Firmalardan
Ariel ve Migros’tan “Umudu Paylaş Kalplere Ulaş” kampanyası
Migros, Ariel ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), “Umudu Paylaş Kalplere Ulaş” kampanyası ile 10 binlerce ihtiyaç sahibini mutlu etmek için güçlerini birleştirdi.
Bu yıl dokuzuncusu gerçekleşen “Kıyafet Bağış Kampanyası” süresince, Migros Mağazaları’nda toplanan giysiler önce Ariel ile yıkanacak. Yeni gibi tertemiz olan giysiler Toplum Gönüllüsü gençler tarafından ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. Bu projeyle ilgili Migros Ticaret A.Ş. Hızlı Tüketim Ürünleri Pazarlama Direktörü Aysun Zaman ve P&G Türkiye Satış Direktörü Gözde Akar Çevikel’e sorularımızı yönelttik.
Bu iş birliği ve proje nasıl doğdu ve gelişti?
Aysun Zaman: İş yapış şeklimizin bir parçası olan toplumsal katkı anlayışımız ile yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerimizde toplumun gelişimi, güçlendirilmesi ve iyi yaşam bilincinin artırılmasına odaklanıyoruz. Paydaşlarımızla iş birliği içinde meslek edindirme ve yetenek gelişimi, eğitim, spor ve sağlık alanlarında çeşitli projeler hayata geçiriyoruz. Ülkemizin toplumsal dayanışma ve paylaşma geleneğine duyduğumuz sonsuz güvenle 2010 yılında Ariel (P&G) iş birliğiyle, bu sene “Umudu Paylaş Kalplere Ulaş” adıyla devam ettirdiğimiz kıyafet bağışı kampanyasını başlattık. 10 yıldır devam eden ve gelenekselleşen bu proje kapsamında mağazalarımızda toplanan ve Ariel ile yıkanıp temizlenen çocuk kıyafetleri bugüne kadar Türkiye genelinde 400 bine yakın çocuğa ulaştı. Bu kıyafetlerin ulaşmasında 25 TOG Topluluğu’ndan 400’e yakın Toplum Gönüllüsü genç destek verdi. Kampanya aslında sadece bir kıyafet bağışından çok daha fazla anlam taşıyor.
Gözde Akar Çevikel: Çatısı altında önemli markaları barındıran P&G, dünyada ve Türkiye’de pek çok sosyal sorumluluk projesi yürütüyor. Türkiye’de yürüttüğümüz sosyal sorumluluk programlarıyla, sadece geçtiğimiz 2 yılda yaklaşık 5 milyon kişinin hayatına dokunduk. Bu yıl “Umudu Paylaş Kalplere Ulaş” diyerek devam ettirdiğimiz kıyafet bağışı projemiz de bu girişimlerimizden birisi ve geçmişi 2010 yılına gidiyor. Ariel markamız tarafından topluma ciddi fayda sağlayacak bir kıyafet bağış projesi geliştirmeyi hedeflemiştik. Kullanılmayan giysilerin iyice yıkandıktan sonra ihtiyaç sahiplerine iletilmesi çalışmasının topluma ciddi fayda sağlayacağını düşündük. Bunu gerçekleştirmek için Türkiye’de yaygın bir şekilde örgütlenen, topluma erişimi güçlü ortaklara ihtiyacımız vardı.
Migros olarak projeye ilk nasıl baktınız ve destek verdiniz?
Aysun Zaman: Türkiye’nin dört bir yanına ‘Migros size iyi gelecek’ anlayışıyla hizmet vermeyi sürdürürken, sosyal sorumluluk projelerimizde, çeşitli vakıf, dernek ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapıyor, iş ortaklarımız, müşterilerimiz ve çalışanlarımızın da katılımıyla toplumsal duyarlılık bilincinin yayılması için çalışıyoruz. Kampanyamızı ilk hayata geçirdiğimizde iyiliğin bulaşıcı olduğu inancımızla Migros ekosistemindeki tüm paydaşların gönülden destek vereceklerini biliyorduk. 1500’ün üzerinde tedarikçimiz, 4 binden fazla markamız, 25 binden fazla ürün çeşidimiz, milyonlarca müşterimiz ve 45 bin çalışanımız var. Kısaca Migros ailemiz çok büyük ve güçlü bir yapı. Dolayısı ile bu ekosistemin herhangi bir üyesi topluma ve doğaya faydalı bir işe başladığında, ekosistemin diğer üyeleri tarafından da hızla destek görüyor.
Projelerin uzun soluklu ve sürdürülebilir olması çok önemli. Bunu nasıl başardınız?
