Sosyal Medya Hesaplarımız

Genel Haberler

Ticaret Bakanı Pekcan: “Türkiye Fırsatlar Ülkesi”

Editör
Abone Ol:

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan: “Türkiye tam bir fırsatlar ülkesi. Bu ticaret savaşlarının olduğu dönemde Türkiye bu dönemi çok iyi değerlendirdi iş dünyamızla beraber” dedi.

İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen 50’nci Dünya Ekonomik Forumu’nda temaslarını sürdüren Pekcan, televizyon kanallarının, forum kapsamındaki görüşmeleriyle ticaret konusundaki sorularını yanıtladı.

Türkiye’de yatırım yapmayı düşünen dünya çapındaki bazı firmalardan randevu talepleri olduğuna dikkati çeken Bakan Pekcan, Türkiye’nin tam bir fırsatlar ülkesi olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Türkiye, ticaret savaşlarının olduğu bu dönemi çok iyi değerlendirdi. İş dünyamızın ne kadar dinamik olduğunu da biz burada görmüş olduk. Türkiye’de mevcut uluslararası yatırımcılar var. Bunlar Türkiye’deki potansiyeli çok daha iyi görüp değerlendirebildikleri için yeni yeni yatırımlara giriyorlar ve kapasite artışına gidiyorlar. Esasında bunlar uluslararası platformlarda ve kendi ülkelerinde bir nevi Türkiye’nin elçisi de oluyorlar.”

Ticaret savaşlarının son dönemde artış gösterdiğini ifade eden Pekcan, bunlar nedeniyle küresel ticari yatırımların azaldığını, belirsizliklerin arttığını, bundan bütün dünya ekonomisinin etkilendiğini dile getirdi.

“Mevcut Ticari Konjonktürü Pozitife Çevirebiliriz”

Pekcan, korumacılık önlemlerine tabi ticaret hacminin 2017’de 79 milyar dolar olduğu bilgisini vererek, şöyle devam etti:

“Korumacılık önlemlerine tabi ticaret hacmi Ekim 2019 itibarıyla 747 milyar dolara yükselmiş, 10 katına yakın bir artış var. Türkiye açısından değerlendirildiğinde, 2017’deki ticaret politikaları önlemlerine tabi ihracatı 853 milyon dolar. 2018’de bu rakam 7,2 milyar dolara, 2019’da 10,8 milyar dolara çıktı ancak dünya böyle bir trendde iken Türkiye olarak çok başarılı bir sene geçirdik. Geçen yıl yüzde 2,04 artışla 180,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. DTÖ’nün Eylül 2019 sonu itibarıyla açıkladığı verilere göre, dünyada en büyük ihracatçı 50 ülkenin ihracatının ortalama yüzde 2,7 azaldığını görüyoruz. Türkiye’de ise aynı dönemde ihracatta yüzde 2,6 artış var. Biz dünya sıralamasında artış oranı bakımından 7’nci, değer bakımından da 5’inci sıradayız. Bu konjonktürü pozitife çevirmek için fırsatlarımız olduğuna inanıyoruz ve iş dünyamızla beraber bunları değerlendirmeye çalışıyoruz.”

Yeni yıla ihracat artışla başladı

Bakan Pekcan, ihracat için yeni pazarlar, yeni ihracatçılar ve yeni ürünleri hedef aldıklarını, aynı zamanda da ülkenin mevcut pazarlardaki konumunu daha da güçlendirme konusunda kararlı olduklarını belirterek şöyle konuştu: “2019 ihracatının yaklaşık yüzde 49’u Avrupa Birliği’ne (AB) gerçekleştirildi. AB’ye ihracatımız binde 8 azalmasına rağmen, değer bazında 14,6 milyar dolar ticaret fazlası verdik. Bir önceki sene bu 3,9 milyar dolardı. Yani AB’ye ticaret fazlamızı 3,7 kat artırdık. Bunun dışında en çok ticaret artışı yüzde 10,8 ile Kuzey Afrika’ya, yüzde 12,4 ile diğer Afrika ülkelerine, yüzde 7,5 ile Orta Amerika ve Karayipler’e yönelik gerçekleşti. Bu yıl da ihracata iyi bir performansla devam edeceğiz. Ocak ayının ilk 20 gününde ihracatta yüzde 3 artış var, sonuna doğru neler olacağını hep beraber göreceğiz.”

