Firmalardan
Reis: Markalı ürün satmak zorlaştı
Reis Tarımsal Ürünler Sanayi Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, günümüzde markalı ürün satmanın ve dürüst satıcı olmanın çok zor olduğundan yakındı.
Reis, bazı perakende mağazalarının markalı ürünleri fiyat kalkanı olarak kullandıklarını belirterek, “Raflarda adeta fiyat oyunu oynanıyor. Markalı ürünlerden alınan bedeller ve yaptırımlar, kendi Private Label ürünlerine uygulanmaması ve aradaki kalite farkı; markalı ürün ile Private Label ürün arasındaki fiyat makasını açmaktadır. Tüketiciler nezdinde; markalı ürün fiyatları yüksek, Private Label ürünler ucuz algılaması oluşturulup, farklı sloganlar ön plana çıkarılmakta ve tüketicinin markalı ürünlere bakış açısı değiştirilmeye çalışılmaktadır“ şeklinde konuştu. Ülkemizde bazı perakende noktalarının kondisyon bütçesi adı altında aldıkları bedelleri hesaba katmayarak, markalı ürünleri yüksek fiyatla rafa çıkardıklarının altını çizen Mehmet Reis, “Markalı ürünleri fiyat kalkanı olarak kullanma düşüncelerine sahipler. Raf bedeli, insert bedeli, yıl dönümü, market açılışı, gondol bedelleri gibi v.s bütçeler sadece markalı ürüne dolayısıyla tedarikçinin sırtına yüklenmektedir” diye konuştu.
“Perakende noktaları ürün satış kârından çok, tedarikçiden alacağı sabit paralara bakıyor” diyen Reis, yaşanan sıkıntıları, şöyle dile getirdi:
-Raftaki diğer ürünlere markalı ürünlerden alınan bedeller ve yaptırımlar uygulanmadığı için haksız rekabet oluşmaktadır. Yüksek giriş bedelleri istendiği için bazı market raflarında markalı ürünler yer almıyor.
-Tüketici markalı ürünleri bazı noktalarda bulamamakta ve bazı noktalarda da yüksek fiyatlarla karşı karşıya bırakılmaktadır.
-Satış yapılan noktaların bazıları da ödeme konusunda sözleşmede yer alan ve belirlenen vadelere uymuyor. Ayrıca ödeme tarihleri geldiğinde sözleşme dışı keyfi haksız faturalar kesilmekte, günü gelen ödemeden düşülerek tedarikçi ve üretici zora sokulmaktadır.
-Mağazaların kendi markalarıyla üretimi (Private Label) her geçen gün artıyor. Bunun sonucu; özellikle gıda markalarını zor günler bekliyor. Şimdi fason üretim yapan firmalarda bir gün işsiz kalabilirler. Çünkü perakende noktaları nerede ucuz bulurlarsa orada ürün yaptırıyorlar. Bu işlem bugün Türkiye’de yarın bir başka ülkede olabilir. Bu gelişmeler Türk sanayicisi ve ülke ekonomimiz açısından gerçekten düşündürücü bir durum olsa gerek.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.