Connect with us

Genel Haberler

Perakende sektöründe şirketleri geleceğe taşıyacak 5 iş modeli

Editör
Bain & Company Türkiye Yönetici Ortağı Serhan Nadir.
Abone Ol:

Bain & Company tarafından hazırlanan “Perakendenin Geleceği: Yeni Çağın Kazanan Modelleri” adlı raporda perakende sektöründe kuralların kökten değiştiğine dikkat çekildi.

Rapora göre, geçmişte başarı, rakiplerinden büyük olmaktan geçiyordu; yerel olarak birinci veya ikinci sırada bulunan şirketler daha yüksek kâr marjlarıyla çalışabiliyordu. Ama tüketici taleplerinin arttığı ve dijital alanda önemli ilerlemelerin kaydedildiği bu yeni dönemde, yerel lider olmak başarı için yetmiyor. Endüstri dijitalleştikçe, Amazon ve Ali Baba gibi devlerle mücadele etmek ve rekabet gücünü korumak için daha önce görülmemiş büyüklükteki yatırımları karşılayabilecek mutlak bir ölçeğe sahip olmak gerekiyor. Ayrıca, yenilikçilikte hızlı olmak ve veri analizi uzmanlığına sahip olmak da aynı derecede önem taşıyor.

Rapora göre, ABD’de perakende sektörü kâr havuzunun yüzde 30’unu oluşturan çok sayıda şirket halen başarısız olma veya başka şirketler tarafından satın alınma riski ile karşı karşıya bulunuyor. Bu şirketlerin riski bertaraf etmek için ölçek, yenilikçilik ve müşteriyi veriye dayalı anlamada eksiklerini hızla gidermeleri gerekiyor.

Raporda endüstriye yönelik tehditlerin geniş bir yelpazeye yayıldığı, ancak risk altındaki perakendecilerin yaklaşımlarını değiştirerek kazananlar arasına katılmak için hâlâ zamanının olduğu ifade ediliyor. Konumları güçlü olan şirketlerin de rekabet avantajlarını koruyabilmeleri için daha hızlı hareket etmeleri gerekiyor.

Bain & Company’den başarı için beş model!

Raporda gelecekte daha da yaygınlaşması beklenen beş başarı modeli tespit ediliyor ve bu modelleri hayata geçiremeyen şirketlerin ciddi bir şekilde tehlikede olacakları belirtiliyor.

Ekosistem oyuncuları.  Gelecekte daha da güçlenecek olan bu modelde, şirketler müşterilerin tek noktada pek çok hizmeti birden alabilecekleri mağazalar kuruyor. Bu mağazalarda müşteriler ürünleri inceleyebiliyor, satın alabiliyor, içerik okuyabiliyor, sohbet edebiliyor, oyun oynayabiliyor ve daha birçok şey yapabiliyorlar. Bu şirketlerin ekosistemleri diğer satıcılara da tek pakette bütün çözümleri sunabiliyor; örneğin, lojistik, reklam, analiz ve ödemeler gibi çeşitli hizmetlere ve müşterilere erişimi sağlıyor. Ancak ekosistem haline gelmek büyüme ve kârlılığı garanti etmiyor, çünkü her zaman başka bir ekosistemin onun yerini alma riski bulunuyor. Örneğin Ali Baba Çin’de, Amazon da ABD ve Batı Avrupa’da eBay’e bunu yapıyorlar.

Ölçek savaşçıları. Bu modeli benimseyen şirketler mutlak ölçeğe ve nispi yerel pazar payında liderliğe sahip bulunuyorlar. Ancak onları tanımlayan tek özellik ölçekleri değil. Aynı zamanda, boyutlarına rağmen hızlı hareket edebiliyorlar ve bilişim teknolojilerine ortalamanın üstünde yatırımlar yaptıkları için yenilikçilik konusunda çok becerikliler. Bu güçlü konumlarını koruyabilmeleri için yaratıcılıktaki üstünlüklerini korumaları, online ve fiziksel mağazalarındaki trafiğini dikkatle yönetmeleri ve yeni kâr havuzlarına yönelmeleri gerekecek.

Değer şampiyonları. Bu modelde düşük maliyetlerle çalışan ve tasarruflarını müşterilerine yansıtan perakende zincirleri yer alıyor. Ama düşük fiyatlar sunmak yetmiyor. Aldi, Lidl, Costco, T.J.Maxx ve Primark gibi gerçek değer şampiyonları müşterilerine yeterince iyi bir deneyim sunmayı da başarıyorlar. Gelecekte başarılı olmak için bu şirketlerin erişimlerinin az olduğu pazarlarda da dağıtım noktalarını yaygınlaştırmaları, tedarik maliyelerini azaltmaları ve de ürün yelpazelerini genişletecek ve sundukları değeri daha da çekici düzeylere çıkartacak yenilikçi adımları atmaları gerekiyor.   

Otostopçular. Bu modelin kapsamına tasarım ve ürün geliştirme gibi alanlarda kendilerine özgü yetkinlikleri olan daha az sayıda şirket giriyor. Ancak bu şirketler lojistik, BT sistemleri, ileri düzey analiz ve diğer alanlardaki yetkinliklerini artıracak yatırımları yapabilmek için gereken mutlak ölçeğe sahip değiller. Bu stratejik sorunu çözmek için diğer şirketlerle işbirliği yaparak, bir başka deyişle otostop yaparak, ölçeği ödünç almaları gerekiyor. Uzun vadede, ürün geliştirme ve pazarlamada kendilerini mükemmelleştirebildikleri ve özellikle de arama motorlarının optimizasyonunda önde olabildikleri ölçüde işleri iyi gidecektir.

