Genel Haberler
“Ham bal” besin değeri açısından en değerli baldır
Türk Gıda Kodeksi bal standardı değişti!
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, akademisyenler, sektörel dernek temsilcileri ve Tarım ve Orman Bakanlığı temsilcilerinden oluşan Türk Gıda Kodeksi Bal Komisyonunun 3 yıldır üzerinde çalıştığı yeni bal tebliği yayınladı.
Bunlardan en önemlisi balın kristalleşmesinin (halk arasında balın katılaşması, donması olarak bilinir) doğal olduğu ibaresinin tebliğe girmesidir. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin “Bal, elde edildiği bitki kaynağına göre zamanla kristalleşebilir. Bu konu halk arasında yanlış anlaşılıyordu. Bal katılaştığı zaman şeker ilave edilmiş tağşiş edilmiş bal olarak algılanıyordu. Bu nedenle arıcılarımız ballarını tüketiciler ile buluşturmakta zorlanıyordu. Kristalleşmiş balları şeker ilave edilmiş bal zanneden vatandaşlar bu ürünleri satın almadıkları için marketler bu ürünleri üreticilere iade ediyorlardı. Bu iadeler sebebi ile arıcılar zarar ediyorlardı ve ballarını gerçek değerinin altında bal paketleme firmalarına satmak zorunda bırakılıyorlardı. Bal paketleme firmalarının birçoğu balları aşırı ısıtarak (70-80 °C, 15-30 dk) ve ayrıca içindeki besin değerini sağlayan polenleri filtre ederek rafa gönderiyorlar. Burada da amaç balın kristalleşmesini önlemek ve balların uzun süre raflarda sıvı, berrak kalmasını sağlamak. Ama bu işlemler balın besin değerini azaltıyor. Tüketici bunları bilmiyor rafta gördüğü bütün balları aynı işlemlerden geçmiş doğal bal zannediyor. Halbuki gerçek öyle değil. Tebliğe balın kristalleşmesinin doğal bir olay olduğu ve ayrıca ham bal tanımı girdiği için artık tüketiciler bu ayrımı yapabilecek. Ham bal ısıl işlem görmemiş ve içerisindeki polenler tutulacak şekilde filtre edilmemiş baldır. Sadece içerisindeki gözle görülebilen yabancı maddeler süzülür ve kavanozlanır. Böylece kovandan gelen besin değeri korunarak bal tüketicilere ulaştırılır. Ham bal besin değeri açısından en değerli baldır. Aslında balın doğru tüketimi bu şekilde olmalıdır. Ham bal yüksek sıcaklıkta ısıl işlem görmediği için doğal olarak kristalleşir yani donar. Ama balın bu hali ile tüketilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Balın asıl şifasından yararlanabilmek için bal ham haliyle tüketilmelidir” dedi.
Uluslararası Arı Ürünleri Standartları (ISO) Komisyonu Üyesi Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı tebliğdeki revizyonlarla ilgili şunları söyledi: “ISO komisyonunda şu an dünya bal standardının oluşturulması çalışmaları devam ediyor. Dünyanın 2. arıcılık ülkesi olan ülkemiz hazırlamış olduğu bu standart ile dünyaya örnek olacaktır. Özellikle de ülkemize has son derece değerli bir bal çeşidimiz olan çam balının doğru tanımlaması yapılmıştır. Çam balı antibakteriyel, antifungal, antioksidan özellikleri ile dünyada ayrışan, üst kalite bir bal çeşididir. İhracat potansiyeli olan bu değerli bal çeşidimizi, ülkemizde ve dünyada yeteri kadar tanıtamamaktayız. Tebliğin yeni halindeki doğru tanımlamalar ile çam balının dünyada tanıtımına da katkı sağlanacaktır. Ayrıca bitki ismi ile satılan ballarda zorunlu hale getirilen polen analizi ve ayrıca maltoz şekeri analizi ile de balda sahteciliğin önüne geçme noktasında önemli bir adım atılmıştır. Özellikle ham bal tanımının tebliğe girmesi tüketicinin doğru bilgilendirilmesi anlamında son derece gerekli idi. Balların aşırı ısıtılarak kristalleşmesinin engellendiğini tüketici bilmiyordu. Bu konuda tüketici yanıltılıyordu. Ama artık etiketinde “Ham bal” ifadesini gördüğü zaman, tüketici bu balların ısıtılmamış ve kovandan geldiği hali ile besin değeri korunmuş bal olduğunu bilecek. Tercihini bu doğrultuda yapabilecek.”
Genel Haberler
LEAD Network Türkiye, sektörün sesi olma yolculuğunda 50=50 için el ele verdi
LEAD Network, perakende ve FMCG sektöründe faaliyet gösteren markaların CEO ve üst düzey yöneticilerini Liderlikte Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Konferansı’nda bir araya getirdi.
LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Neslihan Nigiz Ulak’ın açılış konuşması ile başladı. Ulak “Endüstrinin sesi olma yolculuğunda daha kapsayıcı, çeşitli ve hakkaniyetli bir kültür oluşturmak ve her bir üyemizin gelişimine katkı sağlamak için değişen dünyaya uyum sağlayabilen bir liderlik anlayışını kazandırmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla gerçekleşen konferansımızın asıl amacı, kadın ve erkeğin el ele yürüdüğü ve toplumumuzun hak ettiği gelişmişlik seviyesine ulaştığı bir dünya. Tam da bu sebepten 50 = 50 için el ele diyerek taşın altına elimizi koyup bundan sonra neler yapabiliriz, neleri değiştirebiliriz, kurumlara ve kadın liderlere nasıl yol gösterici olabiliriz konusunda başta liderlerimizle sırt sırta vererek tüm paydaş ve üyelerimiz ile yeni proje ve çalışmalar yapmayı hedefliyoruz” dedi.
Konferans, iş dünyasının duayen CEO’su ve Yazar Paul Polman ile Global Teknoloji Lideri Ayşegül İldeniz’in yaptıkları konuşmalar ile devam etti. Polman panelde “Hem pratikte hem de ahlaki olarak, kurumsal liderler artık büyük toplumsal değişimlerin kenarında oturamaz, seyirci kalamaz veya insanlığın ve gezegenimizin sorunlarını ‘başkalarının sorunu’ olarak ele alamaz. İnsanlarımız ve gezegenimiz gelişmediği sürece ekonomi gelişmeyecektir” şeklinde konuştu.
LEAD Network Türkiye Saymanı Filiz Bülbül’ün moderatörlüğünde gerçekleşen “50 = 50 İçin El Ele: Uluslararası İş Birlikleri” konulu panelde UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü, çalışmalarını katılımcılarla paylaştı.
“Yetenekleri Global Rekabete Hazırlamak” konulu panelde, Ülker ve MD Pladis TREECA CEO’su Mete Buyurgan ile Ülker ve Pladis TREECA İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı ve LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Gözleveli globalde yetenek yönetimini masaya yatırdı.
“Satışta Kadın: Yol Gösterici Hikayeler” konulu panele ise Unilever Türkiye Müşteri Geliştirme Sorumlu Başkanı ve Orta Asya Genel Müdürü ve LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Bilgehan Çevik, Unilever İş Geliştirme Direktörü Gülsüm Orbay, Unilever Türkiye İndirim Marketleri İş Geliştirme Müdürü Ayşegül Acar Yıldız ve Unilever Türkiye Distribütör Bölge Müdürü Ayşe Görman katıldı.
Ardından başlayan “50 = 50’ye Yolculuk” konulu panelde; La Lorraine Bakery Group Türkiye, Orta Doğu, Kafkasya ve Orta Asya Bölge Başkan Yardımcısı Sotiris Yannopoulos ile beraber La Lorraine Türkiye Finans Direktörü Başak Benli, davetlilerle La Lorraine’in 50 = 50’ye giden yolculuklarına dair deneyimlerini paylaştı.
Bir sonraki panelde ise başarılı paralimpik sporcular Sevda Altunoluk ve Sevtap Altunoluk, Procter & Gamble Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve LEAD Network Yönetim Kurulu Üyesi Armağan Sünerli ile sahneye gelerek sporun birleştirici gücünün altını çizdi.
Konferans, LEAD Network Danışma Kurulu Üyesi, Araştırmacı ve Yazar Evrim Kuran ile LEAD Network Danışma Kurulu Üyesi, Egon Zehnder Türkiye Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere’nin konuk oldukları “Ne İnkâr Ne İtiraf Bu Yalnızca Sitem” konulu panelde ise “Çeşitliliği sık konuşuyoruz. Peki ya kapsayıcılık? Kapsayıcılık için kalıcı çözümler bulabildik mi?” soruları değerlendirildi.
NIQ Türkiye Genel Müdürü, EEMEA E-Ticaret Bölge Başkan Yardımcısı ve LEAD Network Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Didem Şekerel Erdoğan, NIQ Türkiye Tüketici ve Pazarlama İçgörü Direktörü Nur Serenli ile “Nextgen: Geleceği Şekillendiren Gençler” konulu araştırmanın çarpıcı sonuçlarını paylaştı. Erdoğan, Z kuşağının tarihteki en büyük nesil olduğunu ve muhtemelen 2 milyar insana ulaşan tek nesil olacağını belirtti. Bireysellik, Z kuşağının değer sisteminde merkezi bir rol oynuyor; bununla birlikte esneklik, ahlaki değerler, iyi yaşam, sağlık değer sisteminin diğer bileşenleri olarak öne çıkıyor. Erdoğan, Z kuşağının %66’sının satın alma kararı vermeden önce, ürünler hakkında yaşıtlarından ve diğer tüketicilerden yorum ve puanlamaları okuduğunu da sözlerine ekledi. Serenli ise dijital dünyanın ilk gerçek yerlileri olan Z kuşağının etkisinin katlanarak arttığını belirterek, bu kuşağın %68’inin yeni ürünleri sadece yaşıtlarına değil, ailelerine ve arkadaşlarına da önerdiklerini görmekteyiz” dedi ve sözlerini “GenZ’nin çoklu kanal deneyimini artan bir ivme ile yaşadıklarını görüyoruz” diyerek tamamladı.
Genel Haberler
Aysad Başkanı Sait Salıcı: “Bugün dünün eseridir”
AYSAD-Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği’nin, Hilton Mall of İstanbul’da düzenlediği “Peki Şimdi Ne Olacak?” başlıklı toplantıya sektör temsilcileri ile sektör sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve dernek üyeleri katılım sağladı.
AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı yaptığı açılış konuşmasında, “Bugün dünün eseridir. Bugün, her sektörde olduğu gibi ayakkabı sektöründe de sorunlar var. Kaldı ki resesyon, daralma, alım gücünün azalması gibi sorunlar tüm dünyada yaşanmakta. Sektörümüz, hepimizin bildiği gibi, emek yoğun bir sektör. Bazı devletler emek yoğun sektörlere tam destek verdiği için bizden hep bir adım öndeler.
Maalesef son 2 yılda ihracatımızda inanılmaz bir düşüş var. 2023-2024 Ocak – Temmuz dönemi karşılaştırıldığında yüzde 27,1 düşüş gözlemlenmekte. İhracattaki daralmanın tek etkeni tabii ki döviz değil; ölçek ekonomisi, genel giderler, yeterli üretim kapasitesinin olmaması gibi sebepler de bu daralmanın bir parçası. İhracatta düşüş olmasının yanı sıra ithalatta da artış var.
Hepinizi sektörel milli seferberliğe; zihniyet değişimine davet ediyorum. Ayakkabı yan sanayi ürünleri markalaşmaz diye bir şey yok. Ancak bunun için de hep dile getirdiğimiz gibi bir zihniyet devrimine ihtiyacımız bulunuyor. Sektörün ihtiyacı olan nitelikli personelin yetişmesi için eğitimde, üretimin daha verimli olabilmesi için finansmana erişimlerde, yerel üreticilerin daha fazla artması için de yatırım kolaylıklarının sağlanmasında zihniyet değişikliklerine ihtiyacımız var.
Emek yoğun sektörlerde ekonomik milli seferberlik içinde olmamız lazım ki, sektörler gelişebilsin, diğer ülkelerle rekabet edilebilsin. Türkiye üretim gücü olarak dünyada markalaştı ancak bir elin parmaklarından daha fazla ürün markası çıkaramadı. Daha çok üretip kazanalım dönemi sona erdi.
Para kazanmak için dünya raflarına markalarımızı yerleştirebilmemiz için Türkiye artık maliyetler açısından ucuz bir ülke değil. Bunu artık kabullenip daha inovatif, markalaşmış, farklılaştırılmış ürünler ile dünya pazarlarına çıkarmamız gerekiyor.
Önceliğimiz kaliteli ürün ve iş gücü ile küresel pazarda bir marka değeri oluşturmak ve bu doğrultuda yurt dışından gelecek talebi artırmak olmalı” dedi.
Ekonomist Ali Ağaoğlu yaptığı konuşmada, dünya ve Türkiye ekonomisini değerlendirdi. En büyük sorun gibi algılanan “Kara Kuğu” Çin’in büyümesinin ve nüfusunun düştüğünü buna karşın Çin’in devlet politikası olarak şirketleri desteklendiğini ve bu şekilde pazar payı kazanmaya devam ettiğini ve ülkeye dolar çektiğine ancak batan şirketler sebebi ile ekonomiyi artık büyütemediğini belirtti. Türkiye’nin en borçlu ülkelerden biri olmadığını ve 2020 yılından bu yana “net borç ödeyicisi” ülke olduğunu belirten Ağaoğlu, Türkiye’de kurun serbest bırakılmasının müthiş bir enflasyon dalgası yaratacağını ancak gençlere düşük enflasyon bırakılması gerektiğini söyledi.
Ekonomist Meliha Okur’un moderatörlüğünü yaptığı panelde Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel, ProLab Ayakkabı Kurucu Ortağı Levent Sipak ve AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı görüşlerini paylaştılar.
Genel Haberler
Sektörün acı kaybı
AVM ve perakende sektörünün duayen isimlerinden, dergimiz ve internet sitemizinde yazarı olan Hasan Ardıç yaşama gözlerini yumdu. Uzun yıllar perakende ve alışveriş merkezleri sektörlerinde deneyimleri bulunan Hasan Ardıç, Dati Yatırım Holding A.Ş. bünyesindeki Galleria AVM’nin Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak çalışıyordu.
Hasan Ardıç’ın cenazesi bugün Ataköy 5. Kısım Ömer Duruk Camii’nden öğle namazını takiben kaldırılıp Merkez Efendi Mezarlığı Aile Kabristanı’na defnedilecek.