Firmalardan
Çaykur, çayın destanını yazdı
Türkiye topraklarında üretimine tam 90 yıl önce başlanan çayın destanı Çaykur tarafından hazırlanan “Çayın 90 Yılı” kitabında kaleme alındı. Türk çay kültürünün ve çaya gönül veren birbirinden değerli isimlerin de ayrıntılarıyla ele alındığı kitabın hazırlık çalışmaları tam bir yıl sürdü.
1947 yılından beri Türkiye’de çayla birlikte anılan Çaykur, Türk çay kültürünün ve Türk çayının tanıtılması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.
Giderek güçlenen Türkiye ekonomisinin en güçlü damarlarından biri olan çaya ve bir dünya markası olma yolunda kararlılıkla ilerleyen Çaykur’a dair detaylı bilgilerle zenginleşen kitap, belgeler ve tanıklıklarla okurlara tam bir ‘belgesel’ atmosferi sunuyor.
Bu kıymetli bitkinin ülkemize girmesinden üretimine başlanmasına, ilk tesislerinin açılmasından fabrikalarının kurulmasına, daha modern ve daha ‘sürdürülebilir’ kılınması adına atılan adımlardan dünyada da ilgiyle izlenen ve beğeniyle tüketilen bir ürün haline gelmesine değin her aşama kitapta yalın, bir o kadar da akıcı bir dille anlatılıyor.
Bir başarı öyküsü olarak çay üretimi
“Çay üretiminde gelinen nokta Türkiye Cumhuriyeti için bir başarı öyküsüdür” diyen Çaykur Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu çayın ekonomik bir değer olmasının yanı sıra benzersiz bir kültürel hazine niteliği de taşıdığını belirterek bu gerçeğin kitaba eksiksiz bir şekilde yansıtıldığının altını çiziyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Çaykur olarak gittiğimiz her ülkede Türk çayını ve çayın kültürünü anlatıyoruz. Çayın bu topraklardaki 90’ıncı yılı onuruna çayın ülkemizdeki destansı serüvenini aktaran bir kitap yazmak istedik. “Çayın 90 Yılı” bu düşünce ile ortaya çıktı. Çay kültürünü ve tarihini en ince ayrıntılarıyla anlatmaya özen gösterdik. Çaya dair kapsamlı ve son derece güçlü bir ‘hafıza’ oluşturmaya çalıştık. Bunun yanı sıra özellikle Rize ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin çay ile birlikte değişen ve gelişen sosyo-ekonomik durumuna dikkat çektik. Dilinin yalınlığı ve akıcılığı, tasarımının zengin görsel arşivle desteklenmiş olması kitabımızın özelliklerinden yalnızca birkaçı.”
Çaykur Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun öncülüğünde hazırlanan “Çayın 90 Yılı” kitabıyla Çaykur; sevgiyle üretilen ve tüketilen, hayatın her anına hitap eden, bir üründen çok daha fazla anlamlar içeren çayın ülkemizdeki 90 yılının destanını aktarırken, gelecek kuşaklar için de yepyeni bir ufuk açarak kültür-sanat dünyamıza son derece önemli bir eser kazandırmanın mutluluğunu ve onurunu yaşıyor. “Çayın 90 Yılı” kitabı Remzi Kitabevi, D&R ve Alkım Kitapevi mağazalarında ( 45 TL etiket fiyatıyla ) okurlarıyla buluşmayı bekliyor.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.