Firmalardan
Kaysüt’te hedef global marka olmak
İSO’nun ilk 500 büyük sanayi kuruluşu içinde 292. sıraya yükselerek büyük bir başarıya imza atan Kaysüt, bir yandan ürün çeşitlerini artırırken, diğer yandan da marka yatırımları ile tanıtım atağında yeni bir dönem başlattı.
Kaysüt marka yatırımları ile aynı zamanda global bir marka yaratmayı hedefliyor. Türkiye’de KOBİ’ler her türlü olumsuzluklara rağmen mucizeler yaratıyor. Küresel kriz nedeniyle uluslar arası şirketler içe kapanırken, rekabet gücü kazanan Türk KOBİ’leri küresel krize aldırmadan yatırımlarına devam ediyor. Türk KOBİ’lerinin yazdığı ulusal başarı öykülerinin önde gelen isimlerinden Kaysüt, yerel bir markadan ulusal bir markaya dönüşürken bu başarıyla da yetinmeyerek gözünü yurt dışına çevirdi.
Kay Süt Yönetim Kurulu Üyesi Emine Ayhan, sadece yurt içi değil, yurtdışın da da önemli açılım sağladıklarını ve Ortadoğu’ya da ihracat yapmaya başladıklarını kaydetti.
Ayhan, “Amacımız yeni peynir gruplarımızla tüketiciye sağlıklı ve lezzetli süt ve süt ürünleri sunmak. Kısa sürede çalışmalarımızı hızlandırıp global bir marka olma yolunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Uluslar arası bir marka olma hedefine emin adımlarla ilerliyoruz” şeklinde konuştu.
Araştıran, titiz ve işini seven iyi bir ekibimiz var diyen Emine Ayhan, “Bu da bize büyük bir hız kazandırıyor. İşimizi ve sektörümüzü seviyoruz. Önce anne sütü, sonra Kaysüt sloganı ile yola çıktık ve daha yolun başındayız. Bizi izlemeye devam edin” diyerek yeni ilklerin müjdesini verdi.
Emine Ayhan, Ar ge ve inovasyon gibi yenilikçi anlayışa önem verdiklerini dile getirerek, “Biz Kaysüt olarak olanı değil, daima yenilikleri takip eden yapımızla tanınıyoruz. Hayal olan birçok şey bugün Kaysüt gerçeği olarak insanların hizmetine sunulmuştur. Türkiye’de ilk kez UHT Yarım yağlı sütü biz piyasaya sürdük. Keçi sütü ise sektörde devrim yaratacak bir ilk olduğuna inanıyorum. 125 mililitrelik çocuklara özel ‘Aromalı Süt’ü de sadece biz tüketiciye sunduk” diye konuştu.
Emine Ayhan, faydaları yeterince bilinmeyen Keçi sütünün çok üstün özellikleri olduğu için bu alanda yatırım yaptıklarını, şimdi ise bu ürünü ülke çapında yaygınlaştırmak istediklerini belirtti.
İSO’nun ilk 500 büyük sanayi kuruluşu içinde 292. sıraya yükselerek büyük bir başarıya imza atan Kaysüt, bir yandan ürün çeşitlerini artırırken, diğer yandan da marka yatırımları ile tanıtım atağında yeni bir dönem başlattı. Kaysüt marka yatırımları ile aynı zamanda global bir marka yaratmayı hedefliyor.
Türkiye’de KOBİ’ler her türlü olumsuzluklara rağmen mucizeler yaratıyor. Küresel kriz nedeniyle uluslar arası şirketler içe kapanırken, rekabet gücü kazanan Türk KOBİ’leri küresel krize aldırmadan yatırımlarına devam ediyor. Türk KOBİ’lerinin yazdığı ulusal başarı öykülerinin önde gelen isimlerinden Kaysüt, yerel bir markadan ulusal bir markaya dönüşürken bu başarıyla da yetinmeyerek gözünü yurt dışına çevirdi.
Kay Süt Yönetim Kurulu Üyesi Emine Ayhan, sadece yurt içi değil, yurtdışın da da önemli açılım sağladıklarını ve Ortadoğu’ya da ihracat yapmaya başladıklarını kaydetti.
Ayhan, “Amacımız yeni peynir gruplarımızla tüketiciye sağlıklı ve lezzetli süt ve süt ürünleri sunmak. Kısa sürede çalışmalarımızı hızlandırıp global bir marka olma yolunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Uluslar arası bir marka olma hedefine emin adımlarla ilerliyoruz” şeklinde konuştu.
Araştıran, titiz ve işini seven iyi bir ekibimiz var diyen Emine Ayhan, “Bu da bize büyük bir hız kazandırıyor. İşimizi ve sektörümüzü seviyoruz. Önce anne sütü, sonra Kaysüt sloganı ile yola çıktık ve daha yolun başındayız. Bizi izlemeye devam edin” diyerek yeni ilklerin müjdesini verdi.
Emine Ayhan, Ar ge ve inovasyon gibi yenilikçi anlayışa önem verdiklerini dile getirerek, “Biz Kaysüt olarak olanı değil, daima yenilikleri takip eden yapımızla tanınıyoruz. Hayal olan birçok şey bugün Kaysüt gerçeği olarak insanların hizmetine sunulmuştur. Türkiye’de ilk kez UHT Yarım yağlı sütü biz piyasaya sürdük. Keçi sütü ise sektörde devrim yaratacak bir ilk olduğuna inanıyorum. 125 mililitrelik çocuklara özel ‘Aromalı Süt’ü de sadece biz tüketiciye sunduk” diye konuştu.
Emine Ayhan, faydaları yeterince bilinmeyen Keçi sütünün çok üstün özellikleri olduğu için bu alanda yatırım yaptıklarını, şimdi ise bu ürünü ülke çapında yaygınlaştırmak istediklerini belirtti.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.