Firmalardan
Doğru veritabanını seçerken dikkat edilmesi gerekenler
Hangi veritabanı kurumunuz ve projeleriniz için en doğrusu?
Organizasyonlar, bazen bu soruya yanıt ararken, eski alışkanlıklarının yönlendirmesi ile hareket edebiliyorlar.
Couchbase yetkilileri, kurumların yeni bir veritabanı seçerken aşağıdaki beş noktayı göz önünde bulundurması gerektiğini söylüyorlar:
1.Kullanım amacı: Bir veritabanı teknolojisine karşı verdiğimiz olumlu ya da olumsuz kararlar, ilk olarak kullanımda olan veya geliştirilecek uygulamaların türüne ve ihtiyaçlarına bağlıdır. Örneğin, çok hızlı yanıt zamanlarına, birden fazla etkileşime (ürün kataloğu gibi), uyumlu yüksek veri hacmini karşılayabilecek e-ticaret gibi uygulamalar mı var? Eğer öyleyse, NoSQL veritabanları, dağıtık kümeler (cluster) içinde yatay veya dikey olarak esnek bir biçimde ölçeklenebilen sunucu kaynakları olarak, öne çıkmaktadırlar. Ayrıca, yapısal olmayan veriler veya bugün sıkça karşımıza çıkan farklı veri yapılarını birlikte işleme ihtiyacı söz konusu olduğunda, NoSQL veritabanları yoğun bir şekilde işlev görür. Öte yandan, klasik ilişkisel veritabanı yönetim sistemleri (DBMS), katı, değiştirilmesi zor tablo yapılarıyla, günümüzün yeni veri ortamıyla başa çıkmak için ara çözümlere ihtiyaç duyduğundan, genellikle maliyetler artar ve performans düşer. Kısacası: büyük verilerin bir NoSQL veritabanına ihtiyacı vardır.
2.İş sürekliliği açısından gereksinimler nelerdir? Kurumlar, yükümlülüklerini yerine getirebilmek ve ticari anlamda rekabetçi olabilmek için hem performans hem de süreklilik anlamında SLA’lerini önceliklendirerek planlama yapmak durumundadırlar. Uygulamalar, ciddi biçimde artan iş yüküne ve paralel kullanıcı kullanımına rağmen yüksek düzeyde işlevsel kalmalıdır. Veritabanlarının da bu artan ek iş yükünü karşılayabilecek şekilde ölçeklenebilir olması gerekir. Buna ek olarak sistem, coğrafi olarak dağıtılmış uygulamalar arasında otomatik replikasyon mekanizmaları aracılığıyla kritik öneme sahip uygulamaların gittikçe artan süreklilik ihtiyaçlarını karşılamalıdır.
3.Veritabanı geleceğe hazır mı? Bir veritabanının desteklenen özellikleri yalnızca mevcut ihtiyaçları karşılamamalı, aynı zamanda gelecekteki iş yüklerini ve kullanım senaryolarını da dikkate almalıdır. Ayrıca, karmaşıklığı ve maliyetleri artıracak ek yazılım gerektirmeyen, doğal olarak entegre edilmiş bir metin araması ve gerçek zamanlı analitik gibi özellikler de oldukça önem taşımaktadır. Modern bir veritabanı aynı zamanda bir “veri deposu”nu ve bir cache katmanını birleştirmelidir: önbelleğe alma, uygulamaları daha düşük maliyetlerle önemli ölçüde hızlandırır ve isteğe bağlı ölçeklenebilirlik sağlar.
4.Gerçek bulut işlevselliği: Maliyetten tasarruf etmek ve daha fazla esneklik elde etmek için kurumlar, sanallaştırılmış, sınırlı, özel, genel veya hibrit bulut ortamlarında çalışabilecek uygulamalara güvenmektedir. Bir veritabanı, bugünün işletmelerinin taleplerini karşılamak için hem bulut tabanlı hem de bulut sağlayıcısından bağımsız olmalıdır. Modern NoSQL veritabanları orkestrasyonu desteklemeli, veriler hızlı bir şekilde replike edilebilmeli ve aktarılabilmelidir. Bunun yanı sıra, uygulama katmanında kesintiye yol açmadan, artan yükü karşılayabilmek için ilave işlem gücü (CPU, Memory, ek sunucu, node vb..) eklenebilmeli, yük ortadan kalktığında da maliyetleri düşürmek için çıkarılabilmelidir. Modern veritabanının hem bulut tabanlı hem de bulut sağlayıcısından bağımsız olması oldukça önemli bir noktadır.
5.İşletme maliyetlerine dikkat: İlişkisel veritabanı ortamında, büyük veriler, sorguları ve analizleri yeterince yüksek bir performans ile gerçekleştirmek için büyük ve pahalı sunuculara ihtiyaç duyarlar. Veri hacmi ne kadar artarsa, daha güçlü sunuculara olan ihtiyaç da o kadar artar. Öte yandan, NoSQL sistemleri kolayca ölçeklenebilir. Dahası, modern NoSQL veritabanlarıyla uygulama geliştiricileri, daha yaygın olarak bilinen SQL’in sözdizimini ve semantiğini, örneğin dağıtılmış veriler ve JSON belgelerini yönetmek için kullanabilirler. Bu özellikler, işletme ve personel eğitimi maliyetinde belirgin bir düşüşe neden olur. NoSQL sayesinde büyük veri, büyük maliyetler anlamına gelmez.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.