Genel Haberler
Netlog araçları Darüşşafaka için yollarda!
Türkiye’nin önde gelen lojistik şirketlerinden Netlog, bu kez 156 yıldır eğitimde fırsat eşitliği misyonuyla faaliyetlerini sürdüren Darüşşafaka Cemiyeti’ne destek için yollara çıktı…
Darüşşafaka Cemiyeti’nin 26 Mayıs’taki sınav duyurusunu araçlarına taşıyan Netlog, böylece küçük yaşta ebeveyn kaybı yaşamış, maddi durumu yetersiz yetenekli öğrencilerin 8 yıl boyunca ücretsiz olarak eşitlikçi ve akılcı bir eğitim almasına katkıda bulunuyor.
Sınav duyuruları araçlarda
Netlog’un ilk olarak Adana, Gaziantep, Ankara ve Samsun bölgelerinde görev yapacak 10’a yakın aracının arka kısımları Darüşşafaka Cemiyeti’nin sınav duyurularını taşıyan afişlerle kaplandı. Söz konusu araçlar görev yaptıkları bölgelerde, anne ya da baba kaybı yaşamış 4’üncü sınıf öğrencilerinin 26 Mayıs tarihinde düzenlenecek Darüşşafaka Sınavı’na katılması konusunda farkındalık yaratıyor.
Hedefimiz mümkün olduğunca fazla öğrenciye ulaşmak
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı M. Tayfun Öktem, her yıl düzenledikleri giriş sınavına Türkiye’nin dört bir yanından binlerce dördüncü sınıf öğrencisinin katıldığını ifade ederken, “Hedefimiz mümkün olduğunca fazla öğrenciye ulaşarak, ihtiyaç sahibi tüm çocuklarımıza akılcı, eşitlikçi, çağdaş bir eğitim olanağı sunabilmek. Çıktığımız bu yolda, en büyük gücümüzü de bağışçılarımızdan, destekçilerimizden alıyoruz. Netlog gibi eğitimin toplumsal kalkınmadaki rolüne inanan şirketlerin Darüşşafaka Cemiyeti’ne dolayısıyla ‘eğitimde fırsat eşitliği’ne yaptıkları katkılar sadece kurumumuzun değil aynı zamanda geleceğimizin gerçek sahipleri olan çocuklarımızın da yolunu aydınlatıyor. Tüm Netlog ailesine, verdikleri bu anlamlı destek ve yarattıkları bu farkındalık için teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
En küçük işler bile hayatları değiştirebiliyor
Netlog Yönetim Kurulu Başkanı Şahap Çak da eğitim alanında Türkiye’nin ilk sivil toplum örgütü olan Darüşşafaka Cemiyeti’ne destek vermekten büyük mutluluk duyduklarını ifade ederken şöyle devam etti: “Eğitimin bir ülkenin toplumsal kalkınmasının en büyük unsuru olduğuna inanan bir şirket olarak, Darüşşafaka Cemiyeti ile aynı vizyonu paylaşmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bazen hayatta yaptığımız en küçük işler bile hayatları değiştirebiliyor. Bugün Netlog aracılığıyla bir öğrencimizin bile bu sınavdan haberi olması, bir öğrencimizin bile hayatının değişmesi bizler için en büyük mutluluk olacak. Umuyoruz ki tüm bu çalışmalar, bu sınavın çok daha büyük kitlelere ulaşmasını sağlayacak.”
Darüşşafaka sınavı 26 mayıs’ta
Darüşşafaka’ya öğrenci kabulü her yıl Darüşşafaka Giriş Sınavı üzerinden yapılıyor. Babası ve/veya annesi hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, başarılı çocuklara parasız, yatılı ve nitelikli eğitim fırsatı tanıyan Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın 2019 yılı sınavı, 26 Mayıs 2019 Pazar günü saat 10.00’da Türkiye’nin 24 ilinde düzenlenecek.
Hangi şehirlerde düzenlenecek?
Sınav; Adana, Ağrı, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Karabük, Kayseri, Konya, Malatya, Mardin, Mersin, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van’da gerçekleştirilecek.
Sınava Türkiye’nin her ilinden başvuru kabul edilecek; söz konusu 24 il dışından sınava katılacak öğrencilerin ve velilerinin en yakın sınav merkezine gelmek için yapacakları tüm ulaşım masrafı ise yine Darüşşafaka tarafından karşılanacak.
Sınava katılmak isteyen adayların başvuru evraklarının, Darüşşafaka Ortaokulu’na 20 Mayıs 2019 Pazartesi gününe kadar elden veya posta yoluyla ulaştırılması gerekiyor. Sınavda başarılı olan öğrenciler, mali durum araştırması ve sağlık kurulu kontrolünün ardından ortaokuldan üniversiteye kadar ücretsiz nitelikli eğitim alma hakkı elde edecek.
Genel Haberler
Markalar tek ses olup hükümetten beklentilerini dile getirdiler
Yüksek girdi maliyetleri nedeniyle fiyat tutturmakta zorlanan ve ihracatın yanı sıra iç pazarda da satışları daralmaya başlayan hazır giyim ve ayakkabı üreticileri ile markalar, çözüm önerilerini tartışmak için bir araya geldi.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel ile Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya’nın katıldığı üçlü toplantıda, gidişata ‘dur’ demek ve ibreyi yeniden yukarıya çevirmek için ham madde ve yarı mamul ithalatında uygulanan ek vergi oranlarının acilen düşürülmesi istendi.
BMD, TASD ve TGSD başkanlarının buluşmasında ilgili kurumlardan ortak beklenti ve talepler şöyle sıralandı:
- Türkiye’de dünya ortalamasının çok üstünde seyreden girdi maliyetleri nedeniyle özellikle emek yoğun sektörlerin rekabetçiliği zarar gördü. Hasar daha fazla büyümeden ibreyi tersine çevirebilmemiz için ham madde ve yarı mamul ithalatında uygulanan ek vergi oranları acilen düşürülmeli. Yan sanayici için gerekirse farklı bir teşvik mekanizması geliştirilmeli.
- Ayakkabı başta olmak üzere birçok sektörde pazar payını artıran sahte ve kayıt dışı üretimde ödenmeyen vergi ve primler nedeniyle devlet her yıl milyarlarca liralık zarara uğruyor. Kayıtlı çalışan üreticiye, markalara ve Türkiye’nin yurt dışındaki imajına da zarar veren sahte ve kayıt dışı üretimle mücadele daha kararlı bir şekilde yürütülmeli.
- Satışların düşmesine paralel olarak finansman ihtiyacı artan ya da bu zor koşullara rağmen yatırım yapmayı planlayan, teknolojisini yenilemek isteyen firmalar için uzun vadeli ve düşük faizli finansman imkânları geliştirilmeli.
- Fahiş kira artışları er ya da geç ürün fiyatına yansıdığı için enflasyonla mücadeleye zarar vermenin yanında ticari hayatı da sekteye uğratıyor. Dolayısıyla tüm ticari ve sanayi gayrimenkullerde kira artışı ile ilgili düzenleme gözden geçirilmeli.
Toplantı sonrası sektörleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan başkanlar şu görüşleri dile getirdiler:
BMD: Perakende satışları Temmuzda sert fren yaptı
Temmuz ayında markalarımızın yüzde 66’sının adet satışı hazirana göre geriledi. Aynı dönemde cirosunun daraldığını beyan eden markalarımızın oranı ise yüzde 35. Yani hazirandan temmuza geçişte her üç firmadan ikisinin adet satışında, birinin de cirosunda daralma dikkat çekiyor.
Üye markalarımızın yarıdan fazlasını oluşturan hazır giyim ve ayakkabı kategorilerinde ortalamanın da üzerinde bir gerileme var. Özetle söylemek gerekirse perakende satışları temmuzda sert fren yaptı.
Temmuzdan temmuza yıllık değişime baktığımızda ise markaların yüzde 58’inde adet satışlarının düştüğünü görüyoruz. Temmuz 2023’e göre ciro artışının resmi enflasyonun altında kaldığını beyan eden markalarımızın oranı yüzde 66’ya ulaşmış bulunuyor. Bu tablo söz konusu markaların cirolarındaki artışın giderleri karşılayamadığı anlamına geliyor.
10 uzama yılı sona eren kontratlarda 4-5 kat kira artış talepleriyle karşılaşıyoruz. Son bir yılda kiralarda dolar bazında yüzde 32,11 artı. Ciro kirasının uygulandığı mağaza için rayiç bedel üzerinden uyarlama davası açılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü fahiş kira artış talepleri ve ham madde ithalatında uygulanan yüksek vergiler başta olmak üzere tüm maliyet artışları er veya geç fiyatlara yansıyor ve enflasyonla mücadeleyi olumsuz etkiliyor.
TASD: Vergiler makul seviyelere indirilmeli
Yaklaşık 6 milyar dolarlık bir hacme ulaşan ayakkabı endüstrisi son iki yıla kadar net ihracatçıydı. 2021’i 512 milyon, 2022’yi 338 milyon dolar artıda kapattık. Ancak yüksek maliyet artışlarına paralel olarak sektör yurt dışında pazar kaybederken ithalat adeta patladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2023’ü 1 milyar 270 milyon dolarlık ihracat ve 1 milyar 400 milyon dolarlık ithalatla tamamladık. Dış ticaret dengemizdeki bozulma bu yıl hızlanarak devam ediyor.
Ocak-Haziran döneminde 137 milyon çift ayakkabı ihracatı karşılığında 630 milyon dolar gelir elde edebildik. İhracatımız söz konusu dönemde adet bazında yüzde 20,3, değer olarak yüzde 13,8 geriledi. İthalatımız ise 6 aylık dönemde yaklaşık yüzde 22 artışla 817 milyon dolara yükseldi. 2023’ün tamamında 130 milyon dolar olan cari açığımız bu yılın ilk 6 ayında 190 milyon dolara ulaştı.
İhracattaki dramatik düşüşe karşılık ithalatın patlamasının temelinde sektörün rekabetçiliğini kaybetmesi yatıyor. Girdi maliyetleri ile kur arasındaki makas giderek açıldığı için fiyat tutturamıyor, Asya’daki rakiplerimize göre çok pahalı kalıyoruz. Örneğin bir çift spor ayakkabı için kullanılacak malzemeyi hesapladığımızda Çin ile Türkiye arasında 3,9 dolarlık fiyat farkı oluşuyor. İşçilik ve diğer maliyet kalemlerini eklediğimizde fark çok daha açılıyor.
TGSD: Sürdürülebilir üretim modellerini benimsemeliyiz
Türk hazır giyim sektörü, küresel piyasalardaki zorluklar ve ülkenin ekonomik koşulları nedeniyle üretimden ihracata kayıplar veriyor. Ancak sahip olduğumuz tecrübe ve güçlü altyapı sayesinde bu zorlu dönemi geride bırakma konusunda kararlıyız. Yeniden toparlanıp yükselişe geçmek için stratejik adımlar atmalıyız. Özellikle daha yüksek katma değerli üretime yönelmemiz büyük önem taşıyor. Maliyet rekabetinin olmadığı alanlara odaklanarak, esnek, yenilikçi ve sürdürülebilir üretim modellerini benimsemeliyiz. Öte yandan, kamunun destekleyici politikalar geliştirmesinin toparlanma sürecini hızlandıracağına inanıyoruz. Bu kapsamda kamudan öncelikli beklentilerimiz arasında bölgesel asgari ücret uygulamasına geçilmesi, asgari ücret desteği verilmesi, sektörün 4-5 yıllık dönüşüm sürecini finanse edebilmesi için uygun koşullarda orta vadeli krediler sağlanması, ihracatta özel kur uygulamasına geçilmesi, sektörümüzü etkileyen ithalatta yüksek koruma önlemlerinin kademeli olarak azaltılması ve kaldırılması ile iş gücü maliyetleri üzerindeki SGK yüklerinin azaltılması yer alıyor.
Genel Haberler
A101 sosyal medyada zirveye yerleşti
Marketing Türkiye ve BoomSonar iş birliği ile Deloitte Türkiye’nin uzman katkılarıyla gerçekleştirilen Brandverse Awards’da bu yılki değerlendirme süreci tamamlandı. A101, “Veri Analitiği Ödülleri” bölümü altında yer alan “Zincir Marketler” kategorisinde aldığı Altın Ödül ile sosyal medya dünyasındaki liderliğini sürdürdü.
Yıl boyunca markaların sosyal medya performanslarını tarafsız ve veriye dayalı olarak değerlendirilmesiyle hazırlanan SocialBrands sosyal medya marka indeksi sonuçlarının katkılarının da dahil olduğu SocialBrands Veri Analitiği Ödülleri’nde A101, sosyal medyada gösterdiği üstün performansla dikkat çekerek altın ödülü kazandı.
A101 Pazarlama Müdürü Yeliz Yahşi Bilgiç, elde edilen başarıyı şu sözlerle değerlendirdi: “Brandverse Awards’da geçtiğimiz yıllarda da ödül kazanmış bir marka olarak, bu yıl da liderliğimizi sürdürerek tekrar Altın Ödül’e layık görülmek bizim için büyük bir gurur. Her geçen gün gelişen dijital çağı yakından takip ederek; başarılarımızı sürdürmek ve yenilerini eklemek aynı zamanda müşterilerimizi memnun etmek için çalışmaya devam edeceğiz. Bu başarıda emeği geçen tüm takipçilerimize, ekip arkadaşlarımıza ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.”
Genel Haberler
Nuri Şapkacı: Yanlış ciro beyan edenleri biz ne yapacağız?
ECE Türkiye Eş Genel Müdürü ve COO’su Semet Yolaç Canlıel ile ECE Türkiye Eş Genel Müdürü ve CFO’su Nuri Şapkacı, Birleşik Markalar Derneği (BMD) yönetim kurulu ve markaların ‘AVM’lerde fahiş kira artışları, aidatlarda suistimal ve uyarlama davalarında hile’ gibi birçok iddiasına cevap verdi. Semet Yolaç Canlıel, “Biz şeffafız. Genelleme yapmak doğru bir şey değil” derken aynı zamanda Alışveriş merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı da olan Nuri Şapkacı ise, “Biz onların beyan ettikleri ciroları bakanlığa denetlettiremiyoruz. Bakanlığın mevzuatında böyle bir şey yok. Yanlış ciro beyan edenleri biz ne yapacağız? Onlar bizi denetlettirebiliyor. Cirolarını kaçıran insanlar kamudan da bir şeyler kaçırıyorlar. Ciro kaçıranlar tespit edildiğinde bize fesih hakkı verilsin o zaman” diye konuştu.
AYD Başkanı Şapkacı, ortak alanlar ile ilgili Ticaret Bakanlığı’nın mevzuatı olduğunu hatırlatarak, şu görüşleri paylaştı: “Her sene bütün yatırımcılar tescilli kamu denetçisi tarafından denetlenmek zorunda. Ben denetleniyorum, tüm detayların yazıldığı raporları da zamanında tüm perakendecilere gönderiyorum. Eğer bunu yapmayan herhangi bir yatırımcı varsa bakanlık ceza ne ise kessin. AVM’lerde ortak alan giderlerinde metrekare başına 50 TL suistimal yapılıyor dediler. Bunu nasıl tespit etmişler? Tüm kurumları suçlamış durumdalar. Şimdi ben de ‘Tüm perakendeciler cirolarını doğru beyan etmiyor’ desem doğru olur mu? Olmaz, ama beyan etmeyenler var. Burada bir tek biz değil kamu da kaybediyor. Maalesef bakanlığın mevzuatında bu tarz durumlar için denetim mekanizması yok. Biz ne yapalım?”
Bazı yatırımcıların ortak alan masraflarının yüzde 40’ını kendi cebinden ödediğini dile getiren Şapkacı, “Yüzde 70’ini ödeyen bile var” dedi.
Uyarlama davası konusunda hileli uygulama iddiası için ise AYD Başkanı Şapkacı şu görüşleri dile getirdi: “Perakendeciler AVM’ye girdiklerinde genelde ortalama 5 yıllık sözleşme yapılıyor. Son zamanlarda TÜFE’deki artışının nerelerde kaldığı çok açık. Rayiçler yukarı çıktı ama yatırımcılar artışlarını yapamadılar. Yatırımcılar da ‘Çok düşük kaldı, ben bu kirayı istiyorum’ diyor. Bunu kiracı ödemek zorunda mı, değil. Hakim yatırımcıdan da kiracıdan da uygulama örnekleri istiyor. Kendisi de başka AVM’lerden bilgi istiyor. Hakim bu şekilde genele bakıyor ve rayici de yüzde 10-15 aşağıda belirliyor. Biz perakendecilerin yüzde 90’ı ile anlaşıyoruz. Onlar bizim iş ortaklarımız. Ama rasyonel olarak oturmayan, irrasyonel davrananlar da bizim geçici kiracılarımız. Bizim 2 bin 500 kontratımız var ama mahkemeleştiğimiz sadece 2-3 insan var.”