Gözde Akar Çevikel: İş yapış şeklimizin bir parçası olan toplumsal katkı anlayışımızla yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerimizde, toplumun gelişimine, güçlendirilmesine ve iyi yaşam bilincinin artırılmasına odaklanıyoruz. Gerçekten topluma fayda ve katkı sağlayacak, sürdürülebilir ve uzun vadeli projeleri hayata geçiriyoruz. Sadece bugünü değil geleceği de iyileştirmek istiyoruz. Bu yıl “Umudu Paylaş Kalplere Ulaş” mesajıyla yürüttüğümüz kıyafet bağışı kampanyamız da bu yaklaşımla hayata geçirdiğimiz bir proje. Türkiye’de zaten güçlü olan yardımlaşma ve dayanışma gibi önemli bir kültürel, toplumsal değeri temel alıyor. Toplumu iyiliğin bir parçası yapmayı hefefliyoruz. Bu proje için Migros gibi perakende sektörünün güçlü bir kurumuyla ve Toplum Gönüllüleri Vakfı gibi önde gelen, güvenilir bir STK ile iş birliği yapıyoruz. Bütün bu faktörler projenin uzun soluklu olmasını sağladı.
Bu yıla kadar bu kampanya nasıldı? Bu yıl farklılık gösterdi mi?
Aysun Zaman: Bugüne kadar topladığımız çocuk kıyafetlerinin %67’si 6-10 Yaş Grubuna, %30’u 10-15 Yaş Grubuna, %3’ü ise 3-6 Yaş Grubuna ait idi. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya illerindeki mağazalarımızda oldukça yüksek adetlerde toplama yapıldı. Ancak bu kıyafetler yalnızca bu illere değil, Türkiye’nin her yerindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı.
Bu yıl ise 68 şehirde yer alan 787 Migros mağazasında uygulanan projede, mağazalarımıza kıyafet bağışlarının konulabilmesi için özel kutular yaptırdık. Kutuların içinde yer alan kıyafetler önce kendi içlerinde yaş ve cinsiyet gruplarına göre ayrıştırılarak Ariel ile yıkanarak temizlendi ve ütülendi. Yeni gibi tertemiz bir şekilde hazırlanan bu giysiler, Toplum Gönüllüleri Vakfı desteği ile Toplum Gönüllüsü gençler tarafından Aralık ayından itibaren ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. Bu sebeple müşterilerimiz sadece yazlık kıyafetlerini değil, kışlık kıyafetlerini de bağış olarak ilettiler.
Gözde Akar Çevikel: Bu sene kampanyamızı pandemi sebebiyle tüketicilerimizin artan bir hijyen hassasiyeti taşıdıkları bir dönemde gerçekleştirdik. Bu nedenle bu dönemde bağışçılarımızın da, bağışlarımızın faydalanıcılarının da hijyen beklentisini tamamen karşılamamız gerektiği bilinciyle çalışıyoruz. Kıyafetleri kampanya bitiş tarihinden önce belirli aralıklarla topladık. Bu kıyafetleri yıkamaya geçirmeden önce bir süre izole ediyoruz ve bekletiyoruz. Ardından kıyafetlerimizi Ariel’in eşsiz formülünün gücüyle yıkıyoruz ve kurutuyoruz. Tabii ardından ütüleyerek paketlenmelerini sağlıyoruz. Paketlenen kıyafetler dağıtılmadan önce de bir süre beklemek durumunda kalıyorlar.
Müşteri ilgisi nasıldı?
Aysun Zaman: Migros mağazaları, bağışlarıyla katkı sağlayan müşterilerimiz için paylaşmanın ortak adresi. Bu yıl müşterilerimiz kampanyamıza tam 45 bin adet kıyafet bağışladı. Böylelikle toplamda 438 binden fazla insana ulaşmış olduk. Özellikle de içinden geçtiğimiz süreçte, duyarlılık ilkesini özümseyen bir marka olarak kurumsal yapımız ve müşterilerimizin gönüllü katkıları ile Migros, müşterilerimizin alışverişlerini yapacakları noktanın çok ötesinde olmayı sürdürecek.
Pandemi projeyi etkiledi mi? Neler söylemek istersiniz?
Aysun Zaman: Yaşanılan pandemi süreci nedeniyle ayrı bir öneme sahip olan kampanyamız bu süreçte de yoğun ilgi gördü. Yaşadığımız olağanüstü süreç sebebiyle toplumun daha geniş bir kesimine ulaşabilmek için kampanyamızı tüm yaş gruplarını kapsayacak şekilde genişleterek Türkiye’nin dört bir yanındaki ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı hedefledik.
Gözde Akar Çevikel: Aysun Hanım’ın da altını çizdiği üzere COVID-19 sebebiyle hepimiz olağanüstü bir döneme süreçlerimizi uyarladık. Biz P&G olarak pandemi ile beraber yeni bir söylem geliştirdik. Umutla güçlenebileceğimiz bir gelecek için “Aynı Çatı Altında, Umutla Yarına” adında yürüttüğümüz kampanya ile topluma katkı alanında girişimlerimizi artırdık. Bu kampanya kapsamımda Migros ile birlikte ihtiyaç sahibi 5,000 aileye Umut 2020 Hijyen Paketi bağışı gerçekleştirdik ve yine bu kapsamda kıyafet bağışı projemizi hayata geçirdik.
Bu projeye P&G global nasıl bakıyor? Bu çalışma başka dünya ülkelerinde de uygulanıyor mu?
Gözde Akar Çevikel: P&G global yönetimi uzun yıllardır devam eden bu projeye çok olumlu bakıyor. Biz de yurt dışındaki çalışma arkadaşlarımıza, liderlerimize bu çalışmamızı ve sonuçlarını yurtdışında gururla anlatıyoruz. Bazı başka ülkelerde de bu proje dönem dönem uygulandı, ancak bilgim dahilinde P&G’nin faaliyet gösterdiği ülkelerde bu projenin en uzun süre yürürlükte olduğu ülke Türkiye oldu.
P&G’nin bu kampanyaya desteğiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Aysun Zaman: Migros olarak, P&G ile uzun yıllara dayanan çok önemli iş birliklerimiz var. P&G, birçok ülkede faaliyet gösteren, dünyanın en güçlü ürün yelpazesine sahip olan bir şirket. Hedeflerine, değerlerine ve prensiplerine daima bağlı kalan bir proje ortağı ile böylesine bir sosyal fayda hareketi yürütmek Migros Ailesi’ne mutluluk veriyor.
Migros’un bu kampanyaya desteğiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Gözde Akar Çevikel: Migros’un bu projedeki rolü ve desteği çok önemli. Türkiye’nin en köklü perakende kurumlarından biri olarak sahip oldukları mağaza ağı ve bu tür topluma katkı projelerine yönelik destekleyici yaklaşımları bizim için bu gibi iş birliklerini ve başarıları mümkün kılıyor. Migros, kurum olarak bu kampanyaya güçlü bir destek verdi ve Türkiye’nin dört bir yanında mağazalarında kampanya döneminde kıyafet kumbaraları dediğimiz bağış kutularına ev sahipliği yaptılar. Bu ortaklık sayesinde de yüz binlerce ihtiyaç sahibine erişme olanağı bulduk.
İki kurum olarak topluma katkı alanlarında iş birlikleriniz devam edecek mi?
Aysun Zaman: Kampanyamızın dokunduğu insan sayısı ve sağladığı fayda her geçen yıl katlanıyor.
Bu güçlü iş birlikleri, dokunduğumuz her alana anlam ve değer katarken, iş ortaklarımızın, müşterilerimizin ve çalışanlarımızın gönüllü katkıları, birçok projeyi de beraberinde getirecek.
Gözde Akar Çevikel: Bu projedeki iş birliğimizin toplumuzdan aldığı destekle daha uzun yıllar devam etmesini diliyorum. Bunun dışında şirketlerimizin bugüne kadar topluma katkı alanında birlikte yürüttüğü birçok başarılı projenin gücüyle gelecekte de başarılı iş birliklerine imza atacağına inancımız tam.
Firmalardan
Beypazarı Doğal Maden Suyu, “Üstün Lezzet Ödülü”ne layık görüldü
Beypazarı Doğal Maden Suyu’nun “Premium Şişeli” ürünü, 2025 yılı itibarıyla Avrupa’nın 20 ülkesinden 200’ün üzerinde şef ve sömeliye tarafından değerlendirilen ürünler arasında, üstün lezzet performansı sergileyerek bu prestijli ödüle layık görüldü.
Beypazarı Doğal Maden Suyu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Ercan, ödülün ardından yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“Beypazarı Doğal Maden Suyu olarak, hem ülkemize hem de kendimize gurur veren bir başarıya imza attık. 2025 yılında Premium Şişeli ürünümüzle kazandığımız Üstün Lezzet Ödülü, sadece bizler için değil, Türk gıda sektörünün global başarılarının bir göstergesi olarak çok anlamlı. Bu ödül, Beypazarı’nın yıllardır süregelen kalite ve doğallık anlayışının dünya çapında takdir gördüğünü kanıtlıyor.”
Beypazarı Doğal Maden Suyu’nun kazandığı Superior Taste Award, 2005 yılından bu yana her yıl düzenlenen ve dünya çapında 93 ülkeden 950 firmanın katıldığı prestijli bir etkinlikte verilmektedir. Belçika’nın Brüksel kentinde Michelin ödüllü şefler ve sektör profesyonellerinden oluşan bir jüri tarafından yapılan kör tadım değerlendirmeleri sonucunda, yalnızca yüksek duyusal analiz puanlarına sahip ürünler bu ödüle layık görülmektedir.
Firmalardan
Hupalupa’ya Mapıc 2024’te “Yılın Eğlence Markası” ödülü
Türk markalarının global alanda kendilerini kanıtladığı ve yeni iş birliktelikleri geliştirdiği önemli bir platform olan Mapic 2024’te “Yılın Eğlence Markası” ödülünü kazanan ilk Türk markası Hupalupa, basın mensupları ile bir araya geldi.
Hupalupa Yönetim Kurulu Üyesi Merve Timurlenk Şengül, “Hupalupa, kapalı alan aile eğlence merkezi konsepti ile çıktığı yolda, farklı festival kurguları, lisanslı sergilere ev sahiplikleri ve hızla şubeleşen mağazalarıyla, marka çatısı altında yatay bir büyüme sağladı. Sadece çocuklara değil, tüm aile bireylerine hitap eden kapsamıyla dikkat çekti, fark yarattı. Hupalupa, konfor ve eğlenceyi bir arada sunarak yeni bir deneyim standardı oluşturdu. Hem ailelerin hem de çocuklar ve gençlerin eğlenebileceği alanlar sunarak, eğlencenin birleştirici gücünü gösterdi. Teknolojik çağda büyüyen çocuklar ve gençler, dijital dünyanın sunduğu fırsatları keşfederken, bazen fiziksel aktivite ve sosyal etkileşimden de uzaklaşabiliyorlar” ifadelerini kullandı.
Hupalupa bünyesindeki markalardan bahseden Şengül: “Hupalupa EXPO eğlenceyi, eğitimi ve deneyimi bir araya getiren bir konsept olarak öne çıkıyor. NASA Uzay Sergisi, NBA Sergisi, Body Worlds gibi uluslararası lisans sahibi ve prestijli sergilerle, çocuklar ve aileler için farklı dünyalar sunuyoruz. İkinci markamız olan Hupalupa GO, Türkiye’nin her yerine eğlenceyi götürdüğümüz bir festival serisi olarak büyük önem taşıyor. Bu festivallerde, farklı oyun parkurları, yarışmalar ve sahne gösterileri gibi çeşitli deneyimlerle geniş bir yelpazede etkinlikler sunuyoruz. Hupalupa Store markamızla ise, eğlenceyi alışveriş deneyimiyle birleştiriyor ve ziyaretçilerimize premium kategorideki renkli ve trend ürünlere ulaşma imkanı sunuyoruz. Son bir yıl içinde 11 şubeye ulaşarak, büyüme ivmemizle bu alanda da ülkemizde lider konuma geldik. Mapıc ödülü ile başladığımız bu global yolculukta, 2025 hedeflerimiz arasında Hupalupa ‘nın eğlence anlayışını ve marka değerlerini bir Türk markası olarak tüm dünyaya taşımak yer alıyor. Aynı zamanda, global pazarda etkili bir oyuncu olmayı ve sürdürülebilir gelişim sağlamak için kararlılıkla ilerliyoruz” dedi.
Firmalardan
Sultan Etçi, dijital dönüşüm süreçlerini geliştiriyor
Sultan Etçi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, 2024 yılını kısaca değerlendirirken 2025 yılı beklentilerini de açıkladı. Bılıkçı, “Sultan Etçi Ailesiyle birlikte elde ettiğimiz başarıları ve geleceğe dair heyecan verici hedeflerimizi paylaşmak isteriz. Bu yıl, ekiplerimizin özverisi ve iş birliği sayesinde, zorlukları fırsata dönüştürdük ve sektördeki güçlü konumumuzu daha da pekiştirdik. 2025 yılında, sürdürülebilirlik ve inovasyon odaklı projelerimize hız kesmeden devam edeceğiz. Dijital dönüşüm süreçlerimizi geliştirerek, müşteri deneyimini en üst seviyeye taşımayı ve toplumsal sorumluluklarımızı artırarak çevremize daha fazla katkı sağlamayı hedefliyoruz. 2025 yılının sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek ve birlikte daha büyük başarılara ulaşmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.