Sosyal Medya Hesaplarımız

Genel Haberler

Birleşme ve Satın almanın parlayan yıldızı tüketim ürünleri şirketleri

Editör
Abone Ol:

Tüketim ürünleri şirketleri birleşme – satın alma işlemlerinde diğer sektör şirketlerine oranla hissedarlarına daha iyi getiri kazandırıyorlar. Birleşme-satın alma sürecini riski ölçebilen iş modelleri ile yöneten şirketler, riski az getirisi yüksek bir işlemi garanti altına alıyor.

Bain & Company Birleşme ve Satın almalar Grubu tarafından tüm sektörler genelinde 1.600 şirket üzerinde gerçekleştirdiği araştırma sonuçları yayınlandı. Birleşme – satın alma yoluyla şirketlerin elde ettikleri getirilerin değerlendirildiği raporda, tüketim ürünleri şirketlerinin bu yolla diğer sektör şirketlerine oranla çok daha iyi sonuçlar elde ettiği görülüyor. Uzun vadede getirisi yüksek birleşme – satın almalar için Bain tarafından “Tekrarlanan Birleşme ve Satın alma” adı verilen bir iş modelinin de önerildiği raporda, ayrıca şirketlerin birleşme – satın alma kapasitelerini oluştururlarken dikkat etmeleri gereken noktalara değiniliyor. Eskiden, tüketim ürünleri şirketleri için kârlı büyümenin, tüketicileri yenilikler yoluyla memnun etmekten, yeni uluslararası pazarlara açılmaktan ve yatırımlarını gelecek vaat eden yeni markalardan yana yapmaktan geçtiği belirtilen raporda, sektör içi dinamiklerin son yıllarda değiştiği ifade ediliyor. Bu değişim trendinde, şirketler müşterek kârlarının neredeyse tamamını kâr payı ödemelerine ve hisse geri alımlarına ayırıyorlar. Analistler bu durumun kalıcı bir yükseliş anlamına gelmediğini belirtiyorlar. Hisse geri satın alımının hisse başına getirisinin kısa vadede tatmin edeceğini, ancak uzun vadede toplam hissedar getirisinin ortalama değerlerin üzerine çıkamayacağını savunuyorlar.

Bain raporu, toplam hissedar getirisini artırmanın yolunun operasyonel kazançları büyütmekten geçtiğine dikkat çekerek önerilerde bulunuyor. Operasyonel kazançları artırmak için ise şirkete düzenli ve sistematik olarak yeniden yatırım yapmak gerekiyor. Raporda, tüketim ürünleri şirketleri için birleşme – satın alma yoluyla büyümenin en iyi seçenek olduğu ifade ediliyor. 2000 – 2010 yılları arasında tüketim ürünleri şirketlerinin gerçekleştirdiği birleşme – satın alma işlemlerine bakıldığında, tüketim ürünleri şirketlerine ait toplam hissedar getirilerinin ortalama yüzde 7,4 olduğu, buna karşılık diğer şirketlere ait getirilerin ise yüzde 4,8’de kaldığı görülüyor. Rapor aynı zamanda büyük ölçekli ve tekrarlanan alımların, uzun vadede çok daha kârlı olacağına dikkat çekiyor.

Bain tarafından “Tekrarlanan Birleşme ve Satın alma” adı verilen iş modelinde uzmanlar, birleşme – satın alma işleminin diğer organik büyüme faaliyetleri ile birlikte nasıl bir sinerji yaratacağına ve bundan da önemlisi işlemin ne kadar kârlı olacağına odaklanıyorlar. İşlem yapılacak sektör ve işlemin ölçeği birleşme – satın alma kararını belirleyen faktörlerin başında yer alıyor. Birleşme – satın alma kararı alırken sadece şirketin piyasa ortalamasının üzerinde bir kâr elde etmesi değil, işlemin şirkete kazandıracağı rekabet avantajı özellikle mercek altına alınıyor.

Potansiyel satın alma hedeflerini önceden hazırlayan, beklentilerini belirleyen ve hangi alanlarda değer yaratacağına dair bir oyun planını önceden çalışan şirketlerin başarı şansı yükseliyor. Birleşme – satın alma sürecini riski ölçebilen iş modelleri ile yöneten şirketler riski az getirisi yüksek bir işlemi garanti altına alıyor. Raporda şirketlerin birleşme – satın alma kapasitelerini oluştururlarken 5 noktaya dikkat etmeleri öneriliyor.

1- İş geliştirme ekibi, strateji ekibi ve CEO ile güçlü ve şeffaf iletişimi olmalı: İş geliştirme departmanlarının, gerek strateji ekibi ve CEO, gerekse yönetim kurullarıyla doğrudan ve güçlü ilişkiler içinde çalışması gerekiyor. Uzmanlar, birleşme-satın almalara deneyim kazanılan faydalı bir süreç olarak bakılmasını öneriyor.

2- Yönetim merkezi, entegrasyon yerel olmalı: Birleşme-satın alma fikri bir iş grubundan dahi gelse, sorumluluklar şeffaf şekilde paylaşılmalı ve işlem merkezi olarak yönetilmeli. Entegrasyon sürecinin ise mümkün olduğunca yerel eğilimlere dikkat edilerek gerçekleşmesi gerekiyor.

3- Resmi talep öncesi şirketler dersini çalışmalı: Pek çok firma yatırım bankasından resmi talep gelmedikçe işleme başlamaz. Oysa şirketin kendi potansiyel hedef listesini hazırlaması, beklentilerini belirlemesi ve hangi alanlarda değer yaratacağına dair bir oyun planını önceden çalışıyor olması önemlidir. Şirketin dersini önceden çalışmış olması, pazara çıkınca hedef şirkete biçilecek değer konusunda bir fikir sahibi olmasına ve pazarlığı daha iyi yapmasına yardım eder. Başarılı şirketler, birleşme-satın alma sonrası aksiyon planlarını sürecin başında hazırlamış olurlar.

4- Potansiyel sorunlar detaylarda gizlenir: Entegrasyon süreci işleyiş olarak “ölçek” ve “kapsam” bazlı işlemlerde farklılıklar gösterse de, şirketler daima sahip oldukları varlıklara, yetenekleri elde tutma kabiliyetlerine odaklanmalıdır. Birleşme-satın alma işlemlerinde başarılı olan şirketler, en önemli konulara öncelikli olarak odaklanılması gerektiğini bilirler, ancak sorun yaratma potansiyelinin detaylarda gizlendiğini de hiç unutmazlar. Zira birleşme-satın alma sırasında ihmal edilen bir konu, işlem sonrasında ciddi bir sorun olarak şirketlerin karşısına çıkabilir. Deneyimli birleşme-satın alma uzmanları “Tekrarlanan Birleşme ve Satın alma” modelinden daima ders çıkartarak bir sonraki işlemin eskisine oranla daha iyi olması için çalışırlar.

5- Riski ölçen yöntemler kullanılmalı: Şirketler birleşme-satın alma işlemleriyle daima risk alırlar. İşlem süreci önce korku ve belirsizlik, ardından dizginlenemeyen iyimserlik ve tekrar kötümserlik şeklinde çalkantılı bir seyir izler. Deneyimli uzmanlar, bu iniş çıkışın farkında olarak, riskleri ölçebilen iş modelleri kullanarak bu süreci yönetirler.

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

GÜSOD: Kayıt dışılığın önüne geçmek için işverene destek şart

Editör

Yazar:

Emeklilikte Yaşa Takılanları (EYT) ilgilendiren düzenleme, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Yapılan bu yasal düzenlemeyle birlikte emekliliğe hak kazanmasına karşın gerekli yaş sınırını karşılamayan yüzbinlerce çalışana emeklilik yolu açıldı. Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Murat Kösereisoğlu, GÜSOD üyesi güvenlik sektöründe şirketlerinin tamamında çalışanların yüzde 12’sinin bu yasadan faydalanarak emekli olduğunu söyledi. EYT’li olması durumunda aynı şirkette çalışmak isteyen bir bireyin, işverene maliyetinin yüzde 2 arttığı bilgisini de veren Kösereisoğlu, konuyla ilgili önerilerde bulunarak oluşabilecek olumsuz durumlar ve çözüm önerileri hakkında bilgiler verdi.

EYT yasasından faydalanarak güvenlik sektöründen emekli olanlar nedeniyle Marmara ve Batı bölgelerinin istihdam açısından olumsuz etkileneceklerinin altını çizen Kösereisoğlu, “Özel güvenlik şirketleri EYT’lilerin işe devam etmemeleri durumda yerlerine yeni personel bulmak konusunda güçlük çekecektir. Bu da nitelikli (tecrübeli) iş gücü kaybını beraberinde getirecek. Sektör özelinde değişiklik göstermekle birlikte bu kaybın telafisi ortalama olarak iki yılı bulabilir” diye konuştu.

EYT nedeniyle işten ayrılanların çalışma hayatına başka sektörlerde devam etmesi veya çalışmaması nedeniyle oluşacak istihdam açığının zamanında kapanması için eylem planı oluşturulmasının ve uygulanmasının çok önemli olduğunun altını çizen Kösereisoğlu, “Emekli olanların istihdamı her ne kadar yüzde 5 işveren payında indirim olduğu şeklinde ifade edilse de emekli istihdamının maliyeti aslında yüzde 2 daha arttı. Emekli olan kişinin kendi şirketinde değil de başka bir kurumda işe başlaması durumunda işverene maliyeti ise yüzde 7 daha fazla oluyor. Bunun da işverenin emekli çalışan yerine gençleri istihdam etmesine ya da kayıt dışı çalışmanın yolunun açılmasına neden olabileceğini düşünüyoruz. Ortaya çıkabilecek bu negatif etkiyi azaltmak için hükümet tarafından haklarını alıp ayrılacaklar için çok uygun geri ödeme koşullarıyla işverene kolaylık sağlanmasını öneriyoruz” dedi.

Düzenlemeyle birlikte ilk etapta 2 milyon 500 bin kişinin EYT yasasından yararlanacağını söyleyen Kösereisoğlu, “GÜSOD üyesi güvenlik şirketlerinde görev yapan 6 bin 500 kişi, EYT ile emekli olacak. Özel güvenlik şirketlerinin hizmet verdiği müşteriler EYT’ten doğacak yükü henüz nasıl karşılayacağını bilemiyor ve tüm yükü özel güvenlik şirketinin sırtlamasını bekliyor. Ancak asıl işveren, özel güvenlik hizmetini alanlar. EYT işlemleriyle ilgili maruz kalınacak sonuç, uygulama ve prosedür gibi işlemler, özel güvenlik şirketi tarafından hizmet alanların da asli sorumlulukları arasında yer alıyor. Hizmet satın alanlar kendilerine yansıyacak yüzde 2 ya da 7’lik maliyet artışına maruz kalmamak için bunu kabul etmiyor. Ama buradaki hassas nokta, EYT kapsamındaki özel güvenlik görevlisi çalıştığı yerin güvenliğini sağladığı ve uzun yıllardır orada çalıştığı için deneyimli ve tecrübe sahibi. Sürecin sağlıklı bir şekilde yürümesini sağlamak için atılacak en büyük adım, özel güvenlik şirketleri ve hizmet alanların, çalışanları olan özel güvenlik görevlilerinin lehine olacak şekilde ortak bir karar almaları. Aksi halde özel güvenlik sektörü büyük bir iş gücü kaybına uğrayacaktır” diye konuştu.

Emekli olan çalışanın bilgi birikiminin ve deneyiminin istihdam edilen genç bir bireyle eşit olmayacağının da altını çizen Kösereisoğlu, “İşverenler, tamamen maliyet odaklı düşünerek genç istihdamını destekleyerek orta vadeli kazancı göz önünde tutabilir, nitelikli iş gücünde yaşanabilecek olan kayıpları göz ardı edebilir. Nitelikli istihdamı kaybetmemek adına koşulların daha uygun bir hale getirilmesi gerekiyor. İki yıllık iş gücü kaybını telafi edebilmek için sürecin daha yumuşak olması faydalı olacaktır. GÜSOD olarak, burada en büyük sorumluluğun devlete düştüğünü düşünüyoruz. Emekli olup da çalışmaya devam etmek deneyimli kişilerle yeni istihdam edileceklerin maliyetleri eşitlenerek yaşanabilecek iş gücü kaybının önüne geçilebilir” dedi.

Kösereisoğlu, GÜSOD olarak EYT kapsamında emekli olacak çalışanlar için şu an yaklaşık olarak 100 milyon TL tutarında kıdem tazminatı ödemesi gerçekleştirecekleri bilgisini de verdi.

Devamını Oku

Genel Haberler

İstanbul PERDER’e 8 yeni üye

Editör

Yazar:

Altun Market, Aypa Market, Birlik Gross, Karabağ Market, Kim Market, Rota Market, Safir Market ve Taş Kasap, sektörel güç birliği ve gelişim için İstanbul PERDER’e katıldı

Türkiye Perakendeciler Federasyonu çatısı altında İstanbul’daki yerel-yerli perakende markaların kurumsal gelişimini desteklemek ve sektörün sorunlarına birlikte çözümler üretmek adına çalışmalarını sürdüren İstanbul PERDER, üye sayısını yeni katılımlarla artırıyor.

İstanbul merkezli Altun Market, Aypa Market, Birlik Gross, Karabağ Market, Kim Market, Rota Market, Safir Market ve Taş Kasap’ın derneğe iştirakiyle İstanbul PERDER, 2190 mağazada yaklaşık 36 bin istihdam sağlayan 48 üyeye ulaştı.

İstanbul PERDER Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere yeni katılımlarla ilgili şunları söyledi:

“Derneğimiz yeni katılımlarla ticaretin kalbi olan İstanbul’da doğru rekabet koşullarının sürdürülebilmesi adına son derece önemli bir konumda olan yerel – yerli organize zincir marketlerin tamamına yakınını kapsar duruma geldi. İlk günden itibaren son derece önem verdiğimiz çalışan kalitesini ve kalıcılığını artırmak yönündeki çalışmalarımızı Milli Eğitim Bakanlığı ile başlattığımız yeni proje ile daha da üst seviyeye taşıdık. Yine çok önem verdiğimiz sektörel iletişim, bilgi ve tecrübe paylaşımı için bu sene Aralık ayında İstanbul Yerel Marketler Buluşması ve Fuarı’nı yenilenen kurumsal kimliğiyle gerçekleştireceğiz. Üyelerimize ve daha önemlisi vatandaşlarımızın bütçesine destek olmak adına Et ve Süt Kurumu ile son yaptığımız iş birliği gibi değer yaratan projelerimiz de sürecek. Sektörümüzün sorunlarına hep birlikte çare bulmak, birlikte sinerji yaratmak adına aramıza katılan değerli yeni üyelerimize teşekkür ederim.”

Devamını Oku

Genel Haberler

PL sektörü, PLAT Talks sahur programında buluştu

Editör

Yazar:

Özel markalı ürünler sektörünün gelişimi ve sektördeki sorunların çözümü için çalışmalarını sürdüren PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği, 31 Mart Cuma gecesini 1 Nisan Cumartesi gününe bağlayan gece PLAT Üyeleri ile PLAT Talks Sahur Özel etkinliğinde bir araya geldi.

BİM COO’su Galip Aykaç, İKMİB – İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ve GEBKİM Kimya İhtisas OSB Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı gibi sektörün önde gelen isimlerinin misafir olarak katıldığı etkinlik, PLAT Derneği üyelerinin yoğun katılımı ile gerçekleşti.

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer, sözlerine katılımcıların yoğun ilgisine teşekkür ederek başladı. Deprem felaketinin ilk dakikalarından itibaren üye firmalarla birlikte bölgedeki vatandaşların yaralarını sarabilmek ve toplumsal dayanışma için üzerlerine düşen görevin bilinciyle harekete geçtiklerini hatırlatan Başkan Özer, “Bölgeden gelen talep ışığında oluşturduğumuz yardım kampanyasını titiz bir koordinasyon süreci ile ivedilikle hayata geçirdik. Üye firmalarımızın desteğiyle bölgedeki salgın hastalık riskinin önüne geçmek için kritik konumda olan hijyen ürünlerinin teminini sağlayarak ihtiyaç sahibi yerlere doğru şekilde ulaşması en temel prensibimiz arasında yer aldı” dedi.

Ekonomist Dr. Hakan Özerol, “Seçim Öncesi ve Sonrası Ekonomi” konusunda değerlendirmelerde bulundu. IMF, OECD ve Dünya Bankası gibi kurumların ve derecelendirme şirketlerinin tahmin raporlarından hareketle piyasa değerlendirmesi yapan Dr. Hakan Özerol, özellikle doların ve faizin yönüyle ilgili tahminlerde bulundu. Seçim sonrası ekonomi politikalarının ne olabileceği hakkında topladığı verileri PLAT üyeleriyle paylaşan Hakan Özerol, özellikle dolarda beklenen değerlenmenin kaçınılmaz olduğu bunu gösteren pek çok küresel gelişmenin ortada durduğunu belirtti. Devletin borçlanma faizlerinin ve bankaların uyguladığı piyasa faizlerinin ekonomiye olan etkilerini analiz eden Özerol, özellikle mevcut politikaların nasıl değişimler gösterebileceği ile ilgili tahminlerini dile getirdi.

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER