ya, “iş hayatı zor zamanlarda çözüm üretme sanatıdır,” iddia ediyorum bu söz en çok bizler için geçerli! Ülkemizde özellikle son on yılda kendi işimizden çok büyük engellerle boğuşmak zorunda kaldık (terör, döviz, politik durumlar vs,) ve bunlara karşı bir yandan kendimizi korurken bir yandan da işimizi büyütmeye çalıştık. Şahsen bu yıl en büyük hedefim bir yandan bu sorun yönetme/çözüm üretme sanatını büyük bir mücadele ve tutkuyla devam ettirip, bir yandan da Silk and Cashmere’in 30. yılını kutlarken marka tarihimizin en sevilen, sağlıklı ve sürdürülebilir haline getirmek. Özellikle ulaşılabilir lüks pazarının geleceği için bu “3 S”in büyük önem taşıdığını düşünüyorum ve bu konuda ekibimle verdiğimiz yoğun emek sayesinde buna ulaşacağımıza inanıyorum.
Son olarak geçen sene ki yılbaşı mesajımın sonunda verdiğim sözü böyle zorlu bir yılda bile tutabildiğimiz için gurur duyuyorum. Bitmeyen pandemiye rağmen vizyon ve hedeflerimize kenetlenmemiz sayesinde ne kadar çok şey değişmiş, nereden nereye gelmişiz! Yeni müşteriler, yeni pazarlar, yeni bir dijital yurtdışı açılımı, yeni sürdürülebilir dokular, yeni ödüllendirme sistemleri, yeni bayiilerle eski İstanbul’da otantık ruhlu mağazalar, gittikçe gelişen bir koleksiyon, inovasyonlar, optimizasyonlar ve daha çok fazlası. Sadece Silk and Cashmere değil, tüm sektör ve ülkemiz için hedeflerimize ulaştığımız, kendimizi daha da geliştirdiğimiz, koşulların kolaylaştığı, yaratıcı çözümlerin arttığı, kısa vade kadar uzun vade düşündüğümüz ve belki de en önemlisi, dijital dünyadaki devrime ayak uydurmak için sağlam ilk adımlar attığımız bir 2022 olması dileğiyle.
Ferhat Zamanpur
32 yıl sonra profesyonel yönetime geçiş
Perakende sektörü, zaman içinde değişen dinamikleri ve sürekli evrim geçiren yapısı ile hepimiz için hem bir meydan okuma hem de bir fırsat sunar. Özellikle liderlik ve yönetim yapılarındaki değişiklikler, bir markanın geleceğini şekillendirirken, aynı zamanda sektördeki diğer oyuncular için de bir ilham kaynağı olabilir. Bu bağlamda, Silk and Cashmere Ailesi olarak büyük bir dönüşüm sürecini geçirdiğimizi duyurmaktan gurur duyuyoruz.
Şubat ayının başında, 32 yıl boyunca Zamanpur Ailesi’nin rehberliğinde büyüyen ve gelişen markamız, profesyonel yönetime geçiş yaptı. Bu geçiş, CEO pozisyonumu, olağanüstü performans ve liderlik becerileriyle şirketimize geçtiğimiz yıllarda Genel Müdür Yardımcısı olarak büyük katkı sağlayan Kutay Özbek’e devretmemle resmileşti.
Şirketlerde kurucu ve ortakların organizasyonel şemadan yönetim kurulu ve danışman rolüne geçmesi, yaşam eğrilerinde ileri doğru değerli bir adımdır. Bu değişim, ikinci nesil olarak bana yıllar önce emanet edilen liderlik rolünü, kurucumuz Ayşen Hanım’dan aldığım gibi, içime sinerek yeni liderlere devretme fırsatını verdi. Geçiş takibini Yönetim Kurulu toplantılarımızda çok detaylı ve yıl sonuna kadar kademeli olarak azalacak şekilde planladığımızdan süreç çok sağlam bir şekilde ilerlemekte. Ayrıca içinde bulunduğumuz yatırım süreci için de sürdürülebilirlik ve kurumsallık adına çok değerli bir adımdır.
Değişimizde bir kritik adım da Yasemin Zamanpur’un CMO olarak atanmasıdır. Markamızı en iyi tanıyan ve en çok emeği olanlardan biri olarak kendisinin strateji ve vizyonu ile bizi daha da ileriye taşıyacağından hiç şüphem yok. Böylece normalde çok zor olması gereken bu kararda içimin rahat olmasını sağlayan CEO’muz ve CMO’muza tekrar teşekkür etmek isterim – sağladıkları güven, performans ve emek gerçekten paha biçilmez.
Bu liderlik değişikliği, Türk perakende sektörü için de takdire değer bir gelişmedir. Kapsamlı bir hazırlık ve stratejik planlama sayesinde yenilenen liderlik yapımızla, önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz zorlukları aşmaya ve fırsatları değerlendirmeye her zamanki gibi çok hazırız.
Bu güzel gelişmelerden anlayacağınız üzere değişimden ve gelişimden korkmayan bir marka olarak yeni başlangıçlar, yeni hedefler ve yeni başarılar için zeminimiz mükemmel. Silk and Cashmere Ailesi olarak, bu yeni döneme girerken, tüm çalışanlarımız, müşterilerimiz ve paydaşlarımızla birlikte başarılı bir gelecek inşa etmeye devam edecek olmaktan çok heyecanlıyız!
Bu yolculukta bizimle beraber olan herkese teşekkür ederim.
Ferhat Zamanpur
Dijital dönüşümle beraber değişmek
Dijital devrim, dünyamızı şekillendirmenin yanı sıra perakende sektörünün nabzını yeniden ayarladı. Özellikle son 7 ayda Yapay Zeka (AI) alanında yaşanan etkileyici ilerlemeler, endüstrideki standart çıktı anlayışımızı yeniden tanımlamakta (ki anlamış olacağınız gibi bu beni çok heyecanlandırıyor. Yapay zeka artık bilim kurguya veya sadece teknoloji devlerine özel belirsiz bir kavram değil; perakende dahil tüm sektörlere giren, verimliliği artırmanın ve müşteri deneyimlerini geliştirmenin kilit bir aracı haline geldi.
AI, verilerden eşi görülmemiş bir ölçekte analiz etme ve öğrenme yeteneği sayesinde paha biçilemez iç görüler sunabilen, detaylı hedefleme yapabilen ve müşteri katılımını kişiselleştirebilen bir güç. Bu da satışları artırmanın ve marka deneyimini yükseltmenin yeni yollarını açmış oldu hepimiz için. Ancak, perakende sektöründe AI’ın ilerlemesi, bir soruyu gündeme getiriyor: Teknoloji daha fazlasını sunabiliyorsa, endüstri liderleri ve ekipler olarak standartlarımızı ve çıktılarımızı yükseltmeli değil miyiz?
Cevap: kesinlikle evet! Perakende sektörü dijital dönüşümünü sürdürürken, bu alandaki her profesyonelin evrimleşmesi ve ilerlemesi gerekiyor. Liderler, şirketlerini geleceğe taşımak için becerilerini ve bilgilerini geliştirmeli, ekipler daha yüksek kalitede çıktı sağlamaya odaklanmalıdır. AI’ın yetenekleri, ulaşmayı arzuladığımız verimlilik ve üretkenlik seviyeleri için hem bir araç hem de bir ölçüt olmalıdır. Dijitalleşme ve AI yenilikleri ilerlerken, endüstrinin minimum standardı da yükseliyor. Yalnız bu çıtanın yükselmesi, endişe nedeni değil, hepimize bir harekete geçme çağrısıdır. Daha da güzeli, bu yeni beklentileri karşılayıp aşma fırsatıdır.
Değişim hızı inkar edilemez derecede hızlı olsa da, aşılmaz bir zorluk değil. Bu bizlere uyum sağlama, öğrenme ve gelişme davetiyesidir. Bu değişimi erkenden benimseyenler için potansiyel ödüller muazzam. Onlar yalnızca kişisel ve kurumsal operasyonel verimliliği iyileştirme açısından değil, aynı zamanda müşteri sadakati ve pazar payı kazanma açısından da önemli bir rekabet avantajı elde etme şansına sahiptir. Bunu soyut anlatımdan somuta geçirmek gerekirse, 2028 yılına kadar AI hizmetlerinin perakende sektöründe payının 31 milyar USD geçeceği ön görülmekte!
Öte yandan, bu dijital dönüşümün potansiyelini görmekte tereddüt edenler veya uyum sağlamada gecikenler rekabetin gerisinde kalma riskiyle karşılaşacaktır (bu konuda son zamanlarda en dikkatimi çeken laf: “Yapay zeka senin yerini almayacak ama yapay zekayı kullanan kişi yerini alacak.” Burada kaçırılan fırsat maliyeti ve hareketsizliğin sonuçları hepimizi endişelendirmeli. Yine de bu değişime yaklaşımımız korku dolu olmamalı, aksine iyimser olmalıdır. Dijitalleştirilmiş bir perakende çevresine geçiş, daha yüksek verimlilik, daha yüksek kalite ve yenilikçi müşteri deneyimleriyle tanımlanacak bir gelecek şekillendirme fırsatıdır.
