Firmalardan
Çiğ süt üretimi, Pınar Enstitüsü ile daha bilinçli ve güvenilir ellerde
Pınar Enstitüsü öncülüğünde yürütülen ‘Sütümüzün Geleceği Bilinçli Ellerde Projesi’nin ikinci ayağında, Eskişehir’de 1.400 yetiştiriciye hayvan bakımı ve sağlıklı üretim konularında eğitim verilecek. Eskişehir ile birlikte 2014 yılında 4 binden fazla üreticiye eğitim verilmiş olacak.
Pınar Enstitüsü öncülüğünde, çiğ süt üreticilerinin hayvan sağlığı, hayvan beslenmesi, hijyen ve sanitasyon konularında eğitilmesi amacıyla gerçekleştirilen ‘Sütümüzün Geleceği Bilinçli Ellerde Projesi’nin ikinci ayağında, Eskişehir’de 1.400 yetiştiriciye eğitim verilecek. Eskişehir eğitimlerinin tamamlanmasıyla birlikte 4 binden fazla üretici 2014 yılında eğitim alacak.
İlk olarak Mayıs ayında Muğla Milas’ta 2.600 süt üreticisinin katılımıyla başlayan proje, Pınar Enstitüsüsü’nün yürütücülüğünde Eskişehir Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Eskişehir İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, SS Eskişehir Bölgesi Hayvancılık Kooperatifleri Birliği ve İnönü İlçesi Süt Üreticileri Birliği’nin yanı sıra Pınar Süt ve Çamlı Yem Besicilik işbirliğiyle Eskişehir’e taşındı. Projeye, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi de destek verdi.
Hedef A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Feyhan Yaşar, “Pınar Süt, 1973’te İzmir’de bulunduğu bölgeyi kalkındıran, harekete geçiren ve refah yaratan bir iş modeli ortaya koydu. Bu model sayesinde, İzmir süt üretiminin başkenti oldu. İlerleyen yıllarda biz bu modeli Eskişehir’e taşıdık ve benzer bir ekonomik etki bu bölgede de gerçekleşti. Bu modelle tüm sektöre örnek oluşturduk. Tıpkı Ege, tıpkı İç Anadolu’da yarattığımız değeri, şimdi de Güneydoğu Anadolu Bölgemiz için yaratmaya soyunduk. Şanlıurfa fabrikamız aracılığıyla bu bölgedeki üreticilere de sürdürülebilir bir iş modeli öğreteceğiz” şeklinde konuştu.
Şirket bazında büyümenin sadece rakamsal değil, ülkeye ve doğal çevreye faydalı olarak gerçekleşmesi gerektiğinin altını çizen Yaşar, bu doğrultuda çalışmalarını sürdüren Yaşar Holding’in daha sağlıklı bir dünya ve sürdürülebilir büyüme hedefinde tabandan tavana her bir bireyin eğitilmesinin ve duyarlılık kazanarak bilinçlenmesinin önemine inandığını vurguladı. Feyhan Yaşar, “Yaşar Holding olarak, bunu, bu ülkeye ve ülkemiz insanına karşı bir sosyal sorumluluk olarak kabul ediyoruz” dedi.
Çiğ süt eğitimlerinin önemine değinen Yaşar Holding İcra Başkanı Mehmet Aktaş, “Çiğ süt üretimi ülkemizde hayvancılığın gelişmesine önemli katkılar sağlarken, aynı zamanda hem halkımızın yeterli ve dengeli beslenmesine destek oluyor, hem de üreticilerimizin yaşam kalitesini arttırarak, refahın tabana yayılmasını sağlıyor. Ancak, çiğ süt üretiminden bu faydaları elde etmenin yolu “bilinçli üretim”den geçiyor. Bu eğitimler ortaya koyacağı sonuçlar itibariyle hepimiz için önemli değerler sağlayacak” dedi.
Mehmet Aktaş: “Süt, doğası gereği pek çok paydaşı bir araya getiriyor. Hepimizin bu değeri nasıl daha iyi şartlarda üretip sunabileceğimizi, süt tüketim alışkanlığına ve toplum sağlığına nasıl katkı sunacağımızı düşünmemiz ve bunun için çalışmamız gerekiyor. Biz, üreticilerimizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğumuzu da bir kez daha belirtmek istiyorum.”
Pınar Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı Dilek Emil, süt ve süt ürünlerinin bütün yaş gruplarının beslenmesinde önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çekerek, “Böylesi büyük bir öneme sahip olan sütün, tüm faydalarından azami olarak yararlanılabilmesi için, hayvanlarımızın sağlıklı olması, doğru beslenmesi, yetiştiricilerimizin de hijyen ve sanitasyon konularında bilinçli olması gerekiyor. Pınar Enstitüsü öncülüğünde yürütülen ‘Sütümüzün Geleceği Bilinçli Ellerde’ Projesi de çiğ süt üreticilerinin hayvan sağlığı, hayvan beslenmesi, hijyen ve sanitasyon konularında eğitilmesini amaçlıyor. Amacımız, bilinçli çiğ süt üretimini sağlayarak, hem üreticilere hem de tüketicilere katkı sunmak… Bir diğer deyişle, sütümüzün kalitesini ve geleceğini güvence altına alıyoruz. Önce Milas, şimdi de Eskişehir’deki yetiştiricilerimizin eğitim programına gösterdikleri ilgi, bizi son derece mutlu etti ve gelecek adına ümit verdi” şeklinde konuştu.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.