Firmalardan
Yeni bir köfte mağaza zinciri: Kufta

Doğanlar ailesi Biga Köftesi’nin tescilini alan Tarzan Köfte ile 2012 yılında, stratejik işbirliğine giderek öncelik İstanbul olmak üzere büyüme kararı almışlar. Aşağıda gazeteci Fikri Türkel’in medium.com’da yazdıklarını okuyacaksınız.
Dışarıda yemek arttıkça, yeni gıda zincirlerine ilgi de o derece artacak. Son yılların iki gözde gıda zinciri alanı da köfte ile döner oldu. Döner ile köfte arasındaki temel fark birinin her evde de yapılmasıdır. Her evin bir köfte tadı vardır. Dışarıda açılan köfte mağaza zincirlerinin bunu unutmaması gerekiyor. En büyük rakipleri evdeki eş, anne veya ninelerdir. Belki de en riskli gıda zinciri bu yönüyle köfte mağazalarıdır.
Biga Köftesi olarak bir çeşidi neredeyse 10 yıl önce, kendisi de Biga’lı olan Doğtaş’ın kurucusu Davut Doğan’dan duymuştum. Daha sonra, sosyal sorumluluk olarak ilçesinin köftesini Türkiye’ye tanıtmak istediğini de kaç kere bahsetmişti.
2015 yılı Biga Köftesi’ni yöresel ifadesi Kufta ile zincir haline getirdi. Aslında Türkiye’deki her köfte mağazasının ardında, bir Rumeli veya Balkan havası vardır. Ya Bulgaristan Filibe kökenli bir göçmen, ya da Makedonya civarından gelen bir başka göçmenin el emeği vardır. Biga Köftesi’nin temsilcisi Tarzan Mehmet de Arnavutluk’tan gelen bir göçmendi.
Biga Köftesinin tescil hakkı da hala Tarzan Mehmet’in çırağı Şaban Tatlı’da bulunmaktadır. Gıda zincirlerine ilginin arka planına bakalım: Türkiye’de 2013 yılı rakamlarıyla ev dışı tüketim pazarının 50 milyar lirayı geçtiği biliniyor. Her ne kadar bu büyüklük Amerika’daki benzer pazarın 37’de biri, Avrupa’nın 29’da biri kadar olsa da yıllık yüzde 10’u aşan bir büyüme trendi izliyor. Bir araştırmaya göre de Türkiye’de her gün ev dışında 23 milyon porsiyon yemek tüketiliyor. Ev dışı tüketimin yüzde 41’inin İstanbul’da, yüzde 19’unun Antalya’da olduğunu unutmayalım. Köfte, döner, pide gibi çiğ köfte zincirleri bile oluşmaya başladı ki Türkiye genelinde 4 bin civarında dükkana ulaştı. Doğanlar ailesi Biga Köftesi’nin tescilini alan Tarzan Köfte ile 2012 yılında, stratejik işbirliğine giderek öncelik İstanbul olmak üzere büyüme kararı almışlar. Bu alanda adım atmanın en dayanak noktası da Biga’nın Türkiye’de en kaliteli et ürünleri tedarikçisi bir bölge olmasından kaynaklanıyor. Halen Biga’da çok sayıda etrafta bilinen köfte, döner ve kasap dükkanı buluyor.
İki ay önce Esentepe’deki ilk İstanbul Kufta’da ürünleri tatma fırsatı buldum. Bu hafta da Biga’da tekrar inceleme yaptım. Gıda riskli bir alandır. Sadece lezzeti tutturmak yetmiyor. Eğer zincir oluşturmak amacındaysanız, sürdürülebilir bir konsept de oluşturmanız gerekiyor. Yukarıda da ifade ettiğim gibi, her evde pişen, herkesin bir ağız tadı olduğu bir alanda, rekabet şansınız zayıflar. Bu sebeple köfte markalarında işin birinci noktası lezzetten çok konsept olmalıdır. Evdeki lezzeti, servis rahatlığının bulmanın yanı sıra, başka sürprizler onu beklemelidir. Kufta’yı da bir köfte zincirinden öte bir Biga daha geniş açısıyla bir Çanakkale markası olarak konumunu güçlendirmek gerekiyor. Ben geleneksel köfteyi daha çok beğendim. Diğer köfte çeşitlerinde sanırım baharat ve katkı sorunu var. Etin tadını bozan veya bizim ağız alışkanlığından kaynaklanan bir tat uyuşmazlığı ortaya çıkıyor. Eğer Biga’nın kırmızı eti, Kufta’nın bir seçeneği olacaksa, o noktada yürümesi gerekiyor.
Kufta’nın logosu başarılı ama mağaza yerleşiminin farkındalık çizgileri net değil. Kufta’da tavuk çeşitleri de bulunuyor. Çok beğenenler var ama Biga kırmızı et konseptini bozduğunu düşünüyorum. Marka algısında verebileceğiniz bir veya iki kelimedir. Burada da Biga Köftesi ve Çanakkale yöresi dışına taşırmayacak bir algı oluşturulmalı.
Konsept açısından zengin olan Kufta’nın bence en büyük farkındalığı ise Çanakkale yöresine ait paket ürünleri satan bir rafa sahip olmasıdır. Bozcaada’nın Veli Dede ürünlerini Kufta’da bulabilirsiniz. Anna Badem Kurabiyesi, Gelincik Reçeli, Domates Reçeli gibi yöresel ürünler zenginlik katıyor. Hedef, her üç müşteriden birinin yörenin ürünlerinden zeytinyağ, bal, reçel ve diğerlerinden birer paket satın almasıdır.
Firmalardan
Dijitalleşen dünyada self-servis ödemelerin yükselişi