Perakendenin geleceği, AI’ın gücü tarafından ilerletilen heyecan verici olasılıklarla dolu. Bu dönüşüm çağında yol alırken, bu zorluğa karşı yükselelim, bu teknolojilerin potansiyelini kullanalım ve perakende için yeni bir altın standart belirleyelim. Böylece sadece değişime ayak uydurmuş olmak değil, ona öncülük hep beraber öncülük etmiş oluruz.
Ferhat Zamanpur
Perakende sektöründe yapay zeka: geleceği benimseyin ya da geride kalmayı göze alın
Bugün perakende sektöründe yapay zekayı benimsemenin önemi hakkında düşüncelerimi paylaşıyor olacağım. Sektörümüzün geçtiğimiz 20 yılda ne kadar geliştiğini biliyoruz ama şimdiden anlaşılıyor ki bu gelişim yapay zekanın getireceği değişimin yanında az kalacak. Bu yüzden yapay zeka teknolojilerini benimsemek, perakende markaları için sadece bir lüks değil; rekabetçi kalmak için bir zorunluluk haline geleceğinden şüphem yok. Bu dostça ama uyarıcı yazımda markaların neden yapay zekayı stratejilerine geç olmadan entegre etmeleri gerektiğini detaylandıracağım.
1-Kişiselleştirmenin yükselişi
Bilgi çağında müşteriler her zamankinden daha bilinçli ve güçlüdür. Kişiselleştirme artık “güzel bir özellik” değil, bir beklentidir. Kişiselleştirilmiş deneyimler sunamayan markalar, bunu yapan rakiplerine müşteri kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. Yapay zeka destekli kişiselleştirme, perakendecilere müşteri verilerini, tercihlerini ve davranışlarını analiz ederek müşteri memnuniyetini ve sadakatini artıran özel deneyimler yaratma olanağı sağlar. Bu yüzden yapay zekayı bu şekilde kullanma noktasında kendini geliştiremeyenler müşterilerinin ilgisini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.
2-Verimlilik önemli
Perakende sektörü daha rekabetçi hale geldikçe, verimlilik hep ön plana çıktı. Yapay zeka, perakendecilere işlemleri optimize etme, maliyetleri düşürme ve genel verimliliği artırmada çok ciddi şanslar sunar. Envanter yönetiminden müşteri hizmetlerine kadar yapay zeka, süreçleri hızlandırabilir, pazarlamayı geliştirebilir, tekrarlayan görevleri otomatikleştirebilir ve çalışanların daha stratejik faaliyetlere odaklanması için değerli zaman açabilir. Yapay zeka entegrasyonunu ertelemek, önemli maliyet tasarrufu ve büyüme fırsatlarını kaçırmak anlamına gelmektedir.
3-Oyunda önde kalmak
Perakende sektörü sürekli değişiyor ve eğrinin önünde kalmak uzun vadeli başarının önemli bir parçası. Yapay zekayı erken benimsemek, perakendecilere yeni trendlere, teknolojilere ve müşteri beklentilerine uyum sağlama şansı verir. Şimdi yapay zekaya yatırım yaparak, perakende markaları kendilerini sektör liderleri ve yenilikçiler olarak konumlandırabilir ve başarılı bir gelecek için zemin hazırlayabilir (Silk and Cashmere olarak bu noktada çok iddalı olmak 2023 hedeflerimizin başında gelmekte, yaptıklarımıza bu adresten ulaşabilirsiniz: https://silkandcashmere.com/pages/yapay-zeka. Önerim siz de rakipleriniz sizi geride bırakana kadar beklemeyin.
Sonuç olarak, sektördeki tüm dostlara mesajım açık: perakende markaları yapay zekayı benimsemeli ya da geride kalmayı göze almalıdır. Yapay zekayı iş stratejilerimize entegre etmek sadece akıllıca bir hamle değil; sürekli gelişen perakende dünyasındaki yerimizi korumak için atılması gereken zorunlu bir adımdır. Bu yüzden lütfen gecikmeyin – şimdiden yapay zeka trenine atlayın ve markanızın gelecekteki başarısını garanti altına alın.
Not: İronik ve amaca uygun olması için bu yazımın temelini Yapay Zeka ile yazdırıp üstüne dokunuşlar yaptım. Eğer dünyayı değiştiren ChatGPT’nin bu kasını denemediyseniz şimdiden iyi eğlenceler dilerim.