Genel Haberler
Rekabet Kurumu: AVM’ler konusunda Türkiye biraz treni kaçırdı
Torlak, Perakende Ticaretin Düzenlenmesine İlişkin Kanun ile Alışveriş Merkezleri (AVM) Yasası’na yönelik de değerlendirmelerde bulunarak, bu konunun kamuoyunun bütününü ilgilendirdiğini kaydetti.
Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, küçük esnafın Alışveriş Merkezlerinden (AVM) duyduğu rahatsızlığa yönelik yapılabilecek çalışmalara ilişkin, “Ne tür açılımlar olabilir? Dünyada birçok ülkede olduğu gibi örneğin, pazar günleri AVM’lerin açık olmaması, en azından hafta içi AVM’lerin daha erken saatlerde kapatılması veya alışveriş merkezlerinin mümkün olduğu kadar yerleşim merkezlerinin biraz daha uzağına yapılması. Türkiye bu anlamda, bu tür düzenlemeleri yapabilmek için biraz treni kaçırdı” dedi.
Torlak, kurumun 19 yıldır faaliyette olduğunu belirterek, 1994’te Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un çıktığını, 1997’nin kasım ayında da kurumun faaliyete başladığını söyledi.
Kurumun piyasada rekabeti engelleyici teşebbüs davranışlarının önüne geçmek ve bunları gözetmek amacıyla hayata geçirildiğini kaydeden Torlak, temel görevlerinin piyasa ekonomisinin işlerliğini sağlamak olduğunu ifade etti.
Torlak, toplumda rekabet kültürünün yerleşmesi ve gelişmesine katkı sağlama çabası içinde olduklarını vurgulayarak, geçmişten bugüne bu amaçla yaptıkları çalışmalardan bahsetti.
Çimento ve sinema sektörlerine ilişkin hazırlanan raporların ise eli kulağında olduğunu aktaran Torlak, “Sinema sektör raporumuz tamamlandı, kurul görüşüne sunuldu. Kurul kararından sonra kamuoyuyla ilk fırsatta paylaşacağız. Çimento sektör raporu ise taslak olarak hazır, görüşler tamamlanmak üzere. Onu da en geç bir iki ay içinde kamuoyuyla paylaşmayı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Torlak, sinemacılık sektörü raporundan detaylar paylaşarak, şunları kaydetti:
“Son yıllarda Türkiye’de sinemacılık sektöründe AVM’lere doğru bir kayış var. Küçük salonların, çoklu sinemacılık işletmeciliğin ve dijital gösterimin arttığını görüyoruz. Türkiye’de bu dijitalleşme oranının AVM sinemacılığında yüzde 90’lara yaklaştığını görüyoruz. AVM dışındaki sinemalarda bu oran henüz yüzde 50’nin altında, yüzde 30-35’ler civarında. ‘Hakim durum ve hakim durumun kötüye kullanılması söz konusu olabilir mi?’ konusu gündemde. Rapor bize bununla ilgili bir takım şeyler söylüyor. Bundan sonrasına ilişkin bizim için yol gösterici özellikleri var. İnşallah kısa bir zamanda bu sinema sektörü raporumuzu kamuoyuyla paylaşacağız.”
Torlak, Perakende Ticaretin Düzenlenmesine İlişkin Kanun ile Alışveriş Merkezleri (AVM) Yasası’na yönelik de değerlendirmelerde bulunarak, bu konunun kamuoyunun bütününü ilgilendirdiğini kaydetti.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında söz konusu kanunların çıktığına işaret eden Torlak, “Bizim buradaki temel duruşumuz şu; rekabetçiliği artırmak, rekabetçiliğin engellenmemesi. Bizim derdimiz bu ve bugüne kadar da bu yönde görüşlerimizi bildirdik. Gerek perakendecilikle ilgili kanun, gerekse de ikincil mevzuat olarak yayınlanan yönetmeliğe baktığınızda gerçekten de rekabetçiliği artıran, rekabet ihlallerini azaltan önlemlerin yer aldığını görüyoruz” diye konuştu.
Torlak, Türkiye’de indirimli mağazacılık (outlet) konusunun zaman zaman teşebbüsler ve mağaza yönetimleri tarafından yanlış kullanıldığını belirterek, şöyle devam etti:
“Bakıyorsunuz AVM’nin ismi outlet, ama normal mağaza ya da AVM’den fiyat bakımından hiçbir farkı yok. Bizim de desteklediğimiz ve önemli ölçüde görüşlerimizi içeren bu düzenleme şunu getiriyor; bir AVM’nin outlet statüsünde sayılabilmesi için içindeki mağazaların en az yüzde 70’inin gerçek anlamda outlet mağazası olması gerekiyor. O outlet mağazasının da outlet mağazası olabilmesi için de satılan malların yüzde 70’inin gerçekten indirimli ürün olması gerekiyor. Bu şartlar sağlanmadığı takdirde artık outlet ismi kullanılamayacak. İkinci düzenleme de özellikle tüketicide indirim algısını istismar eden konulara geliyor. Bu konuda da indirimin belli bir süre sürdürülmesi gerektiği ve sürekli bir indirimin tüketicide çok farklı algılar oluşturması sebebiyle yanıltıcı alışveriş kararlarına yol açacağı düşüncesiyle bu tür düzenlemeler yapılıyor. Bu düzenlemelerin yararlı olacağını zaten belirtmiştik. Belli kapsamda bunların tüketiciye, topluma çok ciddi faydalar sağlayacağını düşünüyorum.”
Torlak, küçük esnafın AVM’lerden duyduğu rahatsızlığın hatırlatılması ve bu yönde bir çalışmanın yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine şunları anlattı:
“Bütün derdimiz rekabetçi ortamın oluşmasına katkı sağlamak. Ancak takdir edersiniz ki düzenleme yapan bir kurum değiliz. Elbette ölçeğe bağlı olarak, bir mahalle bakkalıyla Türkiye’nin her yerinde şubesi bulunan büyük ölçekli bir perakendecinin satın almadaki pazarlık gücünü dikkate aldığımızda çok fazla rekabet şansı olmuyor. Peki ne tür açılımlar olabilir? Dünyada bir çok ülkede olduğu gibi örneğin, pazar günleri AVM’lerin açık olmaması, en azından hafta içi AVM’lerin daha erken saatlerde kapatılması veya alışveriş merkezlerinin mümkün olduğu kadar yerleşim merkezlerinin biraz daha uzağına yapılması… Türkiye bu anlamda, bu tür düzenlemeleri yapabilmek için biraz treni kaçırdı. AVM’lere bakıyoruz, şehrin merkezindeler, haftanın her günü açıklar, çok yüksek kira bedelleri var. İşin bir de bu boyutu var, tek taraflı düşünmemek lazım ama diğer yandan da küçük esnafın durumu var. Biz rekabet savunuculuğu bağlamında görüş belirten bir kurumuz. Bu konuda Türkiye biraz treni kaçırdı ama buna rağmen yapılabilecek düzenlemeler var. Örneğin pazar günleri kapatılması gibi…”
AVM’lerin pazar günü kapatılması konusunda, toplumun hayat tarzının bir noktaya gitmesinden ötürü verilecek böylesi bir kararın bazı tepkileri beraberinde getirebileceğine işaret eden Torlak, işin bu boyutunun da iyi hesaplanması gerektiğini söyledi.
Torlak, esnaf ve sanatkarlar odalarının ve konfederasyonunun en azından pazar günü kapatılması ve hafta içi erken kapanması yönünde çalışmalarının olduğu bilgisini paylaşarak, “Ama tren biraz kaçtı, bu saatten sonra alınacak radikal kararlar, farklı kesimlerden farklı tepkiler getirebilir” dedi.
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.