Genel Haberler
İnternet’teki sosyal siteler şirketler için tehlikeli mi?
Çalışanların İnternet ortamındaki sanal topluluklara katılmaları ve buralardaki faaliyetleri kurum ve marka itibarına zarar verebilir mi? Şirket yönetimlerinin çalışanların bu faaliyetlerini kısıtlamaya hakkı var mı?
İnternet ortamındaki sanal topluluk ağlarının sayısı günden güne artarken, ofis çalışanlarının bu ortamdaki etkinlikleri kurum yöneticileri açısından bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Zaman zaman kurum itibarına zarar veren gelişmelere yol açan bu faaliyetler çalışanlarla, yönetimleri karşı karşıya getirmeye başladı. Deloitte, “Sosyal Ağlar ve Kurumsal İtibar Riski” başlıklı “2009 Kurumsal Etik ve İş Ortamı Araştırması” ile konuyu kapsamlı bir şekilde ele aldı.
ABD’de 2000 çalışan ve 500 üst düzeyli yöneticinin katılımıyla yapılan araştırmada, sanal ortamların kurumsal itibara zarar verip vermediği yolundaki soruya çalışanların %74’ü “kesinlikle” veya “katılıyorum” yanıtını verdi. Buna karşılık çalışanların %53’ü, sanal topluluk siteleriyle ilgilenmenin işverenin işi olmadığını belirtiyor. Çalışma bu konuda yöneticiler ve çalışanlar arasında ciddi bir görüş ayrılığının bulunduğunu ortaya koydu.
Araştırma hakkında bilgi veren Deloitte Türkiye Etik Lideri ve Ortak Sibel Türker şunları söyledi:
“Bireylerin kendi bilgi ve düşüncelerini diğer kişilerle paylaşmalarını, birbirleriyle iletişim kurmalarını ve çeşitli fikirlerin yaygınlaşmasını sağlayan sanal topluluk ağları sürekli gelişme gösteriyor. Günümüz dünyasında yaşanan bu güçlü olguyla birlikte bireylerin özel yaşamı ve kurumsal kimlikleri arasındaki ince çizgiler de giderek silinmeye başlıyor. Bireylerin online ortamda iletişim hakkı olmasına karşılık, bu ortamlardaki iletişim kurumların ve markaların itibarını etkileyebilecek olumsuz sonuçlara da yol açabiliyor. Kurumsal itibar etrafındaki kaygılar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yöneticileri yakından ilgilendiriyor. Söz konusu endişeleri göz önünde bulunduran Deloitte’un yeni araştırmasının, yöneticilere geniş bir perspektif sunacağı kanısındayım”
Sanal platformlar marka itibarına zarar verme riski taşıyor
Deloitte 2009 Kurumsal Etik ve İş Ortamı Araştırması’na yanıt verenlerin %74’ü Facebook, Twitter ve Youtube gibi sanal topluluk sitelerinin marka itibarına zarar verme potansiyeli açısından belirli riskleri taşıdığı kanısında.
Kurumlar, çalışanların kendisini rahatça ifade edebildikleri bu sitelerde kurumsal itibarına zarar veren durumlara karşı zaman zaman mücadele vermek zorunda kalabiliyor. Belli başlı küresel markalarla ilgili yapılan haberlerin önemli bir kısmı ise online ortamda gerçekleşen tartışma, öneri ve eleştirilerden ciddi ölçüde etkileniyor.
Deloitte araştırmasına yanıt veren üst düzey yöneticilerin %15’i yönetimin sanal topluluk ortamlarındaki itibar risklerine karşı hazırlıklı olduğunu ifade ederken, %58’i ise yönetimin bu konunun farkında olduğunu ve önlemleri tartıştığını söyledi. Buna karşılık görüşülenlerin sadece %17’si bu konuda bir programa sahip olduklarını vurguluyor.
Yöneticilere sanal ortamdaki risklere karşı şirketin ne tür önlemler aldığı sorulduğunda, %27’si “Yönetici ekibimiz sanal topluluklarla ilgili kurumsal riski azaltma konusunda düzenli olarak tartışıyor”; %22’si “Şirket çalışanlarının sanal topluluk araçlarını ne şekilde kullanacağını tanımlayan resmi kurallar var”; %22’si “Kıdemli yönetici ekibimiz şirket genelinde sanal topluluk ağlarının nasıl kullanılacağını açıkladı”, %17’si ise “Şirketimin sanal topluluk ağlarıyla ilişkili riskleri izlemek ve azaltmak için geliştirdiği özel bir programı bulunuyor” yanıtını verdi.
Çalışan ve yönetici farklı düşünüyor
Yöneticilerin %60’ı sanal sosyal topluluk ağı ortamına katılanların kendilerini nasıl tanımladıklarını şirketin “bilme hakkı” bulunduğunu savundu. Çalışanların %53’ü ise sanal topluluk siteleriyle ilgilenmenin işverenin “işi” olmadığı görüşünde.
Bununla birlikte, çalışanların %61’i, işveren sanal topluluk ağlarını izlemeye karar verirse kendilerinin bu konudaki yaklaşımlarını değiştirmeyeceğini, zira sanal topluluk ağlarında bulunmanın çok özel bir durum olmadığını ve dahası sanal ortamdaki profillerini istedikleri gibi düzenleme esnekliği olduğunu söylüyor.
Yöneticiler ne yapmalı?
İş sahipleri ve yöneticiler, yeni gelişen ortamda nasıl bir tutum izlemeli? Araştırma bunun kolay bir yanıtının olmadığını ortaya koyuyor. Belli kurallar ve politikalarla bu alandaki riskleri aşmak kolay görünmüyor. Deloitte’un çalışması son derece iyi tanımlanmış şirket kurallarının bile, katılımcıların yaklaşık %50’sinin sanal alemdeki tutumlarında herhangi bir değişiklik yaratmayacağını ortaya koyuyor.
Bu nedenle, sosyal topluluklara katılım konusunda kurum içinde sıkı kural ve politikalar oluşturulurken, şirketin iş kültürüne ve değerlerine özellikle vurgu yaparak, bunları hatırlatmak çalışanların işbirliğini sağlamak açısından önem taşıyor.
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.
-
Barış Parlak6 ay ago
Türkiye’de perakende sektörünün fırsat maliyeti: geleceğe yatırım mı, kaynak israfı mı?
-
Ercüment Tunçalp6 ay ago
Saadet zinciri gibi carry trade işlemi
-
Ercüment Tunçalp6 ay ago
İki ülkede iki alışveriş (14)
-
Firmalardan6 ay ago
Nebim, Perakende Günleri oturumunda Yves Rocher’i ağırlayacak