Genel Haberler
Dünyada ticari olarak üretimi yapılan GDO’lu ürünler soya, mısır, pamuk ve kanoladır

“Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmelik” 26 Ekim 2009 tarih, 27388 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelikte, tohumluklar ile Sağlık Bakanlığınca ruhsat veya izin verilen ürünler dışında kalan; genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili düzenlemelerin yapılması amaçlanmıştır.
Yönetmeliğin 26 Ekim 2009 tarihinde yayımlanmasının ardından, zaman zaman gündeme gelen GDO’lar yeniden kamuoyunun gündemine bomba gibi düşmüştür.
Bu konuda açıklama yapan TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Bazı taraflarca ithalatın serbest bırakıldığı yönünde eleştiriler getirirken, bazı taraflarca da ithalatının yasaklandığı, mağdur oldukları yönünde açıklamalar yapılmaktadır.
Ancak şu anda gelinen noktada çok ciddi bir bilgi kirliliği olduğu gibi, yalan yanlış yapılan açıklamalarla halkımız tedirgin edilmektedir. Bu bilgi kirliliği, ülkemiz genelindeki 720 ziraat Odamızı ve üyemiz olan 4.5 milyon çiftçimizi de çok rahatsız etmektedir.
Görsel medyada GDO’lar ile ilgili yapılan haberlere baktığımızda, çarşı pazar görüntüleri içinde meyve ve sebzeler ekranlara getirilmekte, konunun uzmanı olmayan kişilerce açıklamalar yapılmaktadır.
Üretimde kullanılan yöntemlerin tümü GDO’lar ile irtibatlandırılmaktadır. Bugün, üretimde kullanılan bitki gelişim düzenleyicileri, zirai ilaçlar, hibrit tohumlar GDO’lar ile karıştırılmaktadır.
Yapılan açıklamalar ve ekrana yansıyan görüntüler üreticilerimize zarar verme noktasına gelmiştir. Tüketicileri ise her yediğinden şüphe duyar hale getirmiştir. Bizleri arayan bazı vatandaşlarımız, hiç alakası olmamasına rağmen, “domatesler GDO’lu mu, bodur elmalar GDO’lu mu?” gibi sorular sormaktadırlar. Bu da halkımızın yapılan tartışmalardan ne kadar olumsuz etkilendiğini gösteren ilginç örneklerdir. Olası bir talep daralması durumunda, hem ürününü satamayan üreticilerimiz hem de yeterli beslenemeyen tüketicilerimiz zarar görecektir.
Bilim adamlarının açıklamaları da göstermektedir ki, ülkemizde üretilen meyve ve sebzelerin hiçbirisinde GDO bulunmamaktadır. Halkımız bu konuda rahat olsun ve vücudumuzun ihtiyacı olan meyve ve sebzeleri rahatlıkla tüketsinler. Daha GDO’nun ne olduğunu bilmeyen insanların yalan yanlış açıklamalarına bakıp, domatesten, biberden, üzümden, elmadan ve narenciyeden ve diğer meyve ve sebzelerden korkmasınlar. Basınımız da GDO tartışmaları sırasında lütfen ekranlara meyve ve sebze görüntülerini getirip, halkımızı bu ürünlerden soğutmasınlar.
Ülkemizde GDO’lu ürünlerin üretimine izin verilmemektedir. Hali hazırda ülkemize giren GDO’lu ürünler ise mısır, soya, pamuk ve kanoladır. Ülkemiz mevzuatında GDO’lar ile ilgili bir yasal düzenleme olmaması nedeniyle bu ürünler, bugüne kadar GDO’lar yönüyle herhangi bir denetime tabi olmadan, ülkemize girmiş, sofralarıma gelmiş, bu ürünleri halkımız hiçbir seçme hakkına sahip olmaksızın tüketmek zorunda bırakılmıştır. Bu nedenle bu konuda bir mevzuat çıkartılması zorunlu hale gelmiştir.”
Tohumculuk Kanunu ve Islahçı Hakları Kanunu çıkmıştır. Halihazırda tohum geliştirme ve Ar-Ge faaliyetlerinin önünde bir engel bulunmamaktadır. Tohumculuk sektöründe faaliyet gösteren tüm taraflar ithal tohumluğu kullanmaya değil, kendi tohumluğumuzu üretmeye odaklanmalıdır.
Çıkarılan ve çıkarılması düşünülen mevzuat GDO’lu ürünlerin ithalatının ve üretiminin legal hale gelmesinin bir aracı olarak değil, halkın sağlığını ve toplumun yararını gözetecek şekilde düzenlenmelidir.
Türk çiftçisi bazı ürünlerde üretim maliyetinin altında ürünlerini satarken, yurtdışından getirilecek ve risklerinin ne olduğu tam olarak bilinmeyen daha ucuz ürünlerle çiftçimizi rekabete zorlamak doğru olmayacaktır.
Soya, mısır, bugün yemden, una, çikolataya, cipse varıncaya kadar kullanım alanı oldukça geniş olan ürünlerdir. Kullanım alanı bu kadar geniş olan bu türlerin GDO’lu olarak tüketicilere sunulması önemli riskleri de beraberinde getirecektir.
GDO’larla ilgili yaşanan tartışmalar çiftçilerimize ve çiftçimizin ürettiği ürünlere zarar vermemelidir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Ülkemizde GDO’lu üretim yasak olup çiftçilerimizin ürettiği ürünlerin hiç biri GDO’lu değildir. Bunun için yetkililer ve özellikle basınımız, halkımızı doğru bilgilendirmeli, GDO’larla ilgili etkin denetimi sağlayacak yasal mevzuat bir an önce oluşturulmalıdır.
Ülkemizin şu anda GDO’lu ürün üretmeye veya ithaline de ihtiyacı yoktur. Ülkemizin toprakları ve biyoçeşitliliği her türlü riske karşı korunmalıdır” dedi.
Genel Haberler
İsmar üyelerinden nostaljik buluşma

Türkiye perakende sektörüne 30 yıl öncesinde damgasını vuran İstanbul Marketler Birliği İSMAR’ın üyeleri geleneksel hale gelen yemekli toplantılarına bir yenisi daha ekleyerek 11 Kasım Cumartesi günü Ali Rıza Karadağ’ın ev sahipliğinde Florya Görkem Kilis Restorant’ta gerçekleşti.
Oldukça samimi ve sıcak bir ortamda geçen yemekli toplantıya ilginin de çok yoğun olduğu görüldü. İçlerinde önemli iş adamlarının da olduğu gruptan yeni bir ticari birliktelik çıkar mı bilinmez ama bu örnek dostluğun daha uzun yıllar devam edeceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Organizasyonda emeği geçen ortaklardan birinin verdiği bilgiye göre bundan sonraki toplantılarda ekonomi, sosyal ve kültürel alanlarda gerek İsmar topluluğundan gerekse misafir konuklardan oluşacak söyleşi ve sohbetlerle daha da renkleneceği ifade ediliyor.
Katılımcılar:
Ayaktakiler: Fırat Karadağ, Murat Karadağ, Hasan Yalçın, Cemal Parlak, Besim Açıkgöz, Faik Karadağ, Orhan Toka, Muhsin Aslan, Metin Şakar, Ahmet Özdemir, Ünal Nayman, Nahit Kiler, Abdurrahman Kopuz, Kenan Şişeci, Şaban Ulu, Mustafa Kağan, Alirıza Şişeci, Mustafa Aslan.
Oturanlar: Mehmet Genç, Ahmet Hamdi Kanal, Halil Göktürk, Alirıza Karadağ, Metin Toka, Hüsnü Yazıcı, Fehmi Kale
Genel Haberler
Restorantlar, Michelin Yıldızı ile ödüllendirildi

Michelin, Michelin Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum’un yeni restoran seçkisini duyurmanın mutluluğunu yaşıyor. Michelin müfettişleri, 15’i İzmir’de ve 19’u Bodrum’da olmak üzere toplamda 111 restoranı rehberin yeni seçkisine dahil etti. İzmir’den 3, Bodrum’dan 2 restoran birer Michelin Yıldızı alırken, Bodrum’dan 2, İzmir’de 6 olmak üzere toplamda 8 restoran Bib Gourmand ödülüne layık görüldü.
İstanbul seçkisine yeni eklenen 25 restorandan 2’si birer Michelin Yıldızı alırken, 8 restoran Bib Gourmand ödülüne layık görüldü. Böylece İstanbul’da listeye restoran listesi 77’ye yükseldi.
Ödül töreninde yaptığı konuşmada seçkiye dair bilgiler paylaşan Michelin Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec, “Müfettişlerimiz bu yıl bir kez daha İstanbul mutfak seçkisinin cazibesine kapıldı. Karma kültüre sahip bir dünya şehri olan İstanbul, klasik Türk meyhanelerinden, son moda veya uluslararası restoranlara, aynı zamanda tam anlamıyla bir mutfak deneyimi sunan rahat restoranlara kadar oldukça zengin bir gastronomik panoramaya sahip. İkinci seçkiye bu yıl eklenen 2 yeni Michelin Yıldızı da dahil olmak üzere şehrin dört bir yanına yayılmış 24 yeni restoranın yer aldığı 2024 Seçkisi, aynı zamanda gelenekleriyle de gurur duyan cesur şefler neslinin yönlendirdiği gastronomi standartlarındaki yükselişi de gözler önüne seriyor” dedi.
Poullennec, İzmir ve Bodrum ile ilgili olaraksa, “Michelin Rehberi ailesine kayda değer derecede etkili bir şekilde giriş yapan İzmir ve Bodrum’da ekiplerimiz, bu iki bölgeyi birbirinden ayıran farklılıklardan özellikle çok etkilendi. Yerel kökler, bölgeye olan bağlılık ve yerel üreticilerle kurulan güçlü bağların, İzmir ve çevresinde seçkiye giren restoranların çoğunun paylaştığı ortak özellikler olduğunu söyleyebiliriz. Michelin Yeşil Yıldızı’nın bölgedeki üç restorana verilmesi, bu güçlü bağlılığı kanıtlıyor. Bodrum ise gastronomik açıdan bütünleyici bir konsept sunuyor: Sahilde lüks ve uluslararası mekanlar yer alırken, Bodrum’un merkezi özellikle pitoresk, erişmesi kolay, küçük ve bağımsız restoranlara ev sahipliği yapıyor” diye konuştu.
Genel Haberler
Perakendecilerden indirim müjdesi!

Ticaret Bakanı Ömer Bolat geçen günlerde Cumhuriyetin 100. yılında marketlerde büyük bir indirim kampanyası beklediklerini açıklamıştı. Arkasından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da yaptığı açıklamada bu konuda destek beklediklerini ifade etmişti. Hükümet kanadından gelen bu konudaki mesajlar üzerine zincir marketlerden ardı ardına destek açıklamaları geldi.
BİM, enflasyonla mücadeleyi destekliyor
BİM birçok üründe yaptığı indirimlerle yüksek kaliteli ürünleri uygun fiyatlarla müşterilerine ulaştırırken enflasyonla mücadeleyi de desteklemeye devam ediyor. BİM Ekim ayı içerisinde 500 üründe %50’ye varan indirimler yapacak. BİM’den konuyla ilgili yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“BİM olarak pazardaki ağırlığımızın ve bunun getirdiği sorumlulukların farkındayız. Bu kapsamda başta halkımız olmak üzere tüm paydaşlarımıza değer katmaya odaklanıyoruz. Ekim ayı boyunca yapacağımız indirimlerle ülkemizin enflasyona karşı mücadelesini desteklerken, müşterilerimizin temel ürünlere erişimini de kolaylaştıracağız. Ürün maliyetlerinde artış olmadıkça ürün fiyatlarında artış yapmama ilkemizi, kurulduğumuz ilk günkü kararlılığımızla sürdüreceğiz.”
A101, enflasyonla mücadeleyi desteklemeye devam ediyor
A101, yıl boyu sürdürdüğü kampanyalar ile hem tüketicilerin alım gücünün korunmasına, hem de ülke ekonomisine destek olmaya devam ediyor.
66.000’den fazla çalışanı ve 600’ün üzerinde tedarikçisi ile A101, yılın 12 ayı boyunca yaptığı haftalık kampanyalarla, kaliteli ürünleri her daim en uygun fiyatlarla müşterilerine sunarak enflasyonla mücadelede tüketicinin yanında olmaya devam edecek.
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 12.000’i aşkın marketiyle hizmet veren A101’den konuya ilişkin yapılan açıklamada, “A101’in temel misyonu kaliteli ürünleri en ucuz fiyatla müşterilerine sunmaktır ve kurulduğu günden beri bu misyonla hareket etmektedir. A101 olarak, tüketicilerin temel ürünlere erişimini kolaylaştıracak her türlü adımı sadece belirli bir dönemde değil, 12 ay boyunca atıyoruz. Artan maliyetlerde ve zorlu piyasa koşullarında müşterilerimize tüm ürün kategorilerinde en ucuz fiyatları sunmaya dün olduğu gibi bugün de devam edeceğiz. A101, en ucuz fiyatlarına ek olarak, yıl boyu her gün en az 1000 üründe %50’ye varan indirim yapmaktadır. A101, kendisi ile özdeşleşmiş kampanyalarına ek olarak halkımızın ihtiyacı olan tüm ürün kategorilerinde de düzenli olarak indirim yaparak enflasyonla mücadelede tüketicinin ve tüm kurumlarımızın yanında olmaya devam edecektir.” ifadelerine yer verildi.
Migros’tan binlerce üründe indirim ile aile bütçesine katkı
Migros, 70. yılı vesilesiyle her güne özel kampanyalar düzenliyor. Migros, “Birlikten Berekete Kazanan Türkiye” kampanyasıyla temel gıda ve ihtiyaç ürünlerinde uyguladığı en dip fiyatlar ve özel kampanyalarla müşterilerinin bütçesini rahatlatmaya devam ediyor. Migros, tüketicilerin alım gücünü artırmak ve enflasyonla mücadele için 12 Ekim itibariyle başlayarak Kasım ayının sonuna kadar olan süreçte Migroskop ve aile indirimleri ile evin tüm temel ihtiyaçlarını karşılayacak yaklaşık 15.000’i aşkın üründe %20’den %50’ye varan indirimler sunacak.
Onur Market’te Cumhuriyetimizin 100.yılına özel indirimler
Onur Market, cumhuriyetimizin 100. Yılını özel bir kampanya ile kutluyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Onur Market Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Özen, “Onur Market olarak mevcut kampanyalarımıza ek olarak hem Cumhuriyet’imizin 100.yılına özel hem de enflasyonla mücadele kapsamında indirim fırsatlarını Ekim ayıyla birlikte iki katına çıkardık. Yaptığımız kampanya ile binlerce üründe %20’den %50’ye kadar indirimler sunarak tüketicilerin bütçelerini her zaman rahatlatmaya devam ediyoruz. Onur Market olarak gıdadan kozmetiğe, taze sebze meyveden şarküteri ürünlerine kadar tüm temel tüketim kategorilerinde yıl boyunca tüketicilerin en çok tercih ettikleri ürün ve markalarda kampanyalar ve indirimler yapmaya devam ediyoruz. Yaptığımız tüm çalışmalarda, geliştirdiğimiz her projede, aldığımız tüm kararlarda her zaman alışverişçilerin lehine olacak faaliyetler içinde bulunmak gibi bir prensibimiz var. Sloganımıza da yansıttığımız Onur Sözlerimizle müşterilerimize; tazelikte, kalitede, lezzette, hizmette ödün vermeden Fiyatta Onur Sözü veriyoruz” şeklinde konuştu.