Firmalardan
Ramazan’da stoklar yeterli
Türkiye’nin başta buğday olmak üzere kuru gıda ürün stokları gerekli ihtiyacı karşılayacak durumda. Ramazan ayı ve sonrası fiyat artışı olmayacak.
Ağustos ve Eylül aylarında nohut, fasulye ve pirinç yeni mahsul olarak sofralarımızda yer alacak. Sadece nohutta oluşan antraktoz hastalığından dolayı rekolte kaybı yaşansa da iç tüketimi karşılayacak ürün toplanacaktır. Tarihinde hep ihracatçı konumunda olan ve her yıl ihtiyaç fazlası üretimi olan nohutta sadece ihracatta kayıp bir yıl olacaktır.
2009-2010 Ağustos ayında toptan satış fiyatları kıyaslandığında Baldo pirinç, yeşil mercimek, kuru fasulyede fiyat değişmedi. Osmancık pirincinde yüzde 9, kırmızı mercimekte yüzde 23’e yakın fiyat düştü, bulgur ve nohut ise yüzde 20 arttı. Ramazandan sonra nohut fiyatları normale dönecektir. 2008-2010 Ağustos ayına bakıldığında da 2008’e göre bulgur fiyatı 2010’da yüzde 7.14 düşük olduğu görülecektir.
Sadece bu yıl değil gelecek yıllarda önemli
Dünyanın üçüncü büyük tahıl ihracatçısı Rusya’da yaşanan kuraklık neticesinde buğdayda rekolte kaybı oldu. Bu kaybın genel boyutlarının ne olduğu konusu henüz netlik kazanmadı. Ancak Avrupa’da buğday fiyatlarının son iki yılın en yüksek düzeyine çıktı. ABD Tarım Bakanlığı 2010 yılında 2002’den bu yana en yüksek buğday rekoltesine ulaştığını açıkladı. Avrupa Birliği, Kanada, Avustralya ve Arjantin’in ciddi buğday rezervlerine sahip olmaları nedeni ile söz sahibi olacaklar. Bu yıl ABD’den Çin’e 14 milyar dolarlık tarımsal ürün ihraç edilmesi bekleniyor. Tüm bu veriler ve ülkeler arası rekolte farklılıkları sadece buğday değil beraberinde diğer tarım ürünlerinde de belirli hareketler yaşanmasına neden olacak. Tüm bu gelişmeler dünya piyasalarında spekülasyona neden olabilir.
Tarım ürünlerinin doğası gereği fiyatları değişkendir. Aşırı yağış, fazla nem, kuraklık rekolte kaybına neden olur. Ürünlerde oluşan böcek, mantar, yanık gibi hastalıklar üretimde büyük hasara yol açar. Hasat döneminde verimlilik ve ürün kalitesi üst düzeyde olursa talep karşılamada sorun çıkmaz ve fiyat artışı olmaz. Beklenen üretim miktarı alınamaz ve ürün kalitesi düşük olursa talep karşılanamaz. İşte o zaman spekülatörlerin iştahı artar ve fiyat yükselir. Fiyat artışında en önemli nedenlerden biride yatırımcıların tarım ürünlerine yönelmesi, yatırım aracı olarak belirlenmesi ve spekülasyon ortamının oluşturulmasıdır. Dünya piyasalarında her an üretim rakamları ve fiyatlar günün şartlarına ve yönlendirmelerine göre değişecektir.
Firmalardan
Banat, global pazarlarda büyüme yolculuğuna devam ediyor
Banat, 2022 yılında Özkök Ailesi tarafından devralındı. Bu stratejik geçişle birlikte üretim kapasitesini 2,5 kat çıkararak 40.000.000’dan 100.000.000 adede yükseltti. Banat’ın Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hakan Özkök, “75 yıllık bu köklü markayı devralmak, sadece bir satın alma değil, Türkiye’nin en değerli yerli markalarından birini geleceğe taşımak anlamına geliyor” dedi. Özkök, Banat’ı portföylerine katarak hızlı tüketim sektöründe güçlü bir başlangıç yaptıklarını ve küresel pazarlarda sürdürülebilir bir büyüme hedeflediklerini vurguladı. Kuyumculuk, inşaat ve turizm gibi çeşitli sektörlerdeki başarılı geçmişiyle bilinen Özkök Ailesi, Banat’ı uluslararası arenada daha güçlü bir konuma getirmek amacıyla önemli yatırımlar yaptı. Bu stratejik hamle, Banat’ın global pazarlardaki etkisini artırma kararlılığını pekiştirdi. Banat, fabrikasını İstanbul Arnavutköy’de yaklaşık 14 bin metrekarelik modern ve entegre bir alana taşıyarak üretim kapasitesini artırdı. Bu yatırımla birlikte, hem Türkiye’de hem de uluslararası pazarlarda etkisini genişleterek sektördeki rekabet gücünü artırmayı hedeflemektedir. Yeni tesislerinde yalın üretim süreçlerine odaklanan Banat, karbon ayak izini azaltma hedefini ilke edinmiştir. Hakan Özkök, “Yeni yatırımlarımızda sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi ilkelerine bağlı kalarak, tasarımdan tüketime kadar her aşamada kaynakları bilinçli kullanıyoruz. Eko-etkinlik odaklı yaklaşımımızla, minimum atık ve enerji tüketimi hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik hedeflerimizi daha ileriye taşıyarak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı amaçlıyoruz” dedi.
Banat, önümüzdeki dönemde sektöründeki ilk yerli Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinden birini kurarak inovasyon alanında liderlik yapmayı hedefliyor. Bu merkez, yenilikçi ürün geliştirme ve küresel büyüme açısından kritik bir adım olacak. Banat Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hakan Özkök, merkezin ihracat hedeflerine büyük katkı sağlayacağını ve Türkiye’ye döviz girdisi sağlayarak ülke ekonomisine katkıda bulunmanın şirketin misyonları arasında yer aldığını belirtti. Banat, şu anda 40 ülkeye ihracat yaparken, bu sayıyı orta vadede 70’e çıkarmayı hedefliyor. Cirolarının %25’inin ihracattan geldiğini belirten Özkök, “Orta Doğu gibi birçok ülkede güçlü bir varlığa sahibiz, ancak hedefimiz yalnızca bölgesel değil, global çapta bir marka olmaktır. Bu hedefe ulaşmak ve katma değerli ürünler sunmak için, Endüstri 4.0 ve 5.0 teknolojileri ile inovasyonu ön planda tutuyoruz” dedi.
Yatırımlarla Banat’ın kurumsal kimliği yenilendi
Eylül ayında kamuoyuna tanıtılan Banat, kurumsal kimliğini modern, minimalist ve tüketici dostu bir şekilde yeniden şekillendirdi. Şirket, private label (PL) ürün üretiminde de güçlü bir konumda bulunuyor. Özkök, “Tüketicilerin %75’i satın alma kararlarını private label ürünlerle karşılaştırarak veriyor. Banat olarak sadece kendi markamızla değil, aynı zamanda private label ürünlerle de sektörde güçlü bir oyuncuyuz. Türkiye ve dünyadaki büyük zincir marketler, private label markalarını güvenle bize emanet ediyor” dedi.
Eylül ayında kamuoyuna tanıtılan Banat, diş fırçası sektöründe bir yeniliğe imza atarak Teenage serisini tanıttı. Çocukken anneleriyle ağız bakımını yapan gençler, bu alışkanlığı erken dönemde kaybedebiliyor. Banat, tam bu noktada devreye girerek, gençlerin diş fırçalama disiplinini kazanmalarına yardımcı olacak ve hayatlarını kolaylaştıracak yeni serisini sunuyor. Marka Kategori Müdürü Esra Yılmaz, “Teenage serimiz, diş fırçası sektöründe dünyada bir ilk” dedi.
