Firmalardan
Anadolu Efes’in 3 odağı: Sürdürülebilirlik, Girişimcilik, Kalite
Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, 50 yılda gerçekleştirilen sosyo-ekonomik yatırımlar ve projeler ile 2020’de odaklandıkları alanlar hakkında bilgi verdi.
Şirketin Türkiye ile birlikte altı ülkede operasyonları bulunduğunu ve bu ülke pazarlarında da lider olduklarını belirten Ağırbaş, ürünlerinin 70’ten fazla ülkede tüketiciyle buluştuğunu söyledi. Ağırbaş şöyle devam etti:
“Operasyonlarımızın olduğu altı ülkede 400 milyonun üzerinde tüketiciyle doğrudan buluşuyoruz. Türkiye’nin yıllık 69 milyon litre bira ihracatının yarısından fazlasını Anadolu Efes olarak biz gerçekleştiriyoruz. Ülke sınırlarımızı aşan bu başarımızın sırrı, bira konusundaki uzmanlığımız, işimizi tutkuyla yapmamız ve kaliteye verdiğimiz değer. Bu sayede, Barth Report’a göre sektörümüzde üretim hacmi bakımından dünyanın ilk 10 bira şirketinden biri olduk.
2020 bizim için özel bir yıl. Önceki 50 yılda biriktirdiğimiz zengin deneyimlerimizi önümüze koyup, dünya trendlerini dikkate alarak geleceğimizi öngörmeye çalıştık ve 2020’de odaklanacağımız alanları belirledik. Hedefimiz, Anadolu Efes’i büyütmeye devam ederken İzmir fabrikamızdaki Ar-Ge çalışmaları sonucunda çıkacak bir ürünün de dünyada trend olmasını sağlamak.”
Tarıma, turizme, kültür-sanata ve spora sürdürülebilir destek
Anadolu Efes’in yaklaşık 40 yıldır tarım sektörüne verdiği destekle bir tarım şirketi gibi de çalıştığının altını çizen Ağırbaş, bu süre zarfında doğrudan ya da dolaylı olarak 8 bin çiftçi ailesinin hayatına dokunduklarını vurguladı.
Tuğrul Ağırbaş, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve UNDP’nin ortaklığıyla 13 yıldır yürüttükleri Gelecek Turizmde ile Türkiye’nin yerel değerlerini turizme kazandırdıklarını, şu ana kadar kurumsal olarak destekledikleri 19 proje ile 300 kadına istihdam sağlandığını belirtti. Ağırbaş, kültür sanat alanında 33 yıldır İKSV’nin bütün festivallerine, aralarında DasDas’ın da bulunduğu tiyatrolara kurumsal olarak destek olduklarını söyledi. Genel Müdür, kurdukları Mavi Sahne Platformu ile sahne bulamayan tiyatrolara fırsat, üniversite öğrencilerine de uygun fiyatlı biletle tiyatro izleme imkânı sunduklarını belirtti. Ağırbaş, şirketin basketbol sporuna katkısının da 44 yıldır devam ettiğini ekleyerek, altyapı takımları ile genç oyuncuları basketbola kazandırdıklarını vurguladı.
“İlham veren girişimcilik hikayelerini çoğaltmak istiyoruz”
Genç girişimcilerin Anadolu Efes’in hayatında önemli bir yeri olduğunu ve girişimcilik konusunda ilham veren hikayeleri çoğaltmak istediğini belirten Ağırbaş, şunları söyledi:
“Dünyanın 5 en büyük kuluçka merkezi arasında olan İTÜ Çekirdek’in 3 yıldır ana paydaşlarından biriyiz. İTÜ Çekirdek Big Bang Start Up Challenge’da, Anadolu Efes Özel Ödülü ile 6 girişime fon desteği sağladık. 2019’da sosyal girişimlerin büyümelerini sağlayan global Accelerate2030 Programı’nın Türkiye’de kurumsal olarak ana destekçisi olduk. Şirketimizde düzenlediğimiz “Girişim İş Birliği Günleri” dahil olmak üzere her yıl 100’den fazla girişim ile tanışıyoruz. Bunlardan en az 20 tanesine bire bir dokunup, iş birliği olanaklarını konuşuyor ve iş modellerinin gelişmesine katkı sağlıyoruz.”
Ağırbaş, basın toplantısı sırasında sosyal fayda girişimcilerinden Blind Look kurucusu Cihat Ersin ve Sadriye Görece ile Biolive’in kurucu ortağı Duygu Yılmaz’ı tanıtarak, yaptıkları işleri hayranlıkla izlediğini belirtti. Genel Müdür Ağırbaş, destek oldukları tüm girişimleri birer ekosistem ortağı olarak gördüklerini ve ikinci 50 yıllarında da birlikte güzel işler ortaya çıkarmayı planladıklarını dile getirdi.
“Sürdürülebilirlik çalışmalarımız her yerde kendini gösterecek”
Şirketin ilk 50 yılında yaptıklarını böyle anlatan Tuğrul Ağırbaş 2020 için belirledikleri odak alanlarının en önemlisinin yine sürdürülebilirlik olduğunu ve bunun, Anadolu Efes’in kuruluşundan bu yana içselleştirdiği bir kavram olduğunun altını çizdi. Çevresel sürdürülebilirlik çalışmalarının ürünlerin ambalaj malzemelerinden taşımada kullanılan kasalara, satış noktalarından restoranlardaki servis sunum malzemelerine kadar her yerde kendini göstereceğini dile getiren Ağırbaş, tüketicilerini de onlarla birlikte sorumluluk almaya davet edeceklerini belirterek dünyanın geleceği için tüm sektör oyuncularına konuya yatırım yapma ve iş süreçlerine sürdürülebilirliği ekleme çağrısında bulundu.
Kalite konusunda dünyanın en seçkin kurumlarından alınan 100’ün üzerinde ödüllerinin bulunduğunu belirten Ağırbaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Kalitedeki uzmanlığımız sayesinde dünyaca ünlü markalar reçete ve üretimlerini Anadolu Efes’e emanet ettiler. Uzmanlığımızı her geçen gün bir adım daha öteye taşıyoruz. İkinci 50 yılımıza zamanın ruhunu yakalayan, esnek, hızlı, cesur ve tazelenmiş bir Anadolu Efes olarak giriyoruz.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.