Firmalardan
“Metro Gıda Hareketi”ni başlattı
Metro Toptancı Market, gıda kayıp ve atıklarının önlenmesi ve milli kaynak israfının son bulması için, Türkiye’nin önde gelen restoran ve şeflerinin katılımıyla Metro Gıda Hareketi’ni başlattı.
Türkiye’de her yıl üretilen 49 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 25 ila 40’ı arasında değişen miktarı ya üretim ve dağıtım zinciri aşamasında kayba uğruyor ya da satış ve tüketim aşamasında atık haline dönüşüyor. TÜBİTAK araştırma verilerine göre; en iyimser tahminle kayba uğrayan ürün miktarı, 11,6 milyon ton. Bu da yıllık yaş sebze-meyve ihracatımızın tam 4 katına karşılık geliyor. Türkiye’de sebze-meyve ticareti 100 milyar TL civarında bulunuyor, bu miktarın en az 25 milyarlık bölümünün atık ve kayıp olduğu hesaplanıyor.
Bu kaynak israfını önleyerek ticari değer yaratan çalışmalar yapan Metro Toptancı Market, önce TÜBİTAK iş birliğiyle gerçekleştirdiği bir araştırmayla konunun bilimsel boyutunu gündeme getirdi. Metro şimdi de gıda atık ve kayıplarının en yoğun yaşandığı ev dışı tüketim sektöründeki restoranlar ve şefleriyle gücünü birleştirerek, Metro Gıda Hareketi’ni başlattı.
Türkiye’nin tek gastronomi festivali niteliğini taşıyan ve Gastronomi&Pazarlama Danışmanlık Firması Dude Table tarafından bu yıl sekizinci kez düzenlenen Restoran Haftası’nda bu büyük hareketi başlatan Metro, Türkiye’nin önde gelen restoranlarından temsilci ve şeflerin katılımıyla Gastronometro’da bir basın toplantısı düzenledi. Meyve ve sebzede yaşanan ağır kayıpları önlemek için TÜBİTAK ile birlikte fire nedenlerinin araştırmasının sonuçlarını paylaşan Metro Toptancı Market Genel Müdürü Kubilay Özerkan; “Yaptığımız araştırma, bize, kötü koşullarda tedarik edilen ürünün iyi koşulda tedarik edilene oranla 9 kat daha fazla atığa dönüştüğünü gösterdi. Yine araştırma sonucuna göre, yaşanan kayıpların en çok olduğu aşamaların paketleme ve nakliye olduğu ortaya çıktı. Bu araştırma bize gıda kayıp ve atıklarında da sürece bütünleşik bakmanın çok önemli olduğunu gösterdi. Zincirin tek bir halkası eksik kalırsa bu halkanın tüm zincire olan etkisi çok daha büyük oluyor. Tedarik zincirinin altı aşamasının iyi ve kötü koşul örneklemleriyle yapılan araştırma sürecinin sonucunda; kötü koşullarda tedarik edilen ürünün iyi koşulda tedarik edilene kıyasla 9 kat daha fazla atığa dönüştüğünü gözlemledik. Bunun yanı sıra iyi tedarik zinciri uygulamaları ile önemli miktarda ürünün kaybedilmesinin önüne geçilmesinin mümkün olduğunu gördük.” şeklinde konuştu.
Metro olarak üretimden mutfaklara uzanan bütün bir tedarik zinciri süreci boyunca, tam ortada yer alan konumuyla kendilerini sorumlu hissettiklerini belirten Özerkan, sözlerini şöyle sürdürdü; “Üretici ve müşteriler arasında köprü rolümüz var. Üreticiden müşterinin tabağına kadar olan bütün zinciri göz önünde bulunduruyoruz. Zincirin her halkasını ve bir sonraki adımı düşünerek hareket ediyoruz. Gıda kaybını ve atıklarını azaltmada da önemli bir görevimiz olduğunu düşünüyoruz. Bu bakış açısıyla; Üretimle başlayan, tedarik zinciri adımlarıyla devam eden ve profesyonel mutfaklara ulaşan süreçte bugün yeni bir adım atıyoruz. Restoran Haftası 2017 kapsamında sektörün öncü restoranlarının şefleri ve işletmecileriyle güçlerimizi birleştiriyor, kamuoyunda gıda atık ve kayıpları ile ilgili bir farkındalık yaratmak istiyoruz.”
Üretimden tarlaya olan süreçte milli kaynakların israf olmaması için, atık ve kayıpların en aza indirilmesi amacıyla tedarik zinciri ve satış koşullarının geliştirilmesi için projeler yürüttüklerini belirten Özerkan, doğrudan üretici ve üretici örgütleri ile çalışarak üreticileri eğittiklerini, kalite ve miktar açısından doğru ürünlerin üretilmesini, doğrudan üreticinin kazanmasını sağladıklarını belirtti. Üreticilere doğru hasat, taşıma, depolama, ilaçlama konularında da eğitimler vermeyi planladıklarını aktaran Özerkan: “Giderek artan sayıda ürünü doğrudan üretici birliklerinden tedarik ederek mağazalarımızda satışa sunuyoruz. Bu ürünler üretici birliğinin logosuyla tüketiciye sunuluyor. Reyonda bu ürünlerin diğer ürünlerden ayrışmasını amaçlıyoruz. Başta ‘Karacaköy Kalkınma Kooperatifi’ olmak üzere Tarım Kredi Kooperatifleriyle çalışıyoruz. Sınırlı Sorumlu Karacaköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden coğrafi işaretli Malatya kayısısı tedarik ederken, Korkuteli Tarım Kredi Kooperatifi’nden Karyağdı armutu ve ayvası, Demre Tarım Kredi Kooperatifi’nden salkım ve kokteyl salkım, Beypazarı Bostancılar Üretici Örgütü’nden ise Beypazarı havucu tedarik ederek müşterilerimizle buluşturuyoruz” şeklinde konuştu.
