Firmalardan
Bir girişimcilik öyküsü: ICterra
Siemens, Ar&Ge Birimini yüzde yüz yerli yaptı.
ODTÜ Teknokent’te faaliyet gösteren ve 20 yılı aşkın bir süredir ağırlıklı olarak yurtdışına bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yazılım ar-ge hizmetleri sunan “Siemens EC Kurumsal İletişim Hizmetleri A.Ş.”, bundan böyle “ICterra Bilgi ve İletişim Teknolojileri A.Ş.” adı ile yüzde yüz yerli bir firma olarak faaliyetlerine devam ediyor.
Türkiye’de faaliyet gösteren Siemens Enterprise Communications Ar&Ge Birimi, şirketin uluslararası operasyonlarındaki yeniden yapılanma sürecinde önemli bir gelişmeye sahne oldu. Şirketin mevcut yönetiminin yaptığı “yönetimin satın alması” (MBO) teklifinin Siemens tarafından kabul edilmesi ile Türkiye’deki mevcut yapı devralındı ve ICterra olarak hayatına devam etmeye başladı.
Bu sürecin bir diğer önemli tarafı da Siemens Enterprise Communications’ın yazılım ar-ge çalışmalarını ICterra ile yapmaya devam edecek olması. Yani yüksek katma değerli bilişim hizmetleri dış kaynak kullanımı ile Türkiye’den sağlanacak. Bu girişimin, Türkiye’deki diğer bilişim profesyonelleri için de bir örnek model niteliğinde olduğu bildirildi.
Konuyla ilgili olarak ICterra CEO’su Hamdi Vedat Uslu şunları söyledi: “Yirmi yılı aşkın bir süredir yazılım ar-ge projeleri, uygulama geliştirme, proje yönetimi, bütünleşik iletişim çözümleri konusunda Siemens Enterprise Communications ailesi içinde edinilmiş çok değerli uzmanlığa ve birikime sahip bir ekibiz. Bu süre zarfında teknoloji uzmanlığının yanı sıra uluslararası pazarlarda iş yapma deneyimi, Siemens iş kültürü gibi önemli bir değere de sahip olduk. Kısa sürede Siemens Enterprise Communications’ın, dünya genelindeki ilk 5 Ar-Ge merkezinden biri haline geldik. Şimdi en iyi bildiğimiz işleri, daha geniş bir vizyon ile yapmak, yerel ve küresel pazarda nitelikli çözümler sunmak ve ülkemizin yazılım ar-ge ihracatını artırmak için yola çıktık.”
Siemens Enterprise Communications Ülke Müdürü Ahmet Gül, “ICterra’ya iş ortakları ailemize hoş geldiniz demekten kıvanç duyuyoruz. Siemens Enterprise Communications’a olan güveninden dolayı da teşekkür ediyoruz. Ortak başarıların ancak sağlam iş ortaklığı ile mümkün olduğunu biliyoruz. ICterra ile Türkiye BT pazarında bu değerli işbirliğinin başarılı sonuçlar getireceğine inanıyoruz” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.