Genel Haberler
Plastik poşetlerin yasaklanması çözüm değil
PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı), plastik poşetlerle ilgili bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığı ile iş birliği yaparak önemli bir panele imza attı. İstanbul Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleşen panel, plastik poşet üreticisi firmaların yanı sıra perakendecileri, Çevre Bakanlığı ve ÇEVKO temsilcilerini bir araya getirdi. Plastik poşetlerin Türkiye’deki geleceğinin tartışıldığı panelde önemli mesajlar verildi.
PAGEV’in, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın plastik poşetlerle ilgili politikalarının belirlenmesine yardımcı olmak ve sektör temsilcilerinin görüşlerini aktarmak amacıyla öncülük yaptığı panel, ‘Alışveriş Poşetleri Uygulamaları-Sorunlar ve Çözüm Önerileri’ konu başlığı ile gerçekleşti. Plastik poşet üreticisi firmaların da katıldığı panelde, Çevre ve Orman Bakanlığı Ambalaj Atıkları Şube Müdürü Emine Aydınoğlu, PAGEV Teknik Uzmanı Funda Çetin, ÇEVKO Endüstri İlişkileri Bölüm Müdürü Alphan Eröztürk ve PERDER (İstanbul Perakendeciler Derneği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Biçen Marketleri Sahibi İhsan Biçen birer sunum yaptılar.
PAGEV Başkanı Selçuk Aksoy, plastik poşetlerin kullanım kolaylıkları nedeniyle kısa sürede filelerin ve kese kâğıtlarının yerini aldığına, çevreyi ise plastiklerin değil onları sorumsuzca çevreye bırakan insanların kirlettiğine dikkat çekti. Plastikleri günah keçisi ilan etmeden önce, çevreye olan katkılarının doğru analiz edilmesi gerektiğini belirten Aksoy, dünyadaki petrol kaynaklarının sadece yüzde 4’ünün plastiklerin üretimi için kullanıldığını söyledi.
Plastik poşetlerle ilgili modern yaklaşımın yasaklama olmadığının da altını çizen Aksoy, gelişmiş ülkelerde 3R (Reduce, Reuse, Recycle) adı verilen yaklaşımın benimsendiği bilgisini verdi. Kağıt torbaların, hem üretim hem de geri dönüşüm aşamalarında plastik poşetlere göre daha fazla enerji harcadığını, bunun da çevreci bir yaklaşım sayılamayacağını söyleyen Aksoy, plastik poşetleri verimli kullanarak ve geri dönüştürerek, çevrenin korunmasına katkı sağlanabileceğini vurguladı.
Avrupa Birliği ülkeleri ve dünyadaki plastik poşet uygulamaları hakkında örneklerin de verildiği panelde, genel yaklaşım plastik poşetlerin bilinçli bir şekilde kullanılması ve tüm ambalaj atıkları gibi çöp olarak değerlendirilmeden geri dönüşüme kazandırılması yönünde oldu. Plastik poşet kullanımının azaltılması amacıyla, sembolik de olsa belli bir ücretle satılması veya vergi getirilmesi konusu da gündeme getirildi. Tekrar kullanılabilen poşetler ve biyoçözünür poşetler alternatif çözüm önerileri arasında yer aldı.
Çevre ve Orman Bakanlığı Ambalaj Atıkları Şube Müdürü Emine Aydınoğlu, günde 17 milyon plastik poşetin atık hale geldiğini belirterek, plastik poşetlerin kullanımının en aza indirilmesi için tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın bu konuda çalışmalar yürüttüğü bilgisini de veren Aydınoğlu, plastik poşetlerin yasaklanmasının ise bir çözüm olmayacağını vurguladı.
ÇEVKO Endüstri İlişkileri Bölüm Müdürü Alphan Eröztürk, panelde yaptığı konuşmada, dünyadaki petrol kaynaklarının yüzde 4’ünün plastik üretimi için kullanıldığını, bu oranın da sadece yüzde 3’ünden plastik poşet üretildiğini söyledi. Günlük alışverişlerimizin vazgeçilmezi haline gelen plastik poşetlerin yasaklanmasının sosyal ve ekonomik açıdan olumlu değerlendirilmediğini belirten Eröztürk, sorunun malzeme sorunu olmadığını vurguladı. Alphan Eröztürk, plastik yerine başka bir malzeme konsada sorunun devam edeceğini, önemli olanın eldeki hammadden ya da üründen maksimum fayda sağlamak olduğunun altını çizdi. Eröztürk, davranış alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerektiğini belirterek, satış noktalarının kullanıcıları bilinçlendirmelerinin önemine dikkat çekti.
