Firmalardan
Komşu Fırınlar, 2013 yılında 350, takip eden yıllarda binin üzerine mağazaya ulaşacak
Komşufırınlar, 2013 yılında 350, takip eden yıllarda ulaşacağı binin üzerinde mağaza sayısı ile, Türkiye’nin en büyük fırıncılık zinciri olmayı hedefliyor.
Buğdayın tohumdan sofraya uzanan yolculuğunun her aşamasına değer katma misyonunu üstlenen ve tüm süreci yöneterek “dünyada bir ilk”i gerçekleştiren DORUK Şirketler Grubu, “Komşufırın” ve iş modelini 20 Ekim 2009 Salı günü Ortaköy RadissonBLU Oteli’nde düzenlenen toplantıyla tanıttı.
Toplantı, Doruk Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Hasip Gençer ve Doruk Şirketler Grubu Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Koordinatörü Ertuğrul İşler’in katılımlarıyla gerçekleşti. Söz konusu toplantıda, 3. Nesil Fırıncılık zincirinin Türkiye’deki ilk ve tek örneği olan Komşufırın’ın ürün ve hizmetleri, çağdaş ekmek sanatları konsepti ve yatırım hedefleri hakkında bilgi verildi.
Gençer: “Komşufırın ile geleceğin geleneğini oluşturuyoruz”
Doruk Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Hasip Gençer, “Bir buğday tanesinden kocaman dünyalar kurmak” üzere yola çıktıklarını, 30 yılı aşkın bir süredir buğdayın tarlada başlayan yolculuğunu emek ve bilgi ile buluşturarak en değerli gıda maddesi ekmeği sofralara getirmek için çalıştıklarını söyledi.
Gençer şöyle devam etti: “Doruk Şirketler Grubu’nun varlık sebebi, “tarladan sofraya, tahıldan lokmaya, tüketiciye en kaliteli ve sağlıklı ürünü sunmak” olmuştur. Bu noktadan hareketle gelişime liderlik eden ve oluşturduğumuz değerler toplamıyla sektörde belirleyici güce sahip, örnek bir kurum olmak misyonu ile çalışıyoruz. Komşufırın bu amaca hizmet eden, tarlaya atılan tohumun, sofraya gelene kadar geçen her anı tek bir çatı altında toplama anlayışının ulaştığı son noktadır. Komşufırın, insanlık tarihi kadar eski ekmek geleneğini, gıda teknolojisinin, üretim ve dağıtım yöntemlerinin son olanaklarıyla bir araya getiriyor. Komşufırınlarımızda, fırıncılığın yeni yüzünü, ruhunu, standardını; geleceğin geleneğini oluşturuyoruz.”
Doruk Şirketler Grubu Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Koordinatörü Ertuğrul İşler toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’de paketlenmemiş /butik ekmek ve paketli ekmek /endüstriyel ekmek pazarının yaklaşık 11 milyon ton; satış değeri olarak ise yaklaşık 22 milyar TL olduğu bilgisini verdi. Ekmeğin en sağlıksız koşullarda üretilen temel gıda maddesi olduğunu belirten İşler, ülkemizde faaliyet gösteren fırınların çok büyük bölümünde gıda güvenliği ve hijyen standardı bulunmadığını sözlerine ekledi.
3. Nesil Fırıncılık Anlayışı ile Her Zaman Taze ve Sıcak Ürünler
İşler, fırıncılık sektöründe yaşanan süreci şöyle anlattı: “1. nesil fırıncılık anlayışında mahalle fırınları vardı, yerel hammadde ve yetersiz temizlik anlayışıyla kısıtlı çeşitlilikte üretim yapıyorlardı. Üretim teknikleri babadan oğula geçiyordu. 2. nesilde ise üretim ve pişirme süreci fabrikaya taşındı. Uluslararası hammadde kullanılarak, daha geniş çeşitlilikte, hijyen koşullarının gözetildiği bir üretim anlayışı hâkim oldu. 3. nesil ile birlikte, geleneksel anlayış ile yenilikçi anlayışın birlikte harmanlandığı, uluslararası standartlarda üretim ve pişirme tekniklerinin kullanılarak, tüketicilere zengin ürün çeşitliliğinin sunulduğu bir fırıncılık anlayışına geçildi. Bu anlayışın en önemli farklılığı tüketicilerine günün her saatinde fırından henüz çıkmış, taze ve sıcak ürünler sunabilmek. 3. nesil fırıncılık, insanlık tarihi kadar eski ekmek geleneğini, gıda teknolojisinin, üretim ve dağıtım yöntemlerinin son olanaklarıyla bir araya getiriyor.”
Ertuğrul İşler, Komşufırın’ın Türkiye’ye “3.Nesil Fırıncılık” anlayışını getirdiğine, 30 yılı aşkın tecrübenin ve uzmanlığın son halkası olduğuna dikkat çekerek Komşufırın projesinin 5 yıllık bir ön çalışma sonucunda bugünkü yapısına kavuştuğunu anlattı.
İşler konuşmasını şöyle sürdürdü: “Komşufırın mağazalarımız ortalama 100 -120 metrekare için 300.000 TL’lik ekipman ve inşaat dekorasyon yatırım bedeliyle kuruluyor. Aralık ayında ulaşacağımız 32 mağaza ile ciromuz mağaza başına 90.000 TL olacak.”
İşler: “2013 yılında 350 Komşufırın ile tüm Türkiye’ye ulaşacağız”
İşler şunları ekledi: “Bugün 24 mağazamızda, üretim tesislerimizde ve merkez destek kadromuzda 350 çalışanımızla her gün on binlerce Komşufırın misafirine taze ve sıcak ürünler sunuyoruz. Mağazaların büyümesine paralel olarak 12.500 metrekare büyüklüğündeki yeni merkezi üretim tesisimizi inşa ediyoruz. Projemizin ilk mağaza örneğini 2008 yılının Ağustos ayında Kadıköy’de açmıştık. Amacımız 2013 yılında 350 Komşufırın ile tüm Türkiye’ye ulaşmak. Lezzetli, sağlıklı, üstün kalitede, besleyici ürünleri tüm Türkiye’ye ulaştırmak için çalışıyoruz.”
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.