Genel Haberler
En büyük sorun perakendeciden yapılan tahsilat!..
Süt ve süt ürünleri sektöründe ki en büyük sorunun süt üreticisine yapılan ödeme ile perakendeciden yapılan tahsilat arasındaki dengesizlik olduğu vurgulandı.
COVID-19 salgınının süt ve süt ürünleri sektörü üzerindeki etkisi TGDF Akademi’de masaya yatırıldı. SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Tezel moderatörlüğünde düzenlenen video konferansta süt ve süt ürünleri sektörünün önde gelen isimleri sektörün durumunu ve geleceğini değerlendirdi.
Konferansa Aynes Genel Müdürü Murat Hocalar, Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu ve Eker Süt Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Hamit Can konuşmacı olarak katıldı.
Tarık Tezel: “Tedarik zinciri halk sağlığı ve ekonomi için kritik öneme sahip!”
“Gıda sistemlerinde üretici çiftçi, hayvansal ve bitkisel üretim, hasat, ara nakliyeler, işletmelere nakliyeler, işleme, muhafaza, pazarlama faaliyetleri, perakende kanallarına nakliyeler, perakende, halkaları ciddi bir tedarik zinciri organizasyonudur. Adeta bir domino etkisine açık, bütüncül ve son derece risklere sahip bir zincirdir bu.
Üstelik risk çok yönlü ve çeşitlidir. Öyle ki; bu zincirin içindeki halkalardan biri, bırakın kırılmayı, zayıflasa dahi üretimden son tüketiciye kadar, sonuç olarak, hem halk sağlığı, hem de ulusal ekonomi zarar görür.
Bu risk unsurlarının kök nedenlerinden biri de ölçek ekonomisi ve tedarik planlamasıdır. Talep ve stok yönetimindeki planlama hataları ile bir yandan israf, bir yandan arz fazlası stokları, diğer yandan da stok yetersizlikleri ile karşılaşılabilir.”
Murat Hocalar: “Sektör, süt mucizesi için savaşıyor”
“Süt ve süt ürünleri sektörü sefer görev emri aldı, savaşıyor. Bu savaş her zaman vardı, COVID-19 ile şiddetlendi. Savaşılan konu süt mucizesi için. Süt insanın yaşaması için gerekli her türlü besin maddesini içinde barındıran tek madde. Verilen savaş bu gıdanın çocuklara, annelere ulaştırılabilmesi için.
Salgın bu noktada kalmayacak. Gelecekte de çok farklı salgınlarla mücadele edilecek. Ülkemizde başka bir salgın çıkarsa buna sokak sütleri ile mi müdahale edilecek, yoksa gıda güvenliği şartları sağlanmış sütlerle mi? Süt sektörü pandemiden güçlenerek çıkacaktır. Pandemi, insanların gıda güvenliğine ulaşmasının bilim ve akıl yoluyla olacağı gerçeğini çok net bir şekilde ortaya koymuştur.”
Gürkan Hekimoğlu: “Sektör standartları salgından önce de çok yüksekti”
“COVID-19 başladığında sektör olarak zaten hijyen ve sanitasyon standartları çok yüksekti. Ülkemizin güçlü bir üretim sistemi var. Virüsün gelmesi silkelenmemizi sağladı. Sokak sütçülüğü azalmaya başladı. İhracatımız ise sürüyor. Örneğin ABD’de sütler dereye boşaltılırken ülkemizde tek damla zayi olmadı. Sektör hem üreticiyi, hem tüketiciyi düşünerek sütü işleme yönünde gayret gösterdi.
Sektör, çalışanlarıyla birlikte bir aile. İşletme içinde zaten bilinçli olan çalışanlar bu bilinci evlerine, akrabalarına da yaymış görünüyor. Artık bilim konuşuluyor. Televizyona çıkıp halkı yanlış yönlendirenler bu sıralar görünürde yok. Sektör halka sağlıklı ambalajlı ürünler sunuyor, bunun yanında devlet vergi kazanıyor.”
Hamit Can: “Ülkemizde süt sektörü dimdik ayakta”
“Süt sektörü için her gün olağanüstü. Sektör 365 gün 7/24 çalışıyor. Bu nedenle COVID-19’un sektöre getirdiği ekstrem bir çalışma modeli yok.
Bu dönemde süt üreticisinin hemen hiçbir sıkıntısı olmadı. Sorumluluk sahibi sanayicinin çiğ süt üretiminin hepsini her şartta aldığı görüldü. Bu konuda ABD’de içler acısı durumlar yaşandı, ülkemizde ise yaşanmaması sevindirici. ABD gibi organize bir sistemde bile bu sorunlar olurken ülkemizde olmaması, sektör ve üreticinin birlikte ne kadar iyi çalıştığının göstergesi.”
Genel Haberler
Şubat ayı üretici market fiyatları

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını ve girdi fiyatlarında yaşanan değişimleri yaptığı yazılı basın açıklamasında değerlendirdi.
Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 251,6 ile elmada görüldüğünü belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Elmadaki fiyat artışını yüzde 229 ile kuru üzüm, yüzde 218,7 ile limon, yüzde 216,9 ile kırmızı mercimek, yüzde 180,8 ile kuru incir, yüzde 176,3 ile pırasa, yüzde 159,7 ile marul, yüzde 159,6 ile ıspanak, yüzde 150,7 ile maydanoz takip etti.
Elma 3,5 kat, kuru üzüm 3,3 kat, limon ve kırmızı mercimek 3,2 kat, kuru incir ve pırasa 2,8 kat, marul ve ıspanak 2,6 kat ve maydanoz ise 2,5 kat fazlaya markette satıldı.
Üreticide 5 lira olan elma 17 lira 58 kuruşa, 25 lira olan kuru üzüm 82 lira 24 kuruşa, 5 lira 25 kuruş olan limon 16 lira 73 kuruşa, 13 lira 84 kuruş olan kırmızı mercimek 43 lira 86 kuruşa tüketiciye satıldı.”
Market fiyatları
“Şubat ayında markette 41 ürünün 31’inde fiyat artışı, 10’unda fiyat azalışı görüldü.
Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 29,4 ile domates oldu. Domatesteki fiyat artışını yüzde 28 ile karnabahar, yüzde 21,8 ile lahana, yüzde 20,4 ile dana eti, yüzde 17,7 ile patlıcan takip etti.
Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 15,3 ile ıspanak oldu. Ispanaktaki fiyat düşüşünü yüzde 6,2 ile yeşil mercimek, yüzde 6,0 ile limon, yüzde 2,7 ile mısırözü yağı izledi.”
Üretici fiyatları
“Şubat ayında üreticide 33 ürününün 19’unda fiyat artışı olurken, 5’inde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı.
Şubat ayında üreticide fiyatı en çok düşen ürün yüzde 22,5 ile patates oldu. Patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 12,5 ile limon, yüzde 8,7 ile lahana, yüzde 6,3 ile maydanoz, yüzde 5,5 ile ıspanak izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 68,9 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 67,6 ile kuru soğan, yüzde 57,5 ile karnabahar, yüzde 54,3 ile domates, yüzde 47,8 ile portakal, yüzde 47,4 ile kabak takip etti.”
Fiyat değişimlerinin sebepleri
“Üreticide patlıcan, domates, kabak ve salatalıkta havaların soğuk gitmesi nedeniyle arzdaki azalma fiyatları yükseltti.
Kuru soğanda depodaki ürünlerin azalması ve yeni ürün hasadının başlamamış olması fiyatları artırdı.
Portakal, karnabahar, havuç ve pırasada hasadın sonuna gelindiğinden arzdaki azalmadan kaynaklı fiyat yükselişi oldu.
Arz ve talepteki değişim et fiyatlarının yükselmesine neden oldu.
Patates, limon, beyaz lahana, maydanoz ve ıspanakta arzdaki artışla birlikte ürünlerin fiyatları düştü.”
Şubat ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim
“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre şubat ayında, ocak ayına göre, üre gübresi yüzde 10,5, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 4,5, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 3,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 2,2 ve DAP gübresi yüzde 2,1 düştü.
Geçen yılın şubat ayına göre ise son bir yılda, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 71,2, DAP gübresi yüzde 44,5, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 42,4, üre gübresi yüzde 14,9 ve amonyum sülfat gübresi ise yüzde 1 oranında arttı.
Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 11,5 düştü, son bir yıla göre ise yüzde 38,7 oranında arttı. Besi yemi şubat ayında ocak ayına göre yüzde 0,9, süt yemi yüzde 2,7, son bir yılda besi yemi yüzde 59,5, süt yemi ise yüzde 60,7 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 23,9 oranında arttı.
Gübre fiyatlarında son dört aydır düşüş yaşanmaya devam ediyor. Üretim sezonunda çeşidine göre yüzde 400’leri aşan fiyat artışları, gübre kullanımının azalması ve geçen yıla göre baz yılı etkisiyle yıllık artış yüzde 1 ile yüzde 71,2 aralığında kaldı. Üretim maliyetlerinin düşürülebilmesi için gübre fiyatlarının tekrar artmamasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Üreticimiz, verim ve kalite unsuru olan gübreye erişimde sorun yaşamamalıdır.
Ürün maliyetinin artmaması, üreticinin mağdur olmaması, üretime darbe vurulmaması için tüm girdilerde de fiyatların makul seviyelerde tutulması gerekmektedir.”
Genel Haberler
BİM’den deprem bölgesinde ücretsiz ürün dağıtımı

Başta Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman ve Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu Anadolu’yu ağır bir şekilde vuran, son yılların en büyük deprem felaketinin ardından depremzedelere yardım için zamana karşı mücadele ediliyor.
İlk andan itibaren yardım çalışmalarına destek veren BİM resmi kurumlarla işbirliği içinde 20 bin adedin üzerinde battaniye, tek kişilik ve çift kişilik yorganlar, çocuklar için binlerce yorgan, battaniye, atkı, bere, eldiven, sweatshirt, polar, kışlık oduncu gömlek, ayakkabı, yetişkinler için üst ve alt polarlar, kazaklar ve ısıtıcılardan oluşan 100 bine yakın ihtiyaç malzemesini TIR’larla bölgeye gönderdi. Ayrıca afet bölgesindeki depolarından AFAD aracılığıyla temel ihtiyaç maddeleri sevkiyatına da devam ediliyor.
BİM deprem bölgesindeki yüzden fazla mağazasında da temel ihtiyaç ürünlerini güvenlik güçlerinin gözetiminde halka ücretsiz dağıttı.
BİM de depremden ağır etkilendi
Tüm Türkiye’yi yasa boğan depremde çok sayıda BİM çalışanı yaşamını yitirirken, 60’ın üzerinde çalışanı hâlâ enkaz altında kurtarılmayı bekliyor.
Bölgede bulunan BİM mağazalarından yaklaşık 500’ü ağır hasar gördü. BİM azami sayıda mağazayı tekrar açabilmek için çalışmalarını hızla sürdürüyor.
BİM’den yapılan açıklamada öncelikli hedeflerinin bölge halkının günlük hayatındaki ihtiyaçlarına yönelik alışveriş yapabilmesi için mağazaları çalışabilir duruma getirmek olduğu belirtildi.
Genel Haberler
101: Milletimizin yanındayız

A101, yaşana deprem felaketiyle ilgili şu açıklamada bulundu:
“Ülkemizin güney ve güneydoğu illerinde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle derin bir üzüntü içerisindeyiz. Kaybettiğimiz çalışma arkadaşlarımıza, ailelerine ve yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet; yaralılara acil şifalar, yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı diliyoruz. Bu zor zamanlarda herkese dayanma gücü ve sabır diliyoruz.
Bir taraftan kayıplarımızın yasını tutarken, diğer taraftan yaralarımızı sarabilmek için ülke olarak kenetleniyoruz. Tüm zorlu koşullara rağmen afet bölgesindeki vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarının karşılanması için büyük bir fedakarlık ve sorumlulukla görev yapan kamu görevlilerimize, depremzedelere destek olmak için gönüllü olarak görevinin başından ayrılmayan çalışma arkadaşlarımıza, diğer illerden tırlarca ekipmanlarıyla yardıma koşan gönüllü A101 çalışanlarına ve tedarik zincirinin kesintiye uğramaması için tüm gücü ile destek olan tedarikçilerimize minnettarız.
A101 olarak depremin ilk saatlerinden itibaren yardım çalışmalarına tüm olanaklarımızla destek veriyoruz. Başta AFAD ve Kızılay olmak üzere, resmi kurumlarla koordinasyon içerisinde 50 binden fazla battaniye, on binlerce yorgan, kışlık kıyafet gibi temel ihtiyaçlardan oluşan 350 bine yakın yardım malzemesini depremden etkilenen illerimize ulaştırdık. Ayrıca kurulan sahra mutfaklarına, sağlık kurumlarına ve gönüllü çalışan sivil toplum kuruluşlarına gıda, içecek ve diğer ihtiyaç malzemesi yardımlarımızı sürdürmekteyiz.
Yardım çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğiz. A101 ailesi olarak her zaman olduğu gibi tüm olanaklarımızla halkımızın ve devletimizin yanında olacağız. Millet olarak inşallah bu zor zamanları birlikte aşacağız.”
-
Ercüment Tunçalp3 ay önce
Private label enflasyondan korur
-
Genel Haberler6 ay önce
Üretici ile market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 252,9 ile maydanozda görüldü
-
Firmalardan5 ay önce
A101, Müge Anlı ile iş birliğine imza attı
-
Cengiz Çambel6 ay önce
RCK (Rafinera Cloud Kitchen)’da hedef yurtdışına açılmak