Sosyal Medya Hesaplarımız

Genel Haberler

5. Kümpem Konferansı İstanbul’da gerçekleşti

Editör
Demir Aytaç
Abone Ol:

Perakende dünyasının temsilcileri Koç Üniversitesi ve Migros işbirliği ile bu yıl beşinci kez düzenlenen KÜMPEM Forum Perakende Konferansı’nda bir araya geldi.

1999 yılında Türkiye’nin perakende alanına odaklanan ilk üniversite-iş dünyası işbirliği örneği olarak Migros’un desteğiyle Koç Üniversitesi’nde kurulan KÜMPEM, perakende dünyasını KÜMPEM Forum Perakende Konferansı’nda bir kez daha bir araya getirdi. İki gün süren konferansa perakende sektörü temsilcileri, sektördeki sonteknolojiler hakkında uluslararası alanda söz sahibi konuşmacıların katıldığı oturumlarda dinleme fırsatı buldu.

Koç Üniversitesi ve Migros işbirliğiyle bu yıl beşincisidüzenlenen Perakende Konferansı’nın açılış konuşmasını Migros İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Demir Aytaç yaptı. 1999 yılında Türkiye’nin perakende alanına odaklanan ilk üniversite – iş dünyası işbirliği örneği olarak Migros’un desteğiyle Koç Üniversitesi’nde kurulan KÜMPEM’in, perakende dünyasını KÜMPEM Forum konferanslarıyla bir araya getirmeye devam ettiğini belirtti. Konferansın bu yılki konusunun Perakendeye Küresel Bakış olduğunu hatırlatan Aytaç, KÜMPEM’in perakende sektörüne katkısına dikkat çekti. Migros’un 60 yıldır büyüyen kadrosunun yüzde 98’inin iç kaynaklardan yetişen kişilerden oluştuğunu vurgulayan Aytaç, bunda KÜMPEM’in önemli katkısı olduğunu söyledi.
Açılışta konuşan KÜMPEM Forum Direktörü Yrd. Doç. Dr. Meltem Kayhan ise perakendenin Türkiye’nin en önemli istihdam alanlarından biri olduğuna dikkat çekerek, rakamların hızla geliştiği bu sektördeki en önemli değişimin tüketicinin ‘ekranlarla’ olan ilişkisinden kaynaklandığını ifade etti. “Hayatımız ekran karşısında geçiyor” diyen Kayhan, perakendede müşteri istek, şikayet ve paylaşımların artık akıllı cihazlar aracılığıyla çok daha yaygın ve doğrudan dile getirildiğini, yeni dönemdeki tüm yaklaşımların da bu değişimi dikkate alarak kurgulandığını vurguladı.
KÜMPEM Akademik Direktörü Prof. Dr. Gürhan Kök de yaptığı konuşmada, akademi ve perakende sektörü arasında geliştirilen ortaklıkların iki taraf için de önemli faydalarsağladığına dikkat çekti. Çok kanallı perakendeciliğin bir potansiyel yaratmakla birlikte; talep tahmini, tedarik zinciri ve operasyonel alanlarda perakendecilerin önüne çözüm bekleyen yepyeni problemler de çıkardığını belirten Prof. Dr. Kök, “Bu problemlerin çözümü eskisinden farklı şekilde daha sistematik, daha bilimsel yaklaşımlar gerektiriyor. Nitekim global alanda perakendeciler akademik ortaklıklarını artırıyor ve değer yaratan projeler gerçekleştiriyorlar. Bu projelerin başarılı olanları şirketlere 3-5 puan net kar artışı olarak dönmekle kalmıyor bu açılımlar uzun vadede perakende pratiğini şekillendiriyor” dedi. KÜMPEM’in de bu tip dönüştürücü projeler ve nihayetinde yeni teknolojiler üreten bir merkez olması için çalıştıklarını açıklayan Kök, perakende şirketlerini KÜMPEM aracılığıyla Koç Üniversitesi ile araştırma projelerinde işbirliğine davet etti.
North Carolina Üniversitesi’nde MBA öğrencilerine perakende dersleri veren, Harvard Üniversitesi mezunu ünlü akademisyen Prof. Dr. Saravanan Kesavan da 5. KÜMPEM Forum Perakende Konferansı’nın konuşmacıları arasındaydı. Prof. Dr. Kesavan, ‘Perakendede İşgücü Yönetimi’ başlıklı sunumunda GSMH’sinin yüzde 16.1’ini perakende sektörünün oluşturduğu ABD’de, perakende sektörü çalışanlarının iş-yaşam dengelerinin korunması için hem devlet hem de sivil toplum kuruluşları tarafında büyük bir hareketlilik yaşandığına dikkat çekti. “42 milyon perakende çalışanının 16 milyonu part time ya da geçici çalışıyor. Bu kişilerin çalışma saatlerinin 3 hafta önceden işveren tarafından belirlenmesi artık yasaya bağlandı. İşveren örneğin bir tezgahtarın çalışmasaatlerini iradesi dışında değiştirirse, ceza ödemek zorunda. Özellikle New York Savcılığı, bu işi çok yakından takip ediyor. Dolayısıyla perakendede iş gücü yönetimi bu yeni yasal uygulamalarla birlikte artık eskisinden çok daha titiz bir yaklaşımı gerekli kılıyor” dedi.

