Sosyal Medya Hesaplarımız

Şefik İşeri

İş dünyasında kurucuların önemi!

Şefik İşeri
Abone Ol:

Kurumsallaşmasını sağlayan kuruluşlarda profesyoneller etkin olarak görev almaya başlayabilirler. Fakat profesyoneller hiçbir zaman Kurucuların yerini dolduramazlar. Çünkü kurucular gerçekten yeri doldurulamaz kişilerdir.

İş aleminde sıfırdan iş kuran, marka oluşturan girişimci iş adamlarımızı “kurucu” olarak tanımlıyoruz. Cumhuriyet döneminin ilk kuşak en meşhur ve bilinen kurucuları deyince aklımıza hemen Nejat Eczacıbaşı, Vehbi Koç, Hacı Ömer Sabancı, İbrahim Bodur, Sabri Ülker, Ayhan Şahenk gibi muhterem zevat gelmektedir. Ülkemizde ismi duyulmamış kurucu-girişimci sayısı oldukça fazladır. Her birinin eşsiz örnekler teşkil edecek başarı öyküsü vardır. İş dünyamızda iş hayatına kurumsal bir işletmede profesyonel yönetici olarak işe başlayıp daha sonra kendi işini kuran başarılı profesyoneller de bulunmaktadır. Ancak Kurucuların genelini incelediğimizde hepsinin işlerini kendilerinin kurduğunu ve büyüttüğünü görüyoruz.
Kurucu girişimcilik bana göre yaradılıştan varolan genetik bir haslet. Bu haslet sonradan kazanılmıyor. Her insan veya her profesyonelin girişimci olması zaten bu nedenle mümkün olmuyor. Hatta kurucuların ikinci kuşak varislerine bu genetik haslet geçmeyebiliyor fakat torunlarda ortaya çıkabiliyor. Kurucular bu miraslarını sürdürebilir kılmak için kendi hasletlerine sahip erkek varisler beklerken bu hasletlerinin kız varıslerinde ortaya çıktığını görerek şaşkınlık yaşıyorlar.
Kurucu girişimciliğin felsefesini bir yana bırakıp ülkemizde kurucuları harekete geçiren motivasyona bakalım. Türkiye de uluslararası ölçeklere göre her sektördeki girişimci sayısı oldukça fazladır.
Bizim ülkemizde sermayenin küçük ölçekli işletmelerde oluşmasının ve sermayede tekelleşmenin batıya göre daha az olmasının nedenide budur. Bunun en önemli sebeplerinin başında her Türk iş insanının kendi işine sahip olma arzu ve isteğinin bulunması gelmektedir. Tabiiki kişisel rekabeti de unutmamak lazım. Bizim insanımız o yapıyorsa ben neden yapamıyorum? sorusunu kendisine sıklıkla sorar. Bu yaklaşım da girişimciliğin motivasyon kaynağıdır.
Kurucuların ortak özellikleri: Risk almaktan asla kaçınmazlar, Kararlıdırlar, Cesurdurlar, Fırsatlar iyi görürler, Eyleme geçecekleri zamanı doğru seçerler, İnsanlarla çok iyi iletişim ve iyi ilişkiler kurabilirler, Liderlikleri güçlüdür, Yönetim ve organizasyon yetenekleri güçlüdür.
Kurucularımızın işlerini ve işletmelerini belli bir büyüklüğe getirdikleri zaman kaşılaştıkları en önemli sorunlar: Kurumsal bir yönetim yapısına geçememeleri, Ailenin yetişen yeni kuşaklarının işe katılımını sağlayamamaları, Kurucu yetkilerini dağıtmakta cömert davranamamaları, Ana işlerinden kazandıkları servetlerini yeni iş alanlarına girerek kaybetmeleri.
Başarılı kurucularımızın çoğu tırnaklarıyla kazıyarak ortaya koydukları işlerinin devamlılığını sağlayacak tedbirleri amakta yetersiz kalmaktadırlar. İşler ikinci veya üçüncü kuşak tarafından devralınamadan kapanmakta veya el değiştirmektedir.
Kurucuların, işlerini kuşaklar boyu devam ettirebilecekleri bir yapılanmayı sağlamalarının tek yolu işlerinde kurumsallaşmalarıdır. Kurucu çoğu zaman kurumsallaşmayı kendisinin işten çekilmesi olarak algılar ve işini kaybetme endişesi ile desteklemez. Kurumsallaşma sonucunda da Kurucu daima işin içinde kalmalıdır. Önemli olan Kurucunun doğru yere konumlanabilmesidir.
Kurumsallaşma bir işyerinde zaman içinde kurucu ve onun kadrosunda oluşan tecrübelerin ve iş üstünde edinilen bilgilerin ilgili kişilerden iş süreclerine yazılı olarak aktarılmasıdır. Böylece zaman içinde kurucu ve kurucu kadroda biriken çok değerli iş tecrübeleri kurumsal hafızaya aktarılmış ve iş süreçleri kayda alınarak tecrübenin/ birikimin iş üzerinde sürekliliği sağlanmış olur.

Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Eylül 2012 – 43. sayısında yayınlanmıştır.

 

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Şefik İşeri

Veda ve teşekkür

Şefik İşeri

Bana bu sayfayı açan Retail Türkiye Dergisi’ne sonsuz teşekkür ediyorum. Bir teşekkürde benim bu sütunlarda yazmamı teşvik eden ve kapıyı aralayan Ataman Özbay’a.

Haziran 2009 yılından bu yana Retail Türkiye Dergisi’nde yazmaya başladım. Dile kolay değil. 6 yıldır aralıksız yazıyorum. Ama sağlık sorunlarım nedeniyle artık çok sevdiğim okurlarıma hoşçakalın demek istiyorum. İlk yazım Haziran 2009 sayısında “Herkes en iyi bildiği işi yapmalı” başlığıyla yayımlanmış. Biliyorum ki veda yazıları yazmak çok zordur. Okurlarımdan özür diliyorum. Bana ne mutlu ki bu yazılarımla birlikte kitapta yayımladım. Bilgi birikimleri genç kuşaklarla birlikte okurlarımla paylaştım.
Bana bu sayfayı açan Retail Türkiye Dergisi’ne sonsuz teşekkür ediyorum. Bir teşekkürde benim bu sütunlarda yazmamı teşvik eden ve kapıyı aralayan Ataman Özbay’a.

Sağlıcakla kalın

Yazarımızın bu yazısı Retail Türkiye Dergisi’nin Nisan 2015 – 74. sayısında yayınlanmıştır.

Devamını Oku

Şefik İşeri

“Etkin Performans Yönetimi” nasıl yapılır?

Şefik İşeri

Çalışanlar yıllık gelirinin en az %30 unu değişken ücretinden,%70’ini aylık sabit ücretinden almalıdır. Gelirin değişken sabit ayrışımında ideal bölüşüm oranı ise yüzde ellidir.

(daha&helliip;)

Devamını Oku

Şefik İşeri

Hızlı tüketim ürünleri dağıtım kanallarında değişim

Şefik İşeri

Aslında münhasır bayilik sistemi 30yıl sonra işlevselliğini kaybetmiş ve iş gene dönüp dolaşıp çeşit toptancılığına dönmüştür. Piyasalardaki bu dönüşüm ve değişimi gören üreticilerin dağıtım sistemlerini ve bayilik şartlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekmektedir. Sürdürülebilir karlılığı sağlayamayan hiçbir işletme varlığını koruyamaz. Ticaretin esası Kazan/Kazan ilkesidir. Bir tarafın kaybettiği ticari ilişki devamlılığını koruyamaz.

(daha&helliip;)

Devamını Oku

Şefik İşeri

Şefik İşeri

POPÜLER