Firmalardan
İş Bankası: Milli bankacılığın önderi olmaya devam edeceğiz
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali “Hizmet taahhüdümüzün karşılığı olan konularda şimdiye kadar nasıl hiç dur kalk yapmadıysak, istikrarla, sağlıklı duruşla her zaman öngörülebilir davrandıysak bundan sonra da aynı şekilde devam edip, milli bankacılığın önderi olmaya devam edeceğiz” dedi.
Türkiye İş Bankası’nın, 2008’den bu yana KOBİ’lere bilgi ve danışmanlık desteği sağlamak amacıyla düzenlediği İş’le Buluşmalar Toplantısı’nın 37’inci durağı Eskişehir oldu. “Rekabette Yenilikçilik” konulu toplantının açılış konuşmasını yapan Adnan Bali, İş Bankası olarak ilk şubelerini açtıkları 1931 yılından bu yana Eskişehir’in sanayisine, üretimine, istihdamına katkıda bulunduklarını vurgulayıp, Eskişehir’e en çok şube ile destek veren özel banka konumunda bulunduklarını belirtti.
Konuşmasında ekonomik gelişmelere değinen Bali, küresel ekonomik konjonktürdeki değişimlerin Türkiye ekonomisini de doğrudan etkilediğini, ülke olarak bir taraftan kısa dönemli cari riskleri doğru bir şekilde yönetmeye çalışırken, diğer taraftan büyümeyle cari açık arasındaki çelişkiyi çözebilecek yapısal reform ve tedbirler üzerinde yoğunlaşmanın gerektiği yeni bir döneme girildiğini söyledi.
2014 yılında tüm gelişmekte olan ülkeler için olduğu gibi Türkiye ekonomisi için de risklerin arttığının altını çizen Bali, bu çerçevede mevcut konjonktürün, gerek kamu kesimine gerekse özel sektöre, küresel ekonomideki gelişmelerden kaynaklı oluşabilecek etkilerin Türkiye ekonomisine yansımalarını en aza indirme sorumluluğu yüklediğini söyledi.
Türkiye’nin hem dış ticaret imkânlarının hem de iç talebin nispeten canlanmasına dayalı bekleyişlerle yüzde 3’ün üzerinde bir büyüme oranına ulaşabileceğini ifade eden Bali, dış konjonktürün bundan daha yüksek büyüme imkânını da vermediğinin altını çizdi. Ekonominin ülkenin potansiyelinin altında kalmayacak bir büyüme gerçekleştirme olasılığı bulunduğunu kaydeden Bali, bunun altına düşebilecek bir büyümenin Türkiye’yi farklı başka sorunlarla karşı karşıya bırakabileceğine dikkat çekti. Bali, “Ben bunu şuna benzetiyorum; arabayla yolculuk yapıyorsunuz, yavaş giderseniz zamanında varamıyorsunuz. Gereğinden fazla hızlı giderseniz yakıt tükeniyor. Türkiye, ideal bir büyüme dengesi bulmak zorunda. Bunun tecrübî yöntemlerle söylenebilecek seviyesi, kişisel kanaatim yüzde 5’ler seviyesidir. Bunun altı Türkiye’yi sosyal sorunlarla, istihdam sorunuyla, hatta oradan yansıyan bütçe sorunlarıyla karşı karşıya bırakır” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin kişisel geliri 2 bin dolarlardan 10 bin doların üzerine çıkarırken çok büyük başarı gösterdiğini dile getiren Adnan Bali, “Bundan sonrasının aynı modelle gitmesi mümkün görünmüyor. Eğer aynı modelde ısrar edilirse daha fazla güç harcayarak daha az sonuç yaratılacak ki bu da patinajdır. Hukuk altyapısını geliştirerek hem yurtiçi hem yurtdışı yatırımların cazip olabileceği bir iklimi yaratmamız gerekiyor. Bugün şayet daha zor şartları gerektiren yeni bir lige atlayacaksak, bunun gerektirdiği politikaları hayata geçirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin şu anda ekonominin içinde bulunduğu süreci idare edebilecek, yönetebilecek tecrübeye sahip olduğunu belirten Bali, “Örneğin 2008’in son çeyreğinde ortaya çıkan global krizden sonra daralan ekonomiye bir ivmeyi kamu ekonomisi yoluyla verip kısa süre içinde büyüme trendine geçebilmiştik” diye konuştu. Bürokraside, finans sisteminde ve iş dünyasında bu tecrübenin olduğunu hatırlatan Bali, “Kritik olan; temel makro ekonomik politikalarda bu reformcu yaklaşımın benimsenmesi suretiyle, ihtiyatlı para politikalarının devamlılığının sağlanması ve bankacılık, finans sisteminin mevcut güçlü konumunu korumasıdır” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.