 

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

Şubat ayı üretici market fiyatları

Editör

Yazar:

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını ve girdi fiyatlarında yaşanan değişimleri yaptığı yazılı basın açıklamasında değerlendirdi.

Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 251,6 ile elmada görüldüğünü belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Elmadaki fiyat artışını yüzde 229 ile kuru üzüm, yüzde 218,7 ile limon, yüzde 216,9 ile kırmızı mercimek, yüzde 180,8 ile kuru incir, yüzde 176,3 ile pırasa, yüzde 159,7 ile marul, yüzde 159,6 ile ıspanak, yüzde 150,7 ile maydanoz takip etti.

Elma 3,5 kat, kuru üzüm 3,3 kat, limon ve kırmızı mercimek 3,2 kat, kuru incir ve pırasa 2,8 kat, marul ve ıspanak 2,6 kat ve maydanoz ise 2,5 kat fazlaya markette satıldı.

Üreticide 5 lira olan elma 17 lira 58 kuruşa, 25 lira olan kuru üzüm 82 lira 24 kuruşa, 5 lira 25 kuruş olan limon 16 lira 73 kuruşa, 13 lira 84 kuruş olan kırmızı mercimek 43 lira 86 kuruşa tüketiciye satıldı.”

Market fiyatları

“Şubat ayında markette 41 ürünün 31’inde fiyat artışı, 10’unda fiyat azalışı görüldü.

Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 29,4 ile domates oldu. Domatesteki fiyat artışını yüzde 28 ile karnabahar, yüzde 21,8 ile lahana, yüzde 20,4 ile dana eti, yüzde 17,7 ile patlıcan takip etti.

Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 15,3 ile ıspanak oldu. Ispanaktaki fiyat düşüşünü yüzde 6,2 ile yeşil mercimek, yüzde 6,0 ile limon, yüzde 2,7 ile mısırözü yağı izledi.”

Üretici fiyatları

“Şubat ayında üreticide 33 ürününün 19’unda fiyat artışı olurken, 5’inde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı.

Şubat ayında üreticide fiyatı en çok düşen ürün yüzde 22,5 ile patates oldu. Patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 12,5 ile limon, yüzde 8,7 ile lahana, yüzde 6,3 ile maydanoz, yüzde 5,5 ile ıspanak izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 68,9 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 67,6 ile kuru soğan, yüzde 57,5 ile karnabahar, yüzde 54,3 ile domates, yüzde 47,8 ile portakal, yüzde 47,4 ile kabak takip etti.”

Fiyat değişimlerinin sebepleri

“Üreticide patlıcan, domates, kabak ve salatalıkta havaların soğuk gitmesi nedeniyle arzdaki azalma fiyatları yükseltti.

Kuru soğanda depodaki ürünlerin azalması ve yeni ürün hasadının başlamamış olması fiyatları artırdı.

Portakal, karnabahar, havuç ve pırasada hasadın sonuna gelindiğinden arzdaki azalmadan kaynaklı fiyat yükselişi oldu.

Arz ve talepteki değişim et fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

Patates, limon, beyaz lahana, maydanoz ve ıspanakta arzdaki artışla birlikte ürünlerin fiyatları düştü.”

Şubat ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim

“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre şubat ayında, ocak ayına göre, üre gübresi yüzde 10,5, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 4,5, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 3,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 2,2 ve DAP gübresi yüzde 2,1 düştü.

Geçen yılın şubat ayına göre ise son bir yılda, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 71,2, DAP gübresi yüzde 44,5, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 42,4, üre gübresi yüzde 14,9 ve amonyum sülfat gübresi ise yüzde 1 oranında arttı.

Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 11,5 düştü, son bir yıla göre ise yüzde 38,7 oranında arttı. Besi yemi şubat ayında ocak ayına göre yüzde 0,9, süt yemi yüzde 2,7, son bir yılda besi yemi yüzde 59,5, süt yemi ise yüzde 60,7 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 23,9 oranında arttı.

Gübre fiyatlarında son dört aydır düşüş yaşanmaya devam ediyor. Üretim sezonunda çeşidine göre yüzde 400’leri aşan fiyat artışları, gübre kullanımının azalması ve geçen yıla göre baz yılı etkisiyle yıllık artış yüzde 1 ile yüzde 71,2 aralığında kaldı. Üretim maliyetlerinin düşürülebilmesi için gübre fiyatlarının tekrar artmamasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Üreticimiz, verim ve kalite unsuru olan gübreye erişimde sorun yaşamamalıdır.

Ürün maliyetinin artmaması, üreticinin mağdur olmaması, üretime darbe vurulmaması için tüm girdilerde de fiyatların makul seviyelerde tutulması gerekmektedir.”

Devamını Oku

Genel Haberler

BİM’den deprem bölgesinde ücretsiz ürün dağıtımı

Editör

Yazar:

Başta Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman ve Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu Anadolu’yu ağır bir şekilde vuran, son yılların en büyük deprem felaketinin ardından depremzedelere yardım için zamana karşı mücadele ediliyor.

İlk andan itibaren yardım çalışmalarına destek veren BİM resmi kurumlarla işbirliği içinde 20 bin adedin üzerinde battaniye, tek kişilik ve çift kişilik yorganlar, çocuklar için binlerce yorgan, battaniye, atkı, bere, eldiven, sweatshirt, polar, kışlık oduncu gömlek, ayakkabı, yetişkinler için üst ve alt polarlar, kazaklar ve ısıtıcılardan oluşan 100 bine yakın ihtiyaç malzemesini TIR’larla bölgeye gönderdi. Ayrıca afet bölgesindeki depolarından AFAD aracılığıyla temel ihtiyaç maddeleri sevkiyatına da devam ediliyor.

BİM deprem bölgesindeki yüzden fazla mağazasında da temel ihtiyaç ürünlerini güvenlik güçlerinin gözetiminde halka ücretsiz dağıttı.

BİM de depremden ağır etkilendi

Tüm Türkiye’yi yasa boğan depremde çok sayıda BİM çalışanı yaşamını yitirirken, 60’ın üzerinde çalışanı hâlâ enkaz altında kurtarılmayı bekliyor.

Bölgede bulunan BİM mağazalarından yaklaşık 500’ü ağır hasar gördü. BİM azami sayıda mağazayı tekrar açabilmek için çalışmalarını hızla sürdürüyor.

BİM’den yapılan açıklamada öncelikli hedeflerinin bölge halkının günlük hayatındaki ihtiyaçlarına yönelik alışveriş yapabilmesi için mağazaları çalışabilir duruma getirmek olduğu belirtildi.

Devamını Oku

Genel Haberler

101: Milletimizin yanındayız

Editör

Yazar:

A101, yaşana deprem felaketiyle ilgili şu açıklamada bulundu:

“Ülkemizin güney ve güneydoğu illerinde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle derin bir üzüntü içerisindeyiz. Kaybettiğimiz çalışma arkadaşlarımıza, ailelerine ve yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet; yaralılara acil şifalar, yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı diliyoruz. Bu zor zamanlarda herkese dayanma gücü ve sabır diliyoruz.

Bir taraftan kayıplarımızın yasını tutarken, diğer taraftan yaralarımızı sarabilmek için ülke olarak kenetleniyoruz. Tüm zorlu koşullara rağmen afet bölgesindeki vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarının karşılanması için büyük bir fedakarlık ve sorumlulukla görev yapan kamu görevlilerimize, depremzedelere destek olmak için gönüllü olarak görevinin başından ayrılmayan çalışma arkadaşlarımıza, diğer illerden tırlarca ekipmanlarıyla yardıma koşan gönüllü A101 çalışanlarına ve tedarik zincirinin kesintiye uğramaması için tüm gücü ile destek olan tedarikçilerimize minnettarız.

A101 olarak depremin ilk saatlerinden itibaren yardım çalışmalarına tüm olanaklarımızla destek veriyoruz. Başta AFAD ve Kızılay olmak üzere, resmi kurumlarla koordinasyon içerisinde 50 binden fazla battaniye, on binlerce yorgan, kışlık kıyafet gibi temel ihtiyaçlardan oluşan 350 bine yakın yardım malzemesini depremden etkilenen illerimize ulaştırdık. Ayrıca kurulan sahra mutfaklarına, sağlık kurumlarına ve gönüllü çalışan sivil toplum kuruluşlarına gıda, içecek ve diğer ihtiyaç malzemesi yardımlarımızı sürdürmekteyiz.

Yardım çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğiz. A101 ailesi olarak her zaman olduğu gibi tüm olanaklarımızla halkımızın ve devletimizin yanında olacağız. Millet olarak inşallah bu zor zamanları birlikte aşacağız.”

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER