Genel Haberler
Tohumculuk sektörünün geleceği tartışıldı
Türkiye Tohumcular Birliği’nin (TÜRKTOB), Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyelerini Türkiye’deki tohumculuk sektörü konusunda bilgilendirdi.
Bursa Hilton Convention Center’da 3-4 Nisan 2015 tarihlerinde düzenlenen toplantının açılış konuşmalarını TÜRKTOB ve TSÜAB Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Gençer ile EGD Başkanı Celal Toprak yaptı.
TÜRKTOB Başkanı Yıldıray Gençer: Türkiye’de tohumculuk sektörünün tarihi 1839’a dayanıyor. 1923’ten 1980’e kadar devlet tekelinde olan sektör 80’den sonra özele açılıyor. 1980’ler 3 olan özel firma sayısı 2014 itibarıyla 660’a ulaştı. Firmaların, TÜRKTOB ve alt birliklerine üye olmaları zorunlu ve beyan ettikleri cirolarının yüzde 3’ünü birliğe ödüyorlar. Dünyada tohumculuk pazarı 45 milyar dolar. Türkiye, 1 milyar dolarlık ticaret hacmi ile ilk 10’da. 75’ten fazla ülkeye 150 milyon dolar tutarında ihracat, 200 milyon dolar da ithalat yapıyoruz. Sektörde, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 75’e varmak üzere…2002’de 145 bin ton sertifikalı tohum üretilirken 2014’te 776 bin ton üretir hale geldik. Bunda bakanlığın verdiği destekler etkili oldu. Tohumda doğru bilinen yanlışları sıralayan Gençer, bu konuda çok fazla şehir efsanesi olduğunu söyledi.
Dünya’da ve Türkiye’de Tohum Ticareti/Tayfur Çağlayan (Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği Genel Sekreteri ): Sektörün yurt içinde dışa kapalı kaldığında teknolojik olarak gelişmesi mümkün değil. Uluslararası alanda entegrasyon gerekli. Sorunlarımız var, basit sorunlarımız var. 1923’te tohumculuk sanayinin temelleri atıldı. Osmanlı döneminde yapılan çalışmalar da var. 1980’e kadar sektör devlet ağırlıklı gitti. 1961’de ilk özel şirket BETA kuruldu. 1963’te tohumculuk kanunu çıkarıldı. 2006’ya kadar yürülükte kaldı. 1978’de ikinci özel şirket MAY tohumculuk kuruldu. 1984’ten itibaren ithalata açıldı. Özel sektör 30 yıllık geçmişe sahip. Dünyada 150 yıllık geçmişi olan rakiplerle rekabet ediyoruz. Verilen sertifikalar uluslararası geçerliliğe sahip olmalı. Türkiye’de sadece tohumculuk sektöründe toplam 660 şirketten 17’si yabancı, 3’ü yerli ve yabancı ortaklı ve 640’ı yerli. 5553 sayılı tohumculuk kanunu yürürlükte. Sektör çok yoğun bir mevzuata sahip.
Ulusal ve Uluslararası Tohumculuk Mevzuatı/Kamil Yılmaz (BİSAB Yönetim Kurulu Üyesi) : Bir çeşidin pazarda satılabilmesi içintescil edilmesi gerekiyor. Domateste 800, buğdayda 200 çeşit var. Her buğday unluk olarak kullanılamaz. 1963’ten bu yana tescilli olmayan hibrit tohum ticareti yapılamaz. Dünyanın tüm orta gelişmiş ve gelişmiş ülkelerinde sertifikasyon sistemi var. Gıda güvenliği açısından önemli. 11 Nisan’da Türkiye Barolar Birliği ile tohumculukla ilgili davalara ilişkin bir araya geleceğiz. Ege’de kışlık, Trakya’da yazlık ürün ekemezsiniz. Buğday’da yüzde 85’in, Mısır’da yüzde 90’ın altında çimlenme asgari standarttır. Bunun altında olan tohumlar satılamaz. 1963’ten beri tohum sertifikasyonu yapılıyor.
GDO-Yrd. Doç. Dr. Necmi Beşer (TÜRKTOB Yönetim Kurulu Üyesi) : GDO; doğal süreçlerle elde edilmesi mümkün olmayan yeni özellikler kazandırılmış organizmadır. Tohumculukta GDO; bitki, hastalıklara ve zararlılara dayanıklı hale getiriliyor. Görünüş, besin değeri, işleme vs. için çeşitli amaçlarla yapılır. GDO olmadan önce ıslah melezleme ile yapılıyordu. Türler arasında melezmele vardır. Buğday kendi arasında melezlenir. Buğdayla domates melezlenemez. Ekmeklik buğday 12 bin yıl önce olan bir şey. 3 bin yıl öncesine ait kayıtlar var. GDO ile ise, böcek öldüren gen bitkiye aktarılabiliyor. Dünyada 170 milyon hetarlık alanda GDO’lu üretim yapılıyor. ABD, Arjantin, Brezilya, Hindistan, Çin vd. ülkelerde GDO üretimi yaygın. Arjantin’de soyanın yüzde 100’ü GDO’lu, ABD’de yüzde 90. Dünyada soya üretiminin yüzde 90’ı GDO’lu, Mısır’ın ise yüzde 60’ı…40 milyar dolarlık tohum pazarının 7-8 milyar dolarlık kısmı GDO’lu tohum. Türkiye’de GDO’lu üretim yapmak yasak.
Genel Haberler
E-ticaret, indirim rüzgârıyla coşacak
Markalar ve e-ticaret pazaryerleri Türkiye’de de artık bir gelenek haline gelen kasım indirimleri için hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Birçok marka ve pazaryeri tarafından kasım ayının geneline yayılan kampanyalar sayesinde internetten alışveriş hacminin 500 milyar lirayla aylık rekorunu yenilemesi bekleniyor.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, tüketicilerin her yıl kasım indirimlerini merakla beklediğini hatırlattı. Kasım ayının geneline yayılan inidirim kampanyalarının markalara ellerindeki stoku eritme, tüketicilere de ihtiyaçlarını uygun fiyata giderme imkânı sunduğuna dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:
“Alım gücü giderek zayıflayan tüketici, gıda dışındaki ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor. Enflasyonla mücadele için talebi kısmaya yönelik önlemlerin de etkisiyle temmuzdan bu yana üye markalarımızın büyük bölümünün adet satışlarında düşüş gözlemliyoruz. Dört aydır devam eden daralmaya kasımda “dur” demek istiyoruz. Belli ürün gruplarında yüzde 25’ten yüzde 70’e varan oranlarda indirimlerin yapılacağı kasım kampanyalarıyla birlikte hem fiziki mağazalara hem de e-ticaret pazaryerlerine büyük bir canlılık gelmesini bekliyoruz. Özellikle 11 Kasım’daki ‘bekarlar günü’ ve bu yıl 29 Kasım’a denk düşen “efsane cuma”da alışverişin en üst noktaya ulaşacağını öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre kasım, e-ticaret hacminin zirve yaptığı ay olarak öne çıkıyor. Örneğin Kasım 2023’te e-ticaret hacminin 12 aylık ortalamadan yüzde 50 fazla olduğu, yıllık toplam e-ticaretin yüzde 12,5’inin kasım ayında gerçekleştiği görülüyor. Geçen yıl “efsane cuma”ya denk düşen 24 Kasım e-ticaret hacminin en yüksek olduğu gün olarak dikkat çekiyor. “Efsane cuma”yı, bekarlar günü kampanyalarının yapıldığı 11 Kasım izliyor. Bu yıl da benzer bir tablonun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kasım kampanyalarında giyimden, beyaz eşyaya, elektronikten kozmetiğe her kategoride çok cazip indirimler oluyor. Temmuzdan bu yana hazır giyim, ayakkabı, elektronik ve küçük ev aleti markalarımızın adet satışlarında önemli düşüş gözlemliyoruz. Kasım ayında özellikle bu kategorilerde ciddi satış rakamlarına ulaşılacağını ve toplam e-ticaret hacminin 500 milyar lirayı aşarak rekor tazeleyeceğini tahmin ediyoruz. Talebin yüksek olmasına rağmen indirimler sayesinde kasımda da enflasyonla mücadeleye desteğimizi sürdüreceğiz.”
Sinan Öncel, tüketicileri özellikle internet üzerinden yapacakları alışverişlerde siber dolandırıcılara karşı uyanık olmaları konusunda uyardı. Öncel, tüketicilere alışverişlerini markanın ya da pazaryerinin resmi sitesinden yapmalarını, ödemelerini de gerekli güvenlik kontrollerini sağladıktan sonra gerçekleştirmelerini önerdi.
Genel Haberler
CarrefourSA, L’Etape Türkiye’de sporculara destek verdi
19-20 Ekim tarihlerinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Fransa Bisiklet Turu’nun amatör sporculara yönelik özel konsepti olan “L’Etape Türkiye by Tour de France”, 50’den fazla ülkeden yaklaşık 3000 bisikletçinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. CarrefourSA, etkinliğin tedarikçi sponsoru olarak, Yaşam için Doğrusu vizyonunu bir kez daha öne çıkardı.
CarrefourSA Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Melis Karatay Ebin, “Dünyanın en ikonik spor organizasyonlarından birinde CarrefourSA olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu dev etkinlikte, sporcularımıza yarış boyunca enerji vermek amacıyla su ve meyve ikramlarıyla destek sağladık. Lezzet Arası şeflerimiz ise yarış sonrasında sporcuların karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamak için özel ikramlarıyla alandaydı. CarrefourSA olarak önümüzdeki dönemlerde de sporu ve sporcuyu desteklemeye kararlıyız.” dedi.
Genel Haberler
EBRD ve A101, sürdürülebilir gelecek için güçlerini birleştiriyor
Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde 13.600’ü aşkın mağazasıyla hizmet veren A101, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yeşil dönüşüm projelerini desteklemek ve yeni mağaza yatırımlarını finanse etmek için 200 milyon ABD doları tutarında kredi aldı.
EBRD, Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden A101’e, sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek amacıyla 200 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Bu kredi, A101’in yeşil dönüşüm çalışmalarını hızlandırma ve yeni mağaza yatırımlarına katkı sunma amacıyla kullanılacak.
İki dilimden oluşan kredinin 100 milyon ABD doları tutarındaki kısmını EBRD taahhüt ederken, ikinci 100 milyon ABD doları tutarındaki dilim uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla sendikasyon şeklinde sağlanacak. İlk dilimde, EBRD, 82 milyon ABD doları tutarında finansman sağlarken, Finance in Motion 18 milyon ABD doları katkı sağlayacak.
Bu finansman aracılığıyla A101, Türkiye genelinde yeni mağaza ve depo açılışları, mevcut mağazaların modernizasyonu ve enerji verimlilik artışı doğrultusunda yenilenmesi ve güneş enerjisi panelleri kurulumuna yönelik orta vadeli yatırım planlarını finanse edecek.
Kredi sayesinde A101, enerji tüketimini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, güneş enerjisi ve kaynak verimliliği projeleri ile çevre dostu uygulamalarını güçlendirecek.
Türkiye perakende sektörü, ülke iş gücünün %12’sini istihdam eden önemli bir sektör olmasına rağmen, özellikle depremden etkilenen bölgelerde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. A101, bu bölgelerde perakende çalışanlarının teknik becerilerini geliştirmek ve iş gücünün gelişimini desteklemek amacıyla iki büyük eğitim programı başlatacak. Programların bir diğer önemli amacı ise, ülke genelindeki personelin becerilerini artırmak olarak öne çıkıyor. Eğitim programlarına katılarak işe alınan kişilerin %60’ını kadın çalışanlar oluşturacak ve bu sayede kadınların iş gücüne katılımı ve ekonomik güçlenmesi desteklenecek.
EBRD Gıda ve Tarım İşletmeleri Bölge Başkanı Wojtek Boniaszczuk, projeyle ilgili olarak; “A101 ile bu önemli projede çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. A101’in çevre dostu operasyonlara doğru attığı adımlar perakende sektörü için örnek teşkil edecek. Özellikle depremden etkilenen bölgelerde iş gücünü desteklemeyi amaçlayan bu yatırımın, bölgenin ekonomik toparlanmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Aydın Group CFO’su Osman Yılmaz ise şöyle konuştu: “EBRD ile yapmış olduğumuz bu stratejik iş birliğinden çok mutluyuz. Bu iş birliği sektördeki konumumuzu güçlendirecek olmasının yanı sıra, sürdürülebilir perakende operasyonlarına yaptığımız yatırımları da hızlandıracaktır. A101’in sektöründe inovasyonu ve sürdürülebilirliği teşvik etmeye kararlılığının da göstergesi olan bu iş birliği, yalnızca finansal istikrarımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş gücümüzü ve ekosistemimizi de güçlendirecektir.”
EBRD, 2009 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu özel sektörde olmak üzere 453 proje ve ticaret finansmanı limitleri aracılığıyla 20 milyar avrodan fazla yatırım gerçekleştirdi.