Firmalardan
Beypazarı Doğal Maden Suyu, “Üstün Lezzet Ödülü”ne layık görüldü
Beypazarı Doğal Maden Suyu’nun “Premium Şişeli” ürünü, 2025 yılı itibarıyla Avrupa’nın 20 ülkesinden 200’ün üzerinde şef ve sömeliye tarafından değerlendirilen ürünler arasında, üstün lezzet performansı sergileyerek bu prestijli ödüle layık görüldü.
Beypazarı Doğal Maden Suyu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Ercan, ödülün ardından yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“Beypazarı Doğal Maden Suyu olarak, hem ülkemize hem de kendimize gurur veren bir başarıya imza attık. 2025 yılında Premium Şişeli ürünümüzle kazandığımız Üstün Lezzet Ödülü, sadece bizler için değil, Türk gıda sektörünün global başarılarının bir göstergesi olarak çok anlamlı. Bu ödül, Beypazarı’nın yıllardır süregelen kalite ve doğallık anlayışının dünya çapında takdir gördüğünü kanıtlıyor.”
Beypazarı Doğal Maden Suyu’nun kazandığı Superior Taste Award, 2005 yılından bu yana her yıl düzenlenen ve dünya çapında 93 ülkeden 950 firmanın katıldığı prestijli bir etkinlikte verilmektedir. Belçika’nın Brüksel kentinde Michelin ödüllü şefler ve sektör profesyonellerinden oluşan bir jüri tarafından yapılan kör tadım değerlendirmeleri sonucunda, yalnızca yüksek duyusal analiz puanlarına sahip ürünler bu ödüle layık görülmektedir.
Firmalardan
Hupalupa’ya Mapıc 2024’te “Yılın Eğlence Markası” ödülü
Türk markalarının global alanda kendilerini kanıtladığı ve yeni iş birliktelikleri geliştirdiği önemli bir platform olan Mapic 2024’te “Yılın Eğlence Markası” ödülünü kazanan ilk Türk markası Hupalupa, basın mensupları ile bir araya geldi.
Hupalupa Yönetim Kurulu Üyesi Merve Timurlenk Şengül, “Hupalupa, kapalı alan aile eğlence merkezi konsepti ile çıktığı yolda, farklı festival kurguları, lisanslı sergilere ev sahiplikleri ve hızla şubeleşen mağazalarıyla, marka çatısı altında yatay bir büyüme sağladı. Sadece çocuklara değil, tüm aile bireylerine hitap eden kapsamıyla dikkat çekti, fark yarattı. Hupalupa, konfor ve eğlenceyi bir arada sunarak yeni bir deneyim standardı oluşturdu. Hem ailelerin hem de çocuklar ve gençlerin eğlenebileceği alanlar sunarak, eğlencenin birleştirici gücünü gösterdi. Teknolojik çağda büyüyen çocuklar ve gençler, dijital dünyanın sunduğu fırsatları keşfederken, bazen fiziksel aktivite ve sosyal etkileşimden de uzaklaşabiliyorlar” ifadelerini kullandı.
Hupalupa bünyesindeki markalardan bahseden Şengül: “Hupalupa EXPO eğlenceyi, eğitimi ve deneyimi bir araya getiren bir konsept olarak öne çıkıyor. NASA Uzay Sergisi, NBA Sergisi, Body Worlds gibi uluslararası lisans sahibi ve prestijli sergilerle, çocuklar ve aileler için farklı dünyalar sunuyoruz. İkinci markamız olan Hupalupa GO, Türkiye’nin her yerine eğlenceyi götürdüğümüz bir festival serisi olarak büyük önem taşıyor. Bu festivallerde, farklı oyun parkurları, yarışmalar ve sahne gösterileri gibi çeşitli deneyimlerle geniş bir yelpazede etkinlikler sunuyoruz. Hupalupa Store markamızla ise, eğlenceyi alışveriş deneyimiyle birleştiriyor ve ziyaretçilerimize premium kategorideki renkli ve trend ürünlere ulaşma imkanı sunuyoruz. Son bir yıl içinde 11 şubeye ulaşarak, büyüme ivmemizle bu alanda da ülkemizde lider konuma geldik. Mapıc ödülü ile başladığımız bu global yolculukta, 2025 hedeflerimiz arasında Hupalupa ‘nın eğlence anlayışını ve marka değerlerini bir Türk markası olarak tüm dünyaya taşımak yer alıyor. Aynı zamanda, global pazarda etkili bir oyuncu olmayı ve sürdürülebilir gelişim sağlamak için kararlılıkla ilerliyoruz” dedi.
Firmalardan
Sultan Etçi, dijital dönüşüm süreçlerini geliştiriyor
Sultan Etçi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, 2024 yılını kısaca değerlendirirken 2025 yılı beklentilerini de açıkladı. Bılıkçı, “Sultan Etçi Ailesiyle birlikte elde ettiğimiz başarıları ve geleceğe dair heyecan verici hedeflerimizi paylaşmak isteriz. Bu yıl, ekiplerimizin özverisi ve iş birliği sayesinde, zorlukları fırsata dönüştürdük ve sektördeki güçlü konumumuzu daha da pekiştirdik. 2025 yılında, sürdürülebilirlik ve inovasyon odaklı projelerimize hız kesmeden devam edeceğiz. Dijital dönüşüm süreçlerimizi geliştirerek, müşteri deneyimini en üst seviyeye taşımayı ve toplumsal sorumluluklarımızı artırarak çevremize daha fazla katkı sağlamayı hedefliyoruz. 2025 yılının sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek ve birlikte daha büyük başarılara ulaşmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.