Firmalardan
‘Doğanın Hediyeleri’ paneli düzenlendi
İksir Resort Town Yaşam ve Tatil Kasabası’nda, ‘Doğanın Hediyeleri’ konulu panel geçtiğimiz günlerde düzenlendi.
Panele konuşmacı olarak, Kastamonu Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Adem Yavuz Sönmez, Kastamonu Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr. Canan Tanrısever, Kastamonu Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Prof.Dr. Naci Tüzemen, Kastamonu Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Yrd.Doç.Dr. Servet Kefi, Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Orman Botaniği Yrd.Doç.Dr. Kerim Güney, Kastamonu Doğa Fotoğrafçısı Ahmet Demirtaş katıldı. Paneli, Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, Daday Kaymakamı Aziz Kayabaşı, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, İksir Resort Town Yönetim Kurulu Başkanı İksir Aydın’ın aralarında bulunduğu, kamu, yerel yönetimler, iş dünyası, basın mensupları ve Dadaylılar izledi.
Panelin açılış konuşmasını yapan İksir Resort Town Yaşam ve Tatil Kasabası Yönetim Kurulu Başkanı İksir Aydın, şunları söyledi:
“Kastamonu ve Daday bölgesi, kültür varlığı, tarihi, gastronomisi, doğası, doğanın sunduklarıyla bir yaşam cenneti. İksir Resort Town tesisimiz ile Daday bölgesini turizme kazandırırken, yerli ve yabancı konuklarımıza ‘Yaşam İksir’i sunuyoruz. Kastamonu’ya son 3 yılda, 80 bin yerli, 4,500 yabancı misafirde artışı oldu. Sahip olduğumuz tarihi, kültürel ve doğal güzellikler açısından bu rakam yeterli değil. Hep birlikte, güçlerimizi birleştirerek, bölgemizde daha fazla turisti ağırlamak için çalışmaları hızlandırmalıyız. Daday’da bulunan İksir Resort Town’a yerli veya yabancı bir konuğumuz geldiğinde; bölgenin tarihi ve kültürel değerleri, yaylaları, mağaraları, şelaleleri, doğası, binicilik tesisiyle çok keyifli bir zaman geçiriyor. Buna doğal ürünlerle hazırlanan yöresel lezzetler ve konforlu konaklama da eklendiğinde, gelen misafirlerimiz mutlu anılarla ayrılıyor. İksir Resort Town olarak, bölgemizde fark yaratan girişimcilik rolümüzü devam ettireceğiz” dedi.
Çiftlik hayvanları, işletmeye sürekli gelir sağlar
Kastamonu Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Prof.Dr. Naci Tüzemen, şunları söyledi:
“Çiftlik hayvanları, yıl boyunca sürekli işletmeye gelir sağlar. Organik ürünlerin üretilmesinde de yararlı ve etkilidir. Ülkemizdeki çiftlik hayvanları; 1970’de 1 milyar sayısındayken, 2015’de 1,5 milyar seviyesine ulaşmıştır. Kanatlılarda bu rakam, 5 milyardan, 25 milyara çıkmıştır. Türkiye’nin esas olarak, 7 milyon ton olan süt üretimi de, 18 milyon ton olmuştur. Et üretiminde ise, 572 bin ton olan üretim, 2 milyon tona ulaşmıştır. Hayvan yetiştiriciliği meşakkatli bir iştir. Dünyada hayvan yetiştiriciliğine yüksek destekler sağlanırken, biz de sağlanan destekler yeterli değildir. Ayrıca ülkemizde ineklerin doğurganlığı dünya ortalamasının altındadır. Kastamonu ise, Türkiye ortalamasının altındadır. Doğurganlık artarsa, hem süt, hem et verimi alırız” dedi.
Kastamonu Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Yrd.Doç.Dr. Servet Kefi, şunları söyledi:
“Kastamonu, Çankırı, Sinop illerinin GSMH’dan aldığı payda, birinci sıradaki hizmet sektörünün ardından, %23 ile tarım sektörü geliyor. İstihdam açısından ise %48 tarım sektöründe çalışıyor. Öncelikle, Kastamonu ili coğrafi yapısına baktığımızda, %75 gibi büyük oranı dağlık ve ormanlıktır. Bu nedenle, ilin tarıma elverişli geniş arazileri yoktur. Araziler küçük, parçalı ve dağınıktır. Kastamonu’nun sadece %16’sı tarıma elverişli alandır. Tarıma elverişli bu alanında %73’de tarım yapılıyor. Nadas’a bırakılan topraklar da eklendiğinde, Kastamonu’daki tarım yapılabilir alanın %40’ı kullanılmıyor. Ormanlık ve dağlık olması nedeniyle tarım arazileri çok dağınık. Tarımsal işletmeler, küçük ölçekli aile işletmeleridir. Gelir getiren üretim zorlaşıyor, verimlilik düşüyor, İnsan işgücüne dayalı olduğu için de maliyetler yükseliyor. Kastamonu da üretimi yapılan, buğday, mısır, pirinç verimi, Türkiye ortalamasının altındadır. Eğer organik üretim yapılırsa, İstanbul ve Ankara’dan yoğun talep alınacaktır. Bir de coğrafi işaretli Siyez bulguruna yoğun talep olabilecektir. Taşköprü Sarımsağı coğrafi işareti aldı. Taşköprü sarımsağının, selenyum demir ve kükürt yükseltir. 2014- 2023 için hazırlanan bir plan vardır. Potansiyeli değere dönüştüren ekonomi hedefleniyor. Üretici birlikler olarak destek alınabilir. Örneğin, organik bulgur işleten varsa, desteğinizi Kuzka veriyor. İyi tarım uygulamaları destekleniyor” dedi.
Kastamonu Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Adem Yavuz Sönmez, şunları söyledi:
“Doğanın Kastamonu’ya verdiklerine bakınca; 130’a yakın kuş türü buradadır. Çok önemli derecede biyo-çeşitlilik bitkileri vardır. Yer üstü yer altı zenginlikleri, Kastamonu’da çok fazladır. Dünyada kültür balıkçılığı hızla büyüyor. Biz ise, su ürünleri açısından neredeyiz, buna bakmalıyız. Ancak, önemli planlamalarla bir yere varabiliriz. Su ürünleri yetiştirme önemlidir. Bunu, denizlerde üretim olarak algılamamak gerekiyor. Kastamonu’da yapılan kültür balıkçılığında sıkıntı var ve 12 tesiste reel üretim 100 tonu geçmiyor. Oldukça düşük. Günümüz teknolojisinden uzak. Kastamonu’da yıllık 3 bin ton sofralık balık üretilebilir. Bazı bölgeler ile çalışmalar devam ediyor. Kastamonu ili, iç sularda en uygun olarak, yavru üretimi potansiyeline sahip. Bölge, yavru kaynağı olabilir. Yılda 30 milyon yavru üretilebilir. Üretimdeki büyük tesisler, yavru ihtiyacını karşılar. Yavrular, kaynak sularında üretilmelidir. Böylece Kastamonu ekonomisine yılda 17 milyon TL ek bir gelir sağlanabilir. Mesela, Spirulina (suda yaşayan ve yetişen mavi yeşil algler grubundan bir tür su yosunu) üretimi konusunda Daday’da projemiz bulunuyor. Tabi bir de Daday’a tatile gelenler için, sportif balıkçılık planlanıyor. Daday’da sportif balıkçılık için çalışmalar devam ediyor” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.