Firmalardan
Bisse; 40 yılda ürettiği gömleklerle dünyanın etrafını 2. kez turluyor!
Gömlek üreticileri arasında kalitesiyle dünyada ilk beşin içerisinde yer alan Bisse’de, bir kumaşın gömleğe dönüşümü ise 7.7 saniyede gerçekleşiyor.
Bisse, 40. yılını kutluyor. 2001 senesinden itibaren ürün gamını genişleten Bisse, 40. yıla özel olarak tasarladığı “B76” isimli spor koleksiyon ile gençleri de hedefliyor. Marka adı ise; “Birlikte İlkemiz Sanatla Sanayiye Erişmek” kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor.
Kurulduğu günden bugüne 40 yılda yaklaşık 70 milyon metre kumaş kullanan Bisse, ürettiği gömlekler birbirine eklendiğinde dünyanın çevresini iki kez turlayabiliyor. Klasik çizgilerin yanı sıra maceracı ve tarz sahibi erkeklere de hitap eden tasarımlarını, yurtiçinde 39 ve yurtdışında 18 mağazada satışa sunan Bisse’nin 2016 yılı hedefleri arasında; mağaza sayısını toplam 65’e, satış noktasını ise 500’e çıkarmak bulunuyor. 2015 yılındaki %6,25’lik büyüme oranının ise, 2016 yılında %12 – 18 arasında olması hedefleniyor.
Yılda ortalama 1 milyon gömlek ürettiklerini ve bu rakamın %70’inin ihracata gittiğini belirten Bisse Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kefeli; “Geçen sene Afrika pazarında %50 yükseliş yakaladık. Güney Afrika bayimizin yanı sıra Johannesbourg’da bir de Bisse mağazamız vardı, yıl bitmeden bir tane daha açılacak. Afrika’daki önemli şehirlere yayılmak için de showroom açıyoruz. Afrika’ya aşağıdan yukarı yayılmak için çok önemli fırsatlar görünüyor. Bizim için önemli bir pazar.” diye belirtiyor.
“Gömlek üretmek sanattır ve bu sanatı tamamlayan unsurlar da detaylardır” prensibiyle yola çıktıklarını belirten Mustafa Kefeli; “1976 yılında gömlek atölyemizi kurduk. O zamanlar 14–15 yaşlarındaydım. 40. yılımızda geriye dönüp baktığımda prensiplerimizden ödün vermeden bu noktaya geldiğimizi görüyorum.“ dedi. Kefeli; “Halen Türkiye’de 100 ürünün 67’sini indirimsiz satabilen tek markayız. Tüketicilerimizin markamıza olan güveni bizler için bir gurur kaynağıdır. Fabrikamıza kumaş girdikten tam 7.7 saniye sonra, giyilmeye hazır bir gömlek olarak çıkıyor. Mavi ve beyaz yakalı gömlekler haricinde hiçbir ürünü 40 adetten fazla üretmiyoruz ve butik çalışma anlayışımızı yıllardır devam ettiriyoruz. Dönüp arkama baktığımda kimler kimler giymedi ki bu markayı diyorum; Sakıp Sabancı, Galler Prensi Charles, Romanya Kralı Prens Radu, Kevin Costner ve Bill Clinton ilk aklıma gelenler.” diye ekledi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.