İbrahim Bostancıoğlu
Karadeniz insanının mücadeleciliği SAMMAR’ı doğurdu
Bayram Akyüz, bugünlerde mesaisini ve kredisini kendisine ait Akyüz Marketler yerine daha çok SAMMAR’a ayırıyor.
Karadeniz insanı bölgenin havasından mı, suyundan mıdır bilinmez birliktelik, mücadele gerektiren hem sosyal hem de ticari olaylarda örnek uygulamalar ile hep öncülük yapmıştır.
Gerzelilerin yapılmak istenen termik santralin çevreye vereceği zarara karşı; İkizderelilerin HES’in çevresel etkilerine direnişleri 2011 yılında Türkiye gündeminde akılda kalan önemli sosyal olaylardır.
2011 yılında sektörümüz ile ilgili gündem yaratan en önemli birliktelik ise TBBF (Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu) 146 üye odasından biri olan Trabzon Bakkallar ve Sebzeciler Odası’nın “Bizim Bakkal” projesi idi. Trabzon gibi “Hızlı Tüketim Ürünleri” perakendeciliğinin az geliştiği bir şehirde 65 şubeye ulaşan projenin bakanlığın da dikkatini çekmeyi de başarması ile “Bakkalları kurtarma projesi”ne örnek model olması mümkün.
Son olarak yerel marketlerimizin çatı örgütü olan TPF’nun (Türkiye Perakendeciler Federasyonu) 12 üye derneğinden biri olan Karadeniz PERDER’in 6 üyesi, 2011’in son gününde açılışını gerçekleştirdikleri SAMMAR (Samsun Grup Marketçiliki A.Ş.) ile Karadeniz insanının mücadeleci ruhu ile yerel perakendecilere de öncülük yaptılar. Karadeniz PERDER’in üst üste iki dönem başkanlığını yapmış olan ve halen TPF Yönetim Kurulu Üyesi olan Bayram Akyüz’ün önderliğinde kurulan SAMMAR A.Ş. çok kısa sürede “Bir hayali gerçekleştirdi”. Bafra Genç Hipermarket’ten Eray Genç, Akyüz Süpermarket’ten Bayram Akyüz, Samsun Mark’tan Faysal Çıblak, Dostlar Market’ten Mülayim Tuğlu, Çelikler Market’ten Veysel Çelik ve Tekkeköy Değişim’den (As-Çağ A.Ş.) Aslan Kutbay’ın “İşbirliği, Güçbirliği” sloganı ile kısa bir süre önce kurduğu SAMMAR A.Ş.’nin Samsunlulara toptan ve perakende satış yapmak için açılan mağazası müşterilerinden yoğun ilgi görüyor.
Samsun göç alarak nüfusun sürekli artıp yeni yerleşim bölgeleri oluşturan bir şehir olarak şubeleşmenin kolay olması nedeni ile uluslar arası ve ulusal bir çok perakendecinin yatırım yaptığı bir şehir. Yani rekabet artarak yoğunlaşıyor. Ancak Samsun’da faaliyet içinde olan tüm yerel üreticilerle birlikte, uluslar arası ve ulusal markaların da dağıtımını yapan yerel distribütör firmaların dahi “İş birliği, güç birliği” sloganı ile yola çıkan bu 6 yerel marketçiye sonuna kadar destek verdiğini Samsun ziyaretim sırasında gördüm. Bu distribütörlerden birinin yöneticisi “Samsun’da yerellerin bu son şansı, umarım iyi değerlendirirler. Bizler bu projeye sonuna kadar destek verdik. Onlar bir hata yapmaz iseler önleri çok açık” dedi.
Karadeniz’de bir çok perakendeciye hizmet eden Şah Elektronik’in sahibi Mehmet Şah, çok kısa sürede hayata geçirilen bu projenin başarısı için büyük emek sarf edenlerden. SAMMAR’ın hem toptan hem de perakende satış yapabilmesi için gerekli alt yapıyı ve farklı uygulamaları destekleyen yazılımı kendi imkanları ile çok kısa sürede başarmış. O da KOSGEB’den hibe kredisi kullanılan projenin önünün açık olduğuna inanıyor.