Pekcan, AB ile Gümrük Birliği Anlaşması’nın revize edilmesine yönelik yürütülen görüşmelere ilişkin bir soru üzerine de şunları söyledi:

“Aslında AB ile bizim Gümrük Birliği Anlaşmamızın güncellenmesi biraz gecikti. Sadece Türkiye için değil, AB için de gecikti. Artık AB’nin de Türkiye’nin de üçüncü ülkelerle çok daha geniş kapsamlı ticaret anlaşmaları mevcut. 2016’dan beri Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyinden yetkilendirme bekliyor. Neden bekliyor? Bazı siyasi çekişmeler nedeniyle kimi ülkeler bu güncellemenin başlanmasını önlüyor ama ben artık AB’nin de buna farklı gözle bakacağını, siyasi sorunların başka mecralarda çözülmesi gerektiğini ama ekonomik ve ticaretin önündeki engellerin bir an önce kaldırılmasının hem AB ülkeleri için hem Türkiye için artık bir zorunluluk olduğunu görüyorum. Aralık ayında AB Komisyonu ticaretten sorumlu Komiseri Phil Hogan ile bir araya geldik, çok verimli, çok pozitif bir toplantı gerçekleştirdik. Kendilerinin de bizimle aynı görüşleri paylaşıyor olmasından son derece memnun kaldık. Artık siyasi çekişmeleri başka bir mecrada değerlendirmeli, ekonomik gelişmelere kaldığı yerden devam etmeliyiz. 2020’de de bu konuda adım atacağımıza inanıyorum.”

Bakan Pekcan, “Rekabet Kanunu ile ilgili çalışmamızı bitirdik. Uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye çekilmesi açısından da çok önemli bir taslak çalışmasını tamamlamış bulunuyoruz.” diye konuştu.

“ABD Ek Vergileri Kaldırırsa Biz de Kaldırırız”

ABD’nin Mart 2018’de demir-çelik ve alüminyuma yüzde 25 ve yüzde 10 ek vergi getirdiğini, daha sonra da bunu iki katına çıkardığını anımsatan Pekcan, mütekabiliyet gereği kendilerinin de ABD’ye bazı ürünlere DTÖ kurallarına uygun ek vergi getirdiklerini hatırlattı.

Pekcan, ek vergi getirirken de sanayicilerin çok fazla etkilenmemesi için özel dikkat gösterdiklerini ifade ederek, “Tütüne, viskiye, çeltiğe, otomotive ek vergi getirirken, bunun yanında ceviz, badem, kaju fıstığına da getirdik. ABD, getirdiği ek vergileri kaldırdığı anda biz de kaldırmaya hazırız ama tek taraflı kaldırmamızı kimse beklemesin.” diye konuştu.

Türkiye ile ABD arasında çok inişli-çıkışlı bir 2019 yılı yaşandığını ancak bundan ticaret hacminin etkilenmediğini vurgulayan Pekcan, “Biz, mevcudun korunmasından ziyade ne kadar artırabiliriz, onun çalışmasını yapıyoruz. Bizim 100 milyar dolar hedefimizle ilgili sektörel bazda yaptığımız çalışmalar, yol haritaları, ölçek ekonomisi sektörün bakış açısını değiştirdi. Şu anda benim Bakan Yardımcılarımdan Tuna Turagay ABD’de iş dünyasıyla beraber ve ‘Fırsatları nasıl değerlendirebiliriz’ konusu üzerine çalışıyoruz.” dedi.

ABD Başkanı Trump’ın “Çin ile ikinci aşama görüşmelerini yapacaklarını ve tarifelerin bunun ardından kaldırılabileceği”ne yönelik sözlerine ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine de Pekcan, şu değerlendirmede bulundu:

“Dünya ticareti açısından baktığımızda bu esasında olumlu bir gelişme. Zaten ticaret savaşlarında ABD’nin Çin’e uyguladığı tarifelerin toplamı 370 milyar dolar. Çin’in ABD’ye uyguladığı vergilerin toplam ticaret hacmi 110 milyar dolar. Sadece Çin ile ABD’nin birbirine uyguladıkları 480 milyar dolar civarında. Dolayısıyla bu, dünya için de yeni bir motivasyon, küresel ekonomi için pozitif katkıları olacaktır ama biz Türkiye olarak her halükarda dezavantajı nerede avantaja çevirebiliriz, buna çalışacağız.”

Devamını Oku
Yorum Yapın

Yorumunuz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement

Genel Haberler

Şubat ayı üretici market fiyatları

Editör

Yazar:

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını ve girdi fiyatlarında yaşanan değişimleri yaptığı yazılı basın açıklamasında değerlendirdi.

Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 251,6 ile elmada görüldüğünü belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Elmadaki fiyat artışını yüzde 229 ile kuru üzüm, yüzde 218,7 ile limon, yüzde 216,9 ile kırmızı mercimek, yüzde 180,8 ile kuru incir, yüzde 176,3 ile pırasa, yüzde 159,7 ile marul, yüzde 159,6 ile ıspanak, yüzde 150,7 ile maydanoz takip etti.

Elma 3,5 kat, kuru üzüm 3,3 kat, limon ve kırmızı mercimek 3,2 kat, kuru incir ve pırasa 2,8 kat, marul ve ıspanak 2,6 kat ve maydanoz ise 2,5 kat fazlaya markette satıldı.

Üreticide 5 lira olan elma 17 lira 58 kuruşa, 25 lira olan kuru üzüm 82 lira 24 kuruşa, 5 lira 25 kuruş olan limon 16 lira 73 kuruşa, 13 lira 84 kuruş olan kırmızı mercimek 43 lira 86 kuruşa tüketiciye satıldı.”

Market fiyatları

“Şubat ayında markette 41 ürünün 31’inde fiyat artışı, 10’unda fiyat azalışı görüldü.

Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 29,4 ile domates oldu. Domatesteki fiyat artışını yüzde 28 ile karnabahar, yüzde 21,8 ile lahana, yüzde 20,4 ile dana eti, yüzde 17,7 ile patlıcan takip etti.

Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 15,3 ile ıspanak oldu. Ispanaktaki fiyat düşüşünü yüzde 6,2 ile yeşil mercimek, yüzde 6,0 ile limon, yüzde 2,7 ile mısırözü yağı izledi.”

Üretici fiyatları

“Şubat ayında üreticide 33 ürününün 19’unda fiyat artışı olurken, 5’inde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı.

Şubat ayında üreticide fiyatı en çok düşen ürün yüzde 22,5 ile patates oldu. Patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 12,5 ile limon, yüzde 8,7 ile lahana, yüzde 6,3 ile maydanoz, yüzde 5,5 ile ıspanak izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 68,9 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 67,6 ile kuru soğan, yüzde 57,5 ile karnabahar, yüzde 54,3 ile domates, yüzde 47,8 ile portakal, yüzde 47,4 ile kabak takip etti.”

Fiyat değişimlerinin sebepleri

“Üreticide patlıcan, domates, kabak ve salatalıkta havaların soğuk gitmesi nedeniyle arzdaki azalma fiyatları yükseltti.

Kuru soğanda depodaki ürünlerin azalması ve yeni ürün hasadının başlamamış olması fiyatları artırdı.

Portakal, karnabahar, havuç ve pırasada hasadın sonuna gelindiğinden arzdaki azalmadan kaynaklı fiyat yükselişi oldu.

Arz ve talepteki değişim et fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

Patates, limon, beyaz lahana, maydanoz ve ıspanakta arzdaki artışla birlikte ürünlerin fiyatları düştü.”

Şubat ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim

“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre şubat ayında, ocak ayına göre, üre gübresi yüzde 10,5, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 4,5, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 3,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 2,2 ve DAP gübresi yüzde 2,1 düştü.

Geçen yılın şubat ayına göre ise son bir yılda, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 71,2, DAP gübresi yüzde 44,5, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 42,4, üre gübresi yüzde 14,9 ve amonyum sülfat gübresi ise yüzde 1 oranında arttı.

Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 11,5 düştü, son bir yıla göre ise yüzde 38,7 oranında arttı. Besi yemi şubat ayında ocak ayına göre yüzde 0,9, süt yemi yüzde 2,7, son bir yılda besi yemi yüzde 59,5, süt yemi ise yüzde 60,7 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 23,9 oranında arttı.

Gübre fiyatlarında son dört aydır düşüş yaşanmaya devam ediyor. Üretim sezonunda çeşidine göre yüzde 400’leri aşan fiyat artışları, gübre kullanımının azalması ve geçen yıla göre baz yılı etkisiyle yıllık artış yüzde 1 ile yüzde 71,2 aralığında kaldı. Üretim maliyetlerinin düşürülebilmesi için gübre fiyatlarının tekrar artmamasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Üreticimiz, verim ve kalite unsuru olan gübreye erişimde sorun yaşamamalıdır.

Ürün maliyetinin artmaması, üreticinin mağdur olmaması, üretime darbe vurulmaması için tüm girdilerde de fiyatların makul seviyelerde tutulması gerekmektedir.”

Devamını Oku

Genel Haberler

BİM’den deprem bölgesinde ücretsiz ürün dağıtımı

Editör

Yazar:

Başta Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman ve Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu Anadolu’yu ağır bir şekilde vuran, son yılların en büyük deprem felaketinin ardından depremzedelere yardım için zamana karşı mücadele ediliyor.

İlk andan itibaren yardım çalışmalarına destek veren BİM resmi kurumlarla işbirliği içinde 20 bin adedin üzerinde battaniye, tek kişilik ve çift kişilik yorganlar, çocuklar için binlerce yorgan, battaniye, atkı, bere, eldiven, sweatshirt, polar, kışlık oduncu gömlek, ayakkabı, yetişkinler için üst ve alt polarlar, kazaklar ve ısıtıcılardan oluşan 100 bine yakın ihtiyaç malzemesini TIR’larla bölgeye gönderdi. Ayrıca afet bölgesindeki depolarından AFAD aracılığıyla temel ihtiyaç maddeleri sevkiyatına da devam ediliyor.

BİM deprem bölgesindeki yüzden fazla mağazasında da temel ihtiyaç ürünlerini güvenlik güçlerinin gözetiminde halka ücretsiz dağıttı.

BİM de depremden ağır etkilendi

Tüm Türkiye’yi yasa boğan depremde çok sayıda BİM çalışanı yaşamını yitirirken, 60’ın üzerinde çalışanı hâlâ enkaz altında kurtarılmayı bekliyor.

Bölgede bulunan BİM mağazalarından yaklaşık 500’ü ağır hasar gördü. BİM azami sayıda mağazayı tekrar açabilmek için çalışmalarını hızla sürdürüyor.

BİM’den yapılan açıklamada öncelikli hedeflerinin bölge halkının günlük hayatındaki ihtiyaçlarına yönelik alışveriş yapabilmesi için mağazaları çalışabilir duruma getirmek olduğu belirtildi.

Devamını Oku

Genel Haberler

101: Milletimizin yanındayız

Editör

Yazar:

A101, yaşana deprem felaketiyle ilgili şu açıklamada bulundu:

“Ülkemizin güney ve güneydoğu illerinde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle derin bir üzüntü içerisindeyiz. Kaybettiğimiz çalışma arkadaşlarımıza, ailelerine ve yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet; yaralılara acil şifalar, yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı diliyoruz. Bu zor zamanlarda herkese dayanma gücü ve sabır diliyoruz.

Bir taraftan kayıplarımızın yasını tutarken, diğer taraftan yaralarımızı sarabilmek için ülke olarak kenetleniyoruz. Tüm zorlu koşullara rağmen afet bölgesindeki vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarının karşılanması için büyük bir fedakarlık ve sorumlulukla görev yapan kamu görevlilerimize, depremzedelere destek olmak için gönüllü olarak görevinin başından ayrılmayan çalışma arkadaşlarımıza, diğer illerden tırlarca ekipmanlarıyla yardıma koşan gönüllü A101 çalışanlarına ve tedarik zincirinin kesintiye uğramaması için tüm gücü ile destek olan tedarikçilerimize minnettarız.

A101 olarak depremin ilk saatlerinden itibaren yardım çalışmalarına tüm olanaklarımızla destek veriyoruz. Başta AFAD ve Kızılay olmak üzere, resmi kurumlarla koordinasyon içerisinde 50 binden fazla battaniye, on binlerce yorgan, kışlık kıyafet gibi temel ihtiyaçlardan oluşan 350 bine yakın yardım malzemesini depremden etkilenen illerimize ulaştırdık. Ayrıca kurulan sahra mutfaklarına, sağlık kurumlarına ve gönüllü çalışan sivil toplum kuruluşlarına gıda, içecek ve diğer ihtiyaç malzemesi yardımlarımızı sürdürmekteyiz.

Yardım çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğiz. A101 ailesi olarak her zaman olduğu gibi tüm olanaklarımızla halkımızın ve devletimizin yanında olacağız. Millet olarak inşallah bu zor zamanları birlikte aşacağız.”

Devamını Oku
Advertisement

Etiketler

POPÜLER