Firmalardan
Dimes, ‘dönüşüm doğamızda’ diyor
Dimes, sürdürülebilirlik alanında tüketici odaklı çalışmalara hız veriyor.
Uzun vadeli bir planlama dahilinde, her yıl farklı temaları işleyecek olan Dimes, 2016 yılında geri dönüşüm konusunda genel bilincin artırılması ve bu alanda toplumsal davranış alışkanlıklarında pozitif değişime odaklanacak. Dimes 2016 yılında ‘Dönüşüm Doğamızda’ konsepti ile gerçekleştirilecek çalışmalarda, tüketici iletişimi faaliyetleri ve farklı paydaşlarla ortak etkinlikler gerçekleştirecek. Çocuklar için eğlence ve eğitimi bir arada sunan ve geri dönüşüm deneyimi içeren iletişim çalışmalarının yanı sıra, dijital ve sosyal medyanın etkin kullanımı hedefleniyor. Çalışmalar kapsamında, Tetra Pak’ın 2004’te Milli Eğitim Bakanlığı himayesinde başlattığı ve Dimes’in 2011 yılından bu yana destek verdiği Küçük Şeyler Doğayı Yeniler eğitimleriyle 2016 yılı içerisinde 10 bin çocuğa ulaşılması hedefleniyor. Bunun yanı sıra, önde gelen perakende zincirleriyle işbirliği içerisinde, farklı illerde satış noktası etkinlikleri, tüketici promosyonları ve saha aktiviteleri de planlanıyor.
Türkiye’nin ilk yerli sermayeli meyve suyu markası olan Dimes ‘in, Kurucusu M. Vasfi Diren’in çiftçinin emeğini ve toprağın bereketini katma değerli ürünlerle değerlendirmek düşüncesiyle 1958 yılında hayat bulduğunu vurgulayan Dimes Genel Müdürü Ozan Diren, “Kuruluş öyküsü Dimes’i her şeyden önce sürdürülebilirlik üzerine inşa edilmiş bir iş modeli ve marka kılıyor. Doğanın mucizesi ve tarım üreticilerinin emeğinin ürünü meyvelerin, herkes için, her zaman, her yerde ulaşılabilir olabilmesi, yeterli miktarda tüketilebilmesi için çalışıyoruz; insan sağlığı ve ülke ekonomisi için değer üretiyoruz. Bu ürünleri hayatına katan tüketicinin seçimi de, toprağı işleyen çiftçinin emeğine değer katıyor” dedi.
Ozan Diren sözlerini şöyle sürdürdü: “Dimes, doğadan insana uzanan bir değer zinciri olma özelliği taşıyor. Bu zinciri, bugüne dek milyonlarca meyve fidanı yetiştirip dağıtarak desteklediğimiz üreticiler, iş ortaklarımız, çalışma arkadaşlarımız ve tüketiciler başta olmak üzere tüm paydaşlarımızla el ele oluşturduk. Sürdürülebilirlik konusu bugün tüm dünyanın önceliği, bu durum, değer zincirimizi daha da önemli kılıyor. Sürdürülebilir çevre için olumlu bir fark ortaya koymanın en etkin yollarından biri, sektörler, kurumlar ve bireylerin ortak hareket edebilmesidir. Birlikte atılacak küçük adımların, yapılacak küçük şeylerin, büyük değerlere dönüşmesi mümkün. Tüketicilerimiz, marka dostlarımızla el ele ilerlemeyi hedefliyoruz ve bunun için uzun soluklu bir plan yaptık.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.