Genel Haberler
CEO’lar 2015 için daha temkinli
PwC’nin yaptığı araştırmaya göre global CEO’lar 2015 yılında küresel büyüme olasılıkları konusuna geçen yıla oranla daha az iyimser yaklaşıyor. Geçen yıl dünya genelindeki en yüksek güven düzeyine sahip olan Rus CEO’lar ise bu yıl en az iyimser grup çıktı.
PwC’nin dünya genelinde 1.300’ün üzerinde CEO ile görüşerek “Aksaklıklar Karşısında Yeni Çözümler” başlığı ile yayınladığı 18. Yıllık Küresel CEO Araştırması’nın sonuçlarına göre, 2015 yılında küresel ekonominin bir önceki yıla göre büyüme kaydedeceğini düşünen CEO’larının oranı düştü.
Sonuçları, Davos’ta gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısının açılışında açıklanan PwC Küresel CEO Araştırması’na göre küresel ekonomik büyümenin düşeceğini bekleyen CEO’ların sayısı yüzde 7’den yüzde 17’ye yükseldi. CEO’ların yüzde 44’ü ekonomik koşulların aynı kalmasını bekliyor. Geçtiğimiz yıl CEO’ların yüzde 44’ü küresel ekonominin iyileşme kaydedeceğini düşünürken, bu yıl oran yüzde 37’de kaldı. Buna karşın CEO’ların kendi şirketlerinin büyümesine ilişkin güvenleri geçen yılki seviyesini koruyarak yüzde 39 olarak gerçekleşti.
Haluk Yalçın: CEO’lar daha temkinli
Araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın şunları söyledi:
“Özellikle son dönemde petrol fiyatlarında yaşanan atipik düşüş, FED’in tahvil alım programını sonlandırması, Euro alanındaki sıkıntılar, ABD ve diğer bazı ülkeler tarafından Rusya’ya uygulanan ambargo gibi olaylar 2014’ü iktisat tarihinin kilometre taşlarından biri haline getirdi. Gelişmiş ülkelerde politikaların kendi iç dinamiklerine göre ayrıştığı 2014’te, ABD ekonomisinde göreceli bir toparlanma kaydedilirken Avrupa ekonomileri ile Çin ve Japonya başta olmak üzere Asya ülkelerine ilişkin henüz ciddi bir iyileşmeden söz edemiyoruz. Jeopolitik gelişmelerin Soğuk Savaş döneminden beri ilk kez bu kadar gerildiği bir dönemin ardından pek çok CEO biraz daha temkinli olmayı tercih etmiş durumda. Her ne kadar küresel ekonomi konusunda geçen yıla göre daha az iyimser olsalar da, CEO’ların kendi şirketlerindeki gelir artış ihtimali konusunda olumlu beklentilerini korumaları, 2009’dan bu yana yaşanan küresel krizde edindikleri deneyimle global trendleri daha doğru okuyabileceklerine yönelik özgüvenlerinin arttığının da bir göstergesi. 2015 Türkiye için bir yandan politik ortamın hareketli olacağı bir seçim yılı bir yandan da ekonomik hedeflerin küresel ekonominin de sıkıntılarının yansımalarıyla zorlu ama bir o kadar da fırsat dolu ilginç bir yıl olacak. İlerleyen günlerde bu araştırmamızın Türk CEO’ların 2015 yılına dair beklentilerini yansıtan ihtiyatlı ama bir o kadar da iddialı yorumlarını iş dünyasıyla paylaşacağız”.
Türkiye’den detaylı görüşme
Her yıl olduğu gibi bu yıl da detaylı görüşme yapılan 33 CEO’nun görüşlerine araştırmada yer verildi. Bu kapsamda Türkiye’den araştırmaya katılan Yapı Kredi CEO’su Faik Açıkalın’ın araştırmanın ana eksenini oluşturan dijital dönüşüm ve rekabet konusundaki değerli görüşleri araştırmada doğrudan yer aldı: Açıkalın, “Geçmişte rekabet, bulunduğumuz sektörle sınırlıydı. Bankacılık sektörüne girmek yüksek maliyetli ve neredeyse imkansızdı. Ancak, dijital dinamikler giriş engellerini yıkıyor. Bu açıdan rakipler teknoloji şirketleri, telekomünikasyon, perakende, sosyal ağlar hatta start-up şirketler gibi çok farklı sektörlerden çıkabilir. Müşteriye, tüketiciye dokunan her sektör bence potansiyel bir rekabet noktası. Buradaki hikaye, bir – kendinizi ne kadar hazır ve çevik tutabildiğiniz; iki – hangi noktada rekabete gireceğinize, hangi noktada rekabeti koordine edeceğinize doğru karar vermeniz gereği.” sözleriyle ışık tuttu.
En iyimser CEO’lar Asya Pasifik’te
Bölgesel olarak sonuçları büyük farklılıklar gösteren araştırmaya göre küresel ekonomi konusunda en iyimser CEO’lar Asya Pasifik bölgesinde. Asya Pasifik bölgesindeki CEO’ların yüzde 45’i küresel ekonomide iyileşme bekliyor, onları yüzde 37 ile Ortadoğu ve Kuzey Amerika takip ediyor. Gelişmekte olan ekonomilerden Hindistan’da CEO’ların yüzde 59’u, Çin’de yüzde 46’sı, Meksika’da yüzde 42’si ekonomi konusunda iyimserken bu oran ABD’de yüzde 29’da, Almanya’da ise yüzde 33 oldu.
Türkiye’de CEO’ların yüzde 50’si küresel ekonomide iyileşme bekliyor. Buna paralel olarak Türkiye’deki CEO’ların tamamı önümüzdeki bir yılda şirketlerinin büyüme göstereceğinden çok emin olduğunu söylüyor. Kalan yüzde 50’lik kısım da büyüme göstereceklerinden emin.
Diğer ülkelere bakıldığında ise Hindistan daha iyimser CEO’ları ile öne çıkıyor. Hindistan’daki CEO’ların yüzde 62’si kısa vadeli büyüme ihtimalleri konusundaki güven düzeyi çok yüksek. Üst sıralarda yer alan diğer ülkeler ise yüzde 50 ile Meksika, yüzde 46 ile ABD, yüzde 43 ile Avustralya, yüzde 39 ile İngiltere ve Güney Afrika, yüzde 36 ile Çin, yüzde 35 ile Almanya ve yüzde 30 Brezilya olarak sıralanıyor. Güven düzeyi en düşük olan ülkeler arasında ise yüzde 23 ile Fransa, yüzde 22 ile Venezuela, yüzde 20 ile İtalya ve yüzde 17 ile Arjantin yer alıyor.
Listenin en alt sırasında ise Rusya bulunuyor. Geçen yıl en yüksek güven düzeyine sahip Rus CEO’ların oranı yüzde 53 iken bu oran 2015’te yüzde 16’ya geriledi.
PwC’nin araştırması, küresel ekonomide düşüşe işaret eden genel görünüme rağmen, CEO’ların kendi şirketlerinde gelir artışı yakalama konusunda inançlı olduklarını da ortaya koyuyor. Dünya genelindeki CEO’ların yüzde 39’u önümüzdeki 12 ay içinde kendi şirketlerindeki gelir artışı konusundaki güven düzeylerinin “çok yüksek” olduğunu belirtiyor.
Küresel ekonominin düşüşe işaret eden genel görünümüne rağmen CEO’lar kendi şirketlerindeki artış ihtimalleri konusundaki güvenlerini koruyorlar. Dünya genelindeki CEO’ların yüzde 39’u önümüzdeki 12 ay içinde kendi şirketlerindeki gelir artışı konusundaki güven düzeylerinin “çok yüksek” olduğunu belirtiyorlar.
ABD ilk defa Çin’in önüne geçti
CEO’lara göre ABD önümüzdeki 12 aylık dönemde büyüme için en önemli piyasa olarak öne çıkıyor. PwC’nin araştırmasına beş yıl önce eklenen “büyüme için en önemli piyasa” sorusunda ilk kez ABD Çin’in önüne geçti. Genele bakıldığında CEO’ların yüzde 38’i ABD’yi ilk üç yurtdışı büyüme piyasası arasında sıralarken, bu oran Çin için yüzde 34, Almanya için yüzde 19, İngiltere için yüzde 11 ve Brezilya için ise yüzde 10 olarak kaldı.
PwC Küresel CEO Araştırması’na göre CEO’lar, önümüzdeki on iki aylık süreçte şirketlerini güçlendirmek adına bir dizi iş stratejisini hayata geçireceklerini belirtiyor. Genel olarak bakıldığında, CEO’ların yüzde 71’i maliyetleri azaltacağını, yüzde 51’i stratejik ortaklıklara veya ortak girişimlere imza atacağını, yüzde 31’i bir iş süreci veya iş birimi için dış kaynak kullanımına gideceğini ifade ediyor. Yerel nitelikli birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştireceğini söyleyen CEO’ların oranı ise yüzde 23’ten yüzde 29’a yükseldi.
“CEO’lar temkinli olmayı sürdürüyor”
Davos’ta gerçekleştirilen toplantıda araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Küresel Başkanı Dennis M. Nally ise görüşlerini şöyle aktardı:
“Dünya ekonomik, politik ve sosyal açıdan büyük zorluklarla karşı karşıya. CEO’ların geneli dünya ekonomisinin yakın vadedeki görünümü ve kendi şirketlerinin büyüme ihtimalleri konusunda temkinli olmayı sürdürüyorlar. ABD gibi bazı olgun piyasalar yeniden ayağa kalkıyor gibi görünürken, Euro bölgesi gibi diğer bazı piyasalarda ise mücadele sürüyor. Gelişmekte olan bazı ekonomiler hızla büyümeyi sürdürürken, bazıları ise yavaşlıyor. Sürekli değişen bu piyasalarda büyümenin sürdürülmesi için doğru stratejik dengenin kurulması ise büyük bir zorluk olmayı sürdürüyor.”
“CEO’ların güven düzeyi, keskin düşüş gösteren ham petrol fiyatlarının bir sonucu olarak petrol üreten ülkelerde oldukça düşük. Örneğin Rus CEO’lar geçen yılın araştırmasında en yüksek güven düzeyini gösterirken, bu yılın araştırmasında en düşük güven düzeyini gösterdiler. Ortadoğu, Venezuela ve Nijerya’daki CEO’ların güven düzeylerinde de gerileme görüyoruz.”
Araştırmada öne çıkan diğer konular
CEO’lar en fazla hangi konularda endişe duyuyor?
Dünya çapında CEO’ların yüzde 78’inin dile getirdiği üzere, aşırı regülasyon, en fazla endişe duyulan konuların başında geliyor. Mevcut oran, geçen yıla göre altı puan artış gösterdi ve bu oranla, araştırma kapsamında şimdiye kadarki en yüksek değere ulaştı. Aşırı düzenleme konusunda en fazla endişe duyan ülkeler arasında yüzde 98 ile Arjantin, yüzde 96 ile Venezuela, yüzde 90 ile ABD, yüzde 90 ile Almanya, yüzde 87 ile İngiltere ve yüzde 85 ile Çin öne çıkıyor.
CEO’ların belirttiği diğer önemli endişe unsurları arasında, yüzde 73 ile yetenekli işgücüne erişim, yüzde 72 ile jeopolitik belirsizlik, yüzde 70 ile artan vergi yükü, yüzde 61 ile siber tehditler ve veri güvenliği eksikliği, yüzde 60 ile sosyal istikrarsızlık, yüzde 60 ile değişen tüketici davranışları ve yüzde 58 ile teknolojik değişimin hızı bulunuyor.
Hafif bir düşüşle yüzde 59’a ulaşan enerji maliyetleri istisnası dışında CEO’ların duyduğu endişeler, geçen yıla göre tüm alanlar için artış göstermiş durumda.
Türkiye’deki CEO’ların endişe gündeminin tepesinde ise yüzde 83 ile jeopolitik belirsizlik, yüzde 73 ile aşırı regülasyon ve yüzde 67 ile artan vergi yükü bulunuyor.
Rekabet ortamı
Dünya çapında CEO’ların üçte biri, şirketlerinin bir ya da daha fazla sayıda yeni sektöre yakın zaman önce giriş yaptığını veya geride bıraktığımız üç yıllık süreçte bu yeni sektörlere girmeyi düşündüğünü ifade ediyor. Ayrıca, CEO’ların yüzde 56’sı, önümüzdeki üç yıllık süreçte organizasyonların yeni sektörlerdeki rekabetinin giderek artacağına inanıyor. CEO’ların yüzde 32’si teknoloji, yüzde 19’u perakende, toptan dağıtım ve haberleşme, yüzde 6’sı eğlence ve medya sektörlerinden önemli bir rakibinin doğmakta olduğunu veya doğabileceğini düşünüyor.
Ayrıca, rekabet üstünlüğü sağlamak amacıyla CEO’ların yüzde 41’i tedarikçilerle, yüzde 32’si müşterilerle ve yüzde 32’si akademik çevre ile çalışarak ortak girişimlere, iş ortaklıklarına ve iş birliklerine başvuruyor. İş birliği yapmanın altında yatan en önemli nedenler arasında yeni müşterilere erişim, gelişen teknolojiler, yeni pazarlar ve inovasyon yer alıyor.
İklim değişikliği CEO’ların yüzde 6’sının önceliği
PwC Küresel CEO Araştırması’na katılan CEO’ların yüzde 67’si rekabetçi ve etkin bir vergi sisteminin sürdürülmesinin hükümetin en önemli önceliği olması gerektiği görüşünde. Fakat CEO’ların yalnızca yüzde 20’si, ülkelerinin böyle bir sistemi oluşturmada başarılı olduğu belirtiyor. Benzer şekilde, yetkin iş gücüne erişim, CEO’ların yüzde 60’ının oldukça üzerinde durduğu bir unsur fakat yalnızca yüzde 21’i ülkelerinde yeterli sayıda yetenekli çalışanın bulunduğunu ifade ediyor. CEO’lar açısından diğer hükümet öncelikleri, yüzde 49 ile fiziki altyapıyı, yüzde 29’u karşılanabilir sermayeyi ve yüzde 28’i dijital altyapıyı içeriyor. Önemli bir nokta olan iklim değişikliği riskinin azaltılması, CEO’ların sadece yüzde 6’sı tarafından öncelik olarak görülüyor.
Dijital çağ
Dijital teknolojinin ortaya çıkışı, şirketlerin çalışma şeklini tamamen değiştirirken geçen yıldaki yüzde 47’lik orana kıyasla bugün CEO’ların yüzde 58’i, teknolojik değişim hızı konusunda endişe duyuyor. CEO’ların yüzde 81’i şirketleri açısından en önemli unsur olarak mobil teknolojileri görüyor. Bunu, yüzde 80 ile veri madenciliği ve analizi, yüzde 78 ile siber güvenlik, yüzde 61 ile sosyal ağ erişimli iş süreçleri ve yüzde 60 bulut bilişim takip ediyor. Şirketler dijital teknolojilerden en fazla işletme verimi, veri ve veri analizleri ve müşteri deneyimi alanlarında yararlanıyor.
Yetenek çeşitliliği ve uyum yeteneği
PwC Küresel CEO Araştırması’na göre dünya çapında CEO’ların yarısı önümüzdeki 12 aylık süreçte çalışan sayısında artışa gideceğini dile getirirken, yüzde 21’i ise bu sayıda düşüş bekliyor, düşüş bekleyenlerin oranı geçen yılla neredeyse aynı oranda seyrediyor. Doğru çalışanları bulma zorluğuyla başa çıkmaya çalışırken CEO’ların yüzde 81’i daha kapsamlı yetenek arayışında olduklarını dile getiriyor. CEO’ların yürüttüğü organizasyonların yüzde 64’ünün bir çeşitlilik ve içerme stratejisi bulunuyor – buna karşın neredeyse üçte birinin böyle bir stratejisi mevcut değil. Ayrıca, bu tür stratejileri olan CEO’ların yüzde 85’i, söz konusu stratejilerin karlılığa olumlu etkide bulunduğunu belirtiyor.
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.