Firmalardan
Propay Ödeme Teknolojileri’nden Ar-Ge’ye dev yatırım
Propay Ödeme Teknolojileri (E Data), bu yıl 11’incisi hazırlanan “Turkishtime Türkiye Ar-Ge 250 Araştırması” raporuna göre, 2023 yılında Türkiye’nin en çok Ar-Ge harcaması yapan ilk 250 şirketi arasında üst üste 6. kez yer alma başarısını gösterdi.
Propay Ödeme Teknolojileri, 40 yıla yakın tecrübesi, geliştirdiği yenilikçi ve ileri teknoloji ödeme çözümleri ile sektörde fark yaratmaya devam ediyor. 2015 yılından itibaren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylı Ar-Ge Merkezi olarak faaliyet gösteren Propay, yurt içi ve yurt dışında bulunan 70’in üzerinde AR-GE çalışanıyla geleceğe yönelik yenilikçi çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor.
Ödeme sektöründe pek çok ilke imza atmış olan Propay Ödeme Teknolojileri, Dünya’da ilk dokunmatik ekranlı mobil yazarkasa POS’u, akaryakıt sektöründe ilk self servis pompa yazar kasayı, Türkiye’de elektronik kayıt üniteli ilk yazarkasayı ve yemek kartı uygulaması destekleyen ilk Android POS cihazlarını geliştirerek sektördeki öncü konumunu güçlendirmiştir. 25 yılı aşkın süredir Polonya’da faaliyet gösteren Edata POLSKA firması ile ülkenin en çok tercih edilen yabancı markalarından biri olmuştur.
Türkiye genelinde 81 ilde ve 222 ilçede hizmet veren Propay, T.C. Maliye Bakanlığı onaylı 2 bin kişilik uzman kadrosu, 300 münhasır servisi ve 200’den fazla iş ortağıyla 500’den fazla servis noktasında faaliyetlerini sürdürmektedir. Güçlü AR-GE ve satış ekibiyle, yenilikçi çözümler sunarak müşterilerine en iyi hizmeti sağlamaya devam etmektedir.
Firmalardan
HADİ, bankacılığı değiştirmeye geldi
TOM Bank, teknoloji odaklı inovatif bakış açısıyla hayata geçirdiği HADİ uygulamasının ilk reklam filmini yayınladı. Filmde, ilk yılında 9 milyon kullanıcıya ulaşan HADİ’nin finans dünyasındaki yükselişi vurgulandı. Sevilen oyuncu Sinem Kobal’ın marka yüzü olduğu filmde, lansman heyecanını yansıtan “Hadi Geliyor Hadi” reklam müziği ile HADİ’nin kullanıcılarına sunduğu faydalara dikkat çekildi.
HADİ’nin bankacılık sektörünün imza binaları arasında bir uygulama olarak yükseldiğinin görüldüğü filmde, Türkiye’nin en büyük dijital bankası TOM Bank’ın, 13 binden fazla mağazasıyla Türkiye’nin en büyük market zinciri olan A101 ile güçlerini birleştirmesi sonucunda kullanıcılara sunduğu avantajları ekrana taşındı. Üstelik sadece A101’de değil, English Home ve Eve’de de HADİ’nin ayrıcalıkları kolayca kullanılabiliyor. RABARBA imzasını taşıyan reklam filminin yönetmen koltuğunda ise Cemal Alpan yer aldı.
Özellikle veresiye alışverişe dijital bir boyut kazandırmasıyla öne çıkan HADİ, A101 mağazalarında kasada QR kod okutarak saniyeler içinde 2 ay sonra ödemeli veresiye alışveriş imkânı sunuyor. Üstelik Hadi Veresiye kullanmak için yapılması gerekenler oldukça kolay. Uygulama üzerinden kullanıcılar, limit bilgisini anında öğrenebiliyor ve saniyeler içinde kasada veresiye alışveriş yapabiliyor. Ayrıca HADİ’nin masrafsız ve kolay kullanım vaat eden dijital bankacılık hizmetleri, kullanıcıların perakende ve market alışverişlerindeki ihtiyaçlarına yanıt veriyor.