Sosyal Medya Hesaplarımız

Genel Haberler

CFO’lar 2010’un ikinci yarısı için olumlu

Editör
deloitte_cem_sezgin_200
Abone Ol:

Deloitte, Ekonomist Dergisi ile birlikte gerçekleştirdiği ve geleneksel hale gelen CFO Araştırması’nın üçüncüsünü “Dalgalar Arasında CFO’lar” başlığı ile yayınladı. CFO’ların %75,6’lık kesimi üç ay öncesinden daha iyimser görüşler ifade ederken, %65’i ise kriz karşısındaki önlemler konusunda muhafazakar tavrını koruyor.

Deloitte’un Krizin Gölgesinde hakkında konuşan Deloitte Türkiye Danışmanlık Ortağı Cem Sezgin şunları söyledi:

“Uzun zamandır ekonomi programlarında; iş dünyasının kulislerinde ve sokakta herkes aynı şeyi merak ediyor. Mevcut olumsuz ekonomik koşullar ne zaman son bulacak? Biz de bu seneki araştırmamızda yanıtları CFO’larla birlikte bulmaya ve bu yanıtlardaki ipuçlarını Deloitte olarak sizler için yorumlamaya gayret gösterdik. Günümüzde CFO ve finansın kurum içindeki rolü dünya genelinde gerçekleşen değişimlere paralel bir gelişme gösteriyor.

Araştırmaya yanıt veren CFO’lar, şirketlerinin sundukları ürün ve hizmetlere olan talep artışının hızlanmasının hemen gerçekleşmeyeceğini ve mevcut şartlarda beklentilerin 2010 yılı ikinci yarısına sarkmış olduğunu belirtiyorlar. Bu çalışmanın, CFO dünyasındaki eğilim ve beklentileri yansıtırken, kurumların mevcut koşullara yönelik öngörülerini ve stratejilerini de ortaya koyduğu düşüncesindeyiz.”

2010’un ikinci yarısı daha iyi olabilir

Araştırmada CFO’lara doğal olarak en çok merak edilen konu, krizin süresiyle ilgili tahminleri de soruldu. Araştırmaya katılan CFO’ların %75.6 gibi büyük bir çoğunluğunun, 3 ay öncesi ile karşılaştırıldığında, şirketlerinin finansal durumu ile ilgili beklentilerini daha iyimsere çevirdikleri görülüyor. CFO’lar arasında daha kötümser olanlar ise neredeyse yok gibi.

Öte yandan ankete katılan CFO’lar, şirketlerinin sundukları ürün ve hizmetlere yönelik talep artışının hemen hızlanmasını beklemiyor. Talep artışıyla ilgili beklentilerin büyük ölçüde 2010 yılının ikinci yarısına sarktığı anlaşılıyor.

Sermaye artırmanın tam zamanı

Araştırmaya yanıt veren CFO’ların önemli bir bölümü (%80), sermaye artırımı yapmak için içinde bulunduğumuz dönemin iyi bir zaman olduğunu ifade ediyor. İMKB’ye kote şirketlerin 2008 yılında bedelli sermaye artırımlarının bir önceki yıla göre %250 oranında artarak 4.7 milyar dolarla son 7 yıldaki bedelli artırım toplamının üzerine çıkması bu yaklaşımı destekliyor.

Krizin ilk dönemlerindekine göre belirgin bir iyileşme yaşanmış olsa da CFO’lar gerek kredi alma maliyetlerinin, gerekse kredi bulma olanaklarının halen kendilerini zorlayıcı boyutlarda olduğunu belirtiyor. Faizdeki düşüşe rağmen; %21 gibi önemli oranda katılımcı yeni kredileri “aşırı maliyetli” buluyor. Katılımcıların birçoğu Türk şirketlerinin bilançolarındaki borçlanma oranlarını aşırı fazla buluyor.

İyimser ancak temkinli

Dalgalar arasında CFO’lar araştırmasına katılan CFO’ların %65 gibi önemli bir kesimi muhafazakar davranmayı yeğlediklerini ve kriz başlarken aldıkları tedbirleri sürdürmede kararlı olduklarını ifade ediyor. Neredeyse tüm şirketlerde her türlü ihtiyari harcamalarda azaltmaya yönelik bir tutum izlendiği görülüyor.

Her dört şirketten üçü yeni işe alımları azaltırken, şirketlerin yarısından fazlası da bu dönemde mevcut kadrolarında daralmaya gitmiş durumda. Yatırım harcamaları ve reklam/pazarlama faaliyetlerine yönelik harcamalar da; içinde bulunduğumuz süreçte kesintiye uğrayan kalemlerin başında geliyor.

Hükümetten beklenenlerin başında vergi indirimleri geliyor

Araştırma kapsamında CFO’lara hükümetin şirketlerin ve ekonominin genel gidişatını iyileştirmek adına ilave olarak hangi önlemleri almaları gerektiği de soruldu. Birçok CFO vergi yükünün halen ağır olduğu kanısında. CFO’lara göre KDV, ÖTV, Gelir Vergisi ve diğer vergilerin indirilmesi; mevcut indirimlerin geçerlilik sürelerinin uzatılması; teşviklerin artırılması; kayıt dışı ile daha etkin mücadele öncelikle alınması gereken önlemler olarak sıralanıyor.

CFO’lar ayrıca IMF ile olan anlaşma sürecinin de daha fazla uzamadan çözümlenmesinden yana görünüyor. Birçok CFO ülke çıkarlarına uygun yapılandırılacak yeni bir anlaşmanın önemine vurgu yapıyor.

Araştırmaya yanıt veren CFO’lar şirketlerin gerçek piyasa değerlerini düşük bulurken, katılımcıların yarısı şirket satın alma ve birleşme girişimleri konusunda önümüzdeki dönemde ufak bir kıpırdanma bekliyor. Diğer yarısı ise piyasa koşulları nedeniyle bu konuda pek iyimser görünmüyor.

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

Mopaş, halka arz için ilk adımı attı!

Editör

Yazar:

Mopaş Marketcilik Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.  halka arzı için 01.04.2024 tarihi itibarıyla Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’na başvuru yaptı. Şirketin paylarının halka arzına ilişkin SPK’ya sunulan Taslak İzahname ile birlikte Fonun Kullanım Yerlerine İlişkin Yönetim Kurulu Kararı ve Raporu’na Şirketin internet sitesinde yer alan “yatırımcı ilişkileri” sekmesinden ulaşılabilmekte. Şirketin çıkarılmış sermayesinin 230.000.000 TL’den 270.650.000 TL’ye artırılması nedeniyle ihraç edilecek olan 40.650.000 TL nominal değerli paylar ile birlikte Şirket’in mevcut pay sahiplerine ait toplamda 27.000.000 TL nominal değerli paylar halka arz edilecek. Toplam 67.650.000 TL nominal değerli payların halka arz edilmesi ile Şirket’in halka açıklık oranının %25,00 olması planlanmakta.

Devamını Oku

Genel Haberler

Kaya Üzen, ÇASİAD Başkanı oldu

Editör

Yazar:

Çanakkale Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’nin (ÇASİAD), 16. Olağan genel kurulunda görev dönemi sona eren Başkan Semih Başaran’dan bayrağı Kale Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Kaya Üzen devraldı.

ÇASİAD olarak iş yaşamında entegrasyona büyük önem vereceklerinin altını çizen Üzen, “Rekabetçilikte bir alt lige düşmemek için eğitimlere, bilgilendirme faaliyetlerine ve iş yaşamına entegrasyona büyük önem vereceğiz. Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm ajandamızdaki önceliklerimiz arasında yer alacak” dedi.

Devamını Oku

Genel Haberler

İş Gıda, Down sendromlulara istihdam sağlıyor

Editör

Yazar:

İş Gıda’nın; bağımsızlık, kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik değerleri ışığında Türkiye Down Sendromu Derneği iş birliği ile 2022 yılı sonunda KFC ile başlattığı Bi’ İşim Var projesi büyüyor. Bi’ İşim Var Projesi için düzenlenen etkinlik İş Gıda Grup CEO’su Feliks Boynuinceoğlu ev sahipliğinde, Türkiye Down Sendromu Derneği Başkanı Gün Bilgin ve Bi’ İşim Var projesi çalışanlarının katılımı ile 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’nde gerçekleştirildi. Basın toplantısında Bi’ İşim Var projesinin, İş Gıda çatısı altında faaliyet gösteren iki diğer dünya markası Pizza Hut ve Krispy Kreme’i de kapsayacak şekilde genişletildiği duyuruldu.

Etkinlik kapsamında düzenlenen panelde TDSD Başkanı Gün Bilgin Down sendromlu gençlerin çalışmasının ayakları üzerinde durmasının kendileri, aileleri ve toplum için önemine değinirken; İş Gıda Grup CEO’su Feliks Boynuinceoğlu, Down sendromlu bireylerin toplumdaki vazgeçilmez yerlerine dair farkındalığı artırma hedefiyle 2022 yılından bu yana süren Bi’ İşim Var projesinin gelişim yolculuğunu, değişen yapısını, gelecek planlarını ve grup için anlamını aktardı.

Bi’ İşim Var projesinin grup için önemi ışığında 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’nü kutlayarak sözlerine başlayan İş Gıda Grup CEO’su Feliks Boynuinceoğlu panel konuşmasında; “Arka planda çok fazla çalışma olsa da ilk olarak 2022 Eylül ayında İş Gıda çatısı altındaki markalarımızdan KFC ile başlayan Bi’ İşim Var projesinin arkasında İş Gıda’nın bağlı olduğu İş Holding’in öngörüsü yatıyor. İstanbul’da seçili KFC restoranlarında 2022 Eylül’ünde başlayan projemiz, bugün üç ayrı şehirde 16 Down sendromlu çalışana ulaştı. Bi’ İşim Var’ın başarısı sonucunda, restoranlarımızla uluslararası geçerliliği olan ve 2014’ten bu yana Avrupa Komisyonu tarafından fonlanan “Valueable” (Değerli Bir Ağ) unvanını almaya hak kazandık. Projenin global bir değer ile taçlanmış olmasından mutluluk duyduk.  150 ülkede faaliyet gösteren KFC markası tarafından da örnek gösterilen bir proje olmasıyla göğsümüzü kabartıyor” dedi.

İş Gıda ile iki yıldır süren iş birliğinin Down sendromlu bireylerin bağımsız yaşamları için çok kıymetli olduğunu belirten Türkiye Down Sendromu Derneği Başkanı Gün Bilgin paneldeki konuşmasında; “Down sendromlu bireylerin özgür, bütünleşik ve bağımsız yaşamlar kurabilmeleri için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Biz dernek olarak ailelerin yaşadığı “Benden sonra çocuğum ne olacak?” kaygısını ortadan kaldıracak projeler üretiyoruz. Avrupa Down Sendromu Federasyonu Başkan Yardımcılığı ile Avrupa’da Türkiye’yi temsil ediyor ve dünyada 133 ülkenin Down sendromu sivil toplum kuruluşlarıyla iletişim halinde, Down sendromu alanının gelişimine öncülük ediyoruz. En önemli çalışmalarımızdan İstihdam +1 programıyla ise gençlerimizin istihdam edilmesine olanak tanıyoruz. 2012 yılında Türkiye’de uygulamasını ilk başlatan kurum olarak 18 ilde 48 firmaya 170 Down sendromlu bireyin istihdam edilmesini sağladık. Bu bağlamda iş koçları yetiştirmek üzere geliştirdiğimiz eğitim programını yaygınlaştırıyoruz. İŞKUR, istihdam büroları, iş yerlerinin kendi bünyeleri gibi farklı alanlarda iş koçları yetiştirmek üzere iş birliklerimiz devam ediyor” dedi.

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER