Firmalardan
Unilever’in tüm dünyadaki 600 tesisi çöplüğe katı atık göndermiyor!
Bu sayede dünya çapında 200 milyon avroluk bir maliyet tasarrufu ve yüzlerce kişiye iş imkânı da sağlayan Unilever’in Türkiye’deki tüm tesisleri ‘sıfır tehlikesiz katı atık’ statüsüne sahip bulunuyor.
Sürdürülebilir Yaşam Planı doğrultusunda küresel iş dünyasına ve sektörüne örnek olacak çalışmalara imza atan Unilever, bu kapsamda yeni bir başarıya daha ulaştı. Şirket, fabrikaları, depoları, dağıtım merkezleri ve ofisleri de dahil olmak üzere, 70 ülkede 600’ü aşkın tesiste katı atık alanlarına tehlikesiz atık göndermemeye başladı. Faaliyetlerinde ortaya çıkan çeşitli tehlikesiz atıkları tanımlayan Unilever, bu tesislerden çıkan atıkların geri kazanımı için alternatif yöntemler buldu.
Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı hedefleri kapsamında 4R (Reducing [Azaltma] – Reusing [Tekrar kullanma] – Recycling [Geri dönüştürme) – Recovering [Geri kazanım] Stratejisini büyük bağlılıkla uyguluyor. Unilever’in bu stratejisi, fabrika atıklarının inşaat malzemelerine, personel kafeteryalarındaki gıda atıklarının komposta dönüştürülmesi gibi pek çok alternatif kullanımla yeni bir kaynak yaratılmasına dayanıyor. 4R Stratejisine göre, öncelikle tehlikeli olmayan atıkların azaltılması, daha sonra ise geri dönüşümü veya geri kazanılması sağlanıyor.
Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur konuya ilişkin şunları söyledi: “Giderek artan dünya nüfusunun kısıtlı kaynaklarla idare etmek zorunda olduğu küresel bir güçlükle karşı karşıyayız.
Bunun bilincinde olan Unilever, iş dünyasının önündeki kaynak verimliliği ve sürdürülebilirlik gibi en önemli sorunlarla mücadele etmek için, global çapta liderlik sergilemeye devam ediyor. Dünyada her yıl toplanan 1,3 milyarlık ton katı atığın %80’lik bölümü, katı atık alanlarına gönderiliyor. Bu miktar neredeyse 1,5 milyon futbol sahasını kaplamaya eşdeğer. Sıfır atık hedefimiz, Unilever olarak sürdürülebilir büyüme iddialarımızın yanı sıra kaynak açısından dayanıklılığımızı korumak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek konusundaki kararlılığımızın da altını çiziyor. Ancak daha geniş bir kitle hareketine ilham verebilmek için yapılacak daha çok iş var. Tüm dünyada sıfır atığa geçilmesi çalışmalarını hızlandırmak için Unilever ortaklarıyla bir ağ kurarak ve onlarla birlikte çalışarak, tüm dünyada öncü bir rol üstleniyor” diye konuştu.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.