Sosyal Medya Hesaplarımız

Genel Haberler

2017’de ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,4 oldu

Editör
Hanehalkı tiplerine göre hanehalkı oranı, 2014-2017
Abone Ol:

Tek kişilik hanehalklarının oranının ise 2014 yılında %13,9 iken 2017 yılında %15,4’e yükseldiği görüldü.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; Türkiye’de 2012 yılında 3,7 olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün azalma eğilimi göstererek 2017 yılında 3,4 kişi olduğu görüldü. İllere göre incelendiğinde; 2017 yılında ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il, 6,4 kişi ile Şırnak oldu. Şırnak ilini 5,7 kişi ile Hakkari ve Şanlıurfa, 5,6 kişi ile Batman illeri izledi. Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en düşük olduğu iller ise 2,7 kişi ile Çanakkale, Eskişehir ve Tunceli oldu. Bu illeri, 2,8 kişi ile Balıkesir, Edirne, Burdur, Sinop ve Çankırı illeri izledi.

Tek kişilik hanehalkı oranı arttı

Çekirdek aile; yalnızca eşlerden veya eşler ve çocuklarından veya tek ebeveyn ve en az bir çocuktan oluşan aileler olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım kapsamında, ADNKS sonuçlarına göre; ülkemizde tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranı 2014 yılında %67,4 iken 2017 yılında %66,1 oldu. Tek kişilik hanehalklarının oranının ise 2014 yılında %13,9 iken 2017 yılında %15,4’e yükseldiği görüldü.

En az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan aile olarak tanımlanan geniş ailelerden oluşan hanehalklarının oranı 2014 yılında %16,7 iken 2017 yılında %16 oldu. Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının oranının ise 2014 yılında %2,1 iken 2017 yılında %2,5’e yükseldiği görüldü.

Tek kişilik hanehalkı oranının en yüksek olduğu il Tunceli oldu

Tek kişilik hanehalkı oranının en yüksek olduğu il 2017 yılında %26,1 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini %23,7 ile Giresun, %23,2 ile Eskişehir ve Çankırı izledi. Tek kişilik hanehalkı oranının en düşük olduğu il, %8,5 ile Diyarbakır oldu. Diyarbakır ilini %9,1 ile Batman, %9,2 ile Van izledi.

Tek kişilik hanehalkı oranı en yüksek ve en düşük ilk 5 il, 2017
tek kisilik hanehalki orani en yuksek ve en dusuk ilk 5 il 2017

Çekirdek aileden oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu il Kayseri oldu 

Tek çekirdek aileden oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu il 2017 yılında %72,8 ile Kayseri oldu. Kayseri ilini %72,3 ile Osmaniye ve %71,3 ile Adıyaman takip etti. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalkı oranının en düşük olduğu il, %55,8 ile Şırnak oldu. Şırnak ilini %56,1 ile Tunceli ve %56,6 ile Kastamonu izledi.

Tek çekirdek aileden oluşan hanehalkı oranı en yüksek ve en düşük ilk 5 il, 2017

tek cekirdek aileden olusan hanehalki orani en yuksek ve en dusuk ilk 5 il 2017

Hanehalklarının %8,5’ini tek ebeveyn ve çocukları oluşturdu

Türkiye’de 2017 yılında toplam hanehalklarının %8,5’ini tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalkları oluşturdu. Daha detaylı incelendiğinde toplam hanehalklarının %1,8’ini baba ve çocuklardan oluşan hanehalkları, %6,7’sini ise anne ve çocuklardan oluşan hanehalkları oluşturdu.

Tek ebeveynli hanehalkı en fazla Bingöl ve İzmir’de görüldü

Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu iller 2017 yılında %10,3 ile Bingöl ve İzmir oldu. Bu illeri, %10,1 ile Malatya ve Adana, %9,8 ile Hatay ve Elazığ izledi. Bu oranın en düşük olduğu iller ise %6,1 ile Tokat, %6,4 ile Nevşehir, Yozgat ve Burdur, %6,5 ile Bayburt ve Bitlis oldu.

Anne ve çocuklardan oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu iller %8,3 ile Bingöl, %8,2 ile İzmir ve %8 ile Adana, en düşük olduğu iller ise %4,7 ile Ardahan, %4,8 ile Tokat ve %4,9 ile Burdur oldu. Baba ve çocuklardan oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu iller %3,2 ile Gümüşhane, %2,8 ile Malatya ve %2,7 ile Kilis, en düşük olduğu iller ise %1,2 ile Nevşehir, %1,3 ile Kayseri ve %1,4 ile Tokat, Niğde, Konya, Bitlis, Amasya, Adıyaman ve Uşak oldu.

Geniş aileden oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu il Şırnak oldu

En az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan aile olarak tanımlanan geniş aileden oluşan hanehalkı oranının en yüksek olduğu il 2017 yılında %28,9 ile Şırnak oldu. Şırnak ilini %26,5 ile Hakkari ve %25,3 ile Batman izledi. Geniş aileden oluşan hanehalkı oranının en düşük olduğu il, %10 ile Eskişehir oldu. Eskişehir ilini %10,1 ile Çanakkale ve %11,2 ile Balıkesir izledi.

Geniş ailelerden oluşan hanehalkı oranı en yüksek ve en düşük ilk 5 il, 2017

genis ailelerden olusan hanehalki orani en yuksek ve en dusuk ilk 5 il 2017

Bireyleri en fazla aileleri mutlu etti

Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 18 ve üzeri yaştaki bireyler arasında kendilerini en fazla ailelerinin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı 2017 yılında %70,6 oldu. Erkeklerin %76,4’ü kendilerini en fazla ailelerinin mutlu ettiğini ifade ederken, bu oranın kadınlar için %64,9 olduğu görüldü.

Sabit hatlı telefon sahipliği azalırken cep telefonu sahipliği arttı

Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre; hanelerde bilişim teknolojileri bulunma oranları incelendiğinde, hanelerde masaüstü bilgisayar bulunma oranının 2004 yılında %10 iken 2011 yılında %34,3’e yükseldiği, daha sonraki yıllarda ise düşüş eğilimi gösterdiği ve 2017 yılında %20,3 olduğu görüldü.

Hanelerde taşınabilir bilgisayar (dizüstü, tablet, netbook vb.) bulunma oranı, 2004 yılında %0,9 iken daha sonraki yıllarda sürekli bir artış göstererek 2017 yılında %49,8 oldu. Hanelerde cep telefonu/akıllı telefon bulunma oranının 2004 yılında %53,7 iken 2017 yılında %97,8’e yükseldiği, sabit hatlı telefon bulunma oranının ise 2004 yılında %81,6 iken 2017 yılında %20,2’ye düştüğü görüldü.

Hanelerde İnternet erişimi oranları incelendiğinde, 2004 yılında %7 olan İnternet erişim oranının 2017 yılında %80,7 olduğu görüldü.

Bireylerin %21,2’sinin yoksulluk sınırının altında olduğu görüldü

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre; eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin %60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırı incelendiğinde, yoksulluk sınırının altında yaşayan bireylerin oranının 2016 yılında %21,2 olduğu görüldü. Hanehalkı tipine göre yoksulluk oranı incelendiğinde ise tek ebeveynli ve en az bir çocuğu olan hanehalklarının %28,3’ünün hesaplanan göreli yoksulluk sınırının altında yaşadığı gözlendi.

Bağımlı çocuk; 18 yaşından küçük olan veya 18-24 yaşında olup ekonomik açıdan pasif ve ebeveynlerinden en az biri ile yaşayan kişiler olarak tanımlanmaktadır. Bağımlı çocuğu olan hanehalklarının yoksulluk oranı %26,3 iken bağımlı çocuğu olmayan hanehalklarının yoksulluk oranı %6,8 oldu.

En fazla koruyucu ailenin İstanbul’da olduğu görüldü

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının verilerine göre; 2017 yılında Türkiye genelinde mevcut koruyucu aile sayısı 4 bin 654 oldu. Koruyucu aile sayısı illere göre incelendiğinde; en fazla koruyucu ailenin 436 aile ile İstanbul’da olduğu görüldü. İstanbul’u 341 aile ile İzmir, 283 aile ile Ankara, 184 aile ile Kayseri ve 161 aile ile Kocaeli illeri takip etti.

Hanehalkları bütçelerinden en fazla payı konut ve kira harcamasına ayırdı

Hanehalkı bütçe araştırmasının 2016 yılı sonuçlarına göre; Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı %25,2 ile konut ve kira harcamaları alırken, ikinci sırayı %19,5 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları aldı. Toplam tüketim harcamalarında en düşük payı alan harcama grupları ise %2 ile sağlık ve %2,3 ile eğitim hizmetleri oldu.

Konuta ilişkin en önemli problem izolasyondan dolayı ısınma sorunu oldu

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre; 2016 yılında konutun mülkiyet durumları incelendiğinde; bireylerin %59,7’sinin oturduğu konutta ev sahibi olduğu, %24,4’ünün ise kiracı olduğu görüldü.

Bireylerin %42,2’sinin 2016 yılında konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşadığı, %38,1’nin sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi vb. nedenlerle sorun yaşadığı ve %24,5’inin trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar yaşadığı görüldü.

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi

Editör

Yazar:

19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.

CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.

Devamını Oku

Genel Haberler

EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor

Editör

Yazar:

Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.

EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.

İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.

Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.

Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.

Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.

EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”

EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.

Devamını Oku

Genel Haberler

“Markalar eylül ayında buz kesti”

Editör

Yazar:

Organize perakende sektöründe yılın ikinci yarısıyla birlikte başlayan daralma, Eylül ayında hızlanarak devam etti. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, geçen ay karşı karşıya kaldıkları tabloyu, “Markalar eylül ayında buz kesti.” sözleriyle özetledi.

Çatısı altındaki 516 marka ile gıda dışı perakende sektörünün en önemli temsilcisi olan BMD’nin üyeleri arasında gerçekleştirdiği Eylül ayı anketinin sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Anketi değerlendiren BMD Başkanı Sinan Öncel, ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele için uyguladığı talebi kısmaya yönelik önlemlerin etkilerini yılın ikinci yarısıyla birlikte hissetmeye başladıklarını hatırlattı. Öncel, şöyle devam etti:

“Organize perakende için temmuz, adet satışlarının sert düştüğü bir ay olmuştu. Genel olarak yatay seyreden Ağustos’un ardından Eylülde de satışlarda çok ciddi bir düşüşle karşı karşıya kaldık. Yeni sezona rağmen hazır giyim, ayakkabı ve kozmetik kategorilerinde her üç markamızdan ikisi Eylül ayında adet satışlarının düştüğünü beyan etti. Yeme içme markalarımızın ise tamamının adet satışlarında düşüş görülüyor. Adet satışları bir yana eylülde cirolardaki artış da genel olarak enflasyonun gerisinde kaldı. Ekonomi yönetiminin talebi kısmaya yönelik önlemleri nedeniyle gıda dışı organize perakendede talebin gerileyeceğini öngörüyorduk. Ancak Eylülde bu kadar sert bir daralma, bu kadar hızlı bir soğuma beklemiyorduk. Özetle, markaların Eylül ayında soğumadan da öteye buz kestiğini söyleyebiliriz. Gelişmeler bize ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelede temel olarak ‘talebi soğutmaya’ odaklandığını gösteriyor. Oysa her fırsatta dile getirdiğimiz gibi ülkemizde en önemli sorun maliyet enflasyonu. Sonuçta fiyat artışlarının da bir üst sınırı var ve bu gıda dışı perakende enflasyon oranlarında görülüyor. Ancak maliyetler daha yüksek oranlarda artıyor. Ham maddeyi dünya ortalamasının çok üzerinde fiyata mal ediyoruz. Ticari mülklerde yüzde 500’e varan fahiş kira artışları ile karşı karşıya kalıyoruz. Şeffaf olmayan genel giderler nedeniyle AVM’lere her ay 700 milyon lira fazladan ödeme yapıyoruz. Bütün bu maliyetlerin tamamı olmasa da bir bölümü eninde sonunda ürün fiyatına yansıdığı için enflasyonu artırıyor. Dolayısıyla soruna önce doğru teşhisi koyup ona göre tedavi uygulamalıyız, aksi takdirde hastayı kaybedebiliriz.”

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER