Sosyal Medya Hesaplarımız

Genel Haberler

Bakanlık PL’ye sınır getirmek istiyor

Editör
Not: PLAT’ın paylaştığı tablodaki fiyatlar 20 Mart 2019 tarihli fiyatlardır.
Abone Ol:

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın daha önce hazırlıklarına başlandığını söylediği ve yerel seçimlerden sonra yasalaşması beklenen yeni “Perakende Yasası” ile marketleri yeni bir dönem bekliyor.

Son olarak Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odasında (NTSO) düzenlenen “esnaf buluşması” programında Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, marketlerin kendi markalarıyla üretim yaptırıp sattıklarına dikkat çekerek buna bir sınırlama getirip, diğer üreticilerin de raflarda yer almasını zorunlu kılacaklarını bildirdi.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Perakende Yasası çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. “Yöresel ürünün marketlerde yer almasıyla ilgili belli raf oranını zorunlu kılıyoruz” diyen Pekcan, şöyle konuştu:

“Marketler genelde kendi markalarıyla üretim yaptırıp satıyorlar. Buna bir sınırlama getirip, diğer üreticilerin de bu marketlerde yer almasını zorunlu kılacağız. Bu üreticilerimizi, iç piyasada güçlü, ayağının üstünde duran ve rekabetçi firmalar haline getirmedikçe, bunları uluslararası firmalara taşıyıp, ihracatçı yapamayız.”

PLAT: Market markalı ürünlere sınırlama enflasyonu hızla artırır

imer ozer plat baskani

PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İmer Özer, ülkemizin enflasyonla mücadele ettiği böylesine kritik bir dönemde tüketiciye en kaliteli ürünü en ucuz fiyata sunmak için konumlanmış market markalı ürünlere sınırlama getirilmek istenmesine anlam veremediklerini söyledi.

Market markalı ürünlerin enflasyonla mücadelede çok büyük bir rol üstlendiğini belirten PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İmer Özer, “Market markalı ürünler en iyi kaliteyi en ucuz fiyata sunmak için konumlanmıştır. Tüketici market markalı ürünü de markalı ürünü de rafta görür ve tercihini yapar. Karar tüketicinindir. Tüketicinin bu kararına saygı duymak gerekir. Kaldı ki serbest piyasa ekonomisi de bunu gerektirir. Yasal düzenlemelerle bunu yapmaya çalıştığınızda zarar gören tüketici olur, ülke ekonomisi olur. Market markalı ürünler enflasyonla mücadelede çok önemli bir rol üstleniyor. 2018 rakamları da bunu destekler nitelikte. Tüketici geçen sene fiyata baktı ve market markalı ürünü tercih etti. Bugün örneğin; markalı bir kg çay 25.90 TL iken market markalı çay 18.75 TL, markalı bebek bezi 30.45 TL iken market markalı bebek bezi 18.95 TL, markalı tuvalet kağıdı 17.45 TL iken market markalı 15.75 TL, markalı salça 15.64 TL iken market markalı olan salça 9.58 TL, 1 litre markalı süt 3.75 TL iken 1 litre market markalı süt 2.95 TL, markalı makarna 2.35 TL iken market markalı makarna 1.35 TL’den satılıyor. Eğer market markalı ürünlere bir sınırlama getirilirse enflasyon çok hızlı bir şekilde yükselişe geçer ki bunu hiçbirimiz istemeyiz” dedi.

 

Avrupa’da yüzde 50’lere ulaşan PL Türkiye’de yüzde 20

2018 yılında önceki yıla kıyasla market markalı ürünlerin cirosu yüzde 70 artışla 50 milyar liraya yükseldiğine dikkat çeken İmer Özer, açıklamasında önemli bir noktaya daha değindi. Özer, Avrupa ve gelişmiş ülkelerde market markalı ürünlerin perakendedeki payının yüzde 50’lere ulaştığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Avrupa’da market markalı ürünlerin payı yüzde 50’lere ulaştı. İngiltere ve İsviçre’de yüzde 42, İspanya’da yüzde 41, Almanya’da yüzde 36 iken ülkemizde ise yaklaşık yüzde 20 seviyesinde. Gelişmiş ülkelerdeki tüketici market markalı ürünleri tercih ederken ülkemizde ise gelişmekte olan bir sektörün önüne engeller konulmasına bir anlam veremiyoruz. Bu tarz yasal düzenlemeler yapılırken direkt olarak bu yasadan etkilenecek tarafların da görüşlerinin alınması gerektiği inancındayız. Market markalı ürünleri üreten sanayicileri ve tedarikçileri temsil eden PLAT Derneği olarak Bakanlığımıza her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu da belirtmek isteriz.”

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi

Editör

Yazar:

19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.

CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.

Devamını Oku

Genel Haberler

EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor

Editör

Yazar:

Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.

EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.

İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.

Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.

Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.

Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.

EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”

EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.

Devamını Oku

Genel Haberler

“Markalar eylül ayında buz kesti”

Editör

Yazar:

Organize perakende sektöründe yılın ikinci yarısıyla birlikte başlayan daralma, Eylül ayında hızlanarak devam etti. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, geçen ay karşı karşıya kaldıkları tabloyu, “Markalar eylül ayında buz kesti.” sözleriyle özetledi.

Çatısı altındaki 516 marka ile gıda dışı perakende sektörünün en önemli temsilcisi olan BMD’nin üyeleri arasında gerçekleştirdiği Eylül ayı anketinin sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Anketi değerlendiren BMD Başkanı Sinan Öncel, ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele için uyguladığı talebi kısmaya yönelik önlemlerin etkilerini yılın ikinci yarısıyla birlikte hissetmeye başladıklarını hatırlattı. Öncel, şöyle devam etti:

“Organize perakende için temmuz, adet satışlarının sert düştüğü bir ay olmuştu. Genel olarak yatay seyreden Ağustos’un ardından Eylülde de satışlarda çok ciddi bir düşüşle karşı karşıya kaldık. Yeni sezona rağmen hazır giyim, ayakkabı ve kozmetik kategorilerinde her üç markamızdan ikisi Eylül ayında adet satışlarının düştüğünü beyan etti. Yeme içme markalarımızın ise tamamının adet satışlarında düşüş görülüyor. Adet satışları bir yana eylülde cirolardaki artış da genel olarak enflasyonun gerisinde kaldı. Ekonomi yönetiminin talebi kısmaya yönelik önlemleri nedeniyle gıda dışı organize perakendede talebin gerileyeceğini öngörüyorduk. Ancak Eylülde bu kadar sert bir daralma, bu kadar hızlı bir soğuma beklemiyorduk. Özetle, markaların Eylül ayında soğumadan da öteye buz kestiğini söyleyebiliriz. Gelişmeler bize ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelede temel olarak ‘talebi soğutmaya’ odaklandığını gösteriyor. Oysa her fırsatta dile getirdiğimiz gibi ülkemizde en önemli sorun maliyet enflasyonu. Sonuçta fiyat artışlarının da bir üst sınırı var ve bu gıda dışı perakende enflasyon oranlarında görülüyor. Ancak maliyetler daha yüksek oranlarda artıyor. Ham maddeyi dünya ortalamasının çok üzerinde fiyata mal ediyoruz. Ticari mülklerde yüzde 500’e varan fahiş kira artışları ile karşı karşıya kalıyoruz. Şeffaf olmayan genel giderler nedeniyle AVM’lere her ay 700 milyon lira fazladan ödeme yapıyoruz. Bütün bu maliyetlerin tamamı olmasa da bir bölümü eninde sonunda ürün fiyatına yansıdığı için enflasyonu artırıyor. Dolayısıyla soruna önce doğru teşhisi koyup ona göre tedavi uygulamalıyız, aksi takdirde hastayı kaybedebiliriz.”

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER