Firmalardan
CarrefourSA, sürdürülebilir balıkçılığı destekliyor
CarrefourSA, sürdürülebilir balıkçılığın gelişmesi ve Türkiye’nin balık tüketiminin artması amacıyla üretimden lojistiğe çiftlik balıkçılığını destekleyerek yıl boyunca tüketicilerine çeşidi bol ve taze balık sunuyor.
“Tazesi ya Denizde ya CarrefourSA’da” diyen CarrefourSA, Bodrum’da kurulu olan ve levrekleri “Dünyanın En Lezzetli Balığı” ödülü alan Sürsan Su Ürünleri Tesisleri’ne basın gezisi düzenledi.
CarrefourSA Genel Müdürü Z. Hakan Ergin, basın mensuplarına yaptığı açıklamada kişi başı yıllık balık tüketim miktarının dünyada 17 kg ve Avrupa’da da 20 kg seviyesinde olduğunu belirterek Türkiye’de 6,2 kilogramlık yıllık balık tüketim miktarının yeterli olmadığına dikkat çekti. Kontrollü, sağlıklı ve güvenilir olması dolayısıyla çiftlik balıkçılığı yatırımlarına imza attıklarını, böylelikle sürdürülebilir balıkçılık ve avcılık faaliyetlerine destek verdiklerini belirten Z. Hakan Ergin, şunları dile getirdi:
“CarrefourSA olarak hem ülkemizdeki sürdürülebilir balıkçılık ve avcılığın gelişmesi hem de tüketicilerimizin besin değeri açısından önemli olan balığı daha fazla tüketebilmeleri adına bu alanda 4 milyon TL yatırıma imza attık. Yatırımlar çerçevesinde balık konusunda tazelik, bol ürün çeşidi, hizmet ve fiyat olarak müşterimize en kaliteli alışveriş olanağını sağlıyoruz. 2016 yılında 25 – 30 farklı balığın yer aldığı reyonlarımızdan toplam 2,8 milyon kg balık satışı yapıldı. Bu yıl, balık sezonunda tüketicilere 80 – 85 farklı ürün çeşidi sunar olduk. Dolayısıyla yılsonunda hedeflediğimiz 8 milyon kg balık satışına ulaşmış olacağız. Balık konusunda 2017 yılı için belirlediğimiz 2016 yılına oranla 4 kat fazla ciro hedefini de yakalayacağız. Böylelikle 2017 yılında Türkiye’nin en çok balık satan marketi olma sözümüzü yerine getirmiş olacağız.”
CarrefourSA Gıda Kategori Direktörü Ayşin Işıkgece’de, Türkiye’de çiftlik balıkçılığı ve deniz balıkçılığı olarak ikiye ayrılan su ürünleri pazarında ürün miktarının yıllık 500 bin tonun üzerinde olduğunu, geçtiğimiz yıl deniz balıkçılığının yüzde 22,4 azalırken çiftlik balıkçılığının da yüzde 5,4 arttığını belirten Ayşin Işıkgece, şunları söyledi:
“TÜİK tarafından açıklanan 2016 yılı verilerine göre deniz balıkçılığı miktarı, 260 bin ton seviyelerine gerilerken çiftlik balıkçılığı miktarı ise 250 bin ton seviyesini geçti. Hem denizlerdeki balık stoğunu önemsediğimiz hem de yerel ürünlerin geleceğe miras bırakılması gerektiğine inandığımız için yetiştirme koşulları, beslenme imkânları ve avlanma süreci doğrultusunda çiftlik balıkçılığını destekliyor, ülkemizde sürdürülebilir balıkçılık faaliyetlerinin devamına katkı sağlıyoruz.”
“Balık, AB’ye ihraç edebildiğimiz tek hayvansal ürün”
Balığın, soframıza gelirken doğası gereği habitatındaki tüm bileşenleriyle birlikte geldiğinin altını çizen Ayşin Işıkgece, çiftlik balıkçılığı ile üretilen balıkların ilgili mevzuatlar çerçevesinde avlandıktan sonra ağır metal analizi, toksin analizi ve diğer kimyasal analizlerden geçip önce marketlerdeki reyonlara, ardından sofralara ulaştığını vurgulayarak;
“Ülkemizde çiftlik balıkçılığı ile üretilen balıklar, Avrupa Birliği ülkeleri dâhil pek çok ülkeye ihraç ediliyor. Unutmayalım ki balık, AB’ye ihraç edebildiğimiz tek hayvansal ürünümüzdür. Bu çerçevede CarrefourSA olarak özellikle levrekleri Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü (ITQI) tarafından “Dünyanın En Lezzetli Balığı” ödülüne layık görülen Sürsan Su Ürünleri ile iş birliği gerçekleştirip bu ödüllü levreklerin yalnızca CarrefourSA marketlerinden tüketicilere ulaşmasını sağlıyoruz” dedi.
Balığın reyona gelene kadar olan tüm sürecine hâkim olarak tüketicilere taze, bol çeşitli ve güvenilir balık sunmak amacıyla çiftlik balıkçılığına yatırım yaptıklarını, bunun yanı sıra Doğa Tat Carrefour (DTC) markası ile bu konudaki kontrolü daha da arttırmak ve süreci tamamen izlemek istediklerini belirten Ayşin Işıkgece, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çamlı Balık A.Ş. ve Leroy ile yapmış olduğumuz ortaklık ile birlikte kontrolünü tamamen sağlayabildiğimiz, bilinçsiz antibiyotik kullanımının ve yüksek stok yoğunluğunun önüne geçilmesini ve bu sayede çevresel kirlilik artışına engel olup hayvan refahını da gözeten bir yöntemle çipura, levrek ve somon füme ürünlerinin üretilmesini sağlıyoruz. Hayvan yemlerinde kullanımı mevzuat açısından sorun yapmayan GDO’lu yemler, DTC ürünlerinde bulunmuyor. CarrefourSA olarak kontrollü süreci tek bir merkezde sağlamak amacıyla Su Ürünleri Platformu kurduğumuzu daha önce sizlerle paylaşmıştık. Platformumuza gelen tüm ürünler tazelik kriterleri, av, boy ve tür yasakları açısından kontrol edilerek mal kabulü yapılmaktadır. Özellikle av, boy ve tür yasağı adına yapılan kontroller sayesinde türlerin devamlılığının sağlanmasına da katkıda bulunulmaktadır. Tüm bu süreçler doğrultusunda tüketicilerimize balık sezonunda 80 – 85 farklı çeşit, avlanma yasağı olan dönemde de 40 – 45 farklı çeşit balık ulaştırarak yılın her döneminde tüketicilerimize taze ve bol çeşitli balık yeme imkânı sağlıyoruz.”
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Özkan Özden ise son 10 yıldır deniz balıkçılığının azalarak doğal kaynakların neredeyse sonuna yaklaşıldığını vurgulayarak; “Doğada 1 milyon balık yumurtasından yalnızca 50 bini sofraya ulaşırken çiftliklerde sofraya ulaşma oranı 250 – 300 bin adet seviyesindedir. Dolayısıyla çiftlik balıkçılığı, özellikle denizlerdeki balık stoklarının korunması ve sürdürülebilir balıkçılık adına büyük öneme sahiptir” dedi. Özden, şöyle konuştu: “Çiftlik balıkları, kontrollü bir beslenme süreci yaşarlar. Böylece sahip oldukları besin değerleri, deniz balıklarına oranla mevsimsel değişimlerden etkilenmediği için daha yüksektir. Bu sayede çiftlik balıkları, sahip oldukları mineral ve yüksek protein içeriği, omega3 yağ asitlerinden EPA ve DHA içeriği açısından zengin olmaları ve kolay sindirilebilmeleri açısından toplumun her kesimi için sağlıklı ve lezzetli bir fonksiyonel besin kaynağıdır. Çiftlik balıkçılığında yumurtadan avlanmaya kadar tüm sürecin kontrollü olması ve ağır metal gibi istenmeyen durumların gözlenmemesi sonucunda balık, Türkiye’den ihraç edilebilen tek hayvansal ürün oldu. Bu da ülkemizde Avrupa Birliği normlarında üretim yapıldığının en iyi göstergesidir. Bugün için çiftlik balıkçılığında üretimin yüzde 70’i başta Almanya, Hollanda ve İngiltere gibi ülkelere ihraç ediliyor. Burada 800 milyon dolarlık bir hacim söz konusu. Türkiye’nin balık ihracatında 2023 yılı hedefi 1,5 milyar dolar olarak belirlendi.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.