Mağaza açılışında Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın “Bu tür ortaklıkla kurulacak işletmelere her türlü desteği vereceği” sözü ile SAMMAR A.Ş.’nin kolaylıkla yeni şubeler açabileceğine inanıyorum.
Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Akyüz’ün açılışta, “Biz mücadeleyi seçtik. Çok uluslu firmalar, güzel fiyatlarla mağazalarımıza talip. Fakat biz torunlarımıza ‘Bu sektörü niye onlara peşkeş çektiniz’ dedirtmek istemiyoruz. Burada biz aynı zamanda rakip olan 6 şirketiz. Rakiplerin bir araya gelerek böyle bir şey yapması kolay değil. İnşallah başaracağız. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz, gereken neyse yapacağız” sözlerinin gerçekleştiği SAMMAR A.Ş.’nin diğer yerel marketçi dostlarımıza da örnek olmasını diliyorum.
Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Ocak 2012 – 35. sayısında yayınlanmıştır.
İbrahim Bostancıoğlu
Ev tekstilinin kalbi Denizli
Cumhuriyet tarihimizin en yüksek yıllık ihracatı geçen sene 161,1 milyar dolarla gerçekleşti. Otomotiv sektöründen sonra gelen tekstil sektörünün içinde yer alan ev tekstilinin kalbi Denizli’de atıyor.
Türkiye; Çin, Hindistan ve Pakistan’dan sonra tasarım ve üretim gücüyle pamuklu ev tekstilinde dünyanın 4. büyük üreticisi. Yıllık ev tekstili ihracatı 1 milyar doları geçen ve tek başına 170 ülkeye ihracat yapan Denizli, pamuklu ev tekstili üretiminde dünyanın sayılı şehirlerinden biri. Denizli’den çıkan bir Türk markası olarak dünyanın birçok farklı coğrafyasına ulaşan Cotton Box, üretiminin yüzde 35’ini Hırvatistan, Sırbistan, Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Karadağ, Polonya, Almanya, Hollanda, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, İran, İsrail, Lübnan, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Umman, BAE, Fas, Cezayir, Tunus ve Libya gibi ülkelere ihraç ediyor. İran, Tunus ve Rusya gibi ülkelerde de Cotton Box tabelalı mağazaları bulunuyor. Markanın hassasiyetle üzerinde durduğu en önemli konu; markalı ihracat…
Türkiye kamuoyunun kilitlendiği ve bu satırları kaleme aldığımda halen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı kilidinin açılmadığı 31 Mart Yerel Seçimleri’nden hemen sonra (3-4 Nisan) markanın Denizli’de yapacağı Basın Gezisi’ne davet edildim. 20 Mart’ta ki 5,5 büyüklüğündeki Acıpayam depreminin ardından süren artçı sarsıntıların gölgesinde geziye katılmaya karar verdim. İyi ki de katılmışım.
Coğrafi konumu, termal su ve ikliminin uygunluğu nedeniyle ilk yerleşim izleri, Kalkolitik Döneme (M.Ö. 4000’ler) kadar uzanan ve kesintisiz yerleşime sahip olan Denizli’de şu ana kadar belirlenen 19 antik şehir ve 1000’e yakın kültürlü tescilli varlık mevcut.
Denizli’de turizmin lokomotifi Pamukkale…
İtalyan Arkeoloji Heyeti’nin 1957’de başlatıp devam ettiği UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan Pamukkale Ören Yeri Hierapolis Antik Kenti kazı çalışmaları 62’ıncı yılını geride bırakmış. İtalyan heyetin yılın sadece belli zamanlarında devam ettirdiği kazı çalışmaları daha yıllarca sürecek gibi. Oysa Pamukkale Üniversitesi’ne bağlı Türk Kazı Ekibi’nin 2002’de başladığı kazıya neredeyse aralıksız devam edilmesi sayesinde 17 yılda çok hızlı yol alınmış.
Laodikeia; Küçük Asya’nın en önemli kilisesinin bulunduğu dünyaca bilinen antik şehir…
UNESCO Geçici Dünya Mirası Listesi’nde yer alan antik Laodikeia Kenti, Denizli il merkezinin 6 km. kuzeyinde coğrafi bakımdan çok uygun bir noktada ve Lykos ırmağının güneyinde kurulmuş. Kentin adı antik kaynaklarda daha çok “Lykos’un kıyısındaki Laodikeia” şeklinde geçmekte. Diğer antik kaynaklara göre ise, kent M.Ö. 261-263 yılları arasında II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve kente Antiokhos’un karısı Laodike’nin adı verilmiş. Laodikeia, M.Ö. I. yüzyılda Anadolu’nun en önemli ve ünlü kentlerinden biri. Kentteki büyük sanat eserleri bu döneme ait. İmparator Caracalla zamanında Laodikeia’da bir seri kaliteli sikke basılmış. Laodikeia halkının da katkılarıyla kentte çok sayıda anıtsal yapı yapılmış. Küçük Asia’nın yedi ünlü kilisesinden birinin bu kentte bulunması, Hıristiyanlığın burada ne kadar önemli olduğunu göstermekte. M.S. 60 yılında meydana gelen çok büyük bir deprem kenti yerle bir etmiş. Tekrar yapılan şehir M.S. 602 yılındaki depremden sonra terkedilmiş.
Gelenekten geleceğe, Hierapolis’ten dünyaya…
Cotton Box, ticari hedeflerinin yanında; bu coğrafyanın bir temsilcisi olarak bölgeyi dünyaya tanıtmak ve aktarmak adına kültürel bir misyon yükleniyor. Hierapolis’in isim haklarına sahip olan marka, tasarlayacağı özel ürün ve koleksiyon gruplarıyla bu görevin belli kısmını yerine getirmeyi hedefliyor. Cotton Box Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut ‘Bizler bu ülkenin, bu toprakların ticaret ve sanayi elçileri olmakla birlikte, antik çağdan bu güne yaşanmış kültürlerin de mirasçısı olarak bu misyonu geleceğe taşımamız gerektiğini düşünüyoruz. Bizim ürünümüzü alan her hangi bir ülkedeki bir tüketici, sadece bir nevresim takımı almakla kalmayacak; Türkiye’yi, bu toprakları, kültürümüzü tanıyacak. 2019 İlkbahar & Yaz Koleksiyonu’muzdaki ‘Gelenekten Geleceğe’ konseptimiz ile kültürel ögelerimizi dünya tüketicileri ile buluşturuyoruz’ dedi.
Denizli – Teleferik – Bağbaşı Yaylası
Denizli Büyükşehir Belediyesinin 1500 metre uzunluğundaki 8 kişilik, 24 kabinden oluşan teleferik hattı ile Bağbaşı Kent Ormanı’ndan 1400 metre rakımlı Bağbaşı Zeytin Yaylası’nın o güzel ve muhteşem doğasındaki yaylasına ulaşılmakta.
Teleferik üst istasyonda kafeterya ve 1700 m mesafedeki yaylada restoran, kafeterya, piknik alanları, konaklamak isteyenler için çadır alanları ve ahşap bungalovlar ve odalar bulunmakta.
İbrahim Bostancıoğlu
HTÜ’de ki fiyat artışı sadece sebze – meyvede mi?
Son zamanların en çok konuşulan ekonomik konunun “Fiyat artışı” olduğunda sanırım hepimiz hem fikiriz. TÜİK verilerine göre bile Ocak ayında yüzde 1,06’lık enflasyon artışını yüzde 6,43 gıda fiyatları içinde ki ortalama yüzde 30 zamlanan yaş sebze – meyve grubu yukarı çekti. Yüzde 24,94’lük ev eşyasının harcama grubu ağırlığı 8,33 olduğundan dikkat çekmeyebilir ancak yüzde 21,58’lik artış ve 16,78’lik harcama grubu ağırlığı olan ulaşım fiyatlarındaki artışın hiç konuşulmaması neden? Sizce 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere kısa süre kalmasının etkisi olabilir mi?
Hazine ve Maliye Bakanı’nın “Pazar ve market fiyatlarını takip ediyoruz” açıklamasından kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanı’nın marketleri uyarmasının ardından Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan yapılan denetimlerde tam 1.825 ürünün etiketiyle oynanıp gramajının eksiltildiğin tespit ettiklerinin açıkladı. Ne Cumhurbaşkanı ne Hazine ve Maliye Bakanı ne de Bakan Pekcan’ın ağustos-eylül aylarında yapılan fahiş artışların kur düşüşüne rağmen yeterince geriye çekilmediği sözlerine Hızlı Tüketim Ürünü (HTÜ) STK’larından, temsilcilerinden bir açıklama gelmedi. Acaba neden?
“Sükut ikrardan gelir” atasözünün doğruluğunu Nielsen’in Süpermarket Enflasyon tabloları ve Brandzone’nin kampanya fiyat analizleri ortaya koyuyor. Ancak kamuoyunda Hızlı Tüketim Ürünleri (HTÜ) fiyat artışları sadece sebze – meyve özelinde tartışıldı.
Hükümet tarafından belediyelerin kuracağı “Tanzim satış noktaları”yla çözüm arayışına gidiliyor. Bakan Albayrak’ın yaptığı açıklamaya göre İstanbul, Ankara büyükşehir belediyeleri tarafından en kısa zamanda tanzim satış uygulanmaya başlanacak. Ve özellikle fiyatında regülasyona ihtiyaç duyulan sebze, meyvelere öncelik verilecek. Yıllar önce belediyeler tarafından başlatılan bu uygulamanın şartları o yıllarda serbest piyasa ekonomisi için “Haksız rekabet” oluşturduğu gerekçesiyle perakende sektör temsilcileri tarafından şiddetle eleştirilmişti. Bakalım 2019 yılındaki Türkiye’nin değişen şartlarında bu haklı eleştiriler tekrarlanacak mı?
Görünen o ki 2 Kasım’da yayınlanan Enflasyon artışı eski ticari anlayışı geri mi getirdi? başlıklı yazımda dikkat çektiğim tehlike gerçekleşti. Ve bazı tedarikçiler ve perakendecilerde enflasyonist dönemdeki alışkanlık nüksetti. Nielsen’in son yayınladığımız Kasım 2018 Süpermarket Enflasyonu’na göre Kağıt Ürünleri’nde %56,2, Ev Temizlik Ürünleri’nde %54,2, Kişisel Bakım Ürünleri’nde %41,1’lik yıllık fiyat artışı yaşanmıştı. Brandzone’nin Retail Türkiye için derlediği tabloda göreceğiniz üzere……
Konuyla ilgili hem market temsilcileri hem de üretici firma temsilcileriyle yaptığımız sohbetlerde artan fiyatların varlığı kabul edilerek şu olası nedenler sıralanıyor:
- Döviz kurundaki artışın ürün maliyetlerine yansıması,
- Genel giderlerdeki (SSK, elektrik, enerji, vb)
- Kredi kullanım maliyetinin artışı,
- Vade farkı,
- Son zamanlarda birçok sektörde artan konkordato, iflas artış sebebiyle tedarikçinin aldığı önlemler.
İbrahim Bostancıoğlu
Yeni hal yasa taslağı neler getiriyor?
2012 yılında Hayati Yazıcı’nın Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda çıkan 5957 Sayılı Kanun’un (Sebze Ve Meyveler İle Yeterli Arz Ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun) değiştirmek isteği daha sonraki bakan Bülent Tüfenkçi tarafından sıklıkla dile getirilmişti.
Ülkemizde ki ve Avrupa’da ki örnek halleri yerinde inceleyen eski bakan Bülent Tüfenkçi döneminde tasarı haline gelemeyen Hal Kanunu’nun yeni kurulan Ticaret Bakanlığı’nın ilk bakanı Ruhsar Pekcan’ın 5 aylık döneminde taslağa dönüştü.
Perakende sektörü tarafından da merakla beklenen taslağa web sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Tanımlar değişti
Tasarı kapsamına sebze ve meyvelerin yanı sıra et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, su ürünleri, arı ürünleri ve kesme çiçeğin de mal tanımına dahil edilmesiyle Türkiye gıda, tarım ve hayvancılık ticareti kuralları yeniden belirleniyor. Umarım yeni ticaret yapısı bu ürünlerin üretimini artırıp kaybı en aza indirmeye hizmet eder.
Komisyonculuk uygulamasına son verilip toptancı hallerin kurulacağı yerleri belirlemek üzere Hal Yeri Tespit Komisyonu şöyle tanımlanmış: Toptancı hali kurulacak yerler, Bakanlık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ilgili belediye, ticaret veya ticaret ve sanayi odası, ticaret borsası, esnaf ve sanatkarlar odaları birliği ile ziraat odası temsilcilerinden oluşan Hal Yeri Tespit Komisyonu’nca oy çokluğuyla belirlenecek.
Toptancı hallerinin kurulması
Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığınca, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin görüşü alınarak belirlenen illerde, Hal Yeri Tespit Komisyonu1 tarafından belirlenen yerlerde laboratuvar, soğuk hava deposu ve elektronik ticaret platformu gibi hizmet tesislerini de içerecek şekilde, sebze ve meyvelerle birlikte diğer gıda ürünlerinin ve kesme çiçeğin de alınıp satılabileceği merkezler olarak Bakanlıkça kuruluş izni verilen anonim şirketlerce kurulması, pazarlama odaklı ve profesyonel bir anlayışla işletilmesi ve yönetilmesi amaçlanmakta.
Sisteme bildirim ve kayıt
Tasarıda, toptan sebze ve meyve alım satımının kayıt altına alınabilmesi için bildirim işleminin hangi aşamada kimler tarafından yapılacağı ve kapsamına ilişkin hususlar düzenlenmiş.
Üretici örgütleri, malların alım ve satımı
Üretici örgütlerince toptancı hallerinde yapılan satışları teşvik etmek amacıyla vergi istisnası getiriliyor.
Hal rüsumu kalkıyor
Taslağa göre toptancı hallerin belediyeler tarafından kurulmayacak olması nedeniyle sebze ve meyvelerin üzerindeki maliyetin azaltması amacıyla hal rüsumu ve cezalı hal rüsumu kaldırılıyor.
Bununla birlikte, üreticiden tüketiciye arz zincirinin kısaltılması amacıyla komisyon esaslı faaliyetlerin kaldırılması, üretici örgütlerinin sektörde daha çok yer alması amacıyla üretici örgütlerine sağlanan imkânların artırılması, üretici örgütlerinin ortak ve üyelerinin mallarının satışına aracılık edebilmelerine imkân sağlanması, hal hakem heyetlerinin daha verimli çalışması, kontrol ve denetimlerde etkinliğin sağlanması ve bildirim işlemlerinin usul ve esaslarına yönelik değişiklikler yapılmış.
1 Sebze Ve Meyveler İle Yeterli Arz Ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Taslağı’nın 4. maddesinin 4. bendine göre toptancı hali kurulacak yerler, Bakanlık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ilgili belediye, ticaret veya ticaret ve sanayi odası, ticaret borsası, esnaf ve sanatkarlar odaları birliği ile ziraat odası temsilcilerinden oluşan hal yeri tespit komisyonunca oy çokluğuyla belirlenir.