PAGEV Teknik Uzmanı Funda Çetin, yaptığı sunumda, çeşitli Avrupa Birliği ülkelerindeki plastik poşet uygulamaları hakkında örnekler verdi. AB ülkelerinin hiçbirinde plastik poşetlerin yasaklanmasının mümkün olmadığını, bu girişimlerin tümünün AB Komisyonu tarafından, AB anlaşmasına ve Ambalaj Direktifi’ne aykırı olduğu gerekçesiyle reddedildiğini belirtti. Çetin ayrıca, plastik poşetlerin yasaklanmasının bir çözüm olmadığını da belirterek, “Poşetlerin parayla satıldığı veya yasaklandığı tüm ülkelerde istisnasız başka tür plastik poşetlerin kullanımının aynı oranda arttığı ve toplam malzeme kullanımının gerilemediği görülmüştür” dedi.
PERDER (İstanbul Perakendeciler Derneği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Biçen Marketleri Sahibi İhsan Biçen de plastik poşet kullanımı konusunda bilinçlenmenin önemine dikkat çekti. Biçen sunumunda, “Bir perakende noktasında tek başımıza tüketiciye fazla poşet kullanımının, çevremiz ve geleceğimiz için zararlı olduğunu zaman zaman anlattığımızda, tüketici biz market kuruluşlarının, sadece kendi menfaatimizi düşünüp, giderlerimizi azaltmak için kendisine fazla poşet vermediğimizi zannediyor” diye konuştu.
“Poşet tüketimi azaldı”
Migros Türk Kurumsal İletişim Müdürü Ahu Başkut, toplantıda söz alarak kurumunun yaptığı uygulamaları anlattı. Başkut, “Migros, dünyada en ileri çözümlerden biri olan Oxo-bio çözünür poşetlerle doğayı koruyor. Zira bu poşetler kısa sürede doğada çözünüyor. Poşetler üzerinde bilgilendirici yazı ve görsellerle tüketiciyi bilinçlendiriyoruz. Her gün tüm Türkiye’deki Migros mağazalarında bu poşetlerle alışveriş yapanlar, Migros’un ilave maliyetle çevreye ve geleceğe yaptığı bu yatırımı net algılıyor. Bu konuda önemli bir kamuoyu kendiliğinden oluştu. Çok geniş bir farkındalık kitlesel olarak yaygınlaşıyor. Tüm mağazalarımızda kasiyerleri tek tek bu konuda eğittik, ayrıca kasada görsellerle daha az tüketim için bilgilendirme yapıyoruz. Müşterilerimizle birlikte gerçekleştirdiğimiz bu ortak bilinç çalışmasının olumlu somut sonuçlarını alıyoruz. Bu sayede poşet kullanımı azaldı. Bu alandaki çalışmalar teşvik edildiğinde çoğalarak yayılacak ve bütünde çevre için kazanım olacaktır” dedi.
Genel Haberler
LEAD Network Türkiye, sektörün sesi olma yolculuğunda 50=50 için el ele verdi
LEAD Network, perakende ve FMCG sektöründe faaliyet gösteren markaların CEO ve üst düzey yöneticilerini Liderlikte Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Konferansı’nda bir araya getirdi.
LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Neslihan Nigiz Ulak’ın açılış konuşması ile başladı. Ulak “Endüstrinin sesi olma yolculuğunda daha kapsayıcı, çeşitli ve hakkaniyetli bir kültür oluşturmak ve her bir üyemizin gelişimine katkı sağlamak için değişen dünyaya uyum sağlayabilen bir liderlik anlayışını kazandırmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla gerçekleşen konferansımızın asıl amacı, kadın ve erkeğin el ele yürüdüğü ve toplumumuzun hak ettiği gelişmişlik seviyesine ulaştığı bir dünya. Tam da bu sebepten 50 = 50 için el ele diyerek taşın altına elimizi koyup bundan sonra neler yapabiliriz, neleri değiştirebiliriz, kurumlara ve kadın liderlere nasıl yol gösterici olabiliriz konusunda başta liderlerimizle sırt sırta vererek tüm paydaş ve üyelerimiz ile yeni proje ve çalışmalar yapmayı hedefliyoruz” dedi.
Konferans, iş dünyasının duayen CEO’su ve Yazar Paul Polman ile Global Teknoloji Lideri Ayşegül İldeniz’in yaptıkları konuşmalar ile devam etti. Polman panelde “Hem pratikte hem de ahlaki olarak, kurumsal liderler artık büyük toplumsal değişimlerin kenarında oturamaz, seyirci kalamaz veya insanlığın ve gezegenimizin sorunlarını ‘başkalarının sorunu’ olarak ele alamaz. İnsanlarımız ve gezegenimiz gelişmediği sürece ekonomi gelişmeyecektir” şeklinde konuştu.
LEAD Network Türkiye Saymanı Filiz Bülbül’ün moderatörlüğünde gerçekleşen “50 = 50 İçin El Ele: Uluslararası İş Birlikleri” konulu panelde UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü, çalışmalarını katılımcılarla paylaştı.
“Yetenekleri Global Rekabete Hazırlamak” konulu panelde, Ülker ve MD Pladis TREECA CEO’su Mete Buyurgan ile Ülker ve Pladis TREECA İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı ve LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Gözleveli globalde yetenek yönetimini masaya yatırdı.
“Satışta Kadın: Yol Gösterici Hikayeler” konulu panele ise Unilever Türkiye Müşteri Geliştirme Sorumlu Başkanı ve Orta Asya Genel Müdürü ve LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Bilgehan Çevik, Unilever İş Geliştirme Direktörü Gülsüm Orbay, Unilever Türkiye İndirim Marketleri İş Geliştirme Müdürü Ayşegül Acar Yıldız ve Unilever Türkiye Distribütör Bölge Müdürü Ayşe Görman katıldı.
Ardından başlayan “50 = 50’ye Yolculuk” konulu panelde; La Lorraine Bakery Group Türkiye, Orta Doğu, Kafkasya ve Orta Asya Bölge Başkan Yardımcısı Sotiris Yannopoulos ile beraber La Lorraine Türkiye Finans Direktörü Başak Benli, davetlilerle La Lorraine’in 50 = 50’ye giden yolculuklarına dair deneyimlerini paylaştı.
Bir sonraki panelde ise başarılı paralimpik sporcular Sevda Altunoluk ve Sevtap Altunoluk, Procter & Gamble Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve LEAD Network Yönetim Kurulu Üyesi Armağan Sünerli ile sahneye gelerek sporun birleştirici gücünün altını çizdi.
Konferans, LEAD Network Danışma Kurulu Üyesi, Araştırmacı ve Yazar Evrim Kuran ile LEAD Network Danışma Kurulu Üyesi, Egon Zehnder Türkiye Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere’nin konuk oldukları “Ne İnkâr Ne İtiraf Bu Yalnızca Sitem” konulu panelde ise “Çeşitliliği sık konuşuyoruz. Peki ya kapsayıcılık? Kapsayıcılık için kalıcı çözümler bulabildik mi?” soruları değerlendirildi.
NIQ Türkiye Genel Müdürü, EEMEA E-Ticaret Bölge Başkan Yardımcısı ve LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Didem Şekerel Erdoğan, NIQ Türkiye Tüketici ve Pazarlama İçgörü Direktörü Nur Serenli ile “Nextgen: Geleceği Şekillendiren Gençler” konulu araştırmanın çarpıcı sonuçlarını paylaştı. Erdoğan, Z kuşağının tarihteki en büyük nesil olduğunu ve muhtemelen 2 milyar insana ulaşan tek nesil olacağını belirtti. Bireysellik, Z kuşağının değer sisteminde merkezi bir rol oynuyor; bununla birlikte esneklik, ahlaki değerler, iyi yaşam, sağlık değer sisteminin diğer bileşenleri olarak öne çıkıyor. Erdoğan, Z kuşağının %66’sının satın alma kararı vermeden önce, ürünler hakkında yaşıtlarından ve diğer tüketicilerden yorum ve puanlamaları okuduğunu da sözlerine ekledi. Serenli ise dijital dünyanın ilk gerçek yerlileri olan Z kuşağının etkisinin katlanarak arttığını belirterek, bu kuşağın %68’inin yeni ürünleri sadece yaşıtlarına değil, ailelerine ve arkadaşlarına da önerdiklerini görmekteyiz” dedi ve sözlerini “GenZ’nin çoklu kanal deneyimini artan bir ivme ile yaşadıklarını görüyoruz” diyerek tamamladı.
Genel Haberler
Aysad Başkanı Sait Salıcı: “Bugün dünün eseridir”
AYSAD-Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği’nin, Hilton Mall of İstanbul’da düzenlediği “Peki Şimdi Ne Olacak?” başlıklı toplantıya sektör temsilcileri ile sektör sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve dernek üyeleri katılım sağladı.
AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı yaptığı açılış konuşmasında, “Bugün dünün eseridir. Bugün, her sektörde olduğu gibi ayakkabı sektöründe de sorunlar var. Kaldı ki resesyon, daralma, alım gücünün azalması gibi sorunlar tüm dünyada yaşanmakta. Sektörümüz, hepimizin bildiği gibi, emek yoğun bir sektör. Bazı devletler emek yoğun sektörlere tam destek verdiği için bizden hep bir adım öndeler.
Maalesef son 2 yılda ihracatımızda inanılmaz bir düşüş var. 2023-2024 Ocak – Temmuz dönemi karşılaştırıldığında yüzde 27,1 düşüş gözlemlenmekte. İhracattaki daralmanın tek etkeni tabii ki döviz değil; ölçek ekonomisi, genel giderler, yeterli üretim kapasitesinin olmaması gibi sebepler de bu daralmanın bir parçası. İhracatta düşüş olmasının yanı sıra ithalatta da artış var.
Hepinizi sektörel milli seferberliğe; zihniyet değişimine davet ediyorum. Ayakkabı yan sanayi ürünleri markalaşmaz diye bir şey yok. Ancak bunun için de hep dile getirdiğimiz gibi bir zihniyet devrimine ihtiyacımız bulunuyor. Sektörün ihtiyacı olan nitelikli personelin yetişmesi için eğitimde, üretimin daha verimli olabilmesi için finansmana erişimlerde, yerel üreticilerin daha fazla artması için de yatırım kolaylıklarının sağlanmasında zihniyet değişikliklerine ihtiyacımız var.
Emek yoğun sektörlerde ekonomik milli seferberlik içinde olmamız lazım ki, sektörler gelişebilsin, diğer ülkelerle rekabet edilebilsin. Türkiye üretim gücü olarak dünyada markalaştı ancak bir elin parmaklarından daha fazla ürün markası çıkaramadı. Daha çok üretip kazanalım dönemi sona erdi.
Para kazanmak için dünya raflarına markalarımızı yerleştirebilmemiz için Türkiye artık maliyetler açısından ucuz bir ülke değil. Bunu artık kabullenip daha inovatif, markalaşmış, farklılaştırılmış ürünler ile dünya pazarlarına çıkarmamız gerekiyor.
Önceliğimiz kaliteli ürün ve iş gücü ile küresel pazarda bir marka değeri oluşturmak ve bu doğrultuda yurt dışından gelecek talebi artırmak olmalı” dedi.
Ekonomist Ali Ağaoğlu yaptığı konuşmada, dünya ve Türkiye ekonomisini değerlendirdi. En büyük sorun gibi algılanan “Kara Kuğu” Çin’in büyümesinin ve nüfusunun düştüğünü buna karşın Çin’in devlet politikası olarak şirketleri desteklendiğini ve bu şekilde pazar payı kazanmaya devam ettiğini ve ülkeye dolar çektiğine ancak batan şirketler sebebi ile ekonomiyi artık büyütemediğini belirtti. Türkiye’nin en borçlu ülkelerden biri olmadığını ve 2020 yılından bu yana “net borç ödeyicisi” ülke olduğunu belirten Ağaoğlu, Türkiye’de kurun serbest bırakılmasının müthiş bir enflasyon dalgası yaratacağını ancak gençlere düşük enflasyon bırakılması gerektiğini söyledi.
Ekonomist Meliha Okur’un moderatörlüğünü yaptığı panelde Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel, ProLab Ayakkabı Kurucu Ortağı Levent Sipak ve AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı görüşlerini paylaştılar.
Genel Haberler
Sektörün acı kaybı
AVM ve perakende sektörünün duayen isimlerinden, dergimiz ve internet sitemizinde yazarı olan Hasan Ardıç yaşama gözlerini yumdu. Uzun yıllar perakende ve alışveriş merkezleri sektörlerinde deneyimleri bulunan Hasan Ardıç, Dati Yatırım Holding A.Ş. bünyesindeki Galleria AVM’nin Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak çalışıyordu.
Hasan Ardıç’ın cenazesi bugün Ataköy 5. Kısım Ömer Duruk Camii’nden öğle namazını takiben kaldırılıp Merkez Efendi Mezarlığı Aile Kabristanı’na defnedilecek.