Connect with us

Firmalardan

Yumurcak’tan perakende noktalara oyuncak reyonu

Editör
İbrahim Senel
Abone Ol:

1994 yılında kurulan “Yumurcak Oyuncak San. ve Tic. Ltd.Şti.” ülkemizdeki oyuncak piyasasının tüm gelişmelerine, imalatçı, perakende, toptan ve en nihayetinde de ithalatçı olarak tanık olmuş, birçok noktada sektörün gelişmesine katkıda bulunuyor.

Piyasanın değişimlerini sürekli takip eden, yenilik ve gelişmeleri genç ve dinamik kadrosu ile kendisini sürekli geliştiren Yumurcak Oyuncak’ın piyasadaki konumunu, müşteri memnuniyetini çok çeşitlilik ve uygun fiyat politikası ile geliştirmeyi kendine amaç edindiklerini söyleyen Yumurcak Oyuncak Dış Ticaret Müdürü İbrahim Senel, “Müşterilerimize sunmuş olduğumuz binlerce çeşit oyuncağın yanı sıra, promosyon ürünleri ithalatı ve özel dizayn üretim ürünleri ile sektörde hak ettiği konuma ulaşmıştır.

Üretim bölümümüz ise kardeş firmamız olan ABC Oyuncak tarafından gerçekleştirilmektedir. Üretimden çıkan temel ürünlerimiz dolgu ve PVC bebeklerdir. Bebek ve diğer ürün grupları çeşitlendirme çalışmalarımız sürekli devam etmektedir“ dedikten sonra şu açıklamada bulundu:

“Türkiye’de arzın çok büyük çoğunluğu ithalat kaynaklıdır. Yıllık tahmini 150 milyon Dolar ithalat yapılmaktadır. Üretim de pek tabii yapılmaktadır ama oyuncakta çeşitlilik esas olduğundan, talebi karşılama durumu mümkün değildir.

Avrupa’da ‘TIE ‘, Toy Industries of Europe, yani ‘Avrupa Oyuncakçılar Derneği’ var. Bu derneğe Türkiye’deki Oyuncakçılar Derneği OYDER’de üye olacak, bu konu ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. TIE’ nin verilerine göre Avrupa’nın 2007 yılındaki oyuncak ithalatının yüzde 97.6’sı Asya ülkelerinden karşılanırken bunun yüzde 90.7’si ise Çin’den gelmekteymiş. Türkiye’ de oyuncak fiyatları çok daha ucuz olabilir ama KDV ve gümrük vergileri çok yüksek. Referans kıymet uygulaması nedeniyle devlet her bir ürün üzerine ciddi bir vergi yükü bindirmektedir. Türkiye’de satılan her 100 oyuncaktan yalnızca 3 veya 4’ü yerli üretimdir. Devlet, ithalata getirmiş olduğu yüksek vergiler ile hangi yerli oyuncakçıyı koruyor anlamak mümkün değil! Şu aşamada Türkiye’ deki çocuklar, aynı oyuncağı tüm dünyadaki akranlarından çok daha pahalıya satın almaktadır. Oyuncağın, çocukların gelişimindeki öneminin yeteri kadar kavranamamış olmasının üzüntüsü bir yana, zaten alım gücü düşük olan insanımızın yüksek vergilerden dolayı oyuncak tüketimi de artıramaması da ciddi bir kayıptır.

AB ülkelerinde, bir çocuğun ortalama yıllık oyuncak harcaması 120US$ civarında iken, Türkiye’ de yıllık 5-6US$ civarında olması, daha almamız gereken çok yol olduğunun en açık ispatıdır.”

Bayilik sistemiyle çalışmadıklarını, müşterinin İSTOÇ’daki genel merkeze geldiğini veya plasiyerlerin marketleri gezerek siparişler aldığını kaydeden Senel, şu bilgileri verdi:

“İstanbul ve Anadolu’daki toptancılardan oluşan geleneksel pazarın cirolarımızdaki payı yüzde 50’dir. Yerel marketler için bu oran yüzde 20, kaliteli oyuncak perakendecilerinde yüzde 10, her türlü ürünlerin satıldığı perakendecilerde ise yüzde 20’dir. En yoğun geçen satın alım dönemleri geleneksel pazar için Eylül-Ekim, yerel marketler için ise Kasım-Aralık aylarıdır. Cirolar en çok Eylül-Ocak döneminde yapılmaktadır.”

Türkiye’de en çok satılan oyuncakların TV reklamı yapılan ürünlerden oluştuğunu kaydeden Senel, “Perakendeciler gerekli ve yeterli tanıtım, demonstrasyon ve faaliyetlerde bulunmamaları nedeniyle, ciro kaybı yaşadıklarını belirtmektedir. Bizler perakende noktalara malımızı sattıktan sonra da hizmet veriyoruz. Market satın almacıları, oyuncak satın almada ne yazık ki yeteri bilgili kişiler değiller. Siparişi genelde onlar vermiyor, bizler gerçekleştiriyoruz. Bizden 5 – 10 – 20 lira fiyat segmentlerine uyacak ve satılabilecek oyuncak talep ediyorlar” dedi.

 

Oyuncağın kar marjının yüzde 20-30 seviyelerinde olduğunu kaydeden Senel, ortalama 90 günlük vadelerde ürünlerin satıldığının altını çizdi. Senel ayrıca oyuncak ithalat mevzuatının çok zor olduğunu, ürünlerin birçok testten geçip, rapor ve uygunluk belgesi temin edildikten sonra ülkeye getirildiğini söyledi.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Firmalardan

Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor

Editör

By

Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.

Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.

Continue Reading

Firmalardan

Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu

Editör

By

PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.

9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.

Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi,  9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.

Continue Reading

Firmalardan

Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor

Editör

By

1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.

Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.

Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.

“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.

Continue Reading
Advertisement

Etiketler

POPÜLER