Bölgesel mücevherler.  Otostopçular gibi bölgesel mücevherler de, sektör için giderek daha fazla hayati önem kazanan mutlak ölçeğe sahip değiller. Ancak yerel pazarlardaki liderlik konumları onlara geçmişte avantaj sağlamıştı ve gelecekte de onlara savunabilecekleri özgün bir pazar payı sunabilir. Bununla birlikte, çok daha zengin ürün çeşitlerine sahip online oyuncular, bu şirketlerin yerel pazara uyarlanmış ürün yelpazelerinin sunduğu avantajı azaltıyorlar. Örneğin, veri analizi, eskiden “bir ayağı sokakta olan” yerel satıcıların iyi bildiklerini düşündükleri müşteri tercihleri konusunda şirketlere çok daha ayrıntılı bilgi sağlıyor. Buna karşılık, bölgesel mücevherlerin en iyi savunması ön saflardaki ekiplerine ve onları destekleyecek dijital araçlara daha fazla yatırım yaparken bir yandan da kendi müşteri ilişkileri yönetiminlerini güçlendirmek olacak.

Hiçbir perakendeci bir şey yapmamanın mali faturasını ödeyemez

Raporu değerlendiren Bain & Company Türkiye Yönetici Ortağı Serhan Nadir şunları söyledi: “Bu modeller, değişim halindeki bir sektörün stratejik önceliklerini ortaya koyuyor. Yöneticilerin şirketlerinin nereye doğru gittiğini ve alternatif yolların hangileri olabileceğini görmelerine yardımcı oluyor. Perakende sektörü yöneticiler, gelişmekte olan sektörde ataletle oturmanın getireceği finansal sonuçları ve sorunları yüklenmek istemeyeceklerdir. Mevcut durumda, perakende liderlerinin sürdürülebilir çözümler üretmesi ve müşteri için değer önermelerini iyileştirmeleri gerekmekte.”

Nadir şöyle devam etti: “Bu beş modelden birine uymayan perakendeciler geleceğin stratejik taleplerini karşılamakta zorlanacaklar. Zorlanacağını öngördüğümüz şirketler iki kategoride toplanıyor. Bunlardan birini “geriden gelen eskiler” diye adlandırabiliriz. Bir zamanlar çok güçlü olan bu şirketler, pazardaki değişime ayak uydurmakta zorlandıkları için güç dönemler yaşıyorlar. Tehdit altındaki diğer perakendeci grup ise ilginç bir şekilde basın manşetlerinde iyi görünüyorlar. Bu “heyecan verici ama sürdürülebilir olmayan” yenilikçi şirketler genellikle dijitalde güçlü ve öncü nitelikteki iş modelleriyle dikkat çekiyorlar. Yine de bu şirketlerin sermayeye kolay erişebilmeleri, onların yeterli ölçeğe sahip olmadıkları ve devam eden yatırımlarını destekleyecek doğru kâr motorlarının bulunmadığı gerçeğini gizleyebiliyor.”

Yöneticiler için beş zorunluluk

Bain & Company’nin raporuna göre, şirketlerin tepe yöneticilerinin önünde farklı stratejik seçenekler bulunsa da, hepsinin atması gereken beş temel adım yer alıyor:

Farklılıklarınıza yatırım yapın ve yenilikçi bir geleceğe hazırlanın. Piyasadaki ürün ve hizmetleri taklit eden, “ben de “ anlayışını bırakın ve özgünlüğünüzü geliştirin. Bir sonraki mali çeyreğin ötesini düşünün ve gelecekte iş modellerini alt üst edecek olası gelişmeleri öngörün.

Müşterilerinizle ve onların deneyimleriyle takıntı derecesinde ilgilenin. Trafiği güçlendirmek için gerekirse başka şirketlerle işbirliği yaparak fark yaratan pazarlama yöntemlerini kullanın. Kendi satış kanalınızın iç ayrıntılarından çok, müşterinin yaptığı yolculuğun en önemli aşamaları konusuna odaklanın.

Teknoloji yatırımları için kaynak yaratın. Müşterilerin deneyimlerine zarar vermeden maliyetleri azaltın. Satın alma ve birleşmelerle veya diğer şirketlerle ortaklık yoluyla ölçek satın veya ödünç alın. Bir ekosisteme katılın veya kendi ekosisteminizi kurun. Ancak ikinci seçeneği gerçekleştirebilecek çok az şirket bulunuyor.

Kararları otomatikleştirmek için daha fazla veri kullanın. Veri analizini en iyi şekilde yapabilmek için yetkinliklerinizi geliştirin. Temel ürün yelpazesi, ikmal ve fiyatlandırma gibi alanlarda müdahaleyi azaltarak veriye dayalı kararlar verebilecek şekilde iş kültürünüzü değiştirin. Şirketteki en yetkin zihinleri, en karmaşık sorunların çözümüne yönlendirin.

Yenilikçiliği hızlandırın. Birden fazla fonksiyonu bünyesinde barındıran ekipler ve hızlı prototip geliştirmek gibi “agile” ilkelerini benimseyin. Risk sermayesi tekniklerini taklit ederek, yatırım maliyetine karşı daha dinamik bir yaklaşım edinin.

Rapor için tıklanıyınız…

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak

Editör

By

Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:

“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”

Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.

Continue Reading

Genel Haberler

CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi

Editör

By

19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.

CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.

Continue Reading

Genel Haberler

EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor

Editör

By

Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.

EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.

İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.

Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.

Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.

Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.

EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”

EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.

Continue Reading
Advertisement

Etiketler

POPÜLER