Firmalardan
Üçge perakende söyleşileri devam ediyor
Üçge Akademi, Perakende Söyleşileri’nde bu ay, Dale Carnegie Türkiye Genel Müdürü, Dr. Çağlayan Bodur’u, konuk etti.
Üçge Akademi çatısı altında, Üçge BOSB Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “ ‘Liderlik’ Yatırımın Geri Dönüşü” başlıklı sunumuyla, Dr. Çağlayan Bodur, değerli paylaşımlarda bulundu. Bugüne kadar çok sayıda saygın kurumda, 2 bin günden fazla, liderlik, yöneticilik, etkili konuşma, finansal yönetim, kurumsal yönetim, kişisel gelişim, satış konularında eğitim vermiş, moderatörlük, danışmanlık, koçluk yapmış ve bu kapsamdaki projelere liderlik etmiş olan Dr. Çağlayan Bodur, liderliği “Takım amaçlarına ulaşmak için, insanları yönlendirmektir” diye tanımlarken, yönetici ve lider arasındaki farkları anlattı.
“sistemi yönet, insanları yönlendir”
Özellikle “Y Kuşağı” olarak tanımlanan, 1980 sonrası doğanların iş dünyasında daha fazla yer almaya başlamasıyla “Liderlik” kavramının daha da önem kazandığını dile getiren Bodur: “Y Kuşağı, kendi özel hayatına ve kişisel alanına çok önem veriyor. Emir almak yerine, doğru yönlendirmeyi ve motive edilmeyi bekliyor.” diye belirtti. “Sistemi yönet, insanları yönlendir” diyen Bodur, sadece Y kuşağı için değil, tüm çalışanlar için, çalışan bağlılığın büyük ölçüde doğru liderlikle sağlanabileceğini ifade ederken, çalışan bağlılığın bir kuruma geri dönüşünün neler olabileceğini rakamlarla gösterdi. Firmasına bağlı bir çalışanın, bağlılık duygusu bulunmayan bir çalışana oranla 3 kat daha verimli olduğunu dile getirirken, yeni fikir üretme oranının ise 20 kat daha fazla olduğunu ifade etti.
Çalışanlar Ne İstiyor?
Çalışan motivasyonun temel şartının yönetici ile pozitif ilişki olduğunu vurgulayan Dr. Bodur, takdir edilme ve eğlenceli bir çalışma ortamının önemini dile getirirken, ücretlerin çalışan motivasyonun sadece küçük bir oranda etkilediğini ifade etti. “Takdir edilmek, geribildirim almak, güvenmek, dahil olmak ve açık bir kariyer yolu” etmenlerinin ise tüm çalışanların temel beklentileri arasında olduğunu anlatan Dr. Bodur, performans engellerinden de bahsederek, bunların üstesinden nasıl gelineceği ile ilgili ipuçları verdi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.