Genel Haberler
Hazır giyim ve tekstil sektörlerinde istihdamı rekoru kırıldı
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, iki sektörün Kasım 2019 itibarı ile 1 milyon 67 bin çalışanla büyük bir başarıyı yakaladığını bildirdi.
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri’nin (İTKİB) ev sahipliğinde düzenlenen ‘Hazır Giyim, Tekstil, Deri ve Halı Sektörleri Çalıştayı’nın açılışında konuşan Bakan Pekcan, hazır giyim ve tekstilin tasarım, inovasyon ve markalaşmada çok başarılı işlere imza attığını vurguladı. Sektörlerin en büyük başarılarından birini istihdam artışında elde ettiğini ifade eden Pekcan, “Hazır giyim ve tekstil sektörü Kasım 2019 itibarı ile istihdamda 1 milyon 67 bin çalışanı aşmış bulunuyor. Bunu ilk defa sağlıyoruz. İnşallah bu sayıyı katlayarak devam edeceğiz. Tabi bir de bu sektörlerin yan sanayisi, lojistiği ve perakendesi var. Bunları da eklediğimizde toplam çalışan sayısı zaten iki katına çıkıyor” diye konuştu.
Hazır giyim ve tekstilin katma değerli üretimleri, istihdama ve ihracata katkıları ile Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden olduğunu vurgulayan Pekcan, şunları söyledi:
“Küresel ekonomide yaşanan sıkıntılara ve korumacı eğilimlere rağmen biz dinamizmimizi sürdürüyoruz. Kaliteli, katma değerli üretimimiz, yenilikçi ve rekabetçi anlayışımızla bulunduğumuz pazarlarda daha da güçlenerek devam ediyoruz. 2019’da ihracatımızı 180 milyar doların üzerine çıkardık. İhracat artışında dünyada 7’inci, değer artışında 6’ıncı sıradayız. Net ihracatımızın Türkiye’nin büyümesine katkısı 4,7 puanla son 18 yılda gözüken en büyük değer. İhracatın ithalatı karşılama oranında yüzde 85,8 ile son 62 yılın en yüksek değerini yakaladık. Hazır giyimde dünya ihracatının yüzde 3,2’sini, tekstilde yüzde 3’ünü biz gerçekleştiriyoruz. Artık dünyada çoklu anlaşmalardan ikili anlaşmalara doğru bir eğilim var. Korumacılık önlemleri ülkeleri ikili ticaret anlaşmalarına yöneltiyor. Dolayısı ile serbest ticaret anlaşmaları (STA) çok önem arz etmeye başladı. Biz de STA’lara önem veriyoruz. STA’lar konusunda sektörlerimizin hassasiyetlerinin farkındayız, çalışmalarımızı çok hassas bir şekilde yürütüyoruz, sizlerin de bunu bilmesini istiyoruz.”
Bakan Ruhsar Pekcan, faizlerdeki kademeli inişle birlikte yatırım ortamının daha da iyileştiğini belirterek, Türkiye’nin dünya çapında bir yatırım merkezi olma yolunda çalışmalarına devam edeceğini sözlerine ekledi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de konuşmasında, ‘Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’ vizyonu ile gece gündüz demeden çalıştıklarını söyledi. 2020’de 190 milyar dolar ihracat hedeflediklerini hatırlatan Gülle, şöyle devam etti:
“2019 yılında, tekstil, halı, deri ve hazır giyim sektörlerimiz ülkemizin dış satımına yüzde 18’e yakın katkı sağladı. Koronavirüs salgını nedeniyle Çin imalat sanayi, sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Ülkemizin güvenilir liman konumundaki ticari kimliği, bu dönemde çok daha büyük önem kazandı. İhracatçılarımızın dünyada değişen şartlara hızlı ve proaktif şekilde yanıt vererek ortaya çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeleri gerekiyor. Uluslararası piyasalarda, Çin’den kaynaklı arz problemleri karşısında, Türkiye’nin alternatif tedarikçi rolü üstlenebileceği alanlardan birini örme giyim eşyası ve aksesuarları oluşturuyor. Çin bu fasıldaki 73,5 milyar dolarlık ihracatının, yüzde 24’ünü ABD’ye, yüzde 11’ini ise Japonya’ya, gerçekleştiriliyor. Türkiye ise bu fasıldaki toplam ihracatının yalnızca yüzde 2’sini ABD ve Japonya’ya yapıyor. Demek ki ihracatçımız için değerlendirilmesi gereken oldukça önemli fırsatlar var.”
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe ise uluslararası ölçekteki markaların üretimlerinin ağırlıklı bölümünü Çin’de yaptırdıklarını hatırlattı. Çin’in 170 milyar doları aşan ihracatıyla dünyanın en büyük hazır giyim tedarikçisi olduğunu bildiren Gültepe, şöyle devam etti:
“Koronavirüs salgını nedeniyle temsilcilerini Çin’e gönderemeyen uluslararası markalar, alternatif arayışındalar. Avrupa ve ABD merkezli markalar yaklaşık bir aydır kumaş, yan sanayi ve fiyat konusunda firmalarımızla görüşmeler yapıyorlar. AB kriterlerine uygun üretim altyapımız ve kurumsal sosyal sorumlulukta rakiplerimizin açık ara önündeyiz. Döviz kuru daha rekabetçi fiyat vermemize imkân sağlıyor. Çin’den yüzde 1’lik sipariş kayması durumunda bile sadece hazır giyim ihracatımızda yaklaşık 2 milyar dolar artış yakalayabiliriz. Tekstil, deri ve halı sektörlerindeki yansımalarla bu rakam 3 milyar doların üzerine çıkabilir.”
İhracat çıtasını 33 milyar dolara yükselttiklerini hatırlatan Gültepe, hedefe ulaşmak için birçok proje geliştirdiklerini bildirdi. Gültepe, şunları söyledi: AB’nin 10 milyon Avro destek verdiği ‘Tasarımdan üretime hazır giyim sektörünün dijital dönüşümü’ projemiz onaylandı. Hazır giyim sektörüne yönelik dijital tedarik zinciri projesinin ilk aşamasını tamamladık. Marka algısının güçlendirilmesi için Türkiye Tanıtım Grubu Projesi oluşturduk. Türk hazır giyim ve tekstil çevre ayak izi analizi ve en iyi uygulama örneklerinin sektöre yaygınlaştırılması çalışmasını başlattık. AB’den ayrılan İngiltere ile ilgili de girişimlerimiz var.”
İTHİB Başkanı Öksüz: yüzde 80 kapasite ile üretim yapıyoruz
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz de 2019’da tekstil sektöründe kapasite kullanım oranının yüzde 80 ile imalat sanayi ortalamasından 3 puan daha yüksek olduğunu bildirdi. Tekstil sektörü sanayi üretim endeksinin ise 2019 Aralık ayında yüzde 11,6 artarak son 27 ayın en yüksek seviyesine ulaştığını vurgulayan Öksüz, şöyle devam etti:
“2020’de bir yandan üretimi arttırırken bir yandan da insan kaynaklarına yatırım yapmaya; istihdamda, ihracatta rekorlar kırmaya devam edeceğiz. 2020 yılı başında yakaladığımız pozitif ivmenin 12 ay boyunca devam edeceğini ümit ediyoruz. Koronavirüs salgını nedeniyle Çin’de birçok tesis üretimini durdurduğu için Avrupa ve ABD’den ilave siparişler bekliyoruz. Tekstil ve hammaddeleri konusunda Avrupa’nın en büyük üretim kapasitesine sahip ülkesiyiz. Küresel markalardan gelebilecek tüm talepleri rahatlıkla karşılayabilecek alt yapımız ve birikimimiz bulunuyor. Çin’den kayacak siparişlerle bu yıl ihracatımıza 1 milyar dolarlık ilave katkı yapabileceğimizi öngörüyoruz.”
Salgın tehdidinin uzaması halinde Çin’den hammadde ve ara malı tedarik eden ülkelerde de üretimin olumsuz etkilenebileceğini vurgulayan Öksüz, “Yerli hammadde üretiminin ne kadar stratejik öneme sahip olduğu bir kez daha görüyoruz” diye konuştu.
Genel Haberler
LEAD Network Türkiye, sektörün sesi olma yolculuğunda 50=50 için el ele verdi
LEAD Network, perakende ve FMCG sektöründe faaliyet gösteren markaların CEO ve üst düzey yöneticilerini Liderlikte Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Konferansı’nda bir araya getirdi.
LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Neslihan Nigiz Ulak’ın açılış konuşması ile başladı. Ulak “Endüstrinin sesi olma yolculuğunda daha kapsayıcı, çeşitli ve hakkaniyetli bir kültür oluşturmak ve her bir üyemizin gelişimine katkı sağlamak için değişen dünyaya uyum sağlayabilen bir liderlik anlayışını kazandırmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla gerçekleşen konferansımızın asıl amacı, kadın ve erkeğin el ele yürüdüğü ve toplumumuzun hak ettiği gelişmişlik seviyesine ulaştığı bir dünya. Tam da bu sebepten 50 = 50 için el ele diyerek taşın altına elimizi koyup bundan sonra neler yapabiliriz, neleri değiştirebiliriz, kurumlara ve kadın liderlere nasıl yol gösterici olabiliriz konusunda başta liderlerimizle sırt sırta vererek tüm paydaş ve üyelerimiz ile yeni proje ve çalışmalar yapmayı hedefliyoruz” dedi.
Konferans, iş dünyasının duayen CEO’su ve Yazar Paul Polman ile Global Teknoloji Lideri Ayşegül İldeniz’in yaptıkları konuşmalar ile devam etti. Polman panelde “Hem pratikte hem de ahlaki olarak, kurumsal liderler artık büyük toplumsal değişimlerin kenarında oturamaz, seyirci kalamaz veya insanlığın ve gezegenimizin sorunlarını ‘başkalarının sorunu’ olarak ele alamaz. İnsanlarımız ve gezegenimiz gelişmediği sürece ekonomi gelişmeyecektir” şeklinde konuştu.
LEAD Network Türkiye Saymanı Filiz Bülbül’ün moderatörlüğünde gerçekleşen “50 = 50 İçin El Ele: Uluslararası İş Birlikleri” konulu panelde UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü, çalışmalarını katılımcılarla paylaştı.
“Yetenekleri Global Rekabete Hazırlamak” konulu panelde, Ülker ve MD Pladis TREECA CEO’su Mete Buyurgan ile Ülker ve Pladis TREECA İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı ve LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Gözleveli globalde yetenek yönetimini masaya yatırdı.
“Satışta Kadın: Yol Gösterici Hikayeler” konulu panele ise Unilever Türkiye Müşteri Geliştirme Sorumlu Başkanı ve Orta Asya Genel Müdürü ve LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Bilgehan Çevik, Unilever İş Geliştirme Direktörü Gülsüm Orbay, Unilever Türkiye İndirim Marketleri İş Geliştirme Müdürü Ayşegül Acar Yıldız ve Unilever Türkiye Distribütör Bölge Müdürü Ayşe Görman katıldı.
Ardından başlayan “50 = 50’ye Yolculuk” konulu panelde; La Lorraine Bakery Group Türkiye, Orta Doğu, Kafkasya ve Orta Asya Bölge Başkan Yardımcısı Sotiris Yannopoulos ile beraber La Lorraine Türkiye Finans Direktörü Başak Benli, davetlilerle La Lorraine’in 50 = 50’ye giden yolculuklarına dair deneyimlerini paylaştı.
Bir sonraki panelde ise başarılı paralimpik sporcular Sevda Altunoluk ve Sevtap Altunoluk, Procter & Gamble Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve LEAD Network Yönetim Kurulu Üyesi Armağan Sünerli ile sahneye gelerek sporun birleştirici gücünün altını çizdi.
Konferans, LEAD Network Danışma Kurulu Üyesi, Araştırmacı ve Yazar Evrim Kuran ile LEAD Network Danışma Kurulu Üyesi, Egon Zehnder Türkiye Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere’nin konuk oldukları “Ne İnkâr Ne İtiraf Bu Yalnızca Sitem” konulu panelde ise “Çeşitliliği sık konuşuyoruz. Peki ya kapsayıcılık? Kapsayıcılık için kalıcı çözümler bulabildik mi?” soruları değerlendirildi.
NIQ Türkiye Genel Müdürü, EEMEA E-Ticaret Bölge Başkan Yardımcısı ve LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Didem Şekerel Erdoğan, NIQ Türkiye Tüketici ve Pazarlama İçgörü Direktörü Nur Serenli ile “Nextgen: Geleceği Şekillendiren Gençler” konulu araştırmanın çarpıcı sonuçlarını paylaştı. Erdoğan, Z kuşağının tarihteki en büyük nesil olduğunu ve muhtemelen 2 milyar insana ulaşan tek nesil olacağını belirtti. Bireysellik, Z kuşağının değer sisteminde merkezi bir rol oynuyor; bununla birlikte esneklik, ahlaki değerler, iyi yaşam, sağlık değer sisteminin diğer bileşenleri olarak öne çıkıyor. Erdoğan, Z kuşağının %66’sının satın alma kararı vermeden önce, ürünler hakkında yaşıtlarından ve diğer tüketicilerden yorum ve puanlamaları okuduğunu da sözlerine ekledi. Serenli ise dijital dünyanın ilk gerçek yerlileri olan Z kuşağının etkisinin katlanarak arttığını belirterek, bu kuşağın %68’inin yeni ürünleri sadece yaşıtlarına değil, ailelerine ve arkadaşlarına da önerdiklerini görmekteyiz” dedi ve sözlerini “GenZ’nin çoklu kanal deneyimini artan bir ivme ile yaşadıklarını görüyoruz” diyerek tamamladı.
Genel Haberler
Aysad Başkanı Sait Salıcı: “Bugün dünün eseridir”
AYSAD-Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği’nin, Hilton Mall of İstanbul’da düzenlediği “Peki Şimdi Ne Olacak?” başlıklı toplantıya sektör temsilcileri ile sektör sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve dernek üyeleri katılım sağladı.
AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı yaptığı açılış konuşmasında, “Bugün dünün eseridir. Bugün, her sektörde olduğu gibi ayakkabı sektöründe de sorunlar var. Kaldı ki resesyon, daralma, alım gücünün azalması gibi sorunlar tüm dünyada yaşanmakta. Sektörümüz, hepimizin bildiği gibi, emek yoğun bir sektör. Bazı devletler emek yoğun sektörlere tam destek verdiği için bizden hep bir adım öndeler.
Maalesef son 2 yılda ihracatımızda inanılmaz bir düşüş var. 2023-2024 Ocak – Temmuz dönemi karşılaştırıldığında yüzde 27,1 düşüş gözlemlenmekte. İhracattaki daralmanın tek etkeni tabii ki döviz değil; ölçek ekonomisi, genel giderler, yeterli üretim kapasitesinin olmaması gibi sebepler de bu daralmanın bir parçası. İhracatta düşüş olmasının yanı sıra ithalatta da artış var.
Hepinizi sektörel milli seferberliğe; zihniyet değişimine davet ediyorum. Ayakkabı yan sanayi ürünleri markalaşmaz diye bir şey yok. Ancak bunun için de hep dile getirdiğimiz gibi bir zihniyet devrimine ihtiyacımız bulunuyor. Sektörün ihtiyacı olan nitelikli personelin yetişmesi için eğitimde, üretimin daha verimli olabilmesi için finansmana erişimlerde, yerel üreticilerin daha fazla artması için de yatırım kolaylıklarının sağlanmasında zihniyet değişikliklerine ihtiyacımız var.
Emek yoğun sektörlerde ekonomik milli seferberlik içinde olmamız lazım ki, sektörler gelişebilsin, diğer ülkelerle rekabet edilebilsin. Türkiye üretim gücü olarak dünyada markalaştı ancak bir elin parmaklarından daha fazla ürün markası çıkaramadı. Daha çok üretip kazanalım dönemi sona erdi.
Para kazanmak için dünya raflarına markalarımızı yerleştirebilmemiz için Türkiye artık maliyetler açısından ucuz bir ülke değil. Bunu artık kabullenip daha inovatif, markalaşmış, farklılaştırılmış ürünler ile dünya pazarlarına çıkarmamız gerekiyor.
Önceliğimiz kaliteli ürün ve iş gücü ile küresel pazarda bir marka değeri oluşturmak ve bu doğrultuda yurt dışından gelecek talebi artırmak olmalı” dedi.
Ekonomist Ali Ağaoğlu yaptığı konuşmada, dünya ve Türkiye ekonomisini değerlendirdi. En büyük sorun gibi algılanan “Kara Kuğu” Çin’in büyümesinin ve nüfusunun düştüğünü buna karşın Çin’in devlet politikası olarak şirketleri desteklendiğini ve bu şekilde pazar payı kazanmaya devam ettiğini ve ülkeye dolar çektiğine ancak batan şirketler sebebi ile ekonomiyi artık büyütemediğini belirtti. Türkiye’nin en borçlu ülkelerden biri olmadığını ve 2020 yılından bu yana “net borç ödeyicisi” ülke olduğunu belirten Ağaoğlu, Türkiye’de kurun serbest bırakılmasının müthiş bir enflasyon dalgası yaratacağını ancak gençlere düşük enflasyon bırakılması gerektiğini söyledi.
Ekonomist Meliha Okur’un moderatörlüğünü yaptığı panelde Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel, ProLab Ayakkabı Kurucu Ortağı Levent Sipak ve AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı görüşlerini paylaştılar.
Genel Haberler
Sektörün acı kaybı
AVM ve perakende sektörünün duayen isimlerinden, dergimiz ve internet sitemizinde yazarı olan Hasan Ardıç yaşama gözlerini yumdu. Uzun yıllar perakende ve alışveriş merkezleri sektörlerinde deneyimleri bulunan Hasan Ardıç, Dati Yatırım Holding A.Ş. bünyesindeki Galleria AVM’nin Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak çalışıyordu.
Hasan Ardıç’ın cenazesi bugün Ataköy 5. Kısım Ömer Duruk Camii’nden öğle namazını takiben kaldırılıp Merkez Efendi Mezarlığı Aile Kabristanı’na defnedilecek.