Sosyal Medya Hesaplarımız

Genel Haberler

İhracatı hedefi; 8,5 milyar Dolar

Editör
Abone Ol:

Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar, 11 Şubat’ta düzenlediği basın toplantısı ile birlik olarak 2019 yılında gerçekleştirdikleri faaliyetleri ve 2020 yılına dair hedeflerini aktardı.

Türk mücevher sektörünün stratejik bir sektör olduğunu, böyle kabul edilmesi gerektiğini dile getirerek konuşmasına başlayan Mustafa Kamar, yönetime geldikleri gün itibarıyla mevcut stratejiyi değiştiklerini, hedef pazarları belirleyip bu pazarlardan pay alabilmek adına farklı bir B2B stratejisi uygulamaya başladıklarını söyledi. Kamar; “Tüm dünyada ticaret, tek bir strateji üzerine kurulu; ilişki yönetimi ve iletişim…” diyerek şunları aktardı:

“Geçen sene Suudi Arabistan’a ve Miami’ye ticaret alım heyetleri düzenledik. Benzer şekilde Katarlıları İstanbul’da misafir ettik. Doğu Avrupa ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlerindeki satınalmacıları Antalya’da ağırlayarak 2020’nin ilk mücevher fuarına imza attık. Ticaret alım heyetlerinin yanı sıra Las Vegas ve Hong Kong’daki fuarlara katılıp dünyanın en büyük 5 fuarından biri olan İstanbul Mücevher Fuarı kapsamında Mart ve Ekim aylarında on binlerce yabancı mücevherciyi İstanbul’da misafir ettik. Bunların yanı sıra bir ilke imza attık; 8’incisi düzenlenen ve dünya mücevher piyasasının 500 milyar dolarlık portföyünü oluşturan Güney Doğu Asya Ülkeleri Değerli Taş ve Mücevher Birlikleri Konferansı’nı İstanbul’da ilk kez düzenleyerek bu pazara dair çok önemli ticari ilişkilerin temellerini attık. Böylelikle mücevher ihracatımızı, 2018 yılına oranla yüzde 8 artırarak 7,2 milyar dolara yükselttik.”

Hedef Asya, Orta ve Kuzey Avrupa ile Amerika pazarları

Geçen sene gerçekleştirilen 7,2 milyar dolarlık ihracatın, 4,1 milyar dolarının resmi ihracat ve 3,1 milyar dolarının da Dahilde İşleme Rejimi’nden geldiğini, bu rejimin sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesiyle mücevher ihracatının katlanarak artacağını belirten Mustafa Kamar, şunları dile getirdi: “2019 yılının Ocak, Şubat, Mayıs, Temmuz ve Kasım aylarında bir önceki yılını aynı dönemine göre yüzde 50’nin üzerinde ihracat artışı yaşadık. Ürün grubu açısından en çok altından mamul edilen ürünler yurtdışına ihraç edildi. Bu yıla çok daha iyi başladık. Ocak ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,5 artışla, 545 milyon dolar mücevher ihracatı gerçekleştirdik. Henüz yılın başındayız, bu yolda rakip olarak gördüğümüz İtalya ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni yakın markaja almalıyız. İtalya’nın bugün için 7,1 milyar dolar mücevher ihracatı var, Türkiye’den yaptığı ithalat oranı ise yalnızca 37 milyon dolar seviyesinde… Birleşik Arap Emirlikleri’nin 15,7 milyar dolar mücevher ihracatı var, Türkiye’den yaptığı ithalat yalnızca 866 milyon dolar seviyesinde… Birlik olarak biz de 2020 yılı için Asya, Orta ve Kuzey Avrupa ile Amerika pazarlarındaki ihracat hacmimizi artırmak, yılsonu itibarıyla mücevher ihracatımızı 8,5 milyar dolara çıkarmak istiyoruz.”

Türkiye’nin yaklaşan 100’üncü yılına dair ihracat hedefini 500 milyar dolardan 227 milyar dolara revize ettiği hatırlatan Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar, Birlik olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza verdiğimizi sözü tutacağımıza inanıyor, 2023 yılında 12 milyar dolara ihracatı gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz” diye sözlerine ekledi.

Mücevher ihracatında geçen sene yakalanan büyük başarının temelinde Dahilde İşleme Rejimi’nin başarıyla uygulanmasının yattığına dikkat çeken Mustafa Kamar; “Herhangi bir serbest ticaret anlaşması imzalamaya ihtiyaç duyulmayan Dahilde İşleme Rejimi’ni tüm ülkelerle uygulamamız gerekiyor. Dahilde İşleme Rejimi’nin önemini bizzat Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a aktararak bu konudaki engellerin ortadan kaldırılmasını talep edeceğiz” dedi.

Kamar, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün için mücevher ihracatının itici gücü niteliğindeki Dahilde İşleme Rejimi’nden son dönemdeki yasal düzenlemeler dolayısıyla beklenen verimi alamıyoruz. Mücevherciler için 2020 yılı ile birlikte başlayan Borsa İstanbul’a kotasyon zorunluluğu, Dahilde İşleme Rejimi için en büyük engellerin başında geliyor. Borsa İstanbul’a kotasyon zorunluluğu, iş hacmi Kuzey Afrika ve Orta Doğu olan üyelerimiz için zorluklar çıkarırken bu zorlukları aşabilmek adına birçok kişi aracı firma kurmayı hedefliyor. Sektör, bu aracıların eline bırakılıyor.”

Yolcu beraberinde 3 kilograma kadar altın getirebilmesine izin verilmesi konusunu hatırlatan Mustafa Kamar; “Yolcular, yanında getirdiği altını, ülkeye girişte tebliğ ederse, ülkemizden çıkarken de bu altın karşılığı satın aldıklarını beyan ederse hem iç piyasadaki satışlara hem de altından mamul üretilerek ihracata büyük katkı sağlanır. Bu adım için birlik olarak bürokrasi ile beraber hareket etmek istiyoruz ancak beraber hareket edemiyoruz. Ankara ile toplantılarımızda görüyoruz ki bu konuyu sürekli olarak en baştan anlatmak zorunda kalıyoruz. 3 kilograma kadar altın getirebilmesi konusu şu andaki yasal düzenlemelerin içine sığdırılmaya çalışılıyor. Bahsettiğimiz 3 kilogram altın getirilmesi konusu, hiçbir yasal düzenlemeye sığacak bir konu değil. Eğer herhangi bir yasal düzenleme için sığdırılmaya çalışılırsa bu konuyu hala konuşmaya devam ederiz. Önemli olan bu konu ülke yararına mı zararına mı? Eğer zararına ise, konu kapanır. Ancak yararına deniyorsa bu konunda A’dan Z’ye yeni düzenlemeler gelmeli.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi

Editör

Yazar:

19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.

CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.

Devamını Oku

Genel Haberler

EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor

Editör

Yazar:

Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.

EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.

İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.

Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.

Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.

Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.

EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”

EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.

Devamını Oku

Genel Haberler

“Markalar eylül ayında buz kesti”

Editör

Yazar:

Organize perakende sektöründe yılın ikinci yarısıyla birlikte başlayan daralma, Eylül ayında hızlanarak devam etti. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, geçen ay karşı karşıya kaldıkları tabloyu, “Markalar eylül ayında buz kesti.” sözleriyle özetledi.

Çatısı altındaki 516 marka ile gıda dışı perakende sektörünün en önemli temsilcisi olan BMD’nin üyeleri arasında gerçekleştirdiği Eylül ayı anketinin sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Anketi değerlendiren BMD Başkanı Sinan Öncel, ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele için uyguladığı talebi kısmaya yönelik önlemlerin etkilerini yılın ikinci yarısıyla birlikte hissetmeye başladıklarını hatırlattı. Öncel, şöyle devam etti:

“Organize perakende için temmuz, adet satışlarının sert düştüğü bir ay olmuştu. Genel olarak yatay seyreden Ağustos’un ardından Eylülde de satışlarda çok ciddi bir düşüşle karşı karşıya kaldık. Yeni sezona rağmen hazır giyim, ayakkabı ve kozmetik kategorilerinde her üç markamızdan ikisi Eylül ayında adet satışlarının düştüğünü beyan etti. Yeme içme markalarımızın ise tamamının adet satışlarında düşüş görülüyor. Adet satışları bir yana eylülde cirolardaki artış da genel olarak enflasyonun gerisinde kaldı. Ekonomi yönetiminin talebi kısmaya yönelik önlemleri nedeniyle gıda dışı organize perakendede talebin gerileyeceğini öngörüyorduk. Ancak Eylülde bu kadar sert bir daralma, bu kadar hızlı bir soğuma beklemiyorduk. Özetle, markaların Eylül ayında soğumadan da öteye buz kestiğini söyleyebiliriz. Gelişmeler bize ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelede temel olarak ‘talebi soğutmaya’ odaklandığını gösteriyor. Oysa her fırsatta dile getirdiğimiz gibi ülkemizde en önemli sorun maliyet enflasyonu. Sonuçta fiyat artışlarının da bir üst sınırı var ve bu gıda dışı perakende enflasyon oranlarında görülüyor. Ancak maliyetler daha yüksek oranlarda artıyor. Ham maddeyi dünya ortalamasının çok üzerinde fiyata mal ediyoruz. Ticari mülklerde yüzde 500’e varan fahiş kira artışları ile karşı karşıya kalıyoruz. Şeffaf olmayan genel giderler nedeniyle AVM’lere her ay 700 milyon lira fazladan ödeme yapıyoruz. Bütün bu maliyetlerin tamamı olmasa da bir bölümü eninde sonunda ürün fiyatına yansıdığı için enflasyonu artırıyor. Dolayısıyla soruna önce doğru teşhisi koyup ona göre tedavi uygulamalıyız, aksi takdirde hastayı kaybedebiliriz.”

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER