Firmalardan
Arzum OKKA, Ambiente 2015 Fuarı’nın ilgi odağı oldu!
Almanya’nın Frankfurt şehrinde düzenlenen züccaciye, ev dekorasyonu ve hediyelik eşya fuarı Ambiente’ye bu yıl 12. kez katılan Arzum Elektrikli Ev Aletleri, Arzum OKKA Türk kahvesi makinesi ile fuarın ilgi odağı oldu.
Dünyanın önde gelen uluslararası züccaciye, ev dekorasyonu ve hediyelik eşya fuarı Ambiente 2015, 13-17 Şubat tarihleri arasında dünyanın en büyük ikinci fuar alanı olan Frankfurt Fair and Exhibition Centre’da gerçekleştirildi. Global tüketici ürünleri alanındaki endüstri için rakipsiz bir ticaret platformu olan Ambiente 2015 Fuarı’nda, 46 futbol sahasından daha geniş büyüklükte bir alanda 90’ı aşkın ülkeden gelen 5000’e yakın firmanın ürünleri sergilendi. Türk firmalarının yanı sıra Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının da yoğun ilgi gösterdiği fuara bu yıl 12. kez katılan Arzum Elektrikli Ev Aletleri, Arzum OKKA Türk kahvesi makinesi ile Ambiente 2015 Fuarı’nın ilgi odağı oldu.
Ambiente 2015’i değerlendiren Arzum Elektrikli Ev Aletleri Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı “Çeşitli fırsatları barındıran bu uluslararası ve seçkin platformda Arzum OKKA ile yer almaktan gurur ve mutluluk duyuyoruz. Ambiente 2015’in bizim için çok yönlü değerleri bulunuyor. İlki, Türk kahvesinin globalleşmesi vizyonumuzun önemli bir öğesi ve inovatif bakış açımızın bir sonucu olarak dizayn edip sunduğumuz Arzum OKKA’yı hem Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarımızın hem de uluslararası tüketicinin beğenisine sunuyoruz. İkincisi, Ambiente’yi, geliştirdiğimiz yeni ilişkilerle, Arzum OKKA’yı uluslararası pazarlara sunmanın önemli bir platformu olarak görüyoruz. Üçüncüsü Türkiye küçük ev aletleri sektörünü büyütmek ve ürünlerimizin inovasyonu için ilham verici yeni teknoloji ve tasarımları inceleme; genç ve başarılı tasarımcıları tanıma imkanı buluyoruz. Fuarda Arzum OKKA ile konumlanmamızın önemli nedenleri var. Dünyada günde 1.1 milyar fincan kahve içiliyor. Ama 500 sene evvel kahvenin dünyaya yayılmasını sağlayan Türk kahvesi, bu, günlük 1.1 milyar fincanlık pazardan yüzde 10 dahi pay alamıyor. Espressonun, filtre kahvenin ve suda çözülebilir hazır kahvenin tüm dünyaya yayılmasında, bu kahve türlerinin 1900’lü yılların başında makineli çözümlere geçmesi belirleyici oldu. Türk kahvesi ise 2003 yılına kadar makineleşemedi. Arzum 2003’te ilk elektrikli cezveyi üretti. Ardından benzen ürünler geldi. Son 10 yıllık periyotta Türk kahvesinde önemli bir makineleşme süreci başladı. Türk kahvesinin dünyada hak ettiği konuma ulaşamamasının en önemli nedeni, Türk kahvesinde makineli çözümlerin diğer kahve türlerine kıyasla 100 yıl kadar gecikmesidir. Bu noktada Türk kahvesinin başka bir sorunu, makineyle de yapılsa elle servis ediliyor olması. Biz, kendine global pazarda yer bulabilmesi için, Türk kahvesini doğrudan fincana servis eden bir ürüne odaklandık. Arzum OKKA’yı bu bakış açısıyla geliştirip piyasaya sunduk. Arzum OKKA doğrudan fincana servis özelliğiyle rakiplerinden ayrışıyor. Kahvenin köpüğünü tüm fincanlara eşit olarak dağıtıyor ve yavaş pişirme özelliğiyle de közde Türk kahvesi tadını yaşatıyor. Son olarak servisin ardından kendi kendini yıkama özelliğiyle pratik bir kullanım sunuyor. Türk kahvesinin UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne kaydedilmesinin sağladığı avantajla, dünyaya mümkün olduğu kadar çok kahve makinesi sunmamız gerekiyor. Bu noktada “çekirdekten fincana servis” yapabilen makineleri geliştiriyor olmak çok önemli. Çünkü Türk kahvesi, çekirdeği çekildiğinde, diğer kahve türlerine nazaran en ince kahve türü olduğu için havayla temas ettiği anda bayatlamaya başlıyor. Eğer çekirdekten fincana servis edilebilen makineler üretebilirsek, Türk kahvesinin dünyada hak ettiği yere gelebileceğine inanıyorum. Bugün artık bizim Türk kahvesi ile Avrupa pazarında nasıl güçlenebileceğimizi, yeni pazarlara, Çin pazarına nasıl girebileceğimizi konuşmamız, bu pazarlara dair stratejiler geliştiriyor olmamız gerekiyor.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.