Sosyal Medya Hesaplarımız

Firmalardan

Seyidoğlu için önce kalite geliyor

Editör
Abone Ol:

Türkiye’de helva, reçel ve tahin-pekmez denince akla ilk gelen firmalardan olan Seyidoğlu, son teknolojiye sahip üretim tesisleriyle faaliyetlerine devam ediyor.

Seyidoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Necati Göksu, geçmişten günümüze Seyidoğlu’nun geçirdiği dönemleri ve gelişim sürecini bize şöyle anlattı:

“1951 yılında Gaziantep’te doğdum. Babam Gaziantep’in sayılı tüccarlarından biriydi. Dolayısıyla Gaziantep’in meşhur Elmacı Çarşısı’nda yetişen bir esnaf çocuğuyum.

1967 yılına kadar babamın yanında çalışarak, ticaret hayatında tecrübe kazandım. 1967’de İstanbul’a geldik. Fatih’te Gaziantep Gıda Pazarı diye bir bakkaliye dükkanı açtık. Gaziantep’te toptancıydık, İstanbul’da perakende işi yapmaya başladık. 1967–1972 yılları arası bakkaliye işine devam ettik. 1972 yılında Unkapanı’nda gıda toptancılığına başladık. 1967’den 1972’ye kadar olan dönemde bakkaliye işi yaparak piyasanın durumunu inceledik ve sonra toptancılık işine girdik.

Gıda toptancılığına 1985 yılına kadar devam ettik. 1985 yılında Unkapanı’nın istimlak edilmesiyle birlikte ben bu işi bıraktım.”

1976 yılında Seyidoğlu Baklavaları’nın kurucusu Habeş Seyidoğlu’nun kızıyla evlendiğini söyleyen Göksu, “1985 yılında kayınpederim Habeş Seyidoğlu ile helva ve reçel işine başladık. 1999 yılına kadar kayınpederimle ortak çalıştık. 1999 yılında kayınpederim bana: ‘Sen işi öğrendin, kendi yolunu çizebilirsin. Artık sen kendi yoluna bak’ dedi ve helva ve reçel işini bana bırakarak kendisi ortaklıktan ayrıldı. Ben de o günden bugüne işi devam ettirdim. Güngören’de küçük bir helva imalathanemiz vardı. Günlük 150–200 kg civarı helva üretimi yapıyorduk. Sonra Hadımköy’de, şimdi bulunduğumuz yerde, 6 dönüm arsa alarak imalathanemizi buraya kaydırmayı planladık. 8 bin metrekare kapalı alanda olmak üzere helva, reçel, tahin pekmezi ve birçok ürünün üretimini tek merkeze aktardık. Üretimi geliştirerek günlük 10 tona kadar çıkardık. Seyidoğlu’nun geçmişi 65 yıla dayanıyor. Şu anda oğlum Mehmet Göksu ile beraber Seyidoğlu Helva ve Reçel’i aile şirketi olarak devam ettiriyoruz” dedikten sonra şunları söyledi:

“İstanbul’da 33 tane şubemiz var. Bu şubeler bir kişiye ait değildir. Bizde 2–3 patronluk vardır. Ama hepimiz bir ailede yer alan bireyleriz ve aramızda herhangi bir ayrılık söz konusu değildir. Dediğim gibi bizim şubelerimizde baklava, kayınbiraderlerimin şubelerinde de helva ve reçel satılıyor.”

Seyidoğlu’nun sektördeki diğer firmalardan farkını da özetleyen Göksu, “Bunu kayınpederimin bir sözüyle açıklayayım. Kendisi: ‘Her şeyden ödün verin, kaliteden ödün vermeyin!’ derdi. Kaliteden ödün verilmediği zaman fark da buradan çıkıyor. Helvacılığa baktığımız zaman, helva üretiminde bilgisayar kullanan firma yoktu. Biz teknolojiyi kaliteyle birleştirip, sektörde fark yarattık ve liderlik koltuğuna oturduk. Ben bunlara liderlik ettim ve son dönemde oğlumun da katkılarıyla başarımızı sürdürmeye devam ediyoruz” dedi. Göksu, Ar-Ge çalışmalarını şöyle anlattı:

Global kriz ve Seyidoğlu

Seyidoğlu olarak krize olan bakış açısına da değinen Göksu, “Dünyada var olan krizin etkileri ülkemize de sıçradı ve ülkemizi olumsuz yönde etkiledi. Ama kriz var diye feryat etmenin bir manası yok. Bunun yerine çaba göstermek, her zamanki çalışmadan daha fazla çalışmak gerektiğini düşünüyorum. Krizin nasıl fırsata dönüştürüleceğinin düşünülmesi gerekiyor. Bazı işletmecilerin sıkıntı çektiğinin elbette farkındayız. Ama adı üstünde kriz var ve sıkıntı da beraberinde gelecektir. Kriz yavaş yavaş sıkıntılarını hafifletmeye başladı. Biz Seyidoğlu olarak kriz dönemi boyunca ne işçi çıkarttık, ne de ücretsiz izin verdik. Az kazandık ama işçimizi mağdur etmedik. Mümkün mertebe üretime ara vermemek en başta yapılması gereken. Daha sonra az kazanmak, personeli teşvik etmek ve onların moralini yüksek tutmak, işçi çıkarmadan yola devam etmek ve piyasadaki hareketi durdurmamak gibi maddeleri sıralayabiliriz” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Firmalardan

Banat, global pazarlarda büyüme yolculuğuna devam ediyor

Editör

Yazar:

Banat, 2022 yılında Özkök Ailesi tarafından devralındı. Bu stratejik geçişle birlikte üretim kapasitesini 2,5 kat çıkararak 40.000.000’dan 100.000.000 adede yükseltti. Banat’ın Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hakan Özkök, “75 yıllık bu köklü markayı devralmak, sadece bir satın alma değil, Türkiye’nin en değerli yerli markalarından birini geleceğe taşımak anlamına geliyor” dedi. Özkök, Banat’ı portföylerine katarak hızlı tüketim sektöründe güçlü bir başlangıç yaptıklarını ve küresel pazarlarda sürdürülebilir bir büyüme hedeflediklerini vurguladı. Kuyumculuk, inşaat ve turizm gibi çeşitli sektörlerdeki başarılı geçmişiyle bilinen Özkök Ailesi, Banat’ı uluslararası arenada daha güçlü bir konuma getirmek amacıyla önemli yatırımlar yaptı. Bu stratejik hamle, Banat’ın global pazarlardaki etkisini artırma kararlılığını pekiştirdi. Banat, fabrikasını İstanbul Arnavutköy’de yaklaşık 14 bin metrekarelik modern ve entegre bir alana taşıyarak üretim kapasitesini artırdı. Bu yatırımla birlikte, hem Türkiye’de hem de uluslararası pazarlarda etkisini genişleterek sektördeki rekabet gücünü artırmayı hedeflemektedir. Yeni tesislerinde yalın üretim süreçlerine odaklanan Banat, karbon ayak izini azaltma hedefini ilke edinmiştir. Hakan Özkök, “Yeni yatırımlarımızda sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi ilkelerine bağlı kalarak, tasarımdan tüketime kadar her aşamada kaynakları bilinçli kullanıyoruz. Eko-etkinlik odaklı yaklaşımımızla, minimum atık ve enerji tüketimi hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik hedeflerimizi daha ileriye taşıyarak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı amaçlıyoruz” dedi.

Banat, önümüzdeki dönemde sektöründeki ilk yerli Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinden birini kurarak inovasyon alanında liderlik yapmayı hedefliyor. Bu merkez, yenilikçi ürün geliştirme ve küresel büyüme açısından kritik bir adım olacak. Banat Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hakan Özkök, merkezin ihracat hedeflerine büyük katkı sağlayacağını ve Türkiye’ye döviz girdisi sağlayarak ülke ekonomisine katkıda bulunmanın şirketin misyonları arasında yer aldığını belirtti. Banat, şu anda 40 ülkeye ihracat yaparken, bu sayıyı orta vadede 70’e çıkarmayı hedefliyor. Cirolarının %25’inin ihracattan geldiğini belirten Özkök, “Orta Doğu gibi birçok ülkede güçlü bir varlığa sahibiz, ancak hedefimiz yalnızca bölgesel değil, global çapta bir marka olmaktır. Bu hedefe ulaşmak ve katma değerli ürünler sunmak için, Endüstri 4.0 ve 5.0 teknolojileri ile inovasyonu ön planda tutuyoruz” dedi.

Yatırımlarla Banat’ın kurumsal kimliği yenilendi

Eylül ayında kamuoyuna tanıtılan Banat, kurumsal kimliğini modern, minimalist ve tüketici dostu bir şekilde yeniden şekillendirdi. Şirket, private label (PL) ürün üretiminde de güçlü bir konumda bulunuyor. Özkök, “Tüketicilerin %75’i satın alma kararlarını private label ürünlerle karşılaştırarak veriyor. Banat olarak sadece kendi markamızla değil, aynı zamanda private label ürünlerle de sektörde güçlü bir oyuncuyuz. Türkiye ve dünyadaki büyük zincir marketler, private label markalarını güvenle bize emanet ediyor” dedi.

Eylül ayında kamuoyuna tanıtılan Banat, diş fırçası sektöründe bir yeniliğe imza atarak Teenage serisini tanıttı. Çocukken anneleriyle ağız bakımını yapan gençler, bu alışkanlığı erken dönemde kaybedebiliyor. Banat, tam bu noktada devreye girerek, gençlerin diş fırçalama disiplinini kazanmalarına yardımcı olacak ve hayatlarını kolaylaştıracak yeni serisini sunuyor. Marka Kategori Müdürü Esra Yılmaz, “Teenage serimiz, diş fırçası sektöründe dünyada bir ilk” dedi.

Devamını Oku

Firmalardan

Propay Ödeme Teknolojileri’nden Ar-Ge’ye dev yatırım

Editör

Yazar:

Propay Ödeme Teknolojileri (E Data), bu yıl 11’incisi hazırlanan “Turkishtime Türkiye Ar-Ge 250 Araştırması” raporuna göre, 2023 yılında Türkiye’nin en çok Ar-Ge harcaması yapan ilk 250 şirketi arasında üst üste 6. kez yer alma başarısını gösterdi.

Propay Ödeme Teknolojileri, 40 yıla yakın tecrübesi, geliştirdiği yenilikçi ve ileri teknoloji ödeme çözümleri ile sektörde fark yaratmaya devam ediyor. 2015 yılından itibaren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylı Ar-Ge Merkezi olarak faaliyet gösteren Propay, yurt içi ve yurt dışında bulunan 70’in üzerinde AR-GE çalışanıyla geleceğe yönelik yenilikçi çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor.

Ödeme sektöründe pek çok ilke imza atmış olan Propay Ödeme Teknolojileri, Dünya’da ilk dokunmatik ekranlı mobil yazarkasa POS’u, akaryakıt sektöründe ilk self servis pompa yazar kasayı, Türkiye’de elektronik kayıt üniteli ilk yazarkasayı ve yemek kartı uygulaması destekleyen ilk Android POS cihazlarını geliştirerek sektördeki öncü konumunu güçlendirmiştir. 25 yılı aşkın süredir Polonya’da faaliyet gösteren Edata POLSKA firması ile ülkenin en çok tercih edilen yabancı markalarından biri olmuştur.

Türkiye genelinde 81 ilde ve 222 ilçede hizmet veren Propay, T.C. Maliye Bakanlığı onaylı 2 bin kişilik uzman kadrosu, 300 münhasır servisi ve 200’den fazla iş ortağıyla 500’den fazla servis noktasında faaliyetlerini sürdürmektedir. Güçlü AR-GE ve satış ekibiyle, yenilikçi çözümler sunarak müşterilerine en iyi hizmeti sağlamaya devam etmektedir.

Devamını Oku

Firmalardan

HADİ, bankacılığı değiştirmeye geldi

Editör

Yazar:

TOM Bank, teknoloji odaklı inovatif bakış açısıyla hayata geçirdiği HADİ uygulamasının ilk reklam filmini yayınladı. Filmde, ilk yılında 9 milyon kullanıcıya ulaşan HADİ’nin finans dünyasındaki yükselişi vurgulandı. Sevilen oyuncu Sinem Kobal’ın marka yüzü olduğu filmde, lansman heyecanını yansıtan “Hadi Geliyor Hadi” reklam müziği ile HADİ’nin kullanıcılarına sunduğu faydalara dikkat çekildi.

HADİ’nin bankacılık sektörünün imza binaları arasında bir uygulama olarak yükseldiğinin görüldüğü filmde, Türkiye’nin en büyük dijital bankası TOM Bank’ın, 13 binden fazla mağazasıyla Türkiye’nin en büyük market zinciri olan A101 ile güçlerini birleştirmesi sonucunda kullanıcılara sunduğu avantajları ekrana taşındı. Üstelik sadece A101’de değil, English Home ve Eve’de de HADİ’nin ayrıcalıkları kolayca kullanılabiliyor. RABARBA imzasını taşıyan reklam filminin yönetmen koltuğunda ise Cemal Alpan yer aldı.

Özellikle veresiye alışverişe dijital bir boyut kazandırmasıyla öne çıkan HADİ, A101 mağazalarında kasada QR kod okutarak saniyeler içinde 2 ay sonra ödemeli veresiye alışveriş imkânı sunuyor. Üstelik Hadi Veresiye kullanmak için yapılması gerekenler oldukça kolay. Uygulama üzerinden kullanıcılar, limit bilgisini anında öğrenebiliyor ve saniyeler içinde kasada veresiye alışveriş yapabiliyor. Ayrıca HADİ’nin masrafsız ve kolay kullanım vaat eden dijital bankacılık hizmetleri, kullanıcıların perakende ve market alışverişlerindeki ihtiyaçlarına yanıt veriyor.

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER