Yavuz Altun
Değişerek büyümek mi yoksa büyüyerek değişmek mi?

Çok hızlı bir değişimden geçiyoruz. Sudaki balıklar gibi değişimin büyüklüğünün farkında değiliz. Şöyle örneklendirecek olursak, telefon 89 yılda 150 milyon kişiye ulaştı, televizyon 38 yılda, cep telefonu 14 yılda, İpod 7 yılda, Facebook 5 yılda, iphone 5 yılda, Whatsapp 3 yılda, İpad 3 yılda ve Wechat sadece 1 yılda 150 milyon kişiye ulaştı. Bu tablo değişimin ne derece hızlı kitlelere ulaştığını gösteriyor. Başka bir taraftan ise 150 milyon kişiye ulaşma 89 yıldan bir yıla düşmüş vaziyette. Bir başka gözle 89 yıllık yolculuğu şu anki dijital dünya içinde 1 yılda yapıyoruz. Onun içindir ki şirketler Youtube örneğinde olduğu gibi bir yılda 80 yıllık geçmişi olan şirketleri geçiyorlar.
Ve burada kilit olan değişim ve değişime verdiğiniz cevap. Büyüme adına büyümek kanserli bir hücrenin ideolojisidir. Kodak, Nokia, Blockbuster, Sears ya da İsviçre saat endüstrisi bize şunu gösteriyor. Sadece büyümeye cevap verdiğiniz zaman değişimi kaçırıyorsunuz. Büyüme yerine değişime cevap verdiğinizde zaten büyüme arkasından geliyor.
Artık bebekler İpadler ile büyüyor, normal dergilere dokunup nesneyi büyütemediklerini gördüklerinde parmaklarında problem olduğunu düşünüyorlar. 6 yaşında minik Youtuber bir kızın 3 milyonun üzerinde takipçisi var. Mağazamıza davet ettiğimiz minik Youtuber’u İstanbul dışından farklı şehirlerden insanlar kendisini görmek için geldiler ve uzun kuyruklar oluşturdular. İşte değişim bu hızıyla geliyor.
Ve bu gelişim karşısında kafası sürekli ikilemde kalan insanlar yada şirketler duvarların arasında kalmışçasına bir duvarı öteye itip sorunu çözdüklerini düşünüyorlar oysa tam bu noktada problem bumerang etkisiyle tam ters taraftan üzerine üzerine geri geliyor. Birde bakmışsınız problemi çözdüm derken duvarlar altında kalmışsınız.
Duvarların arkasından kurumu kurtaracak en yalın şey sistem yaklaşımı olacaktır. Sistem en yalın haliyle girdiler süreçler çıktılardan bahseder. Ve yine elemanlar kümesinden, elemanlar arası ilişkilerden ve bunları bağlayan dışsal şartlardan bahseder. Elbette her sistemin geri beslemesi ve ileri beslemesi tasarımın kalitesi ölçeğinde sistemin ömrünün uzun olup olmamasını belirleyen en net unsurdur.
O yüzden sistemi, değişim göz önüne alınarak innovasyon merkezli tasarlandığında herkes topa bakarken siz zemine bakarak tasarlamalısınız. Herkes topa bakarken siz topun gideceği yere odaklanmalısınız. Değişim ve innovasyon çoğu zaman önümüzde hazır duruyorken biz onu çok uzaklarda arıyoruz.

-
Ercüment Tunçalp3 ay önce
Private label enflasyondan korur
-
Genel Haberler6 ay önce
Üretici ile market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 252,9 ile maydanozda görüldü
-
Firmalardan6 ay önce
A101, Müge Anlı ile iş birliğine imza attı
-
Cengiz Çambel6 ay önce
RCK (Rafinera Cloud Kitchen)’da hedef yurtdışına açılmak