Firmalardan
Saray, markasına Turqualıty ile güç kattı
1987 yılında gerçekleştirdiği ilk ihracatının ardından bugün 110’u aşkın ülkede faaliyetlerini sürdüren Saray Bisküvi, Turquality ile birlikte hedef büyüttü.
Türkiye’den dünya markası çıkarma vizyonu ile kurulan Turquality teşvik programının en yeni üyelerinden biri de atıştırmalık pazarının güçlü oyuncularından Saray Bisküvi oldu. Bisküvi, gofret, çikolata, kek, kraker ve şekerleme kategorilerinde tüketiciye sunduğu yenilikçi ve güçlü ürün gamıyla dünya genelinde 110’u aşkın ülkeye ürünlerini ulaştıran Saray, Turquality ile yurt dışında markalaşma ve ihracat konularında atağa geçmeye hazırlanıyor.
Dünyada ilk defa bir devletin, sınırları içindeki markalarını yurt dışına açılım ve sürdürülebilir büyüme anlamında desteklediği proje olan Turquality programı; firmaları kurumsal, finansal ve operasyonel anlamda geliştiren, vizyon sahibi yapan bir markalaşma destek platformu olarak konumlanıyor. 11 yıllık bir geçmişi olan Turquality programına kabul edilen 111 firmadan biri olan Saray, mevcut markasını ve kurumsal alt yapısını güçlendirerek yurt içi ve yurt dışı pazarlarda daha da aktif olacak. Turquality kapsamında oluşturulan program dahilinde Saray markası ile yurt dışı fırsatları arasında bir köprü kuracak çalışmalara hız veren Saray Bisküvi’nin hedefi bir dünya markası olmak.
Sahip oldukları profesyonel çalışma kadrosu, güçlü, etkin üretim ve dağıtım ağı, sürdürülebilir iş modeli ve kurumsal yapısıyla Turquality programına katılmaya hak kazandıklarının altını çizen Saray Bisküvi Genel Müdürü Ramazan Sümer; “Saray Holding, 1961 yılında bir aile şirketi olarak kuruldu. 1987 yılında tescil ettirdiğimiz Saray markamızı bugün oldukça iyi bir noktaya taşımış bulunmaktayız. Saray Bisküvi olarak güçlü, dinamik ve yenilikçi olmayı ön planda tutan, güven veren bir dünya şirketi olma vizyonu ile Saray markalı ürünlerle bugün 110’u aşkın ülkede her gün milyonlarca insana ulaşıyoruz. Türkiye atıştırmalık pazarının önemli oyuncularından biri olarak adımızı, ürünlerimizi çok daha fazla ülkede duyurmayı ve tüketicilerle buluşmayı arzu ediyoruz. Bu anlamda dünyanın ilk ve tek devlet destekli marka geliştirme programı Turquality’nin, Saray markasına katacağı güç konusunda oldukça heyecanlıyız. Bugün ekonomisi gittikçe güçlenen bir sanayi ve üretim ülkesi haline gelen Türkiye’nin 500 milyar Dolarlık 2023 yılı ihracat hedefine ulaşmasında biz de payımıza düşen görevi yerine getirmek için hazırız. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalarla çatısı altında olmaya hak kazandığımız Turquality’nin vizyonu ile yurt dışında kendimize yeni fırsatlar yaratmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.