Firmalardan
İnşaat hareketliliği, endüstriyel reklamcılara yeni pazarlar yaratıyor
Sign İstanbul 2013, 28 Kasım – 1 Aralık 2013 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek.
Türkiye’de her geçen gün bir yenisi açılan AVM’ler, çok katlı mağazalar ve ev-ofis-alışveriş konseptindeki yaşam alanları, bir taraftan reklam mecralarının artmasını sağlarken diğer yandan endüstriyel reklam üreticilerini daha yaratıcı, yenilikçi ve seçici olmaya yönlendiriyor. Türkiye ile birlikte özellikle Irak, İran, Libya, Azerbaycan gibi yakın ülkelerde yapılan yeni inşaat yatırımları, Türk reklam üreticisi için alternatif pazarlar oluşturuyor. 28 Kasım’da ulusal ve uluslararası reklam sektörünü 15. kez bir araya getirecek olan Sign İstanbul Fuarı, bu yeni pazarlardan pay alabilmek için ihtiyaç duyulabilecek ürün, teknoloji ve uygulamaları bir arada sunuyor.
Endüstriyel reklam üreticileri için yeni pazar fırsatlarına açılan kapı niteliğindeki uluslararası buluşma, 28 Kasım – 1 Aralık 2013 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek. Bu yıl 15.’si düzenlenen Sign İstanbul 2013, endüstriyel reklam sektörünün hem yurt içindeki büyümesini sürdürmesi, hem de global pazarlarda yaşanan yoğun rekabette ayakta kalabilmesi için gereken tüm yeni ürün, malzeme, uygulama ve teknolojilere ev sahipliği yapacak.
Türkiye’de özellikle son 10 yıldan günümüze inşaat sektöründe artarak devam eden bir yoğunluk yaşanıyor. Büyük firmaların ürettikleri markalı konut projeleri nüfusu 5-10 binden az olmayan yeni yaşam merkezleri yaratıyor. İçerisinde yer alan devasa alışveriş merkezleri, çok katlı mağazalar ve residanslarla birer cazibe merkezi haline gelen ve adeta şehir içinde şehir halini alan bu yeni alanlar, aynı zamanda yeni reklam mecraları da yaratıyor. Üstelik bu durum sadece Türkiye için de geçerli değil, hem komşu ülkelerde hem de Orta Doğu, Balkanlar, Kuzey Afrika ve Orta Asya ülkelerinde de benzer biçimde inşaat yoğunluğu söz konusu. Tüm bu hareketlilik, endüstriyel reklam üreticileri için devasa bir pazar oluşturuyor. Ancak, sektörün global oyuncularına rağmen bu pazardaki pastadan pay alabilmek için yeni, farklı ve teknolojik olmak şart. İşte Sign İstanbul 2013 fuarı, özellikle yerli üreticilere; makine parkını yenileyebilecekleri, yeni ürünleri, malzemeleri ve uygulamaları yerinde görebilecekleri, sektördeki son teknolojileri detaylı inceleyebilecekleri, en önemlisi de işbirlikleri kurabilecekleri önemli bir fırsat sunuyor.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.