Firmalardan
Fatih Yüzbaşıoğlu: “Jel, su ve sabundan sonra en gözde hijyen aracı”
Son aylarda sayısı hızla artan antibakteriyel el temizleme jellerine ilgi giderek artıyor.
Hijyen sağlamada su ve sabundan sonra en çok tercih edilen ürün olan antibakteriyel el temizleme jellerinin, oluşan grip dalgaları nedeniyle tüketimi arttı.
Böylesine özel bir üründe sadece bilinen markalı ürünlerin kullanılması gerektiğini söyleyen Viking Temizlik Pazarlama İletişim Müdürü Fatih Yüzbaşıoğlu, sağlık ve hijyen bilinci olan gelişmiş ülkelerde çok uzun yıllardır jelin kişisel hijyeni sağlamada güvenle kullanıldığını söyledi. Viking Temizlik olarak yaklaşık 2 yıl önce antibakteriyel el temizleme jelini pazara sunduklarını ve o günden beri ürüne yönelik yoğun tanıtım çalışmaları yaptıklarını belirten Yüzbaşıoğlu, dermatolojik olarak kanıtlanmış testinden yüzde 99.9 bakteri öldürme etkisi raporlarına kadar yurt içi ve yurt dışı birçok kuruluştan belgelere sahip bir marka olduklarını söyledi. Yüzbaşıoğlu şöyle devam etti:
“Birçok firma bu pazara girme kararı aldı. Sadece 1-2 firma antibakteriyel jel üretimi gerçekleştirirken süreç sonunda jel üretimi yapan firma sayısı 3’ten 55’e yükseldi. Bununla birlikte birçok merdiven altı firma üretimler yaptı. İstenmeyen sonuçlar yaşadık. Zarar gören yine hakkıyla üretim yapan belgeli sektör üreticileri oldu.
Viking Temizlik olarak, 2 yıldır antibakteriyel jel ürün gamımızda yer alan bir üründür. Bu konuyla ilgili geldiğimiz nokta çok önemlidir. Bugün İngiltere, Hollanda, Fransa, Kuveyt, Irak, İran, Suudi Arabistan, Lübnan, Libya ve Dubai’ye kadar ürünlerimiz ilgili ülkenin market raflarında yer almaktadır. Birçok notaya ilk ürün olarak girdik. Bu seviyeye 2-3 ayda gelebilmek mümkün değildir.”
Söz konusu dönemde tüketicilerin temizlik konusundaki hassasiyetlerinin de arttığına dikkat çeken Yüzbaşıoğlu, pazarda yüzde 300’ün üzerinde bir büyüme gözlenirken, satışları en çok tetikleyen faktörün, uzmanların yapmış olduğu tavsiyeler olduğunu söyledi. Geçtiğimiz yıl sonu itibariyle antibakteriyel jel sektör büyüklüğünün 1 milyon dolar civarında gerçekleştiğini belirten Fatih Yüzbaşıoğlu, pazarın yüzde 70 büyüdüğünü söyledi ve geleceğin ürünlerinin de hijyen sağlayan ürünler olacağını belirtti.
Firmalardan
Efor Çay, Türk çayını dünya ile buluşturuyor
Efor Çay, Türk çayını dünya gastronomisi ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye ile dünya gastronomisi arasında bir köprü görevi gören Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, “Legacy & Menu” temasıyla 9. kez kapılarını açacak. Efor Çay, fuarda lezzet ve kaliteye önem veren konaklama ve ağırlama sektörüne ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak.
Efor Çay Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akkuş konu ile ilgili açıklaması: “Efor Çay olarak Türk çayının lezzetini, doğallığını ve yüksek kalitesini dünya gastronomisi ile buluşturmayı önemsiyoruz. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı’nda yer alarak Türk çayının, dünyada eşsiz bir yere sahip olmasını hedefliyoruz. Bu etkinlik, çayımızı sektöre tanıtmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için de önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.
Firmalardan
Seluz, PLAT Zirvesi’ne sponsor oldu
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan Private Label Zirvesi’nde Seluz, Platin Sponsor olarak yer alacak.
9.Private Label Zirvesi, 4 Aralık 2024, Crowne Plaza, Pendik adresinde gerçekleşecek. Ülkemizin önde gelen Hızlı Tüketim Ürünleri sanayici ve tedarikçilerinden oluşan PLAT Derneği Üyeleri, ulusal ve yerel perakende zincirleri yöneticileriyle, 9. Private Label Zirvesi’nde bir araya gelecekler. Sektöre yön veren değerli konuşmacılar, fark yaratan ve ilham veren içerikler, hepsi 9. Private Label Zirvesi’nde yer alacaklar.
Son bir yılda sektörde yaşananları, gelecekten beklentileri, sektörümüzdeki fırsatları ve yeniliklerin hepsi, 9. Private Label Zirvesi’nde konuşulacak.
Firmalardan
Hafız Mustafa 1864, çalışanlarına cirodan pay veriyor
1864 yılından bu yana süregelen bir mirası temsil eden Hafız Mustafa 1864, geleneksel Türk tatlılarının lezzetini korurken aynı zamanda dünya mutfağındaki trendleri yakından takip ediyor. Londra ve Dubai gibi metropollerde açılan mağazalarla, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir yanına taşıyan marka, Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin de bir elçisi olarak rol oynuyor.
Şirket, çalışanlarını sadece birer iş gücü olarak değil, markanın büyümesine katkı sağlayan değerli ortaklar olarak görüyor. Böylece Hafız Mustafa 1864 bünyesinde çalışanların motivasyonu artarken, şirketin de uzun vadeli başarısı güvence altına alınıyor.
Son yıllarda iş dünyasında “en iyi işveren” olma yarışı hız kazanırken, 1.500 çalışanı bulunan Hafız Mustafa 1864, kariyer basamaklarını yetenek, tecrübe ve eğitim düzeyine göre şekillendiriyor. Çalışanlar, kariyerlerinde ilerledikçe ve eğitimlerine katkıda bulundukça cirodan pay alma hakkı kazanıyorlar. Özellikle üniversite mezunu olmak ve İngilizce bilmek, ortaklık sisteminde alınacak payı belirleyen en önemli kriterler arasında yer alıyor.
“Bizim için başarı, sadece ürün kalitesiyle sınırlı değil. Çalışanlarımıza sunduğumuz fırsatlar ve onların kariyer yolculuklarında yanlarında durmamız, bizi farklı kılan en önemli etkenlerden biri” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Eren Ongurlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her çalışanımızın gelişimi bizim için öncelik taşıyor, çünkü onların başarısı bizim başarımızdır. Başarımız, çalışanlarımıza verdiğimiz değerden kaynaklanıyor. Her bir çalışanımızın gelişimini önemsiyor ve onlara kariyerlerinde sürekli yeni fırsatlar sunuyoruz. Londra’daki şubemizde çalışan 60 yaşındaki baklava ustamız, bu sistem sayesinde İngilizce öğrenip kendini geliştirme fırsatı buldu,” diyerek bu yaklaşımın Hafız Mustafa 1864’ü iş dünyasında farklı bir noktaya taşıdığını vurguluyor.