Günümüzde tüketicilerin hız, kolaylık ve temassız deneyim talepleri, geleneksel ödeme alışkanlıklarını dönüştürüyor. Özellikle perakende, ulaşım, konaklama ve AVM gibi yüksek ziyaretçi yoğunluğuna sahip alanlarda self-servis ödeme sistemleri, hem işletmelerin operasyonel verimliliğini artırıyor hem de kullanıcı memnuniyetine doğrudan katkı sağlıyor. Verifone olarak bu dönüşüme liderlik eden çözümler geliştiriyoruz. Yeni nesil kiosk POS cihazımız UX700, self-servis ödeme deneyimini ileri bir seviyeye taşıyor.
UX700 ile self-servis ödemede verimlilik ve esneklik bir arada
Verifone UX700; yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekranı, temassız ödeme teknolojileri, barkod ve QR kod okuyucularıyla modern kullanıcı beklentilerine tam anlamıyla yanıt veriyor. Android tabanlı işletim sistemi sayesinde hem Verifone yazılımlarıyla hem de üçüncü parti uygulamalarla kolayca entegre edilebiliyor. Tüm bu özellikleri, özellikle yoğun insan sirkülasyonunun yaşandığı alanlarda hızlı ve güvenli işlem yapılmasına imkân tanıyor.

Özgür Özvardar Verifone Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Genel Müdürü & Satış GMY
Perakendede ve AVM’lerde yeni nesil alışveriş deneyimi
AVM’lerdeki market zincirleri, moda perakendecileri ve yeme-içme alanları için self-servis kiosklar, artık yalnızca yenilik değil; zorunlu bir verimlilik çözümü haline gelmiş durumda. UX700, müşteri siparişini kendi başına oluşturabilen, ödemesini gerçekleştirebilen bir deneyim sunarak hem sıra yoğunluğunu azaltıyor hem de müşteri memnuniyetini artırıyor. Özellikle fast food restoranlarında ve gıda satış noktalarında, müşterinin hızlı hareket ettiği, kasada zaman kaybetmek istemediği anlarda UX700 önemli bir çözüm ortağı haline geliyor.
Ulaşım ve otoparklarda temassız hız
Otobüs terminalleri, metro istasyonları ve otopark noktaları gibi kamusal alanlarda hızlı işlem ihtiyacı kritik. UX700, bilet satışından bakiye yüklemeye, otopark ödemesinden QR kodla geçişe kadar birçok işlemi tek bir cihaz üzerinden gerçekleştirme imkânı sunuyor. IP65 koruma standardına sahip olması sayesinde dış ortam koşullarında da güvenle kullanılabiliyor. Bu yönüyle hem şehir içi ulaşım hem de özel otopark işletmeleri için güvenilir ve düşük bakım gerektiren bir çözüm sağlıyor.
Vending otomatlarında 7/24 satış ve erişim
UX700’ün bir diğer güçlü kullanım alanı da vending makineleri. Üniversite kampüsleri, havaalanları, hastaneler ve otel lobileri gibi alanlarda 7 gün 24 saat hizmet veren otomatlar, artık temassız ödeme ile daha güvenli ve kullanıcı dostu hale geliyor. Kullanıcıların nakit taşımasına gerek kalmadan birkaç saniyede ödeme yapabilmesi, satış hacmini doğrudan artırırken hijyen ve işlem süresi avantajlarıyla da öne çıkıyor.
Operasyonel avantajlar ve merkezî yönetim
UX700 sadece kullanıcı deneyimini değil, işletme yönetimini de kolaylaştırıyor. Cihazlar uzaktan izlenebiliyor, yazılım güncellemeleri tek merkezden yapılabiliyor, arıza ya da müdahale ihtiyaçları önceden tespit edilebiliyor. Bu da işletmelere zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor. Geleneksel kasa sistemlerine kıyasla işletmelerde %30-40 oranında personel ihtiyacını azaltabiliyor ve işlem sürelerini kısaltarak müşteri akışını hızlandırıyor.
Güvenlikte global standartlar
Ödeme sistemlerinde güvenlik en temel kriterlerden biri. UX700, PCI PTS 6.x gibi en güncel uluslararası güvenlik standartlarına uygun olarak geliştirildi. EMV, NFC ve QR gibi çoklu ödeme yöntemlerini destekleyen yapısı sayesinde kullanıcı verileri maksimum düzeyde korunuyor. Aynı zamanda sunduğu kapsamlı donanım-yazılım entegrasyonu sayesinde herhangi bir üçüncü partiye bağımlı kalmadan tam güvenli bir işlem akışı sağlıyor.
Verifone’un güçlü altyapısı ile fark yaratın
Self-servis kiosk çözümleri pazarda giderek yaygınlaşırken, bazı cihazlar yalnızca temel işlevler sunmakla sınırlı kalıyor. Verifone UX700 ise; kullanıcı dostu tasarımı, zengin entegrasyon kabiliyeti ve güvenlikten ödün vermeyen altyapısıyla bu alanda farklılaşan bir teknoloji platformu sunuyor. Bugün Türkiye’deki büyük markalar, zincir restoranlar ve ulaşım firmaları, Verifone’un sunduğu güvenilirlik ve operasyonel kolaylık sayesinde dijitalleşme süreçlerinde hızla ilerliyor.
Sonuç olarak, Verifone UX700; AVM’ler, ulaşım merkezleri, otopark alanları, vending sistemleri ve hızlı servis restoranları gibi yoğun kullanıcı etkileşiminin yaşandığı tüm noktalarda self-servis ödemeye yepyeni bir standart getiriyor. Kullanıcı deneyimi, operasyonel verimlilik ve güvenliği bir arada sunan bu çözümümüzle, Türkiye’deki işletmelerin dijital dönüşümüne katkı sağlamaktan büyük gurur duyuyoruz.
Firmalardan
Pozitera ve Xiaomi güçlerini birleştirdi

Pozitera, uzun yıllardır saha operasyonlarındaki uzmanlığı ve perakende sektörüne getirdiği yenilikçi çözümlerle markaların büyüme stratejilerine değer katıyor. Xiaomi ile yapılan bu iş birliği kapsamında; operasyonel süreçler, pazarlama kampanyaları ve satış destek etkinlikleri gibi konularda lider bir rol üstlenerek, tüketici deneyimini iyileştirmeyi ve markanın pazar payını artırmayı hedefliyor.
Pozitera’nın saha uzmanlığı ve bölgesel yönetim stratejileri, Xiaomi’nin global büyüme hedefleriyle doğrudan uyumlu bir yapıya sahip. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde başlayan operasyonlar, yerel pazar dinamiklerine uygun şekilde planlanıyor.
Pozitera ve Xiaomi’nin güçlerini birleştirdiği bu iş birliği, Türkiye’nin dört bir yanına yayılan bir başarı hikayesine dönüşme potansiyeli taşıyor. Teknoloji tutkunları, 2025 yılından itibaren bu ortaklığın etkilerini daha yakından hissedecek.
Firmalardan
CarrefourSA, Cannes Lions’tan Altın ve Bronz Aslan ile döndü

CarrefourSA, TBWA\İstanbul iş birliğiyle hayata geçirdiği Hayalet Ağlar projesiyle Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nden 1 Altın Aslan ve 1 Bronz Aslan ödülüyle döndü. Hayalet Ağlar Projesi “Design – Brand Environment & Experience Design” kategorisinde Altın Aslan, “Outdoor – Special Build” kategorisinde ise Bronz Aslan kazandı. Ayrıca 6 farklı kategoride shortlist başarısı elde ederek Türkiye’den festivalde en çok finale kalan projelerden biri oldu.
Proje için Marmara Denizi’nden toplanan 4 ton hayalet ağla Balıkesir’in Ocaklar Köyü, bir gecede hayalet köye dönüştürülerek; denizlerimizdeki hayalet ağ sorununa dikkat çekildi. Hayalet ağ kavramı, yanlış ve bilinçsiz avlanma nedeniyle denizlerde kaybolan ağlara verilen bir isim. Bu ağlar, onlarca yıl denizde kalarak balıkçılık ekosistemini tehdit ediyor ve küçük ölçekli kıyı balıkçılığıyla geçinen köylerimizi, hayalet köye dönüşme riskiyle baş başa bırakıyor. Projenin elde ettiği ulusal ve uluslararası başarılar sayesinde ise Hayalet Ağlar artık yalnızca bir farkındalık kampanyası değil; “Hâlâ şansımız var” diyen bir uyanış çağrısına dönüşmüş oldu.
-
Ercüment Tunçalp5 ay önce
Fahiş fiyat nedir, nasıl anlaşılır?
-
Genel Haberler5 ay önce
“Gerekçeli karar tarafımıza tebliğ edildiğinde karara karşı derhal tüm yasal yollara başvurulacaktır.”
-
Ercüment Tunçalp6 ay önce
Fırsatçı enflasyonu nedir, nasıl gelişir?
-
Genel Haberler6 ay önce
İstanbul PERDER üyeleri, Yerelist değerlendirmesi yaptılar